TASARIM DÜNYASININ YENİ MERKEZİ

Tasarım ve mekân çözüm merkezi olarak kurgulanan, tasarım dünyasına yeni bir soluk getirecek Terminal, Beylerbeyi’nde 15 Nisan‘da açılıyor.

Terminal, Akın Nalça ve tasarım ekibinin yıllardır sürdürdüğü atölye geleneğiyle, aynı dili konuşan geniş bir ürün ailesinin biraraya gelmesi ile oluşan bir tasarım merkezi. Terminal, mekân çözümleri konusunda fark yaratan birçok markayı ve tasarım hizmetini bir arada sunarak, tasarımcıların, mimarların ve işverenlerin çözüm ortağı olmayı hedefliyor.

Özgün fikirler ve yaratıcı tasarımlar için yeni ufuklar açan dinamizme ve tüm donanımlara sahip olan Terminal, tasarımcının hayal gücünü harekete geçirmeyi amaç edindi. Tasarımcılar, fikirlerine ışık tutmak için Terminal ekibinin bir parçası olarak bu dinamizmin içinde yer alabiliyorlar.

Terminal’in içinde bulunan “Platform” adlı showroom’da pek çok öncü markayı ve farklılık taşıyan yenilikleri bir arada görmek mümkün. Ürünlerin yanı sıra sergilenen sistemlerle, yeni ürünler ve farklı kombinasyonlar kurulmasını sağlayabiliyor. Bu oluşumun bir parçası olan showroom aynı zamanda Terminal ofisinin parçası olarak düşünüldü. Ayrıca binadan bağımsız dış mekanda tasarlanmış “Container” ise yeni malzemelerin kullanıcı ve tasarımcılarla buluştuğu çağdaş bir malzeme kütüphanesi olarak geliştirilmiş.

Sergilemelerde ürün ve hedef kitle arasındaki iletişimi maksimum performans ile yerine getirecek pek çok ürün ve sistemi barındıran Terminal, aynı zamanda kullandığı sistemler ile ofis içi planlamada çalışma ortamının verimliliğini ve konfor düzeyini artıracak ergonomik çözümler sunuyor.

Endüstri yapılarından ofis mekânlarına; fuar standı, mağaza, showroom, banka ve hastanelerden sosyal tesislere, tüm yaşam alanlarının gereksinimini karşılayabilecek mekân sistemleri, özel ürünler ve çözümler sunan Terminal, mekân tasarım sürecinde dinamik tasarım ekibinin vereceği destek ile bir “başlangıç noktası” niteliği taşıyor.

Terminal Çatısı Altındaki Markalar

Burkhardt Leitner Constructiv; modüler mekân sistemlerinde dünya öncüsü olan marka, göçerlerin çadırı gibi “taşınabilir” mimarinin arketiplerinden yola çıkarak mekan çözümleri geliştiriyor.

Akın Nalça, ürün geliştirmeden mekân çözümüne her ölçekte tasarım sorumluluğunu üstlenen, var olan mekân sistemlerini farklı bir boyuta taşıyacak yeni önermelerde de bulunabilen bir yapıya sahiptir. Kendi tasarımı olan iki yeni mekân ve sergileme sistemi olan Planner ve Slimpan ile birlikte ofis masası ve Pon tavan sistemini de sunuyor.

Alu; iletişim ve hazır giyim sektörünün dünya çapında markaları için yaptığı uygulamalarla başarısı kanıtlanmış mağaza çözümleri sunuyor.

Molo; kâğıt, tekstil ve kraft gibi malzemelerin yenilikçi bir yöntemle mekan bölümleyici ve tamamlayıcı ürünlere dönüştüğü petek strüktürler öneriyor.

Wogg; çokyönlü kullanıma yönelik tasarlanan raf sistemi, hafif tablalı katlanır masalar, silindirik modüllere indirgenen dolap üniteleri sunuyor.

Expand; hafif, hızlı uygulanan, katlanabilir, bol ürün seçenekli, dayanıklı, kolay taşınabilir ve esnek sergi sistemleri sunuyor.

Frankeurope; vitrin sistemlerinde farklı material ve kalınlıklarda panellerin basit bir yolla birleştirilmesini sağlıyor.

Rosso; tavan ya da dikey yüzeylere monte edilebilen ürünler, akustik mekân bölümleyici olarak kullanılabiliyor.

Inflate; kısa sürede etkileyici ortamlar yaratabilen, hızla kurulup taşınabildiği için ürün lansmanları, marka tanıtım organizasyonları, partiler ve tanıtım etkinlikleri için hızlı ve pratik bir çözüm getiriyor.

Atelier Alinea; yenilikçi mobilya konseptleri geliştirmeye ve farklı tasarımcıların imzasını taşıyan bu konseptleri uygulamaya odaklanan Atelier Alinea, ofis ve yaşam alanları için çözümler geliştiriyor.

GERÇEK BİR VİLLA VE DAHA FAZLASI…

Koreli mimar Hyunjoon Yoo, Bukhan Nehri yanında bir ev tasarımı gerçekleştirdi. Floating House (Yüzen Ev) isimli ev nehrin güzelliğini ve çevre manzarayı rahatlıkla görebilecek şekilde tasarlanmış. Zeminden belli bir yüksekliğe göre inşa edilmesi manzara ve nehri görebilmesi açısından uygun görülmüş.

Siyah beton tabaka ile evin ve teras katının etrafı kaplanmış. Ana binanın dışında bir de gelen konuklar ve misafirler için ayrı bir bina evin hemen yakınında planlanmış. Bukhan Nehri’e bakan ev doğayla bir uyum için olması asıl amaç olmuş. Evin sahibi mimari tasarım aşamasında evin, Kore tarzına uygun olarak planlanmasını istemiş.

Nehre belli bir yükseklikten bakan ev, Feng Shui uzmanları tarafından da fikir alınarak uygun yaşam alanları tasarlandı. Ev içinde; çalışma alanı, barbekü köşesi ve evin sahibi olan ellili ve altmışlı yaşlardaki çiftin ara sıra gelip kalabilecekleri kızlarına bir misafirhane olması istenmiş. Ayrıca yine ziyarete gelen torunları için ise de oyun alanı, geniş bir avlu ve yüzme havuzu da düşünülmüş.

Evin alt katında bulunan geniş avludan da muhteşem nehir manzarası seyredilebiliyor. Bunun için bahçenin nehre bakan kısmına sadece ince bir çit çekilmiş. Evin alt kısmı hem avlu amaçlı tasarlanmış hem de misafir evinden de nehir rahatlıkla görülmesi için düşünülmüş. Ayrıca evin çatı katındaki yeşil terastan da manzara en güzel hali ile seyredilebiliyor. Sonuç olarak sürekli görülmek istenen manzara evin ve bahçenin her alanından seyredilebiliyor.

Evin etrafını çevreleyen 1 metre genişliğindeki balkon evin içindeki yaşam alanlarından dışarı açılan bir kaçamak alanı gibi. Siyah beton muhteşem bir hava yaratmış. Geleneksel Kore stilini ve tarzını yansıtan fayanslar da evin en büyük tamamlayıcısı olmuş…

BİR DE SEN TASARLA FİNALİSTLERİNE EĞİTİM VEREN TASARIMCI!

7. Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması‘nda ön elemeyi geçen ilk 50 öğrenciye aralarında Arzu Kaprol’un da yer aldığı tasarımcılar ve akademisyenlerden “Özel Eğitim Semineri” verildi.

Zorlu Tekstil markası olan TAÇ tarafından bu yıl yedincisi düzenlenen ” Taç Bir De Sen Tasarla Yarışması”nın birinci değerlendirme aşamasında ilk 50’ye kalan öğrencilere 2 günlük özel eğitim semineri düzenlendi. Sektörün deneyimli uzmanlarının katılımıyla 10 – 11 Nisan tarihleri arasında gerçekleşen eğitim seminerine farklı bölümlerden 11 üniversitenin genç tasarımcılarını bir araya getirdi.

Bu yıl yarışmaya toplam 37 üniversiteden 663 eser başvurdu. 663 eser arasından birinci değerlendirme sonucunda ilk 50’ye kalan proje sahiplerine; sektör hakkında gelişmeleri aktarmak, dünyadaki trendler hakkında bilgi vermek ve bir ev teksiti ürünün oluşumundan satışına kadar hangi aşamalardan geçtiğini kapsamlı bir şekilde göstermek amacıyla özel eğitim semineri düzenlendi.

Vedat Aydin Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın’ın ev sahipliğinde düzenlenen eğitim seminerine başta ünlü moda tasarımcısı Arzu Kaprol olmak üzere, Peclers Trend Ajansından Cecile Rosentrauch, Mimar Sinan Üniversitesi öğretim üyesi Gaye Kırlıdökme Belen, Zorlu Tekstil AR-Ge Departmanın’dan Çiğdem Solak ve Hüseyin Yaman, Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi Mustafa Uyal ve Zorluteks yöneticileri katıldı.

İlk gün Zorlu Oditoryumunda gerçekleşen eğitim seminerinde açılış konuşmasını yapan Zorlu Tekstil Grubu Başkanı Vedat Aydın, genç tasarımcılarla birlikte olmanın Zorlu Tekstil adına ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Vedat Aydın gençlere Türkiye’deki tekstil sektörünün ne durumda olduğunu, bu sektör içinde ev tekstilinin yerini ve önemini belirtirken, Zorlu Tekstil Grubun neler yaptığına ve nasıl çalıştığına değindi.

 

NİCOLLETİ ASSOCİATİ’DEN,ÖDÜLLÜ TASARIM

Okyanusta büyük bir fuar merkezi tasarımı gerçekleştirildi. Bu devasa yapının tasarımını Nicoletti Associati gerçekleştirmiştir.

Yeosu Expo isimli yapı büyük bir mavi balina formlarında tasarlanmış. Yeosu Expo ve okyanus tema olarak da birbirlerine çok uyum sağlayacak şekilde tasarlanmış.

Projede okyanus kıyılarının ve ekosistemin nasıl tehlikede olabileceğine dikkat çekiliyor. Çok basit ama güçlü bir mecazi ilişki projede sağlanmış. Sergi alanı da pratik ve oldukça kullanışlı bir yapıya sahip.

MİMAR VE İÇ MİMARLARIN BULUŞTUĞU SERGİ

Türkiye’nin ünlü mimar ve iç mimarları, Eczacıbaşı Yapı Ürünleri Grubu kuruluşlarından VitrA Karo için, yeni mekan çözümleri ve farklı kullanım alanları tasarladı. Ünlü mimarların ve ofislerinin, VitrA Karo’nun mozaikten havuzlarda kullanılan tamamlayıcı parçalara kadar uzanan geniş ürün gamıyla tasarladıkları farklı ve yaratıcı uygulamalar, Sadık Karamustafa’nın küratörlüğünde “Tasarımın Karokökü” sergisinde buluştu. Tasarımı Karamustafa Tasarım tarafından gerçekleştirilen serginin açılışına; projede yer alan mimar ve iç mimarlar ile tasarım dünyasının önde gelen isimleri katıldı.

Bir teknolojik ürün olan karonun, tasarımın süzgecinden geçip nihai ürün olarak gelişimine tanıklık etmek amacıyla düzenlenen sergi için, Türkiye’nin önde gelen mimar, iç mimar ve tasarım grubundan, VitrA karoyu kullanarak nesneler ya da mekanlar tasarlamaları istendi. Davet edilen mimar ve iç mimarlar; havuz karosundan bar ünitesi, ahşap dokulu seramik karodan baza ve yatak başı, cam karodan aydınlatma ünitesi, yer karosundan oturma ünitesi ve rahle, mozaik karodan organik formlar üretmek gibi yaratıcı ve etkileyici çalışmalara imza atarak, sergiyi tasarım şölenine dönüştürdü.

Sergiyle ilgili bilgi veren VitrA Karo Genel Müdürü Zeki Şafak Ozan, “VitrA Karo olarak, dünyadaki moda akımlarından ve yeni yaşam alışkanlıklarından yola çıkarak hazırladığımız koleksiyonlarla, boyutları 1×1 cm ile 60×120 cm arasında değişen seramik ve porselen karo çeşitlerimizle mimarlar ve iç mimarlar için farklı kullanım alanlarına yönelik komple çözümler sunuyoruz. Türkiye’de çok önemli projelere imza attığımız mimarlık ve tasarım ofislerinin bir bölümü ile geliştirdiğimiz bu proje bizi çok heyecanlandırdı. Karamustafa Tasarım ofisinin çok başarılı bir kürasyonla bir araya getirdiği mekan ve objelerde, sergide de görülebileceği gibi, yaratıcılık ve inovasyonda sınır yok. VitrA Karo olarak projeye emek veren herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.

 

HADİD,OLİMPİYATLARI DA BOŞ GEÇMEDİ!!!

Zaha Hadid Londra’da Aquatic Centre projesinin çatı tasarımını gerçekleştirdi. Merkezin isminden esinlenilerek çatının tasarımı gerçekleştirilmiştir. Yapım aşamasında olan çatı, karmaşık görünen formlarıyla tamamlanmayı bekliyor. Çelik çatı yaklaşık 2.800 ton ağırlığında 160 metre uzunluğunda ve 90 metre genişliğinde.

Sıradan binaların aksine üç beton sütun üzerine göre pozisyonlandırılmış. Daha sonra çatı ahşap ve alüminyum malzemeler ile kaplanarak son halini almaya başlayacak. 2012 olimpiyatları için hazırlanan merkezin 2011 yılında tamamlanması bekleniyor.

İŞLEVİNE YAKIŞIR TASARIMDA,SANAT MERKEZİ

Han Nehri’nin güney kıyısında Gimpo Sanat Merkezi tasarımı gerçekleştirildi. G. Lab, kentin çağdaş ve tarihsel dokusunu tasarımına yansıttı. Sanat merkezinin doğu tarafında, bir çok yaya yolu kullanılmış. Bu yollar sayesinde halkın sanat ile iç içe olması ve birleşmesi amaçlanmış.

Estetik bir mimariye sahip olan sanat merkezi toprak, dal ve ağaç figürleri kullanılarak mimari tasarımı oluşturulmuş. Işık ve gölge oyunları ile de görsel bir şölen yaratılmış.

MUDAC’TA Kİ GURURUMUZ TASARIMCI ,MERİÇ KARA

Genç tasarımcı Meriç Kara “Nature in a Kit” sergisi kapsamında dünyaca ünlü tasarımcıların eserlerinin sergileneceği İsviçre’nin Lozan şehrindeki mudac’a (Musee de design et d’arts appliques contemporains / Tasarım ve Uygulamalı Sanat Müzesi) konuk oluyor. 24 Haziran ile 29 Eylül arasında İsviçre’nin Lozan şehrinde mudac’ta sergilenecek “Nature in A Kit” sergisinde yer alacak Meriç Kara’nın “Blockcrack” ve “Shirtvase” adlı ürünleri, Andrea Branzi, Ron Arad ve Konstantin Grcic gibi dünyaca ünlü tasarımcıların çalışmalarının yanında sergilenecek. Kara’nın Fabrica’da bulunduğu dönemde kişisel proje olarak geliştirdiği ürünler, ‘Nature in a Kit’ sergisi için özel olarak üretildi.

Küratörlüğünü Claire Favre Maxwell ve Susanne Hilpert Stuber yürüttüğü sergi konuk ettiği sanatçılar ve eserleri ile modern dünyada doğaya olan yaklaşım ve algıyı tekrar ele alıyor: Doğadan alınan ilham ile tasarlanan objelerin ne kadarı kaynakları ile bağlantılı, ne kadar hayali bir gerçekçiliği yansıtıyor? Tekrar tasarlanan doğa özünden bir şey kaybediyor mu, hayallerimizde şekillenmiş olarak kafamızdaki saf sembolizminden ne kadar uzaklaşıyor? mudac bu ve benzer soruları toplam 400m2’lik sergi alanında, 2 ana bölümde irdeliyor:

Nature and its double bölümünde Matter / Materials (Malzeme / Maddeler) , Imitiation / Evocation (İmitasyon / Çağrışım) ve The Forest ( Orman) temaları; Green floor (Yeşil Kat) bölümünde Nature Re-composed (Tekrar tasarlanmış doğa ), Nature constrained (sıkıştırlmış doğa) ve bugs (böcekler) temaları işleniyor.

Meriç Kara “Blockcrack” projesinde beton malzemeyi asıl amacına ters bir çizgide doğayı misafir edebilecek bir medyum olarak kullanıyor. Masif bir küp şekline getirilmiş endüstriyel inşaat betonu, küçücük bir çatlak ile doğanın yerleşip yeşermesine olanak sunan bir mini-eko sisteme dönüşüyor.

Tasarımcının “Shirtvase” isimli ürününün altında ise, doğal ortamından alındığında kısa bir sürede kuruyup yok olma tehlikesi geçiren bitki ve çiçeklere taşınabilir bir yaşam alanı yaratma fikri yatıyor. Yakaya tutturulabilen iğne-vazo “Shirtvase” insanın doğaya verdiği hasarı belli bir ölçüde geciktirmeye yarıyor.

 

DÜNYAYI SALLAYAN OYUN PARKI

2010’da açıldığında dünyanın en büyük iç mekan eğlence parkı ve gelmiş geçmiş ilk Ferrari eğlence parkı olacak park içinde Formula 1 Abu Dhabi Grand Prix’inin yapılacak bir yarış pisti, dükkanlar, oteller, çeşitli eğlence alanları, oyuncaklar ve orayı otomobil tutkunlarının “Disney Land”i haline getirecek diğer bir çok şey içerecek.

Abu Dhabi ile Dubai sahilleri arasında bulunan Yas Adası’nda bulunan Ferrari eğlence parkı dünyanın en hızlı hız trenini de içerecek. 200 km/s’nin üzerinde hızlara çıkan hız treninin 62 metrelik tepe noktasından aşağı inerken yolculara bir Ferrari F1 otomobilinde yolculuk etme hissini yaşatacağı söyleniyor.

Çatı 200,000 metre karelik bir alana yayılıyor ve 66 metrelik inanılmaz çapıyla dünyanın en büyük “şahlanmış at” amblemini barındırıyor.

YENİ EVLENENLER İÇİN PROJELER!

Koleksiyon Home’da oturma odası mobilyalarından, yatak ve yemek odası mobilyalarına dek bir bütünsellik oluşturan gruplar, ev kuranlara uygun fiyatlar ve ödeme vadeleri sunuluyor. Bardak, çarşaf, yastık, şilte gibi tasarımcılarla, evler için bütüne yön verecek “iz” ler öneriliyor. Ev kuranlar bu kurgunun etrafında kendilerine özgü olanları ekleyip geliştirebiliyor.

Koleksiyon’la ev’lenin” yaklaşımı kişinin yaşam alanı felsefesinin bir uzantısı. Tasarımcı Faruk Malhan diyor ki: “Evlerimizin yerleşimi, mobilyaları, perdeleri, aydınlatmaları, yatakları, yastıkları, örtüleri ve çarşaflarına kadar hepsi bir bütün oluşturmalı; davetkar, sade, sakin ve içten olmalıdır. Uzun ömürlü ve kaliteli malzemeleri, dengeli, mutlu renkleri, ahengi seçebilmeliyiz. Seçeceklerimiz yalın, dingin, dökümlü, gölgeli, şiirsel; yaşam ise özgür, kuralsız, çağrışımlı olmalı, gerçeklerden biraz da olsa kopmalıdır. Evlerimiz yaşam tarzımız, yaşam hikayemiz olmalıdır. Zevkleri, ilgileri olan insanların çok güzel ev ortamları olacağını düşünebiliriz. Müzik, kitap, resim, velhasıl tüm tatlarla, hazlarla dolu ilgiler evlerimizi oluşturacaktır.”

 

SU KULESİ-AQUA TOWER

Amerikan firması olan Studio Gang Architects Şikago Aqua Tower (Su Kulesi)’ni tasarladı.

Binanın heykelsi dış görünümü ve mimarisinde uygulanan girintiler ve çıkıntılar güneş-gölge oyunu sunmaktadır.

Muhteşem bir görsel şölen havasında olan bina yapısı tasarımı ile büyük beğeni topladı.

Binanın dışında uygulanan açık balkonlar binanın içinden bakıldığında da kusursuz bir manzara sunuyor.

Proje Bilgisi:

Proje: Aqua Tower
Mimar: Studio Gang Architect
Sahibi: Magellan Development

BREZİLYA’NIN ÜRETTİĞİ PROJELER!

2010 Dünya Kupası her ne kadar Güney Afirika’da olacaksa da, Brezilya 2014 Dünya Kupası için hazırlıklara başladı. Dünya Kupasında 12 şehire ev sahipliği yapılacak. Rio de Janeiro, São Paulo, Belo Horizonte, Porto Alegre, Curitiba, Brasília, Cuiaba, Manaus, Fortaleza, Salvador, Recife ve Natal’dır. İşte 6 tane büyük stadyum tasarımı.