PINAR YAR GOVSA İLE TASARIM HAKKINDA !

Genç Tasarım Girişimcisi Yarışması sonucu 24 Temmuz Cuma günü İstanbul İngiltere Başkonsolosluğu’nda yapılan Türkiye finalinde açıklandı.

Yarışmanın birincisi 1979 doğumlu Pınar Yar Govsa, Endüstriyel Tasarım Bölümü’nü New York Syracuse Üniversitesi’nde tamamladı. Tasarım konusunda yüksek lisansını Milano Domus Academy’de alan Govsa, İzmir’de GAEAforms adlı tasarım şirketini Tuğrul Govsa ile birlikte kurdu.

Ödül töreninde açılış konuşması yapan Eczacıbaşı Yapı Gereçleri Genel Müdür Yardımcısı Levent Giray “Eczacıbaşı Holding ve VitrA’nın sponsorluğunda ikincisi gerçekleşen bu yarışmaya destek olmaktan mutluluk duyuyoruz. Yarışmaya gösterilen ilgiden ve başvuranların tasarımcılık konusunda gösterdikleri yüksek kaliteden çok etkilendik. British Council’ın bu girişimi, Türkiye tasarım sektörünün gelişmesi için atılmış önemli bir adımdır” yorumunu yaptı. Yarışma, ürün tasarımı, iç mimarlık, peyzaj mimarlığı ve tasarım tanıtımı kategorilerinde gerçekleştirildi.

British Council’ın bu yıl dokuz ülkede düzenlediği Genç Tasarım Girişimcisi Yarışması’nın birincileri, Eylül ayında İngiltere’de ülkelerini temsil edecek ve Yılın Uluslararası Genç Tasarım Girişimcisi olabilmek için yarışacaklar.

Türkiye birincisi, İngiltere’de geçireceği 2 haftalık yoğun programda, sektörün önde gelen isim ve kurumlarıyla tanışma fırsatını yakalayacak. Ayrıca, Avrupa’nın en tanınmış tasarım festivallerinden biri olan %100 Design ve Londra Tasarım Festivali’ne de katılabilecek. Londra’da gerçekleştirilecek olan Yılın Uluslararası Genç Tasarım Girişimcisi Yarışması’nda birinci olan tasarımcı, 5000 Sterlin’lik bir mali destekle, girişimci fikrini British Council ile birlikte yürüteceği bir proje çerçevesinde gerçekleştirme fırsatını bulacak.

 

 

KONUTLAR ÇELİKLE DAHA GÜÇLÜ

Dünyadaki son teknolojiyi kullanarak galvanizli hafif çelik yapılar üreten Dteelife, müşterilerin kullanım amaçlarına, kültürel ve mimari taleplerine, doğa koşullarına uygun lüks ve kalıcı binaları çok kısa sürede inşa ediyor…

Steelife klasik yapı sistemlerine göre daha estetik, daha yüksek ısı ve ses izalasyon değerlerine sahip olan ürünleriyle eşsiz konfor sağlıyor. Özellikle inşaat sezonunun çok kısa olduğu bölgelerde, daha güvenli kaliteli ve en önemlisi çok daha hızlı inşa edilebilen bir sistem olarak öne çıkıyor.

Hafif çelik yapılarda kullanılan kontrüksiyon profili üretimi ile birlikte farklı iklim bölgelerine ve yöresel mimari konsepte göre düzenlenen teknik standartları ve detayları sayesinde kusursuz bir yapı teknolojisi sunan Steelife, doğru altyapı doğru üretim ve doğru hizmet için tüm sektörel dinamikleri harekete geçirerek müşteri memnuniyetini esas alıyor.

Ekolojik, pratik ve kalıcı lüks binalar…

Steelife %100 geri dönüşümlü malzemelerden üretiliyor. Kusursuz üretimiyle müşterisine güven verirken, kısa sürede uygulanabildiği için zaman kaybettirmiyor. Teknolojisi ve estetiğiyle özgün bir değere sahip Steelife, uzun ömürlü ve lüks binalarla hem zaman kazandırıyor hem de hayatınızı kolaylaştırıyor.

Steelife, üretimde kullanılan teknolojiden yalıtıma, konfordan satış sonrası hizmetlere kadar mimarlar, mühemdisler, yatırımcılar ve proje geliştiricilerden konut sahibi adaylarına varan geniş müşteri kitlesine her aşamada güvence veriyor ve Steelife’ı tercih eden müşterilerine “anahtar teslimi huzur” vaat ediyor.

AVRUPA’NIN EN YÜKSEK BİNASINA AVM !

Kiler Holding tarafından Levent’te yapımı sürdürülen ve ‘Avrupa’nın en yüksek binası’ olarak tanımlanan İstanbul Sapphire, İstanbul’u alışverişin de başkenti yapacak şekilde kurgulanıyor. Akmerkez konseptinin mimarlarından Avi Alkaş’ın danışmanlığında yürütülen çalışmalar doğrultusunda oluşturulan ‘Sapphire Çarşı’, İstanbul’u İstanbul yapan bütün öğeleri tek çatı altında topluyor. Buna göre Sapphire Çarşı; Sapphire Lezzet, Sapphire Tasarım, Sapphire Moda, Sapphire Genç, Sapphire Pazar ve Sapphire Ev&Teknoloji katlarından oluşacak. Çarşıda yer alacak markalar da buna göre seçilecek.

Kiler Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nahit Kiler, ‘Yeni Geleneksel Çarşı’ olarak da tanımlanan Sapphire Çarşı’da kiralama sürecini başlattıklarını açıkladı. Arsa bedeli hariç toplam 250 milyon dolarlık proje kapsamındaki rezidanslardan yüzde 40’ının satıldığı bilgisini veren Nahit Kiler, yaklaşık 150 mağazanın yer alacağı ‘Sapphire Çarşı’nın  Şubat-Mart ayında açılmasının planlandığını söyledi. Kiler, kiralama bedeli olarak standart bir listenin bulunmadığı, yerine ve gelecek markaya göre kiraların değişebileceğine dikkat çekti. Kiler, İstanbul Sapphire’in Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet’ten sonra İstanbul’daki 4. çekim merkezi olacağını vurguladı.

Sapphire’i görmeden gitmeyecekler
Kiler, “Projenin her aşamasında aklımızda İstanbul’un ve Türkiye’nin yeni simgesi olacak bir eser yaratmak vardı. Böyle bir projenin içindeki Çarşı’nın da İstanbul’a ve İstanbul Sapphire’e yakışır bir nitelikte olması gerekirdi. Sapphire Çarşı, İstanbul’u İstanbul yapan öğeleri yansıtacak. İstanbul’a gelenlerin yüzde 15’i Büyükdere Caddesi’ne geliyor. İstanbul Sapphire bittiğinde tersine dönecek ve turistlerin yüzde 85’i burayı görmeden gidemeyecek” dedi.

 

 

BÖLGEYE DEĞER KATAN PROJELER,KUZU GRUP’TAN

Kuzu Grup, Bahçeşehir’deki Spradon markalı 5 farklı projesiyle bölgeye değer katıyor…

İstanbul ve Ankara’da toplamda 4 bin 400 konutu bulan 8 lüks projeyi aynı anda yürüten ve bugüne kadar 30 bin kişiyi ev sahibi yapan Kuzu Grup, Bahçeşehir’deki Spradon markalı 5 farklı projesiyle bölgeye değer katıyor. Bu 5 proje içinde, 1045 konut sayısıyla öne çıkan Ağustos teslim Spradon Quartz’da, 1+1’den 6+1’e kadar farklı daire seçenekleri sunuluyor. Adını, ‘çevresine pozitif enerji veren’ değerli ‘quartz’ taşından alan projede fiyatlar 150 bin liradan başlıyor.

KUZU Grup, sadece konut ve ticari gayrimenkul projeleriyle değil, taahhüt ve alt yapı projeleri pastasından aldığı payla da Türkiye’nin önde gelen gruplarından biri. Bugüne kadar 30 bin aileyi konut sahibi yaptıklarını hatırlatan Kuzu Grup Yönetim Kurulu Başkanı Gökçen Kuzu, “Bunun gurur ve mutlulukla yeni projeler üretmeye devam ediyoruz” diyor.

Krizde projelere ara vermeden devam eden Kuzu Grup’un, ‘krizi iyi bir şekilde yönettiğini’ ifade eden Gökçen Kuzu, “Biz bu krizi elimizde hazır konut bulundurarak, tüketicilerin ihtiyaçlarına göre ürettiğimiz ve inandığımız projelerle yönettik. Projelerimizin en önemli özellikleri yatırım değerlerinin yüksek olması, lokasyon bakımından tüketiciyi cezbetmesi, her ihtiyaca ve zevke hitap etmeleri” diye konuşuyor.

231_box

Kuzu Grup halen İstanbul Bahçeşehir’de Spradon Quartz (1042 konut), Spradon Evleri (322 konut), Spradon Teras Evler ve Residence (78 konut), Spradon Kuleler (394 konut) projeleriyle cazip fırsatlar sunuyor. İstanbul’da ayrıca Halkalı-Divan Residence (743 konut ve 26 ticari ürite) projesini bu ay teslim edeceklerini hatırlatan Gökçen Kuzu, Ankara’da ise Parkvadi Evleri (1120 konut) ve bu projenin son halkası Parkvadi Premium (76 konut), Parkvadi Batı Evleri (250 konut) ve Keçiören Divan Konutları (428 konut ve 46 dükkanlı Divan AVM) ile başkentin en lüks projelerini hayata geçirdiklerini belirtiyor.

Gökçen Kuzu, Bahçeşehir’de 53 bin metrekare alan üzerine hayata geçirdikleri, Ağustos’ta teslim edilecek Spradon Quartz projesinin adı gibi değerli bir sosyal yaşam alanı sunduğuna dikkat çekti ve “Bölgesine değer katan Spradon Quartz adında, çevresine pozitif enerji veren bir taş olan ‘quartz’dan esinlendik. Projede; Akik (2 blok), Opal (kısa katlı 5 blok), Ametist (5 blok) ve Oniks (2 blok) olarak 4 farklı bölümde 1045 konut yer alıyor. Quartz projemizde daire fiyatları 150 bin liradan başlıyor” diyor.

18 katlı Ametist bloklarda 1+1 ve 2+1; 14 katlı Akik bloklarda 1+1 ve 2+1; 14 katlı Oniks bloklarda 3+1, 7’şer katlı Opal bloklarda 3+1, 4+1 ve 6+1 daire tipleri mevcut. Projede 1+1’ler 66 metrekare, 2+1 konutlar 82 metrekare, 3+1 daireler ise 149 metrekare. Spradon Quartz’da, açık ve kapalı yüzme havuzu, sauna, fitness center, çocuk oyun parkları, basketbol ve tenis sahaları bulunuyor. Projedeki daire fiyatları 150 bin lira ile 850 bin lira arasında değişiyor.

Marmaray’a Komşu Göl ve Deniz Manzaralı Divan Residence’de 129 Bin Liraya Daire

KUZU Grup’un, TOKİ arazisinde hayata geçirdiği Halkalı-Divan Residence projesinde, bu ay teslim edilecek 743 daire ve 26 dükkan bulunuyor. Çok cazip bir lokasyonda olan proje; E-5 ve TEM otoyollarına ayrıca Atatürk Havalimanı’na yakınlığı ile öne çıkıyor. Divan Residence, 34 bin 205 metrekare arazi üzerine inşa edildi ve bu ay teslimler başlıyor. Göl ve deniz manzaralı 1+1 ve 2+1 konutlardan oluşan projede, dairelerin büyüklükleri 57.74 metrekare ile 111.46 metrekare arasında değişiyor. Projede toplam 743 daire ve 26 dükkan bulunuyor. Yüzde 80’i peyzaj alanları için ayrılan projede; yüzme havuzu, kafeterya, fitness center, Türk hamamı, sauna ve duş bölümlerinden oluşan sosyal tesislerin yanı sıra basketbol sahası, tenis sahası ve çocuk parkları gibi sosyal olanaklar da sunuluyor. Divan Residence’de fiyatlar 129 bin lira ile 278 bin lira arasında. İnşaatı süren Marmaray projesi istasyonuna 500 metre uzaklıktaki Divan Residence, Atatürk Havalimanı’na 9, E-5’e 2 ve TEM’e ise 3 kilometre uzaklıkta.

KUZU Grup’un Bahçeşehir’deki ayrıcalıklı ve butik projesi Spradon Evleri ise 83 bin metrekarelik (83 dönüm) alan üzerinde sadece ve sadece 322 seçkin aileye ev sahipliği yapacak. Projenin yüzde 80’i yeşil alanlara ayrıldı. Yaşamın başladığı projede en küçük konut tipinin 86 metrekarelik 2+1, en büyük konut tipinin ise 456 metrekarelik 6+2 müstakil villalar olduğunu ifade eden Kuzu grup Yönetim Kurulu Başkanı Gökçen Kuzu, “Spradon Evleri içerisinde 4+1 bahçe dubleksleri 240 metrekare üst dubleksler, 215 metrekare 3+1 ikiz villalar, 4+2’lik 285 metrekarelik müstakil villalar, 6+2’lik 456 metrekare villalar var. Spradon Evleri C Bloklar diye adlandırdığımız 11 katlı bloklarda ise 136 metrekarelik 3+1 daireler mevcut” dedi.

Sosyal donatılar içerisinde 350 metrekare yarı olimpik açık yüzme havuz bulunduğunu belirten Gökçen Kuzu, “Her adaya bir havuz düşüyor. Sauna, fitness center, Türk hamamı, çocuk oyun parkları ve yürüyüş parkurları bulunuyor. Çok ayrıcalıklı ve butik projemizde fiyatlar 225 bin lira ile 1 milyon 570 bin lira arasında değişiyor” diye konuştu.

232_box

Parkvadi Premium lüksün son noktasını Ankaralılara sunuyor…

GÖKÇEN Kuzu, Ankara’daki Dikmen Vadisi Parkvadi Evleri projesinin son aşamasını oluşturan Parkvadi Premium projesini ise “Lüksün son noktası” olarak değerlendiriyor. Parkvadi Premium’da; parmak izi okumalı kapılar kapandığında 5 saniye içinde kilitleniyor, her oda ayrı sıcaklıkta ısıtılabiliyor, havuz suyu sıcaklığı ayarlanabiliyor. Projedeki konutlarda, 150 metrekarelik teraslar muhteşem vadi manzarası sunuyor. Gökçen Kuzu, “4+1 düz daire, dubleks ve tripleks olarak yatırımcılarımızın beğenisine sunduğumuz Parkvadi Premium, Türkiye’nin en lüks konut projelerinden biri olup, ihtişamı ve konumuyla büyüleyen bir projemiz” ifadelerini kullanıyor.

Çankaya Park Vadi Evleri, toplamda 1120 konuttan oluşuyor. Bu projenin Ankara’da teknolojisi ve mimarisiyle öncü olduğunun altını çizen Gökçen Kuzu, “1 milyon 500 bin metrekare (1500 dönüm) yeşil alanın içinde bulunan, Ankara’nın merkezi ve en gözde yeri olan Çankaya’da konumlandırılan Park Vadi Evleri, Ankara’nın siluetine eklenen bir inci gibi. Ankara’nın göbeğinde, şehrin karmaşasından uzak, yeşillikler içinde, elit kesimin tek tercihi olan projemizin bir alternatifi daha yok” diyor.

Projenin dünyanın en seçkin markalarıyla inşa edildiğini vurgulayan Gökçen Kuzu, “Park Vadi’de 1+1’den 6+1’e kadar konut seçeneği var. Eşsiz manzarası ve doğayla iç içe olan projemizde 120 aya kadar geniş ödeme seçeneği sunuyoruz. Fiyatlar 200 bin dolar ile 2.5 milyon dolar aralığında fakat; yatırımcıları düşünüp, dolar kurunu 1.25 TL’de sabitledik” hatırlatmasını yapıyor.

Keçiören’in göz-bebeği Divan Konutları

ANKARA Keçiören’deki Divan Konutları da; 35 bin 934 metrekare alanda, inşaatı bitmiş ve oturuma hazır dairelerden oluşuyor. Sitede toplam 8 blokta 428 konut ve 46 dükkan bulunuyor. 11, 12 ve 13 katlı bloklarda 2+1, 3+1, 4+1 daireler ve 5+1, 6+1 dubleks dairelerden oluşan projede 24 saat güvenlik, çocuk oyun parkı, basketbol sahası var. Sosyal tesislerde hem baylar hem bayanlar için ayrı ayrı düşünülmüş yüzme havuzunun yanı sıra sauna, fitness, Türk hamamı, Fin hamamı bulunuyor.

Keçiören Divan Konutları’nda 2+1’ler 168 bin lira ile 220 bin 500 TL aralığında, 3+1’ler 199 bin 500 lira ile 341 bin 250 TL arasında, 4+1’ler 288 bin 750 TL ile 351 bin 750 TL aralığında. 5+1’ler 462 bin liradan, 6+1’ler 504 bin liradan başlıyor. 6+1’ler maksimum 514 bin 500 TL’ye satılıyor.

Şehir merkezine çok yakın, ulaşım sorunu olmayan, Batıkent’in merkezinde konumlandırılan Parkvadi Batı Evleri ise hem kaliteli, hem lüks, hem cazip fiyatlarıyla öne çıkıyor. Park Vadi Batı Evleri; sosyal olanakları, çocuk oyun alanları, yemyeşil çevre düzenlemesiyle eşsiz site hayatı sunuyor. 1+1’den 4+1’e kadar konut seçeneği sunan projede fiyatlar 70 bin lira ile 345 bin lira aralığında.

GÖKÇEN Kuzu; inşaat sektörünü “ülke ekonomisinin atardamarı” olarak nitelerken, “Biz krizde 1000’den fazla konut sattık. Krizde yatırımcıya yüzde 60’dan fazla kazandırdık. Birikmişi olup kararsız kalan tüketicilere tavsiyem konut alımlarını geciktirmesinler. Konuta yatırım en doğru yatırım. Konut yatırımı için acele edilmesini öneririm. Bundan sonra fiyatlar tırmanacak. Demir-çelik ürünlerine yüzde 40 zam geldi. Ayrıca malzeme fiyatlarına yine zam bekleniyor” uyarısını yaptı.

Tahran’a 120 bin konut yapacağız…

GÖKÇEN Kuzu, yılda 1 milyon metrekare inşaat yapma potansiyeline sahip olduklarını hatırlatıyor ve “Gün geçtikçe bunu daha da arttırmak, sektörümüzün lider kuruluşu olmak için durmadan çalışıyoruz. İran’da 1 yılda bitirmeyi taahhüt ettiğimiz 20 bin konutluk projenin temellerini atıyoruz ve 100 bin konutun da projelerine başladık. Dünyada bir ilki gerçekleştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. 120 bin konutluk uydukent projesi Parand şehrini, Tahran’da tek başımıza inşa edeceğiz” diyor.

ROSSO İLE MEKANLAR RAHATLIYOR

Tasarım odaklı ürünleri ile yaşamınıza kolaylık getirmeyi hedefleyen Terminal’den mekân bölücü sistemi Rosso…

Rosso, hareketli, bölücü panelleri akustik mekân bölümleyici, ışık kesici ve perde olarak kullanılabilen, tavan ya da dikey yüzeylere monte edilebilen bir sistem olma özelliği taşıyor. Ray sistemi üzerinde, birden fazla panele hareketlilik kazandırılmasıyla farklı çaplarda dairesel mekânlar da oluşturulabiliyor. Dikey merkez aksında dönerek ya da iç içe geçerek, sonsuz çözüm olasılıkları sunan bu özel paneller sayesinde akıcı mekânlar elde etmek mümkün.

Mekânın kullanım alanına göre Rosso’nun Mekân bölücü sistemi ve Akustik panel ürünleri ile iki farklı çözüm önerisi bulunuyor.

Rosso Akustik dikey paneller 45 ya da 90 derecelik açı ile ray üzerinde ve kendi ekseninde dönebiliyor. Rosso panellerde kullanılan malzeme akustik panel olabildiği gibi üzerine grafik baskı yapılabilen opak, buzlu, şeffaf paneller de olabiliyor. Paneller ile geniş bir mekânı, derinlik algısını bozmadan tasarlamak mümkün.

Rosso’nun bir diğer ürünü olan CP30 modeli hafif, saydam ve ses emici mekân bölücüsü, doğal bal peteğine benzer bir strüktüre sahip ve kendi ayağı üzerinde durabilen mobil panellerden oluşuyor. Rosso CP30 ile çalışma grupları ve toplantı alanları düzenlenebilirken, açık ofis alanlarında yaşanan akustik sorunlar yarı saydam ve şeffaf olabilen farklı panel seçenekleriyle çözülebiliyor.

 

Ofisler, hastaneler, oteller veya diğer yaşam alanlarınızı Rosso mekân bölücü sistemleri ile tasarlamak istiyorsanız Terminal showroom’larına uğramanız yeterli.

 

TARİHTEN BUGÜNE “W HOTELS İSTANBUL”

Tarihi Akaretler Sıra Evleri’n modern bir yüzü olan W Hotels İstanbul, mimari konsepti ile şehrin en gözde otellerinden biri olmayı başardı…

W Hotels İstanbul ayrıcalıklı bir konsept daha girişte insanları karşılıyor. Girişten itibaren ilk izlenimi alıyor ve nasıl bir tasarımın sizleri beklediğini anlıyorsunuz. Tarihi Akaretler Sıra Evleri’nde bulunan bu otel çağdaş tasarım ve trendlere açılan Akaretler’in yepyeni yüzünü yansıtıyor.

Akaretler Sıra Evleri’nde konumlanan bir otelin tasarımını yaparken öncelikle binanın bulunduğu bölgenin karekteristik özelliklerini analiz ederek başlamışlar işe. Binanın tamamını gözden geçirerek öncelikle strüktür güçlendirmesi, daha sonra tüm cephelerin yeniden tasarımı yapılmış.

Tarihi Akaretler Sıra Evleri pırıltılı, yıldızlı kubbeleri ve minareleri ile geceleri de büyüleyici bir güzelliğe dönüşüyor. Osmanlı’dan bu yana güzelliğinden hiç taviz vermeden tüm dinamikliği ile Akaretler Sıra Evleri ihtişamını koruyor.

Akaretler W Hotel oryantalist bir anlayışın hâkim olduğu dekorasyonuyla dikkati çekiyor…

Genel Müdür Göktuğ Özdemir konseptin içinde masalsı bir dünya yaratmak olduğunu, müşterilerin kendilerini mistik bir dünyada algılamalarını istediklerini söylüyor. Otelin içindeki üç Michelin yıldızlı şef Jean-Georges Vongerichten açtığı Spice Market ise şu günlerde İstanbul’un cazibe merkezi restoranları arasında yer alıyor.

Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı lojmanları olarak 1874 yılında mimar Sarkis Balyan’a yaptırılan Akaretler’deki 138 konut tarih içinde çeşitli şekillerde kullanılmıştı. Uzun yıllar harap bir şekilde kaldıktan sonra da yılan hikâyesine dönen restorasyon çalışmaları başlamıştı. Net Holding, Garanti Bankası derken 2005 yılında Serdar Bilgili tarafından Vakıflar’dan 49 yıllığına kiralandı ve inşaat tamamlandı. Nisan 2008’de de farklı büyüklükte 56 residans, 34 mağaza, 6 kafe restoran ve W Hotel’in yer aldığı Akaret Sıra Evleri mutlu sona ulaştı.

Osmanlı İmparatorluğu’nun 19. yüzyıldaki ilk toplu konut projesi şimdi lüks tüketiciye hizmet veren bir şekle büründü. Akaretler Yokuşu’nda artık, Etro, Chloe, Marc Jacops, Lanvin, Alberta Ferreti, Marni, Jimmy Choo gibi dünyanın en ünlü markalarının sokağın ihtişamına yakışan mağazaları var. Neo-bohem yaşamın yeni merkezi diye tanıtımı yapılan Akaretler’in yeni oteli de semtin şanına yakışır güzellikte.

W, Sheraton Hoteller zinciri ile tanıdığımız Starwood Grubu’nun lüks tüketiciye yönelik butik oteli. İlk olarak 1998 yılında New York’ta açılmış. Zaten şu anda dünyada 20’nin üzerinde W Hotel bulunuyor. İş ve eğlence bir arada konseptli bu lüks oteller “Whatever/ Whenever (Ne isterseniz/Ne zaman isterseniz) anlayışıyla 24 saat hizmet veriyor.

İstanbul W’da binanın mimari yapısının avantajları çok iyi kullanılmış…

Otelin 28’i suit olmak üzere 134 odası var. Otelin kapısından adım atanları egzotik, mistik bir dünya karşılıyor. Mahmut Anlar imzasını taşıyan oryantalist bir anlayışın hâkim olduğu dekorasyonda baskın renkler siyah, mor ve kırmızı. Gözünüz bağlı bir kente getirilip otelin içinde gözleriniz açılsa kendinizi Kazablanka, Marakeş ya da Kahire’de bir otelde zannedebilirsiniz. Zaten Genel Müdür Göktuğ Özdemir konseptin içinde masalsı bir dünya yaratmak olduğunu, müşterilerin kendilerini mistik bir dünyada algılamalarını istediklerini söylüyor.

Yine Özdemir’in söylediğine göre Amerikalılar dekorasyondan çok etkileniyormuş…

Özellikle de girişten ve ilk katta yer alan “living room”dan. Otelin genelinde ışık, tasarruflu kullanılmış ama odalar son derece yalın ve fonksiyonel döşenmiş. Banyolarda eski hamamları hatırlatan gri beyaz mermerler var. Lüksün tanımı gereği hiçbir şey abartılı değil ama havlulardan çarşaflara, temizlik ürünlerine dek her malzeme özenle seçilmiş. Odalarda kendi müziğini, videosunu dinlemek isteyenler için i-pod dokları bile konmuş. Odaların fiyatları da sıradan beş yıldızlı otellerden pahalı değil. Ama W Hotel’in bugünlerde en popüler bölümü, içinde yer alan Spice Market Restaurant.

TUNCER ÇAKMAKLI’YA AVRUPA’DA VERİLEN ÖDÜL

TUNCER ÇAKMAKLI ARCHITECTS TARAFINDAN TASARLANAN BURSA HALİ AVRUPA YAPISAL ÇELİK ÖDÜLÜNÜ ALDI

Pekçok uluslararası projeye imza atan yüksek mimar Tuncer Çakmaklı, Avrupa Yapısal Çelik Derneği (ECCS) tarafından iki yılda bir verilen ödülünü Barcelona’da Natıonal Theatre Of Catalunya’da düzenlenenen törenle aldı.

Tuncer Çakmaklı Archıtects tarafından mimari tasarımı ve uygulama sorumluluğu yürütülen bursa sebze meyve ve balık hali avrupa ve dünya basınında da yankı buldu. Uluslararası medyanın “Türk lokumu”, “sebze stadyumu” gibi tanımlamalar yaptığı bursa hali iki yılda tamamlanarak geçtiğimiz yıl açılmıştı. Bursa hali ayrıca dünyanın örnek alışveriş merkezlerini tanıtan “Malls And Departmant Stores” adlı kitabın içinde de yer aldı.

Uluslararası jürinin değerlendirmesinde türk mimarın eserinin “çelik malzeme ve teknolojisinin özellikleri ile mimari tasarımın genel amaçları açısından uyumluluğu, özgünlük düzeyi, mimari çözümlerinin innovasyon özelliği, yapının algılanmasında çelik konstruksiyon özelliklerinin abartısız okunabilirliği, simgesellik, çeliğin avantajını ortaya çıkarması, taşıyıcı sistem tasarımında rasyonel çözümler, yapının bulunduğu çevre ile uyumluluğu, fonksiyonellik düzeyi, uluslararası standartların uyum düzeyi gibi kriterleri sağlaması ile ödüle layık görüldüğü belirtildi.

 

ÇAĞIN ÖTESİNDE YAŞAM

Çağdaş Bir Yaşam Merkezi Akkoza Evleri

Gayrimenkul sektöründeki 62 yıllık tecrübe ile yurtiçi ve yurtdışında birçok önemli konut ve taahhüt projesine imza atan Garanti Koza, Akkoza’yı İstanbul’daki en kapsamlı ve büyük yaşam projesi olarak, gayrimenkul yatırımı yapmak isteyenlerin beğenisine sunuyor.

İnşaat kalitesi, her ihtiyaca yönelik farklı ve renkli yaşam merkezleriyle adından söz ettiren Akkoza projesi, Esenyurt bölgesini gerçek bir cazibe ve çekim merkezi haline getiriyor.

Dünyaca ünlü mimarlık firması Development Design Group (DDG) imzasını taşıyan ve 2007 yılı Ağustos ayında ilk etap satışına başlayan Akkoza, toplam 450 bin metre karelik arsa üzerinde yükseliyor.

Akkoza çağdaş bir yaşam için ihtiyaç duyulabilecek her türlü imkanı yeni sakinlerine sunmayı bekliyor.

TERMİNAL PERAKENDE GÜNLERİNİN ÖNEMİ

TERMİNAL PERAKENDE GÜNLERİ’NDE
21-22 Ekim, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı, İstanbul

Perakende dünyasının en yeni boyutlarını geniş bir yelpazede gündeme getireceği Perakende Günleri’nde, tasarım ve çözüm merkezi TERMİNAL’in mağazacılık anlayışına farklı bir yaklaşım sunan ALU sistemleri sergilenecek.

Perakende sektöründe birçok farklı alanın mekân tasarımları için ürün desteği veren ve çözümler sunan Terminal, aynı dili konuşan geniş bir ürün ailesinin biraraya gelmesi ile oluşan bir tasarım merkezidir. Terminal, mağazacılık anlayışına farklı bir yaklaşım katan Alu markası ile birçok sektör için farklı ve fonksiyonel mağaza çözümleri sunmaya devam ediyor.

ALU; tüm mağaza ve vitrin çeşitlerinin tasarım ve uygulamaları alanında değişebilen ve her ortama uyarlanabilen ve özel gereksinimlere göre kişiselleştirilebilen tamamlayıcı ürünlerden oluşan sistemler ailesidir. Kaliteden ve önemli detaylardan ödün vermeden en fonksiyonel ve estetik sunumu elde etmeyi ilke olarak benimsemiştir.

Mağazada satışı yapılan tüm ürün gruplarında, farklı malzemelerin kullanılması ile tüm esnekliğini modern, şık ve kullanışlı tasarımlara dönüştürüp mağazanın dekorasyonuna renk ve hareket katan çözümler Alu ürünleri ile yaratılabilir. Zaman içinde değişen ihtiyaçların karşılanması için oluşturulması, uyarlanması ve ebatlarının değişmesi pratik ve modern sistemleri ile Alu, mağaza tasarım anlayışına yeni bir boyut getiriyor.

Alu, tüketici ve ürün arasında iletişimi kolaylaştıran sistemler geliştirerek ve bu ürünlerle bir mağaza ya da satış noktasını; vitrin, raf ve çeşitli display gereksinimlerini karşılayarak, farklı işlevlere göre düzenlenebilen bir mekâna dönüştürüyor. Tripodun mucidi Manfrotto patentli, tavan ve zemin arasında sıkıştırılarak sabitlenen ana taşıyıcılar ve buna bağlantılı olarak özel gereksinimlere göre kişiselleştirilebilen tamamlayıcı ürünlerden oluşan sistemler ile ALU, bu sektörün ihtiyacı olan her türlü çözümü sunuyor.

ALU; mağaza tasarım sistemleri:
Orizzontale: askı, grafikler ve aydınlatmalar için duvarda, zeminde, tavanda ya da bağımsız bir ünite olarak kullanılabilen güçlü dinamik ve değişken bir sistem olma özelliği taşıyor. Ribbon: Yüzeylere kesintisiz olarak uygulanabilen bu sistem, Alu’nun devrim niteliği taşıyan sistemlerinden bir tanesidir.
Oyster: Grafik bir yüzeyden, açıldığında teşhir rafına dönüşebilen fonksiyonel bir mekanizmadır.
Mobile: Mağaza alanlarında çok amaçlı olarak kullanılabilen, değişime açık ve ekonomik bir sistemdir.

ALU, özellikle iletişim ve hazır giyim sektörünün dünya çapında markaları için yaptığı uygulamalarla başarısı kanıtlanmış mağaza çözümleri sunuyor.

 

 

JOHANNESBURG’UN,MERAK UYANDIRAN STADYUMU!

Johannesburg’taki Soccer City Stadyumu dünyadaki en büyük ve en görkemli stadyum inşa alanı. FIFA 2010 Dünya Kupası simgesi (olan bu stadyum) açılış ve final maçlarına ev sahipliği yaptı…

Yenilikçi Avusturya şirketi Rieder Smart Elements, Afrika’daki en önemli Dünya kupası stadyumunun inşasına, yerel Afrika renklerindeki cam elyafıyla güçlendirilmiş beton dış cepheyi gerçekleştirerek büyük bir katkı sağladı.

Etkinliğin, Afrika kıtasının anlayışını ve kültürünü temsil etmesi planlanıyor. Bunu da en iyi Güney Afrikalı mimarlık bürosu Boogertman Urban Edge&Partner tarafından tasarlanan futbol stadyumunun kendisi yapıyor. Stadyumun katı cam elyaf katkılı prekast betondan yapılan dış yüzeyi, geleneksel bir içki kabı olan calabash’a atıfta bulunuyor.

Estetik albenisinin yanı sıra, fibreC tamamen organik maddelere dayanıyor ve ekolojik üstünlüğüyle öne çıkıyor. Stadyumun etkileyici dışı, şeffaf polikarbon unsurlardan oluşan bir çatı bölümü ve fibreC katı cam elyaf katkılı prekast betondan kaplı bir dış yüzey olmak üzere ikiye ayrılıyor. Her fibreC panel 1.2 x 1.8 m ölçülerinde ve yalnızca 13 mm kalınlığında. İskelet, her biri tüm hava koşullarına dayanıklı, en sıkı yaygın koruma gereksinimlerini karşılayan ve dayanıklılıkta üstün fibreC panelden oluşan 2100’den fazla modülü içeriyor.

FibreC panellerin birinci sınıf çevreci profile, fiber-çimento ya da alüminyum kaplamaya göre %40 daha az küresel ısınma potansiyeli anlamına geliyor. Yüksek basınçlı laminatlar (HPL), GreenSpec Directory’de çevresel olarak tercih edilebilir bir ürün olarak listelenen fibreC’ye göre beş kat daha fazla enerjiye gereksinim duyarlar.

TASARIM KONGRESİNDE ÖDÜL ALAN TASARIMCILAR

Bu yıl “Tasarım veya Kriz” ana temasıyla İTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü tarafından 4. kez düzenlenen Ulusal Tasarım Kongresi, 8-9 Ekim tarihleri arasında değişimin iki farklı yüzünü incelemek ve tartışmak üzere İTÜ Taşkışla Kampüsünde başladı. 4. kez düzenlenen kongrenin geleceğin tasarımcıları için bir başka anlamlı tarafı daha var. Bu seneki uygulamalı projelerini Profilo Dayanıklı Ev Aletleri sponsorluğu ve desteğiyle hayata geçiren İTÜ Endüstriyel Tasarım öğrencileri arasından en iyi tasarımı yapan 3 grup, kongrenin açılış toplantısında gerçekleşen törenle ödüllerini aldı.

İTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü 3. sınıf öğrencileri geçtiğimiz eğitim-öğretim döneminde Ürün Tasarımı derslerini Profilo ile işbirliğinde gerçekleştirdi. Bu yılki ana teması “Türk tüketicilerinin gereksinim ve alışkanlıklarına uygun olarak buzdolabı iç tasarımları, fırın ve ocak kullanımı için akılcı çözümler” olan projede öğrenciler kültürel araştırmalarının yanı sıra Profilo’nun Çerkezköy Fabrikasını da ziyaret etti ve üretim aşamasına şahit oldular. Projenin sonunda “Buzdolabı iç tasarımları, fırın ve ocak kullanımları için daha efektif tasarımlar ne olabilir?” sorusuna yanıt veren öğrenciler, jüri karşısında tüm bu çalışmaların neticesindeki projelerini gözler önüne serdi. Yapılan değerlendirmede Ezgi Sabır, Pelin Kazak ve Sümeyra Betül Tayfur’dan oluşan grubun projesi 1., Tuba Erol, Sinem Hallı ve Büşra Torgay’dan oluşan grubun projesi 2., Duygu Barutçu, Seyran Geyik ve N. İlknur Sevinç’ten oluşan grubun projesi de 3. olarak belirlendi. Dereceye giren öğrenciler kongre açılışında düzenlenen töreninde açıklandı. Öğrenciler çeşitli Profilo ürünleriyle ödüllendirildi.

Konuk Konuşmacı Ünlü Tasarımcı Profesor M.P. Ranjan
Türkiye’deki tüm tasarım araştırmacılarını, akademisyenleri, tasarımın pozitif katkısı üzerine kafa yoran herkesi bir araya toplamayı ve değişim kavramı üzerinden tasarımın tüm boyutlarını çok yönlü bir platformda incelemeyi amaçlayan kongrenin katılımcıları arasında, tasarımın sürdürülebilir ekonomik ve ekolojik süreçlerdeki rolü konusunda uluslararası bir uzman olan Profesör M.P. Ranjan da yer aldı.

Hindistan Ulusal Tasarım Enstitüsü’nde (NID) akademik ve idari birçok görevde bulunan, sürdürülebilir yerel tasarım çözümlerinde uzman olan Prof. M P Ranjan, küresel krizin olumsuzlukları ile başa çıkma konusunda gelişmekte olan bir Asya ülkesinden alternatif bir bakış açısını paylaşarak 4. Ulusal Tasarım Kongresi’ne konuşmacı olarak katkıda bulundu.

“Ulusal Tasarım Kongrelerinin Önemi”
Ulusal Tasarım Kongreleri bugün ülkemizde endüstriyel tasarım alanında düzenlenmekte olan ilk ve tek hakemli ulusal akademik etkinlik olduğunu belirten İTÜ – 4. Ulusal Tasarım Kongresi Düzenleme Komitesi Başkanı Prof. Dr. Alpay ER, “Ulusal Tasarım Kongreleri’nin temel amacı Türkiye’de endüstriyel tasarımı çok boyutlu bir yaklaşımla ele alarak bu alanda bir araştırma kültürünün oluşmasını sağlamak, araştırma sonuçlarının ilgili tüm kesimlerce paylaşılıp tartışılabileceği bilimsel bir ulusal platform yaratmaktır. Bu, kuruluşundan bu yana endüstriyel tasarımı ve tasarım araştırmalarını Türkiye’nin üniversite, sanayi ve kamuoyu gündeminde üst sıralara taşımayı hedefleyen bölümümüzün kurumsal misyonunun da önemli bir parçasıdır.” dedi. Er, görüşlerini şu sözlerle sürdürdü: “Endüstriyel tasarım disiplininin ülkemizdeki bilimsel gelişimi ve ulusal inovasyon politikalarına entegre edilmesi sürecinde, bilimsel ve kurumsallaşmış akademik platformların önemi yadsınamaz. Bu nedenle ulusal tasarım kongrelerinin, kriz dahil her türlü olumsuzluğa karşın düzenli olarak gerçekleştirilmesi, hem disiplinin gelişimi hem de sanayi başta olmak üzere Türk toplumunun tasarımdan azami fayda sağlayabilmesi açısından gereklidir.”

 

ÇEVRE DOSTU,DEĞERLİ PROJE “İSTANBUL SAPPHİRE”

Kentin “iş yönetimi” merkezi Büyükdere Caddesi’nde yükselen, bir konut, alışveriş ve eğlence merkezi projesi olan İstanbul Sapphire, çevresindeki yüksek yapılanmaya uyumlu, İstanbul’un Maslak bölgesindeki en yüksek binalardan biri olacak.

Bina 261m yüksekliği, ekolojik özellikleri ve tasarımının estetiği nedeniyle, İstanbul’un her yerinden görülen ve tanınan bir bina olmayı hedefliyor. Toplam 165.139m²’lik inşaat alanına sahip 10 katı zemin altı olmak üzere 61 katlı olup 30 metre antenle Türkiye’nin en yüksek binası olacaktır.

Otopark, alışveriş merkezi ve konut işlevlerine sahip olan binanın zemin altında yer alan 10 bodrum katının 6’sı otopark, zemin altı ilk 4 kat ise alışveriş merkezi çatı örtüsü ise çelik konstrüksiyon.

Bina içi düşey sirkülasyonda, sekiz adedi yüksek hızlı olmak üzere, toplam 14 adet asansör, 13 adet yürüyen merdiven ve 8 adet yürüyen yol bulunuyor.

Bina dışarıdan bakıldığından yukarıya doğru hafifçe inceliyor. Dördüncü kattan itibaren aşağıya doğru genişleyerek, binanın yüzeyini kaplayan cam örtü yumuşak bir kıvrımla, yatay olarak binanın eteği şeklinde uzayarak kafe, bar, restorant ve dükkanların yer aldığı alanın üzerini, saçağa dönüşerek örtüyor. Özellikli ve kaliteli marka alışverişine uygun olarak tasarlanan ve doğal ışıktan maksimum yararlanılan bu alan, çok katmalı, hareketli, tek bir büyük mekan algısı yaratıyor.

Binanın konut kısımlarında 120 m²’den 1100 m² ‘ye kadar değişen, birbirinden farklı büyüklükte her 3 katta bir gökyüzü bahçesi oluşturuyor. Bölümler arasında konumlanan katlarda konut kullanıcıları için çeşitli rekreasyon alanları düşünülmüş.

Bina cephesi birbirinden bağımsız iki kabuktan oluşmakta; iç mekanlar, dışta oluşturulan kabuk aynı zamanda iç mekan-dış atmosfer arasında tampon bölge oluşturmakta, yapı fiziği çözümlerini pozitif yönde etkilemektedir.

Menfezler ve teknik donanımla sağlanan doğal havalandırma sayesinde “nefes alan bina”, iklimlendirme için daha az enerji tüketmektedir. Ayrıca dış cephe ve iç cepheler arasında çeşitli iklimlendirme alanları düzenlenmekte, bu tampon bölümlerde ayrıca binanın işletim destek sistemleri ve mekanik sistemler bulunmaktadır.

Çevre dostu sistemlerin kullanılmasıyla enerji tüketimi kontrol edilirken, her 3 katta iklimlendirme alanı olarak düzenlenen yeşil alanlar, yüksek kotta bulunan oturumlarla doğal ve sıcak bir atmosfer sağlanmakta; en yüksek katlarda dahi bahçeli ev ölçeğini ve hissini korumaktır.

Çağdaş teknoloji ürünü kule, geniş bir İstanbul manzarasına hakim olmanın ötesinde, zarif ve şeffaf bir yapı olarak kendisi de kentin görünümünde yerini bulacaktır.