İÇ MİMARLIK ÖĞRENCİLERİNİN BULUŞMASI

Türkiye’de yaklaşık 25 üniversitede eğitim almakta olan içmimarlık öğrencileri, 27 Şubat’ta İzmir Ekonomi Üniversitesi İçmimarlık öğrencilerinden oluşan 45 kişilik organizasyon ekibi tarafından düzenlenen buluşmada bir araya geldiler.

Konak Belediyesi ve Başkan Hakan Tartan’ın katkıları gerçekleşen organizasyonda Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal, İçmimarlar Odası Genel Başkanı Turan Tektürk, İçmimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Filiz Ultav, Eskişehir Anadolu Üniversitesi İçmimarlık Bölüm Başkanı Burak Kaptan ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölüm Başkanı Markus Wilsing’in yer aldığı “İçmimarların İmza Hakkı” konulu oturumun ardından, mimarların duayeni Cengiz Bektaş, Bilkent Üniversitesi’nin eski öğretim üyesi Nilgün Çarkacı ve İzmir Ekonomi Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Tevfik Balcıoğlu “Sınırlar: İçmimarlık ve Mimarlık” konusunda deneyim ve görüşlerini öğrencilerle paylaştılar.

Balçova Belediyesi, Pınar, Dr. Oetker, Pepsi, Kuru Kahveci Mehmet Efendi gibi firmaların sponsorluğunda verilen öğle yemeğinin ardından öğrenciler, “Yenilikçi Bir Ofis: Yalın Tan ve Jeyan Ülkü” başlıklı oturumda Yalın Tan’ı ve deneyimlerini dinlediler. Barbaros Şansal’ın “Tasarım Sahteciliği ve Etik” konulu sohbetinden sonra, Yapı Endüstri Merkezi’nin kurucusu üstad Doğan Hasol “Örgütlenmenin Önemi ve Deneyimler” hakkında konuştu.

Öğrencilerin kendi aralarında da görüş alışverişinde bulundukları paylaşım kokteylinin ardından Organizasyon Ekibi Başkanı Murat Dede’nin “TMMOB İçmimarlar Odası’nın 24 Ekim 2009’da Ankara Çankaya Üniversitesi’nde düzenlediği öğrenci kurultayında verdiğimiz sözü tutup yaklaşık 3,5 ay gibi bir süreçte ekibimizle bu buluşmayı gerçekleştirmiş olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Birincisini gerçekleştirerek birlik olma yolunda attığımız büyük adımın devamının geleceğine inanıyoruz” sözleri üzerine ikinci buluşmanın İstanbul Teknik Üniversitesi’nde gerçekleşmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

DİVAN RESİDENCE’DE HAYAT NE ZAMAN BAŞLAYACAK ?

Kuzu Grup tarafından inşa edilen Divan Residence Halkalı’da Nisan ayında teslimle gerçekleştirilecek ve yaşam başlayacak. Sınırlı sayıda dairenin kaldığı projede 125 bin TL’den başlayan fiyatlarla satışlar devam ediyor.

Divan Residence Halkalı’da 1+1 dairelere 125 bin TL, 2+1 dairelere 178 bin TL’den başlayan fiyatlarla sahip olabilmek mümkün. Kampanya kapsamında 12 aydan 120 aya kadar vade seçeneklerinde yüzde 0’dan yüzde 0,99’a varan faiz oranları uygulanıyor. Divan Residence Halkalı’dan, E-5 ya da TEM otoyollarıyla Atatürk Havalimanı’na kolayca ulaşılabiliyor.

Göl ve deniz manzaralı bir noktada konumlanan Divan Residece Halkalı’da 57,74 metrekare ile 11,46 metrekare arasında değişen 1+1 ve 2+1 toplam 743 daire ve 26 dükkan bulunuyor. 29 bin metrekare yeşil alanıyla da dikkat çeken Divan Residence ayrıca arkasında Marmara Üniversitesine ait kampüs arazisi ve yanında İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri (İTKİB)’in Fuar Merkezi Tekstil Park ile komşu konumda bulunuyor. Divan Residence Halkalı’da ayrıca yüzme havuzları, tenis kortları, fitness salonlarıyla geniş sosyal imkanlar da yer alıyor.

ESKİ,TARİHİ YAŞAMDAN ESİNLENEN PROJE

Yalıkavakta yamaçtan denize, denizden yamaca sükunetle kurgulanmış, gölgelerin güneş kadar değerli olduğu, gecenin gündüz kadar ışıltılı olduğu bir yeni Bodrum…

Ait olduğu coğrafyanın tüm doğallığı ile vurgulandığı özgün mimari tasarımı kadar konumu ile de eşsiz nitelikte olan BodrumBodrum, yepyeni bir hayatı düşleyenler doğa ile tasarımı ustalıkla buluşturuyor. Taşın, ahşabın, güneşin ve gölgenin ustalıkla bir araya geldiği proje, Arif Özden, Sinan İzgi ve Tanju Özelgin imzası taşıyor. Konfor, huzur ve kolaylık kadar beş duyunun da tasarlandığı BodrumBodrum 5 temel tipten oluşuyor.

“Hayatı en yalın hali ile kolaylaştırmak ve zenginleştirmek, projenin temel duyarlılık alanıdır. İçten dışa, dıştan içe ideal olanı yakalamak; yeni bir gerçek yaratmak yerine, gerçek olanı bambaşka bir kesitten bakabilmekle mümkündür. Bu anlamda bir arakesit mimarisidir, “BodrumBodrum”. Duvarların hayatı sınırlamadığı, aynı anda hem içeride, hem dışarıda, hem kalabalığın içinde tek ve bağımsız, hem tek başına çokluk içinde çeşitli bir yaşam kurgusudur bu. Yaratılan ara katmanlardan, doğa tüm cömertliğiyle iç mekana sızarken, kendi mahremiyeti içerisinde yaşam diğer bir taraftan devam etmektedir. Burada bahsedilen doğa sadece dışarısı, güneş, toprak, gökyüzü değil, malzemenin, planın ve duyguların doğasıdır. Vaat edilen, bütünü oluşturan her bir parçanın kendi içinde yetkinliği ve eşsizliği ile sağlanan ayrıcalıklı bir yaşam deneyimidir.” Arif Özden – Tanju Özelgin

Proje Yeri: Yalıkavak Tilkicik Koyu

İşveren: Bilgili Turizm ve Gayrimenkul Yatırımları
Arsa Alanı: 26.000 m2
Tasarım Ekibi: Arif Özden, Sinan İzgi, Tanju Özelgin

Bilgili Turizm ve Gayrimenkul Yatırımları tarafından geliştirilen BodrumBodrum projesi taşın, ahşabın ve gölgenin bir araya geldiği ve doğanın enerjisi ile harmanlanmış bir konsepte sahip.

Arif Özden, Sinan İzgi ve Tanju Özelgin gibi mimarların imzasını taşıyan BodrumBodrum Yalıkavak Tilkicik Koyu‘na konumlanmış. Milas Bodrum Havaalanı’ndan 45 km uzaklıkta yer alan proje, toplam 26.000 metrekarelik alan üzerinde, 80 adet villa ve az sayıda daireden oluşuyor.

3 farklı tipte 2+1 ve 3+1 villa ve az sayıda da 2+1 daire tipinden oluşan projede, 16 adet dubleks villa ve kendilerine özel serinleme havuzuna sahip olan B tipi evler 237 m2 ile 266 m2 arasında değişiyor. Boyutları 237 m2 ile 284 m2 arasında farklılık gösteren C tipi evler 40 adet villadan oluşurken, koyun tüm manzarasına hakim D tipi evler ise 251 m2 ile 287 m2 arasında alternatifler sunuyor.

“BodrumBodrum” projesinde B, C ve D tiplerinin bahçeleri, terasları, balkonları, verandaları ve özel havuzları bulunuyor. Çatı terasının yanı sıra 2 odalı daire seçenekleri bulunan 12 adet 152 m2 E tipi teraslı daireler tatil için ideal olmakla birlikte Yalıkavak Tilkicik koyunun manzarasını sergiliyor.”BodrumBodrum“, deniz manzarasına açılan ahşap kaplamalı verandaları, 200 metre uzunluğunda özel, temiz ve sakin plajı, tekneler için özel iskelesi, yüzme havuzları, yüzen güneşlenme ve dinlenme alanları, cafe-restaurant ve fitness salonunun yanı sıra evlere ulaşımı sağlayan, yeraltından geçerek kapalı otoparka bağlanan özel araç yoluyla birlikte kapalı misafir otoparkı ile, Bodrum‘un güzelliklerini farklı bir şekilde sunuyor.

TASARIM OSCARLARINI KİM ALDI ?

Banyo mobilyası ve vitrifiye üreticisi Duravit’in endüstriyel tasarımın duayenleriyle yarattığı PuraVida banyo serisine ve Inipi sauna sistemine ödül yağdı.

Phoenix Design’ın Duravit için tasarladığı Red Dot tasarım ödülüne de sahip olan PuraVida banyo serisi; “iF Product Design Award  ödülünü, Alman Tasarım Kulübü DDC’ten altın madalyayı ve Almanya Federal Cumhuriyeti  tasarım ödüllerini aldı.

Duravit’in EOOS tasarım grubu ile dört yılı bulan çalışmalarının sonucunda hayat verdikleri Inipi sauna da Duravit’i bir kez daha onurlandıran ödülleri getirdi. Duravit’in Inipi sauna tasarımı iF product Design Award  ödülünü, Red Dot “best of the best” (en iyinin de iyisi) ödülünü, Design Plus ödülünü ve “Focus in Silver” ödülünü aldı.

 

DOĞA DOSTU KULELER

Son yıllarda mimaride trend haline gelen ve neredeyse tüm şehirlerde bir tane bulunan burgu kuleler artık mimarileri dışında “nefes alan” ya da “ekolojik” özellikleriyle birbiriyle yarışıyor…

Dikey bahçenin son örneği


Dubai’nin artan nüfusuna paralel olarak yükselen kulelere bir yenisi daha eklendi. Dönen kule mimarisine en iyi örneklerden birini temsil eden Oasis Tower, Zabeel Park projesi içinde inşa ediliyor. Mimar Rahul Surin tarafından yapılan proje, sürdürülebilir konut konseptine uygun olarak inşa ediliyor. Projenin etrafında yetiştirilecek bitkilerin ise her yıl 40 bin kişiyi doyurabileceğini iddia ediyor. Dikey bahçe konseptinin yanı sıra en son teknolojilerin de kullanılacağı projede dikey rüzgar türbinleri ve binanın enerji ihtiyacını karşılayacak bir cam teknolojisi de kullanılacak.

160 metrelik lüks rezidans


40 katlı lüks bir rezidans kulesi olan The Starada Tower, Londra’nın en ilginç binalarındna birini oluşturuyor. Hani Rashid ve Lise Anne Couture’e ait Asymptote Mimarlık tarafından hayata geçirilen projenin bu yıl içinde tamamlanması planlanıyor. 160 metre yükseklikteki bu ilginç yapı Al Raha Plajı kenarında yapılıyor. Bölgenin tematik yapılı projelerinden biri olacak olan Strata Tower, hem yerel hem de küresel mimarlık formlarından izler taşıyor.

İki ayaklı burgu kule


New York’ta inşa edilen Greenwich South projesi New York’ta The Downtown Alliance tarafından inşa ediliyor. 41 dönümlük alanda inşa edilen proje Aşağı Manhattan olarak adlandırılan bölgede inşa ediliyor. Kare şeklinde bir gökdelenin yanından burgu kule olarak yükselen proje şehrin gökdelen ihtiyacına farklı bir cevap veriyor. İki ayaklı olarak inşa edilen projede burgunun yükseldiği alanın altında yer alan tünel iki bina arasında geçişi sağlarken altından ise arabalar geçebiliyor. Yeşil bina teknolojileriyle de dikkat çeken proje “nefes alan binalar” kategorisinde değerlendiriliyor.

Denizden de ulaşılabiliyor


İlk defa 2005 yılında açıklanan ancak projesi sürekli değiştirilen Chicago Spire, 600 metreye varan yüksekliğiyle en uzun dönen kule mimarilerinden birini oluşturuyor. Şehrin en dikkat çeken binalarından biri olan Chicago Spire, bir yandan Şikago‘nun yüksek bina trendini devam ettirirken diğer yandan da dönen mimarisiyle şehrin gökyüzünde yeni bir form yaratıyor. Bir tarafında deniz diğer tarafında ise DuSable Park’ın yer aldığı Chicago Spire’a denizden ulaşım imkanı da sağlanıyor.

Çin’in 600 metrelik burgusu


Geçen yıl Çin’in Guangdong bölgesinde projelendirilen Canton Tower, 600 metre yüksekliğe ve 114 bin metrekare kullanım alanına sahip. Mimar Mark Hemel ve Barbara Kuit tarafından kurulan Information Based Architecture tarafından yapılan Canton Tower’da dünyanın en yüksek gözlem kulelerinden biri de yer alacak. 10 milyon kişinin yaşadığı Guangzhou şehrinin en ilginç projelerinden biri olan Canton Tower Kasım 2010’da Asya Olimpiyatlarına da ev sahipliği yaptı. Proje sadece gözlem kulesiyle 10 milyondan fazla ziyaretçiye ev sahipliği yapmayı planlıyor.

GREEN DOT ÖDÜLLERİ CEZBETTİ!

Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıldüzenlenen ve en prestijli Uluslararası Çevreci Yarışması olması hedeflenen Green Dot Ödülleri’nde bu yıl Dr. Hakan Gürsu Çevre Oscar’larında iki ödül daha aldı…

ODTÜ Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü öğretim üyesi Dr. Hakan Gürsu başkanlığındaki “Designnobis” ekibinin geliştirdiği yeni ürün; Dekoratif -çevre- bilimle ilgili yapı taşı “D-ecorabrick” bina grubunda en büyük ödüle layık görüldü.

Aynı grupta yer alan ve çevreci bir inovasyon çözümlemesi olan, “natura wall” doğal duvar projesi ile de 2 mansiyondan birisine layık görüldü. Çevreye duyarlı uluslararası ortamlarda bir marka değerine ulaşan ODTÜ öğretim üyesi Dr. Hakan Gürsu ve ekibinin, son 3 yıl içinde kazandığı uluslararası ödüller ise 14’e ulaştı. Bu sene Los Angeles kentinde Nisan ayı içerisinde gerçekleştirilecek büyük bir tören ile ödüller sahiplerine verilecek.

NAİL V.ÇAKIRHAN SERGİSİ

Türkiye’nin ilk başarılı çıplak beton uygulamasını Karatepe Açık Hava Müzesi projesinde başarıyla gerçekleştiren, geleneği yadsımadan da kültürel bir duyarlılığın yerleşip gelişebileceğini, tasarımını ve uygulamasını yaptığı yapılarla Akyaka’da kanıtlayan, 11 Ekim 2008’de yitirdiğimiz şair, edebiyatçı, yapıcı, Uluslararası Ağa Han Mimarlık Ödülü sahibi, ömrünün daha önceki yıllarında gazetecilik yapmış, yayımlanmış şiir kitapları da bulunan Nail V. Çakırhan’ı doğumunun 100. yılında bir sergi ve söyleşi ile anılıyor.

KüratörlüğünüY. Mimar M. Melih Güneş’in yapmış olduğu sergi, TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi tarafından İKF (İstanbul Kültür Forumu) işbirliğiyle İstanbul 2010 AKB programı kapsamında düzenlendi. Çakırhan’ın özel eşyalarından, mektuplarından, yapılarının eskiz ve Reha Günay’ın çektiği fotoğraflarından oluşacak sergiye Nâzım Hikmet, Attila İlhan, Can Yücel, İlhan Selçuk gibi yakınlarının kendisi için yazdığı şiirler, notlar eşlik edecek.

Serginin açılışı 2 Nisan Cuma Saat: 19.00’da TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi’nde gerçekleşecek. Sergi açılışı öncesi yapılacak toplantı Enis Rıza’nın Nail V. Çakırhan’la Akyaka’da 1997 yılında yapmış olduğu sözlü tarih söyleşisinden VTR Araştırma Yapım Yönetim’in hazırladığı kısa bir pilot yapımla başlayacak. Zeliha Berksoy’un Nail V. Çakırhan’ın şiir ve yazılarından derlenen bir seçmeyi okumasının ardından bir söyleşi düzenlenecek. Katılımcılardan TMMOB Mimarlar Odası eski başkanlarından Oktay Ekinci, Çakırhan’ın mimarlığı ve mimari kültüre katkılarını; kendisiyle uzun bir söyleşi gerçekleştirmiş ve bu söyleşiyi yayına hazırlamakta olan yazar Nursel Duruel yaşamıyla ilgili dönemleri anlatacak. Nail Çakırhan’ın yakın dostu Hamdi Yücel Gürsoy, Çakırhan’la ilgili anılarını aktarırken bir insanın diğer bir insanın hayatı üzerindeki etkilerine tanık olacağız. Rasih Nuri İleri’nin Çakırhan’ın şairliği ve Türkiye’deki sol siyaset içindeki yerini ve önemini aktaracağı toplantının yöneticiliğini M. Melih Güneş yapacak.

NAİL V. ÇAKIRHAN KİMDİR?

Nail Çakırhan 1910 yılında bugünkü Gökova, Gökabad’da (Ula bucağı, Muğla İli) doğdu. İlkokulu Ula’da, ortaokulu Muğla’da, liseyi Konya’da okudu. 12 yaşında şiir yazmağa başladı. 13 yaşında ilk el yazması gazetesini, 18’inde Konya’da ilk basılı mecmuayı çıkardı. 19’unda İstanbul’da Tıp Fakültesi’ne yazıldı; fakat fakülteyi bıraktı gazeteciliğe atıldı. Arkadaşı Nâzım Hikmet’le birlikte “1+1=Bir” adlı şiir kitabını çıkardı. 24’ünde Sovyetler Birliği’ne gitti, ekonomi politik okudu. 1937’de Türkiye’ye döndükten sonra, gazetecilik, kitapçılık, muhasebe gibi türlü işlerle uğraştı. 1951’de Karatepe-Aslantaş’ta kazı yapan ve restorasyonla görevlendirilen eşi Halet Çambel’e yardım etmek için Karatepe-Aslantaş’a gitti. Burada yapı işlerini üstlendi, kazı yerindeki koruyucu saçakları, kazı evi, orman binaları, ilkokul, lojman ve atölye inşaatlarını yönetti. Türkiye’deki ilk başarılı çıplak beton uygulamasını (üstelik çok zor koşullarda) gerçekleştirmesi, çeşitli tuğla binalar yapmasının kazandırdığı pratik ona sonradan yapacağı tasarım ve uygulamalarda kolaylık sağlamış olmalıdır.

Kendisi için 1970 yılında tasarlayıp yaptığı evle 1983 yılında Ağa Han Mimarlık Ödülü’nü aldığı Büyük Jüri Kararı’nda şöyle yazılıdır:

“Tasarım ve bezemede geleneksel yaşam biçiminin yansıtılması ve sürdürülmesinden kaynaklanan yalınlık ve inceliğe. Evin tasarımı geçmiş örneklerin basit bir yinelemesinin ötesindedir; bezemeleri ağırbaşlı, eskiye benzer yeterli orandadır.

Doğayla olağanüstü uyumu ve çok amaçlı kullanımın üstün niteliği ve iç mekânının etkisi yapıya büyük üstünlük kazandırıyor. Bu havadar ve çekici ev, el sanatlarını canlandırması ve kültürel duyarlığı için özellikle dikkate değerdir.”

TMMOB Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi 1992 yılında verdiği “Mimarlığa Katkı Ödülü” ile yüzü aşkın yapı tasarlayıp uygulamasında bizzat bulunmuş “alaylı” meslektaşlarını “anlamsal” olarak Türkiye mimarlarının onur üyeliğine getirdi.

Nail V. Çakırhan’ın 1942 yılındaki “Tan Gazetesi Yazıları”, eşine yazdığı mektuplardan oluşan “Canım Halet’çiğim” ve “Daha Çok Onlar Yaşamalıydı” başlıklı şiir kitaplarının dışında mimarî çalışmalarını içeren “Yapı Sanatında Yarım Yüz Yıl/Geleneksel Mimarinin Şiiri Nail Çakırhan” başlıklı bir kitap da yayınlanmıştır. Toplumsal duyarlılığıyla pekişen mimarî duyarlılığı birbiriyle bütündür. Ödül aldığı evle bölgede de kültürel bir duyarlılığın yeşerip boy atmasını sağlamıştır.

Tasarımını yaptığı ve maliyet keşfi dahil çıkardığı projelerin uygulama sırasındaki sorunlar birlikte çalıştığı mimarlarla “kafabirliğiyle” çözülür. Çalışma sürecinde Nail V. Çakırhan’ın yaşama biçimine de yansıyan ideoloji ve felsefesi hep hissedilir. “Emek” ve “hak” kavramlarının pratiği de yapılır yapılar yükselirken… Çağına şan katmış ender bir bilge, onurlu bir kuşağın dimdik çınarlarındandır. Nail V. Çakırhan, nerdeyse bir asrını yaşadığı Türkiye toplumsal hayatının övünme sebeplerindendir.

 

SHANDOG’DA 42 KM’LİK RÜYA!!!

Çin’de dünyanın en uzun köprüsünün inşası 4 yıllık çalışmanın ardından tamamlandı…

Shandong bölgesinde inşa edilen köprü tam 42 kilometre. Üç şehri birbirine bağlayan köprü 2 farklı ekibin çalışmalarıyla 2006 yılından beri inşa ediliyordu.

Projede yer alan bir mühendis “Proje bilgisayarda kusursuz görünüyordu fakat köprünün iki yakası birleşene kadar içimiz rahat etmedi, birkaç santimetrelik hata bile felaketle sonuçlanabilirdi” şeklinde açıklama yaptı.

Köprü 8.5 milyar dolara (13 milyar 150 milyon TL) mal oldu. Çin’den önce en uzun köprü rekoru ABD’nin güneyinde yer alan Louisiana eyaletinde 38 kilometre uzunluğunda bir köprüye aitti.

BOĞAZİÇİ KÖPRÜSÜ’NDEN 30 KAT DAHA UZUN

Çin’de yapılan yeni köprü, 1973 yılında İstanbul Boğazı’na 1.500 metre uzunluğunda inşa edilen Bogaziçi Köprüsü’nden 30 kata yakın daha büyük.

UNICERA ,TÜRK SANATÇILARINI AĞIRLIYOR

7-11 Nisan tarihlerinde TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek olan 22. UNICERA Seramik Banyo Mutfak Fuarı bu yıl önemli bir sergiye ev sahipliği yapıyor. CERAMİSTANBUL sergisi ile 44 Türk seramik sanatçısı, Anadolu’da 8 bin yıl önce doğan seramiğin çağdaş yüzünü bireysel yorumlarıyla ortaya koyuyor…

Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölümü Öğretim Görevlisi Mutlu Başkaya’nın Başkanlığını yaptığı, Düzenleme Kurulu tarafından hazırlanan ve 44 sanatçının eserlerinin sergileneceği CERAMİSTANBUL isimli seramik sergisinde yapıtları bulunan seramik sanatçıları, yarım asırlık çağdaş Türk seramik sanatının bir panoramasını sunuyor.

Sergi, yurt dışında Türk seramiklerine karşı olan algıyı yükseltmek ve markalaşma faaliyetlerine destek olmak amacıyla Seramik Tanıtım Grubu’nun katkılarıyla düzenleniyor. Tüm dünyanın ortak mirası olan seramik geleneğini doğduğu topraklarda yorumlayan seramik sanatçıları da, dünyaya ve geleceğe bu yapıtları sunarak, Türk seramiğinin bir marka olması yönünde gereken desteği veriyor.

Çatalhöyük’te ilk seramiklerin yapıldığı M.Ö. 6000 yılından günümüze tarih boyunca Lidya, Hitit, Urartu, Bizans, Selçuklu, Osmanlı gibi sayısız uygarlığa ev sahipliği yapan Anadolu topraklarının sanatçıları, kültürel değerlerini evrensel sanata ve endüstriyel seramik tasarımına dönüştürerek ihracatın artmasına da katkı sağlıyor.

UNICERA Seramik Sergisi – CERAMİSTANBUL’da yıllarını seramiğe adamış ustalardan, yeni kuşak gençlere, üniversitelerin seramik bölümlerinde çalışan akademisyenlerden, çalışmalarını kendi atölyelerinde sürdüren sanatçılara kadar tüm kuşaklar bir arada yer alıyor. Hepsinin ortak paydası ise, sanat yolunda İstanbul’da buluşmuş, sanata ve İstanbul’a gönül vermiş olmaları.

Sürdürülebilir Tasarım UNICERA’da tartışılacak

Hollanda Delft Üniversitesinde Endüstriyel Tasarım Mühendisliği Fakültesinin Sürdürülebilir Tasarım Bölümünü yöneten Prof. Dr. Han Brezet, UNICERA fuarı sırasında düzenlenecek olan seminerde sürdürülebilir ve eko tasarım ile ilgili bilgi verecek. Bu kapsamda seramik konusuna da değinecek olan Han, su tasarruflu klozetler gibi sektör için çok önemli konuları da ele alacak.

Seminer konuşmacılarından bir diğeri ise Milano’dan Micol Costi olacak. Sürdürülebilir malzemeler konusunda önemli çalışmalara imza atan Costi, bu konu ile ilgili sektöre bilgi verecek. UNICERA Fuarı’nda Türkiye Seramik Federasyonu’nun; sektöre ilişkin sanat, bilim, sanayi, teknoloji, tasarım, uygulama ve Ar-ge gibi çeşitli konularda öne çıkmış kişi ve kurumlara verdiği ve geleneksel hale gelen “Seramik Onur Ödülleri” de sahiplerini bulacak.

Seramik sektörünün aktörlerini bir araya getiren Avrupa’nın 3’üncü büyük seramik banyo mutfak fuarı UNICERA kapsamında, seramik, granit, mermer, mozaik, cam, paslanmaz çelik mozaik vitrifiye ürünler, armatürler, küvet, jakuzi, duş kabini, hidromasaj sistem ve aksesuarları, banyo aksesuarları, banyo mobilyaları, seramik kimyasalları, yapıştırıcı, profil, seramik teşhir üniteleri, havlupan, rezervuar iç takımları, mutfak mobilyaları, ankastre cihazlar, tezgah ve evyeler, mutfak aksesuarları, iç sistem donanımları ve ilgili yayınlar sergileniyor.

 

 

 

 

HER KATINDA FARKLI BİR YAŞAM!

Modern Konut Mimarisi


444 daireli bu toplu konut projesi tüm dünyaya farklılığı ile örnek oluyor…

Bu harika görünümlü bina Atelier Thomas Pucher ve Bramberger Architects tarafından dizayn edilmiştir.

Otopark tesisleri hariç olmak üzere, projenin toplam inşa yüzeyi 29.200 metrekareye ulaşıyor…

Düşük maliyetli, apartman yaşamı ve lüks villa yaşam tarzı, özel açık alanlarda geniş erişim düzeni ile göz kamaştırıcı bir konut.

Esnek zemin planı sakinleri nesillere kadar sürebilir kişiselleştirilmiş iç mekanlar oluşturulmasına olanak sağlıyor.

GÖRENLERİ BÜYÜLEYEN YATLAR

Firmalar güçlerini göstermek için bazen akıllara durgunluk veren tasarımlara imza atabiliyor…

‘Tropikal ada cenneti‘ olarak isimlendirilen bu yatta neler yok ki… Volkanik bir dağ, dev yüzme havuzu, şelale, palmiyeler….

Dünyanın en eşsiz tasarımına sahip olan lüks yatın henüz fiyatı belirlenmedi.. Yatın tasarımcısı Rob McPherson, Hint ve Atlas Okyanusu’ndaki adalardan esinlendiklerini söyledi.

Rob McPherson “Süper lüks bir yatı tasarlarken, helikopter pistini, özel sinema salonunu, kütüphaneyi, oyun merkezini, VIP suitleri eklemeyi ihmal etmedik. Ama sonra, işi bir adım öteye götürmek istedik. Sonuçta lüks yatlarla denize açılan insanların çoğu, tropik cennetlere gidiyor. Artık bunları görmek için yatı terk etmeye gerek yok çünkü tüm tropik güzellikler zaten elinizin altında” diye konuştu.

Bu tasarım hem süper bir yatı hem de süper bir arabayı birleştirip bir bütün haline getiriyor.

Strand Craft 122‘nin tasarımı tam 38 metre ve içinde bir otomobilin sığabileceği büyüklükte bir garajı var.

“Bu yatın içindeki en şaşırtıcı özellik 880hp’lik bir süper araba. V12 motoru ve 375km’ye çıkabilen hız göstergesiyle süper araba yatın içindeki garajda saklanabiliyor.”

Belki bir gün böyle bir tasarım gerçeğe dönüşebilir. Ancak o zaman yetişecek nesil de, bir arabanın arka koltuğunda, arabalı feribot sırası beklemenin keyfini tadamayabilir.

GÖĞÜŞ YAPININ PROJELERİ!

Göğüş Yapı projelerini İstanbul ve Bodrum’a taşıyor…

2008 yılında Ankara’da yaptığı Trend Residence projesi ile adından söz ettiren Göğüş Yapı, üst üste aldığı ödüllerle de yapı sektöründe hızla ilerliyor. Yeni projelerini İstanbul Sarıyer ve Bodrum’da gerçekleştirmek için ilk adımlarını atan Göğüş Yapı, her iki proje için toplam 80 milyon dolar yatırım yapacak.

Trend Residence markasını bir zincir haline getirmeyi hedeflediğini belirten Göğüş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Göğüş, İstanbul ve Bodrum’da başka projeler ile de ilgilendiklerini söyledi. “Class Plus” hizmeti ile fark yaratan Göğüş Yapı, bu hizmet ile house keeping servisinden, vale parkinge, özel araçtan sağlık ve turizm danışmanlığına kadar ev sahiplerine geniş bir hizmet yelpazesi sunuyor.

Göğüş Yapı Yönetim Kurulu Başkanı Kerem Göğüş’ün yaptığı açıklamaya göre hem İstanbul hem de Bodrum projelerinin içinde butik oteller de yer alacak. Class Plus hizmeti ile deneyim sahibi olan Göğüş Yapı, otellerin işletmesini de üstlenecek.