GÜCÜNÜ HAVADAN ALAN SAAT!

Fütüristik tasarımıyla tanınan ünlü tasarımcı Marc Newson, Jaeger-LeCoultre için yeni bir Atmos modeli tasarladı…

Atmos 561’in hassas mekanizması, çalışması için gereken tüm enerjiyi havadaki ısı farklarından alıyor. Benzersiz bir masa saati tasarımı olan Atmos, mekanik saatin zirvesindeki marka Jaeger-LeCoultre tarafından ilk olarak 80 yıl önce yaratılmıştı.

Renkli portfolyosunda, konsept otomobil, özel jet ve First Class havaalanı lounge’ları gibi olağanüstü çalışmalar bulunan ünlü tasarımcı Marc Newson’un yorumuyla yeniden hayat bulan Atmos 561, havada asılı durduğu izlenimini veren şeffaf kristal çerçevesi içinde hayranlık uyandırıyor.

Atmos’un mekanizmasının içinde saatin çalışmasını sağlayacak herhangi bir enerji kaynağı olmadığı gibi, saatin tasarımı da bir kurma kolu içermiyor. Saatin içinde bulunduğu ortamdaki yarım derecelik bir ısı oynaması bile, hassas mekanizmanın günlerce çalışacak gücü rezerve etmesine yeterli oluyor.

ALİ AĞAOĞLU KONUT PROJELERİNDE KAMPANYAYA GİRDİ !

Ağaoğlu Projelerinde Faiz Sıfırlandı!
Küresel ekonomideki son gelişmeler ışığında faizlerin dalgalanma ve belirsizlik eğiliminde olması nedeniyle Ağaoğlu tüketiciye özel bir kampanya hazırladı. Ağaoğlu’nun mevcut tüm projelerinde geçerli olacak kampanyada 5 yıla kadar sıfır faiz seçeneği sunuluyor…

Ekonomik krizlerin tartışıldığı dönemlerde insanların parasını yastık altında tutma eğilimine girdiğini belirten Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, yatırım araçları arasında en başarılı performansa sahip aracın emlak yatırımı olduğunu belirtti.

Faiz, döviz, altın, borsa gibi araçların yanında gayrimenkulün orta ve uzun vadede en istikrarlı getiriyi sağladığını vurgulayan Ali Ağaoğlu, son 10 yıldır ekonomik kriz dönemleri dâhil, en çok proje üreten ve konut satışı gerçekleştiren marka olduklarını belirtti. Bugün halen 10 bin konutun yapımına devam ettiklerini ve 10 bin konutun daha planlama aşamasında olduğunu kaydeden Ağaoğlu, gayrimenkulde doğru projeye, doğru zamanda ve doğru fiyattan giren herkesin bugüne dek yatırımının karşılığını aldığını vurguladı.

Son bir hafta içerisinde bireysel yabancılara My World Europe’tan 180 konut satışı gerçekleştirdiklerini belirten Ali Ağaoğlu, hızla artan yatırım talebinin sevindirici olduğunu söyledi.

Yabancıların daha önce Londra, ABD ve İspanya gibi lokasyonlardan gayrimenkul aldıklarını hatırlatan Ali Ağaoğlu, artık İstanbul’un yeni cazibe merkezi haline geldiğini vurguladı. Ali Ağaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’ye ve İstanbul’a bakış değişiyor. İstanbul’daki gayrimenkuller şu anda fiyat ve lokasyon açısından çok ilgi görüyor. Yabancı yatırımcıya mütekabiliyet (karşılıklılık) yasası nedeniyle kolay satış yapılamıyordu. Şu anda bu yasanın değiştirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu hazırlıkların duyulması bile ilginin artmasını sağladı. Yasa değiştikten sonra gayrimenkul satışı artacak ve Türkiye’ye çok ciddi bir döviz girişi sağlayacak. Tam da bugünkü küresel ekonomik ortamda böyle bir gelişme Türkiye ekonomisini uçurur. Cari açığı kapatmak bir yana, Türkiye’yi daha zengin bir ülke konumuna getirir.”

Yabancılara 1 milyon konut satışı yapılabileceğini iddia eden Ali Ağaoğlu, bunun gerçekleşmesi durumunda oluşacak kazancı şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’de bir sezonda 500 yatakla hizmet veren 5 yıldızlı bir tesis 200 gece tam kapasiteyle çalışırsa bu toplamda 100 bin geceleme demektir. Gayrimenkulde 1 milyon satış hedefi gerçekleşirse yabancılar ülkemize 6 ay geçirmek üzere ortalama 3 kişi geldiklerinde toplam 540 milyon geceleme eder. Bu da 5 bin 400 otelin sağladığı turizm gelirinden daha fazladır.

Üstelik yaşama amaçlı gelecekleri için satılacak mobilya, halı, perde gibi yan sektörleri destekleyecek daha büyük bir ekonomik kazanç ortaya çıkmış olur. Türkiye’de turizm belgeli tesis sayısı resmi rakamlara göre 3 bin 600 olduğuna göre, toplam turizm gelirimizin yüzde 150 daha fazlasını kazanabiliriz demektir. Bu, Türkiye’nin gelecek nesillerini bile kurtaracak dev bir kalkınma projesi olacaktır.”

 

FLORYAYA YAPILACAK PROJELER

İstanbullu’nun denizle buluştuğu plajıyla, sayfiye bölgesi Florya, eski cazibesini kaybetmeye başlamıştı. Şimdi yeni projelerle yeniden canlanıyor.

Florya inşaat devlerinin projeleriyle yeniden canlı günlerine kavuşacak. Artaş İnşaat, Avrupa Konutları Florya projesinin inşaatına devam ederken, Eroğlu, Ekşinar projesini satışa sunmaya hazırlanıyor. Florya’nın diğer projesi Koru Florya ise dün satışa sunuldu.

İstanbul’un bir dönem en gözde semtlerinden biri Florya…

İstanbullu’nun denizle buluştuğu plajıyla, bir sayfiye bölgesi olarak öne çıkan Florya, uzun zamandır eski cazibesini kaybetmeye başlamıştı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin dev akvaryum projesiyle yeniden dikkatleri üzerine çeken Florya, inşaat şirketlerininin yeni konut ve AVM projeleriyle yeniden o eski canlı günlerine kavuşuyor. Florya’nın Cennet Mahallesi’nin E-5’e cepheli bölümünde yer alan yaklaşık 80 bin metrekarelik araziyi farklı yöntemlerle ihale eden Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) öncülüğünde inşaat şirketleri yüzlerce konut üretiyor. Bu bölgedeki alan üzerinde sektörün önde gelen şirketleri üç büyük projeye imza atıyor. Bölgede ilk projeye başlayan şirket Avrupa Konutları markasıyla adını duyduğumuz Artaş İnşaat oldu. Artaş İnşaat, Florya Atatürk Ormanı’nın hemen yanında sekiz blok ve üç farklı konut tipinden oluşan 80 dairelik Avrupa Konakları Florya projesine imza atıyor. Eroğlu Holding iştirakleri olan Erk Pazarlama ve Erfa’nın, Emiroğlu İnşaat ortaklığıyla inşaatına başladığı Florya Ekşinar Konakları da 230 daireden oluşuyor. Projede home-ofis ve mağazalarda bulunuyor.

Florya’nın en yeni projesi ise FloryaKoru. Proje, Aydınlı, ARKE, Metal Yapı Konut ve Vizyonlife ortaklığı ile hayata geçiriliyor. 298 konuttan oluşacak projede ayrıca 200 mağazadan ve 50 bin metrekarelik kiralanabilir alana sahip bir AVM yer alıyor.

Artaş’tan Avrupa Konakları Florya
Avrupa Konutları markalı projeleriyle dikkatleri çeken Artaş İnşaat, Florya’da inşa ettiği “Avrupa Konakları Florya” projesinde satışlara devam ediyor. Toplam 8 blokta 80 daireden oluşan projede fiyatlar 1 milyon 475 bin TL’den başlıyor. En yüksek fiyatın 3 milyon 200 bin TL olduğu projede, yüzde 25 peşinatla 12-120 ay vade, yüzde 0.99-1.01 arasında faiz oranıyla konut kredisi kullanılabiliyor.

Nisan 2012 tarihinde teslim edilmesi hedeflenen proje, 4+1 ve 5+2 dairelerden oluşuyor. 4 oda 1 salon bahçe katlarının büyüklüklerinin 215 metrekare olduğu projede aynı büyüklükteki ara katların büyüklüğü 235 metrekare. 5 oda 2 salon şeklindeki çatı katı dubleksleriyse 405 metrekare büyüklüğe sahip.

Artaş İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Süleyman Çetinsaya, “Florya’nın karakteristik az katlı mimari yapısına sadık kalarak inşa ettiğimiz projede bloklar sadece bir ağaç boyu kadar. Mutfaktan, salona, banyodan odalara kadar evin her detayında, müşterilerimizden kazandığımız güvene yakışır bir konforu kullandık.

Avrupa Konakları Florya’nın, İstanbul’un en gözde semtlerinde konfor ve huzuru yaşamak isteyen müşterilerimizin her türlü ihtiyacına cevap vereceğine inanıyoruz” dedi. E-5 otoyolunun kenarında yer alan Avrupa Konakları Florya projesi, sahil yolu, metrobüs, deniz yolu, demiryolu ve Atatürk Havalimanı’na yakın konumuyla da dikkat çekiyor. Projenin sosyal tesislerinde kapalı yüzme havuzu, fitness salonu, sauna, Türk hamamı ve aerobik salonu bulunuyor. Avrupa Konakları Florya, kapalı otoparkı, 24 saat özel güvenliği ile de dikkat çekiyor.

Ekşinarla eski Florya canlanacak
Yılbaşından bu yana üç projesini hayata geçiren Eroğlu, yılın dördüncü projesi olarak geliştirdiği Florya’da yer alan Florya Ekşinar Konakları’nda satışa çıkma hazırlıklarının son aşamasına geldi. Florya Ekşinar Konakları, Eroğlu’nun iştirakleri olan Erk Pazarlama ve Erfa’nın, Emiroğlu İnşaat ortaklığıyla TOKİ kaynak geliştirme uygulamaları kapsamında gerçekleştireceği ilk proje olma özelliği taşıyacak.

Florya Ekşinar Konakları, İstanbul Florya’da E-5 karayoluna 50 metre uzaklıkta, Atatürk Ormanı’nın hemen yanı başında yer alacak. 76 ila 463 metrekare arasında, 1+1’den 7+2’ye kadar değişen 230 dairelik konut bölümüne sahip olan proje, 73 home-ofis ve 5 mağaza ile ticari alanda da çözümler sunacak.

21 bin metrekarelik alan üzerinde konumlanan ve 6 bin metrekareyi bulan rekrasyon alanları ile Florya Ekşinar Konakları’nda araç trafiği bulunmayacak. Projede, kısmi olarak açılabilen kapalı yüzme havuzu, çocuk havuzu, Türk hamamı, sauna, fitness ve SPA merkezi, aerobik salonunu kapsayan sosyal tesis kompleksi, açık basketbol sahaları, cafe ve oyun parkıyla hayatı dolu dolu geçirilen keyifli bir tatile çeviriyor. Sosyal olanaklarda dikkat çekiyor.

SAMİMİ, SICAK VE NOSTALJİK
Eroğlu Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Eroğlu, Florya Ekşinar Konakları projesini “Nostalji olan anıların şimdiki zamanda tekrar var olacağı, birbirine saygılı ve uyumlu ailelerden oluşan, köklü dostlukların yeniden hayat bulacağı kuşların cıvıl cıvıl öttüğü, çocukların neşe içerisinde oynadığı, herkesin ‘tanıdık’ olduğu, ‘günaydın’ ve ‘iyi akşamlar’ sözlerinin eksik olmadığı; tıpkı eskiden olduğu gibi kapısını gönül rahatlığıyla çalacağınız komşulara sahip olacağınız güvenli yaşam alanları” olarak tanımladı.

Koru Florya dün satışa sunuldu
AYDINLI, ARKE, Metal Yapı Konut ve Vizyonlife ortaklığının hayata geçireceği konut ve yaşam projesi KoruFlorya, dün yapılan basın lanslamıyla birlikte satışa sunuldu. Konut ve alışveriş merkezinden oluşacak KoruFlorya, şehrin merkezinde deniz ve ormanla iç içe olacak.

42 bin 245 metrekarelik proje alanında inşa edilecek Koru Florya projesi, 280 bin metrekare inşaat alanıa sahip olacak. Projede 86 bin metrekare rezidans alanı, 3 bin metrekare sosyal alan, 920 araçlık rezidanslara ait otopark, 77 bin 500 metre kapalı, 50 bin metrekare kiralanabilir alana sahip AVM alanı yer alacak. Alışveriş merkezinde ise 200 mağaza bulunacak.

52 adet farklı daire tipinin bulunacağı Koru Florya’da dairelerin dağılımları ise şöyle: 72 adet 3+1, 112 adet 4+1, 36 adet 5+1, 16 adet 5+2, 22 adet 6+2, 30 adet 7+2.

 

İLGİNÇ TASARIMIN BAŞARISI

İtalya’da düzenlenerek tüm dünyada online oylamaya sunulan “Dünyadaki En Güzel Obje”nin seçildiği objelere yönelik düzenlenmiş ilk güzellik yarışması olan Pulchra 2009’da birincilik ödülüne Decofire Focus şömine koleksiyonundan Dominque Imbert imzalı “Gyrofocus” şömine modeli layık görüldü.

Özgün tasarımı, yere sabitlenmeyen 360 derece çevrilebilmeye olanak sağlayan yenilikçi yapısı ile kendi alanında bir devrim niteliğindeki model, zaman içinde uluslararası bir klasik ve Focus damgalı ürünlerin bir sembolü oldu. Bordo Modern Sanatlar Müzesi (1996), Grenobleheim Müzesi gibi yerlerde sergilendi.

 

ATAKÖY SAHİLİ MÜJDESİ İSTANBULLULARIN YÜZÜNÜ GÜLDÜRDÜ

İstanbul’a Sahil Müjdesi!
Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, İstanbullu’ya müjdeyi verdi. Bayraktar, “Ataköy sahili milli sorumluluk. Tüm yapılanmaları durdurduk, sahili halka açacağız” dedi.

Bakan Erdoğan Bayraktar, TOKİ Başkanı olduğu dönemde arazinin satışı konusunda başında bulunduğu kurumun çıkarını düşündüklerini çünkü araziyi bedel karşılığı aldıklarını hatırlattı. Bakanlık olarak sahilleri bakanlıkları lehine kullanmayı öncelik edindiklerini belirten Bayraktar, “Halkımızın bu alandan istifade etmesi için biz kendi hakkımızdan feragat ediyoruz” dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, TOKİ tarafından 2008 yılında satışı yapılan ve uzun süredir gündemde olan Ataköy sahiliyle ilgili tartışmalara son noktayı koydu. Bayraktar, sahildeki 422 dönümlük alan için verilen tüm ruhsatların, projelerin ve yapılanmaların iptal edildiğini belirterek, yepyeni bir imar planı yapıldığını açıkladı. Yeni plana göre, sahilden içeri 50 metre boyunca yeşil hat çizilecek ve inşaat emsal değeri yarı yarıya düşürülecek. Böylece, bölgenin halkın ulaşımından izole edilmesinin önüne geçilecek ve halkın kullanımına açılacak. Ayrıca sahil boyunca yapılacak yeni yollarla tüm alan halkın kullanımına ve yürüyüşe açık olacak. Ataköy sahilini “Milli sorumluluk” olarak tanımlayan Erdoğan Bayraktar, kararı alırken halkın menfaatini, çevre korumasını ve yeşil alanları halkın kullanıma sunmayı öncelikleri yaptıklarını söyledi.

ÇEYREK ASIRLIK SORUN
Daha önce satış ihalesini kazanan ve proje hazırlayan firmaları tek tek arayarak durumu izah edeceklerini söyleyen Bayraktar, “Onlar belki kabul etmeyecekler. Bize dava açacaklar. Ama biz kararımızı verdik. Yeni imara göre projelerini yapmak zorundalar. Kabul etmeyenlere ve dava açanlara, ‘Getirin geri alalım’ diyecek ve paralarını iade edeceğiz” diye konuştu.

Ataköy sahildeki arsanın 25 yıldan fazla süredir, yap-işlet-devret sistemi ile kiralandığını söyleyen Bayraktar, “Ancak hiçbir zaman buralara yatırım yapılmadı. Sadece mevcut alan kullanıldı. Buralara kongre ve kültür merkezi, halkın kullanımı için sosyal alanlar, yapılacaktı ancak hiçbiri yapılmadı” dedi.

Bayraktar, Emlak Bankası’nın kazandığı dava sonucu önce Emlak Bankası’na daha sonra da başkanı olduğu TOKİ’ye geçen alan için çok mücadele ettiklerini, işgalcileri buralardan çıkardıklarını ifade ederken, şimdi de halkın menfaati için kullanıma yönelik adım atmaktan çok mutlu olduklarını dile getirdi. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın kendilerine “Sahillere dikkat edin” talimatı verdiğini söyleyen Bayraktar, “Bu konuda Sayın Başbakanımıza da danıştık ve görüşlerine başvurduk” dedi.

1 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM
İmar düzenlemesinde sona geldiklerini ve planı Kültür ve Turizm Bakanlığı’na gönderdiklerini söyleyen Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, “Yeni imar planı 1 hafta içinde hazır olacak” dedi.

Bayraktar, yeni imar planı ile bölgenin özellikle yeşil sahil şeridi ile halkın kullanımına açılacağını ifade ederken, arazinin değerinde bir düşme olmayacağını ve devletin zarar ettirilmeyeceğini söyledi. Bayraktar, yeni imar ile yapılan bina ve proje sayısında düşme olacağını ancak yapılacak yerlerin daha değerli olacağını belirtti.

1 milyar dolar civarında bir yatırım beklediklerini kaydeden Bayraktar, “Yeşilin korunması ve tüm halkın buralardan yararlanabilmesi öncelikli hedef olarak gözetilerek, bu alanlara, otel, kongre ve kültür merkezi, spor alanları yapılacak. Ayrıca Baruthane’nin olduğu yer için de bir müze projemiz var” diye konuştu.

TOPKAPI’DAN FLORYA’YA YENİ YAPILANMA
Bakan Erdoğan Bayraktar, Topkapı surlarından Florya’ya kadar olan sahil şeridi için yeni yapılanma projeleri olduğunu ifade ederken, “Mimari yapılanma siluetine aykırı olan ne varsa gereğini yapacağız” diye konuştu.

 

FARKLI MATERYALLERLE ÖZGÜN TASARIMLAR

Tasarımcı Daniel Rode’un minimalist ve temel hatlara bağlı kalarak, Fransız mobilya şirketi Roche Bobois için hazırladığı “Spider” koleksiyonu, dolap, yemek masası ve sehpadan oluşuyor. DuPont Corian Glacier Ice (buz beyazı) kullanılarak hazırlanan koleksiyon, Corian’ın farklılık yaratan özelliklerinden yararlanıyor.

Daniel Rode tasarımı masa ayakları ve dolap yanlarında kesişen örümcek ağı benzeri çizgileri ile öne çıkıyor. Tamamen DuPont Corian uygulanarak hazırlanan tasarımlarda vida, metal gibi ek parçalar bulunmuyor, Corian’ın ek yersiz birleşim özelliği ve ısı ile şekillendirilmesinden yararlanılıyor. Sıklıkla kullanılan çizgiler arasında hiçbir şekilde birleşim yerleri görülmüyor.

DuPont Corian ısı ile kolay şekillenebilen gözeneksiz yapısıyla tasarımcıların ilk tercihi oluyor. Tasarımcılar DuPont Corian ile tasarımlarını özgürce kurgularken, kullanım kolaylığından destek alıyorlar. DuPont Corian, dokunulduğunda verdiği ipek yumuşaklığı hissi, yüksek dayanıklılığı ve üstün hijyenik performansı nedeniyle Spider koleksiyonu için özellikle seçildi.

Daniel Rode’un “Rodia” adını verdiği farklı bir sehpa tasarımında da tercihi DuPont Corian oldu. DuPont Corian Glacier Ice (buz beyazı) kullanılarak gerçekleştirilen “Rodia” yuvarlak köşeleriyle Spider koleksiynu mobilyalarına uyum sağlıyor.

TASARIM DÜNYASININ TANINDIK İSİMLERİ ALLDESİGN’DA

 

”Aklın gözüyle görmek” sloganıyla yola çıkan konferansta, iki gün boyunca sektörünün lider konumundaki firmalar ve önemli tasarımcılar bir araya gelecek. Organizasyonun amacı, İstanbul’u Avrasya, Doğu Avrupa ve Ortadoğu’nun tasarım merkezi olarak konumlandırmak.

Konferansa katılacak konuşmacıların arasında, Peugeot ve Mercedes gibi markalarla çalışmış olan otomobil tasarımı dahisi Murat Günak, Cirque du Soleil’in kurucusu Gilles Ste-Croix, Lord of the Rings ve King Kong filmlerinin Oscar ödüllü prodüksiyon tasarımcısı Grant Major, U2 grubunun sahne tasarımcısı ve Ejderha Dövmeli Kız filminin sanat yönetmeni Mikael Varhelyi, Türk basınının duayenlerinden Ertuğrul Özkök, Yılmaz Erdoğan gibi ünlü isimler bulunuyor.

 

YILLARA MEYDAN OKUYAN TASARIMLAR

20. Yüzyıla Damgasını Vuran 10 İkon Tasarım 

Popüler Aramalar: 20. Yüzyıla Damgasını Vuran Tasarım, 50 İkon Tasarım, Alessandro Mendini, Artifort, Barbie, Campana, Campana kerdeşler, capellini, Charles Eames, DCM, Eames Lounge Chair, Endüstriyel Tasarım, Fortwo, Heart Cone, İkon Tasarım, LCW, modern mobilya, modern mobilya tasarımları, Modernizm, Pierre Paulin, Proust, Proust Geometrice, Ray Eames, Ribbon, Smart Car, Swatch, tasarım, Tongue, ünlü tasarım objeleri, ünlü tasarım ürünleri, ünlü tasarımlar, ürün tasarımı, Vermelha

20. yüzyılın tasarımları arasından salyeden otomobile, oyuncaktan çantaya, ikon haline gelmiş 50 tasarımı seçtik. Tasarımcılar nelerden ilham aldılar nasıl ünlü oldular?

1. İki kişilik dünya 1990’ların başında Swatch’ın o dönemdeki CEO’su Nicolas Hayek, insanların saatlere olan bağlılığını arabalara taşıması fikrini ortaya atar. Almanya’da 1994 yılında, Daimler-Benz ve İsviçreli saat üreticisi Swatch tarafından tasarlanan Smart Car, 2 kişilik minik rengarenk tasarımı ile büyük sempati toplar. “Swatch Mercedes Art’ın kısaltılmış hali olan “Smart”ın şu anda sadece “Fortwo” modeli üretiliyor ve kendi sınıfında bir benzeri daha yok.

2. Yaşlandıkça güzelleşen bir kadın Kızı Barbara’nın kağıt bebekleri giydirmeyi çok sevdiğini ve onlara yetişkin kadın görevleri verdiğini farkeden Amerikalı işkadını Ruth Handler, Almanya seyahati sırasında ilk kez kadın görünümlü Bild Lilli bebeği görür. Bebek, Handler’in çok ilgisini çeker. Ruth Handler’in eşi, oyuncak üreten Mattel’in sahibidir. Handler, 1959 yılındaki oyuncak fuarına kadar bir mühendis ile birlikte bu küçük kadının geliştirilmesinde çalışır. Mühendis Jack Ryan’ın yardımıyla geliştirilen ve ilk kez fuarda sergilenen Barbie, isimni Handler’in kızından alır. Fuarda büyük ilgi görür. Mattel, 1964 yılında Bild Lilli bebeğin tüm haklarını satın alır. Ve üretimini durdurur. Böylece piyasanın tek yetişkin kadın bebeği satışlarını tamamen ele geçiren Mattel, dünyada yeni bir fenomenin başlangıcını yaratır.

3. 450 metre halat Tasarımcı Campana kerdeşler tarafından 1993’te São Paulo’daki bir galeri için tasarlanan ve büyük ilgi gören “Vermelha” bir sandalye iskeleti etrafında sarmalanan 450 metre kırmızı halattan meydana geliyor. Edra firmasının sanat yönetmeni Massimo Morozzi’nin sandalyeyi Mel Byers’ın “50 sandalye” kitabında görünce Campana kardeşleri arayıp sandalyeyi üretmek istediğini söylemesiyle şaşıran Campana kardeşler, yapım aşamasını adım adım videoya çekerler. Edra buna bayılır ve 1998 yılında sandalyenin üretimine başlanır. 4 günde el işçiliği ile yapılan sandalyenin fiyatı da zahmeti kadar yüksek. 4 bin 955 Euro-KDV, Haaz.

4. Kontrplağın tasarıma geçişi Tasarımlarının pek çoğu ikona dönüşen Ray ve Charles Eames, Los Angeles’ta film setlerinde yaptıkları sahne tasarımlarının ardından atölyeye dönüştürdükleri evlerinde akşamlarını kendi mobilya tasarımlarını yaparak geçiyorlardı. Kontrplak ile deneysel çalışmalar yapan çift “DCM” ve “LCW” sandalyeler de dahil olmak üzere pek çok önemli tasarıma imza attı. 1946’da görücüye çıkan ve Time dergisi tarafından 20. yy’ın tasarımı ilan edilen “LCW” sandalye konforlu ve basit yapısıyla modern tasarımın en önemli ikonlarından biri.

5. Konforun ikonlaşmış hali Charles ve Ray Eames çifti tarafından 1956 yılında tasarlanan “Eames Lounge Chair” sandalye (670) ve pufu (671) ilk kez 1956 yılında NBC televizyonunda yayınlanan bir şvda görüldü. Hermen Miller tarafından üretilen sandalye, Avrupa pazarı içinse Vitra tarafından üretildi. Kısa sürede diğer mobilya firmaları tarafından taklit edildi. Kimisi aynen kopyalasa da çok az kısmı ilham aldığını belirtti. Kısa sürede statü sembolü haline gelen üzerine kitap yazılan bu konforlu sandalye, gül ağacından üretilen kasası ve oturma kısmında kullanılan deri malzemesi ile lüks ve konforun birlikteliğinin önemli bir simgesi.

6. Uzay 1999 dizisinden tanıdık bir sandalye “Tongue” sandalyenin de tasarımcısı olan Fransız Pierre Paulin tarafından 1966 yılında tasarlanan “Ribbon” keskin hatlara sahip bir kurdele formunda. “Ribbon” sandalye, 1968 yılında Cihicago Tasarım Ödülü’nü kazanmış. 1975’te çekilen “Space 1999” dizisinde kullanılmasından sonra ise her kesimden insanın bildiği bir tasarıma dönüştü.

7. Swatch Plastik malzemeyi saat tasarımında kullanarak bir ilke imza atan Swatch, sektüre eğlenceli ve renkli şeyler sunan bir marka olarak hayatına başladı. Mart 1983’de ilk kez tanıtılan Swatch koleksiyonu 12 saatten oluşuyordu. Şu anda uygun fiyatı ve yüzlerce çeşit modeli ile özellikle gençlerin popüler saati olan Swatch, sık sık ünlü tasarımcılara özel koleksiyonlar yaptırıyor.

8. Klasikle modern arasında 1978 yılında İtalya Ferrara’daki Palazzo dei Diamanti müzesi için Alessandro Mendini tarafından tasarlanan “Proust” koltuk, görüldüğü anda 20. yüzyılın ikonlarından biri sayıldı. 1993 yılında Capellini firmasına miras kalan ve bugün “Proust Geometrice” adıyla Alessandro Mendini tasarımı bir kumaşla yeniden kaplanan koltuğun çerçevesi tamamen el boyaması. Marcel Proust’un yazılarının maddesel bir ifadesi olan tasarım, tarihi bir formun empresyonist yorumu olarak tarif edilebilir.

9. Kalbinize oturan tasarım 1950’lerin ortasında mobil stüdyoya çevirdiği bir Volkwagen minibüs ile Avrupa seyahatine çıkan tasarımcı Verner Panton, 1958 yılında Danimarka’ya alışılmadık, birbirinden farklı tasarımları ile döndü. Bunlardan biri de ikon tasarımları arasında yer alan “Heart Cone” sandalye. 1959 yılında üretilen bu fütüristik sandalye, New York’ta bir vitrine konulduğunda trafikte kaos yarattığı için polis tarafından kaldırılması talep edilmiş. Vitra tarafından üretilen “Heart Cone” konforlu bir kulüp sandalyesi olarak biliniyor. Büyük kulaklarının Mickey Mouse’a benzedildiği sandalyenin 7 farklı rengi bulunuyor.

10. “Tongue” koltukta konuşmak serbest New York Modern Sanat Müzesi’nde sergilenen ve 1967 yılında Fransız tasarımcı Pierre Paulin tarafından tasarlanan “Tongue” uzanma koltuğu modern mobilya tarihinin temel tasarımlarından biri olarak kabul ediliyor. Hollandalı Artifort firması için tasarlanan koltuk basit, heykelsi ve insan vücudu ile uyumlu bir forma sahip.

FİKİR PROJESİNİN ÖDÜL TÖRENİ

Çamlıca Tepesi TV ve Radyo Kulesi Ulusal Fikir Projesi Kolokyum ve Ödül Töreni, 23 Ekim Pazar günü Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek…

10 Aralık 2009 tarihinde, Ulaştırma Bakanlığı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı arasında imzalanan ve 19 Mart 2010 tarihli İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Kararı ile de yürürlüğe giren “Çamlıca Tepesi TV Kulesi ve Entegre Tesisleri Proje Hizmet Alımı ve Uygulama Projesine Dönüştürülmesi Süreçlerine İlişkin Protokol” kapsamında yapılan Ulusal Proje Yarışması sonucunda birinciliği kazanan proje kurul onayına sunulacak. Kurul onayının ardından Avan ve Uygulama Projeleri hazırlanarak hayata geçirilecek olan işin, Proje ve yapım maliyeti Ulaştırma Bakanlığı tarafından karşılanacak…

Kurul Kararı doğrultusunda, Tv ve Seyir Kulesi işlevi ile sınırlandırılmış tek bir simgesel kule olarak, Büyük Çamlıca Tepesi’nde 122bin764 m2’lik kentsel tasarım alanında, 14.000 m2’lik kule tasarım alanı olarak planlanan Çamlıca Tepesi Tv ve Radyo Kulesinin yüksekliği; 323 metre ile 357 metre arasında opsiyonlu olmak üzere ortalama 340 metre olarak belirlendi.

 

İTÜ TAŞKIŞLA’DA AÇILAN SEMPOZYUM !

Yenikapı – Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu
Fatih Belediyesi, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Politecnico di Milano Mimarlık Okulu’nun işbirliğiyle 12 – 13 Eylül 2011 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen disiplinlerarası “Yenikapı – Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu” kapsamında, daha önce Aya İrini’de ve Fatih Belediye Binası’nda açılmış serginin yeni ayağı İTÜ Mimarlık Fakültesi Taşkışla yerleşkesinde gerçekleştirilecek.

Marmaray Projesi ve bu kapsamda ortaya çıkarılan tarihi değerleriyle dünyanın ile gündemine giren Yenikapı, İstanbul’un yüksek yoğunluklu kentsel alanının altyapı gelişimi ile bağlantılı ve sürdürülebilir gelişmenin sağlanmasında stratejik öneme sahip bir düğüm noktası. Bu özellikler Yenikapı için, kentte yaşayanları ve olası yatırımcıları kapsayan, alanın potansiyelini ve gücünü vurgulayacak, ekonomik bir etkileşim ağı kuran, açık bir iletişim stratejisi geliştirilmesini gerekli kılıyor. Bu gerçekten hareketle uluslararası bir işbirliğiyle gerçekleştirilen disiplinlerarası “Yenikapı – Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu” sempozyumu Pedro Ortiz, Michael Schwarthing, Daniel Zarza, David Grahame Shane, Ed Wall, Antonella Contin, Zeynep Ahunbay, Nuran Zeren Gülersoy, Yüksel Demir, Murat Güvenç, Sırrı Çölmekçi, Haluk Sur gibi yerel yönetim temsilcilerinin, uzmanların, akademisyenlerin ve aynı disiplinlerden uluslararası ortakların görüş ve deneyim paylaşımı ile gerçekleşmişti.

Sempozyumun devamı niteliğinde olan sergi, Yenikapı ile ilgili mevcut durumun yanı sıra semtin geleceğine ilişkin sorunlara çözüm önerileri getiren projeler ile Yenikapı’yı anlatan fotoğraflardan oluşuyor. Sergide İstanbul Teknik Üniversitesi ve Politecnico di Milano’nun ortaklığında gerçekleştirilen projelerin yanı sıra, sempozyumu özetleyen videolar ile İtalya’da benzer bir süreç içinde bulunan Gela kentinin hikayesini anlatan kısa bir film de yer alıyor. “Yenikapı – Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu” sergisi, İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Taşkışla yerleşkesinde 3 – 22 Ekim tarihleri arasında mimarlık, arkeoloji, kültürel miras, koruma, kentsel dönüşüm gibi konulara ilgi duyan tüm izleyicilere açık olacak. “Yenikapı – Mimarlık Altyapı ve Arkeoloji Sempozyumu” ile etkinliğin sergi sponsorluğunu ENI (ana sponsor), Yapı Kredi, Samsung Türkiye (akıllı cihazlar), Vodafone Türkiye (iletişim) üstlenirken, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul Arkeoloji Müzesi (mekan) ve İstanbul Topkapı Müzesi (mekan) tarafından destekleniyor.

 

RENKLİ VE AYKIRI YAŞAMI SEVENLERE,ÖZEL TASARIM

Karim Rashid’in İspanyol mobilya firması VONDOM için tasarladığı son koleksiyonlar bilindik “Karim Rashid” tarzını yansıtmasının yanı sıra heykelsi ve estetik duruşlarıyla oturmak için değil bakmak için tasarlanmış gibi duruyor…

Doux, lava, surf, vertex, pal, vlek adlı koleksiyonlarda her zaman olduğu gibi minimal bir tarz hakim; organik ve geometrik formlar, yalın ve keskin renkler kullanılarak tamamlanıyor.

“Plastiğin şairi” olarak nitelendirilen Karim Rashid’in bugüne kadar üretilen 3000 tasarımı ve 300 ödülü var. Tasarımın “problem çözme” ile değil inşa edilmiş “dünyayı iyileştirme” ile ilgili olduğunu söyleyen Rashid, geçmişe değil geleceğe odaklı yaşamak ve tasarlamayı daha güzel bir dünyada yaşamanın anahtarı olarak görüyor…

MİLANO’YA İDDAALI GİDEN TABURE!

Giorgio Biscaro Design Studio Tarafından Tasarlanan Offset Tabure

İtalyan tasarımcı Giorgio Biscaro tarafından tasarımına imza atılan Offset isimli tabure, önümüzdeki ay yapılacak olan Milan Design Week 2010′da yerini alacak…

Kontroplak malzemeden üzeritlen bu tabure ayrıca üç ayağa sahip. Formu, rengi ve dinamik görünümü ile büyük beğeni toplayan tabure Milan Design Week 2010‘da özel kategoride sunulacak.

Tasarımcı: Giorgio Biscaro (İtalya)
Üretici: Giorgio Biscaro Studio (İtalya)
Malzeme: Bent kontrplak
Renkler: doğal, beyaz, sarı lake, fluo lake