İSTANBUL’U YENİDEN YORUMLAYAN,PROJE ETKİNLİĞİ

7 tepeli İstanbul’un 7 objesi seçildi… Genç tasarımcılar, İstanbul’la özdeşleşmiş objeleri yeniden tasarladı. Tasarımlar önce Milano Domus Akademi’de ve Almanya Bauhaus Universitat Weimar’da sergilendi. İstanbul, projenin üçüncü ayağı… Milano Domus Akademi ve Weimar Bauhaus Universitesi öğrencilerinin, oluşturdukları tasarımlardan üçüne burada ödül verildi.

Tesbih, rahle, kahve fincanı, beşibiryerde, lokumluk, hamam seti ve boyacı sandığı… ‘Bu 7 nesnenin ortak özelliği nedir?’ diye sorsak acaba cevabınız ne olurdu? Düşünmek isteyenler yazıya burada biraz ara verebilir, ama sabırsızlananlar için hemen açıklayalım: Tabii ki İstanbul. Bunların hepsi İstanbul’un belleğinde yer eden objeler. Hem geleneğimizi hatırlatan hem de zengin kültürümüzü yansıtan bu objeleri, Erdem Akan, Ayşe Birsel, Ela Cindoruk, Defne Koz, Tanju Özelgin, Meriç Kara ve Koray Özgen gibi genç tasarımcılar modern bir yorum getirerek onları yeniden tasarladılar. Sadece tasarlamakla kalmayıp sergiye de çıkarndılar. Yıldız Teknik Üniversitesi Yüksel Sabancı Sanat Merkezi’nde salı günü açılan ‘İstanbul Otherwise’ adlı sergi, ‘Başka bir İstanbul mümkün mü? sorusu üzerinde temellendirilmiş. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti Ajansı ve Proje A. Ş’nin birlikte gerçekleştirdiği sergiyi 31 Mayıs’a kadar görebilirsiniz.

İnsan inandıkça tesbih tanesi gibi pürüzsüz hal alır: Tasarımcı Erdem Akan sergide, ilk taneleri küp gibi olan, sona doğru ise yuvarlak hale dönüşen bir tesbih tasarlamış. Bunun nedenini şöyle anlatıyor: Sufi felsefesinde, tüm ibadetlerin insanı şekillendirdiği düşünülür. Mecazi olarak, başlangıçta köşeli olan insan inandıkça ve ibadet ettikçe bu köşelerinden kurtulur ve ideal bir küre misali pürüzsüz hal alır.

Türk kahvesini kahve falından ayırmak imkânsız: Ayşe Birsel’in yaptığı kahve fincanı tasarımına bakınca sanki telvenin dışarı taşmış olduğu hissine kapılıyorsunuz. Birsel, tasarımına kattığı yorumu şöyle ifade ediyor: “Sana yol görünüyor, kısmetin var, kalbin kabarmış gibi kalıplar kahve falının kodlaşmış dilidir. Ne kadar çok dinlemiş olsak, yine de inanırız bu yorumlara. İşte bu çocukluğumdan beri duyduğum sözler ilham oldu. Kahve dilinin soyut, üç boyutlu ve duygu fırtınalarını fincandan porselene aktardım.”

Beşibiryerde, Anadolu’nun kırsal kesimlerinde önemli bir takı: Anadolu’nun kimi yörelerinde, özellikle de kırsal kesimde ekonomik değeri de olan bir çeşit süstür beşibiryerde. Ela Cindoruk ise şöyle anlatıyor: “Bu projede çıkış noktam, ister dağınık olsun ister bütün, beşibiryerdenin her iki biçimde de kullanılmasına olanak sağlayan bir obje tasarlamak oldu. Satmak ya da hediye etmek amacıyla bir parçasını koparabileceğiniz ve kalanları taşımaya, saklamaya devam edebileceğiniz yeni bir beşibiryerde…”

Geometrik desenlerden oluşan bir rahle: Kuran’ı Kerim okumak için kullanılan rahleye Meriç Kara farklı bir yorum getirmiş. Kara, “Tasarlanmış değişik boyutlardaki kitap ayraçlarını, bir kitabın sayfası işaretlenmişçesine objenin yüzeyindeki oluklara yerleştirdim. Ancak bu yerleştirme bir kurala dayanıyor; ayraç, rahlelerde sıkça rastladığımız birbirini kesen dairelerden ve düz çizgilerden seçilerek oluşturulan İslam bezeme sanatına ait geometrik örüntülerden birini oluşturuyor.” diyor.

Renkli elmaslara benzer lokumlar: Her biri adeta renkli bir elmasa benzetilen lokumların kendi tabağıyla ikram edilmesi gerektiğini düşünen Defne Koz lokumları şöyle sunuyor: “Geleneksel keyif anlayışının önemini bize ‘tatlı tatlı’ anımsattığı için onlara kıymet verilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bu yüzden her bir lokumu birer tabağa yerleştirdim, böylece hak ettikleri zamana ve alana kavuşmuş olurlar.”

Türk hamam kültürü teknolojiyle buluşmuş: Hamam kültürü bu topraklarda çok eskiden beri var. İstanbul’u anlatan objelerin başında yine hamam seti geliyor. Tanju Özelgin hamam tası, takunya ve peştamalı tasarlama sürecine dair şunları söylüyor: “Takunya ve hamam tası tasarımları, geleneksele bağlı kalınarak ahşap malzemeden imal edildi. Peştamalin rengini beyaz yaparak sete dahil ettim.”

 

Anıt nesne, boya sandığı: Serginin en ilgi çeken tasarımını Koray Özgen hazırlamış. Çünkü Özgen, minicik elleriyle sokaklarda ayakkabı boyayan çocukların kullandığı boya sandığını bir anıta dönüştürmüş. Zaten görenler de ‘Bu nasıl boya sandığı?’ yorumunu yapıyor. Özgen, sapsarı bir anıt tasarlamasının nedenini şöyle açıklıyor: “Çocukların insan olarak hak ettikleri saygınlıkla bağdaşır biçimde yaşam sürebileceklerini temsil eden, ayakkabı boyacılığı yapmak zorunda olmadıkları ‘başka bir İstanbul’ olasılığını anlatmak istedim.”

İSTANBUL’DA HAVAALANI ÇALIŞMALARI

İstanbul’da Sabiha Gökçen ve Atatürk havaalanlarından sonra üçüncü bir havaalanı yapımı için önümüzdeki yıl yer tespiti yapılacak.

ANKARA – İstanbul’da gelişim planlarıyla uyumlu, ulaşım ve imar planları çerçevesinde yeni bir havaalanı yapılacak.

Yatırım programına göre, Yap-İşlet-Devret modeliyle ihale edilen Zafer Hava alanı ile kamu kaynaklarıyla yürütülen Ordu-Giresun, Iğdır, Şırnak, Hakkari-Yüksekova ve Bingöl havaalanlarının inşaat çalışmaları sürüyor.

Geçen yıl hava limanı ve meydanlarda gerçekleşen yolcu trafiği, bir önceki yıla göre dış hatlarda yüzde 17,9 oranında artarak 52,3 milyon yolcu, iç hatlarda yüzde 22,7 oranında artarak 50,5 milyon yolcu ve toplamda ise yüzde 20,2 oranında artarak 102,8 milyon yolcu olarak gerçekleşti. Bu yıl toplam trafiğinin 118 milyon yolcuyu aşması bekleniyor.

Ülke geneline yönelik hava ulaşımı genel etüdü çalışmasına başlanacak. Ayrıca master planı bulunmayan hava alanları için havaalanı master planı hazırlanacak.

İstanbul’un gelişim planlarıyla uyumlu olacak şekilde, ulaşım ve imar planları çerçevesinde yeni bir hava limanı için gerekli asgari fiziksel şartları taşıyan bölgeler arasından yer seçimi çalışmaları sonuçlandırılacak. Yeni hava limanı için gerekli etüt ve proje çalışmaları başlatılacak.

 

 

AVİVASA,SOSYAL SORUMLULUK BİLİNCİ OLUŞTURUYOR…

“Toplumsal ve bireysel tasarrufu” yaygınlaştırmak amacıyla yola çıkan AvivaSA’nın 28 üniversitenin endüstri ürünleri tasarımı, güzel sanatlar ve mimarlık fakülteleri öğrencileri arasında düzenlediği yarışmaya 512 başvuru yapıldı.

İstanbul Teknik Üniversitesi İçmimarlık ve Çevre Tasarımı Bölümü 4. sınıf öğrencisi Begüm Cana Özgür, “Roly-Poly” adlı projesiyle tasarruf sahiplerinin hayatta nasıl dik durabileceklerini anlattığı tasarımıyla birinciliğe layık bulunarak 5 bin TL’lik ödülün sahibi oldu.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü 4. sınıf öğrencisi Sedef Ala Gümüşlü, “ParaKüp” adlı projesiyle ikinci seçilerek 3 bin TL’lik ödülü kazandı.

Ortadoğu Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü 4. sınıf öğrencisi Mehmet Erdi Özgürlük “Yükle!” adlı projesiyle üçüncü olarak 2 bin TL’lik para ödülüne sahip oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü 4. sınıf öğrencileri Fatma Ebru Aykut ve Ferhat Kızıler ise “Gooolll” adlı ortak projeleriyle mansiyona layık bulunarak 1.000 TL ile ödüllendirildi.

Üniversiteli Gençler Tasarrufu Tasarladı

AvivaSA birinci seçilen kumbaradan 1 yıl içinde 100 bin, önümüzdeki 5 yıl içinde ise 1 milyon adet kumbara dağıtarak bu yarışmayı bir bilinçlendirme kampanyasına dönüştürmeyi hedefliyor.

Kumbara Tasarım Yarışması’nın kazananlarını; jüri üyeleri AvivaSA CEO’su Meral Eredenk, AvivaSA Pazarlama Genel Müd. Yardımcısı Ali Önder Lülü, tasarımcı Aziz Sarıyer, Paşabahçe Tasarım Müdürü Emre Bozbeyli, Gazeteci-Yazar Ali Ağaoğlu, tasarımcı Ilgaz Kuruyazıcı, Arçelik Tasarım Şefi Mustafa Yalçın, tasarımcı Oya Akman ve bağımsız tasarımcı Sertaç Ersayın seçti.

DÜNYANIN EN UZUN 4.TÜNELİNİN YAPIM AŞAMALARI

50 Yıldır Yapılması İstenen Tünel Hayata Geçiriliyor
Rize’yi Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerine bağlayan, kış aylarında kar nedeniyle geçit vermeyen Rize-Erzurum karayolu güzergahındaki 2600 rakımlı Ovit Dağı’nda 50 yıldır yapılması istenen tünel hayata geçiriliyor. Gidiş ve geliş olarak yapılacak, 14.7 kilometre uzunluğundaki tünel, bu özelliğiyle Türkiye’nin birinci, dünyanın dördüncü en uzun tüneli olacak.

Rize’nin İkizdere ilçesi sınırlarında kalan Ovit Dağı geçidi, kar yağışının durumuna göre genellikle kasım ile nisan ayları arasında bazen de mayıs ayına kadar ulaşıma kapalı tutuluyor. Yolun 12 ay boyunca ulaşıma açık tutulabilmesi için yaklaşık 250 kilometrelik Rize-Erzurum karayolunun İkizdere ile İspir arasındaki Ovit Dağı’nın tünelle geçilmesi planlanıyor.

Ulaştırma Bakanlığınca 2023’e kadar bitirilecek projeler arasına alınan Rize-Erzurum Otoyolu Projesi’nin en önemli bölümünü Ovit Dağı tüneli oluşturuyor. Proje kapsamında önemli bölümü tamamlanan İyidere-İkizdere otoyolu çalışmalarının da kısa sürede tamamlanması hedefleniyor.

İHALE YIL SONUNDA
Rize ve bölge ekonomisine önemli kazanımlar sağlayacağı belirtilen otoyolun en önemli bölümü olan Ovit Dağı tüneli için zemin etüdü, uzunluğu, giriş ve çıkış yerlerinin belirlenmesi ve yaklaşık maliyetinin hesaplanması amacıyla yaklaşık 18 ay önce Ovit Dağı’nda başlatılan zemin etüt ve sondaj çalışmaları sona erdi.

Ovit Dağı tünelinin ihalesinin yıl sonuna kadar yapılması bekleniyor.

TÜNELİN MALİYETİ 600 MİLYON LİRA
Rize-Erzurum Otoyolu’yla (Sevgi Yolu) Doğu Karadeniz ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinin birbirine bağlanması, böylece bölge illeri arasındaki ticari ve kültürel alışverişin canlandırılması hedefleniyor. Bu kapsamda Rize-Mardin otoyolu güzergahı ile çevresinde bulunan 12 ilin ticaret ve sanayi odası yönetim kurulu başkan ve üyeleri, yolun yapımına bir an önce başlanıp öngörülen tarihten önce bitirilmesi amacıyla kamuoyu oluşturmak için ilk olarak Ankara’da, ardından Rize ve Mardin’de toplantılar yapmıştı.

Ovit Dağı, 20 Kasım 1999 ile 12 Nisan 2011 arasında 2 çığ düşmesi olayının meydana gelmesi ve birinde 18, diğerinde 16 kişinin mahsur kalması üzerine gündeme gelmişti.

Öte yandan, 2012 bütçesine Ovit Dağı tüneli için 50 milyon lira ödenek ayrıldığı, sadece tünelin maliyetinin 600 milyon lira olduğu, bağlantı yolları, kavşaklar ve diğer yapılması planlanan yollar ile toplam maliyetin 1,5 milyar lirayı bulduğu öğrenildi.

Rize Valisi Seyfullah Hacımüftüoğlu, Ovit tünelinin Rize’de belki de 50 yıldır konuşulduğunu ancak uzun yıllar bu konuda hiçbir çalışma yapılmadığını söyledi.

“YAPILACAK YOLUN MARDİN’E KADAR UZAMASI GEREK”
Hacımüftüoğlu, şöyle konuştu:

”Ovit tüneli en fazla önem verdiğim konulardan biri. Bu nedenle ilde göreve başladığım ilk günden bu yana Ovit Dağı tünelini gündemde tuttum ve nasıl bir çalışma yapılabileceğini araştırdım. Girişimlerimiz üzerine Ovit Dağı’nda etüt çalışmaları başlatıldı ve sağlıklı bir şekilde sonlandırıldı. Artık tünelin yapılması konusundaki süreç sağlıklı bir şekilde işliyor. Türkiye’nin belki de en uzun süre yapılması beklenen tüneline nihayet ilk kazmanın vurulması artık çok yakın.

Son 2 yıl öncesine kadar hiçbir çalışma yapılmamış Ovit tüneli konusunda bu kadar hızlı yol alınması kolay bir iş değil. Bu, konuya verdiğimiz önem sayesinde oldu.

Proje, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığınca 2023’e kadar bitirilecek projeler arasına alındı. Bundan sonra da aynı şekilde çalışmalara devam edip tünelin olabilecek en kısa zamanda ve en iyi şekilde yapılmasını sağlamaya çalışacağız.

Yapılacak yolun Mardin’e kadar uzaması gerek. Güzergahtaki yolların önemli bölümü zaten yapılmış. Rize-Erzurum yolunun en önemli kısmı Ovit mevkisi. Ovit’te tüneli yaptığımızda İspir’e kadar rahatlıkla gideceğiz. Buradan sonra da İspir ile Aşkale arasında bir tünele ihtiyaç olacak. Bunu da gerçekleştirirsek çok kısa mesafeden Erzurum’dan sahile inmek mümkün olabilecek. O zaman Rize’nin yıllardır hayalini kurduğu Ovit tüneli gerçekleşmiş, kuzey güney aksının en önemlilerinden biri olan Rize-Erzurum hattı tamamlanmış olur. Ovit tüneli, 15 kilometreye yakın uzunluğu ile Türkiye’nin en uzun tüneli olacak. Böylece Rize’nin rüyasını gerçekleştirmiş olacağız. Rize ve bölgenin hevesi, rüyası olan proje, bölgeye maddi anlamda da önemli katkı sağlayacak.”

”BÖLGE EKONOMİSİNE HAREKET GETİRECEK”
Rize Ticaret ve Sanayi Odası (RTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Ofluoğlu ise Rize-Erzurum karayolundaki geçit konumundaki Ovit Dağı’nda yapılacak tünelin çocukluğundan beri konuşulan bir proje olduğunu söyledi.

Rize-Erzurum karayolunun transit taşımacılığa uygun hale getirilmesinin Rize’nin kaderini değiştireceğini ifade eden Ofluoğlu, ”Ovit Dağı’nın tünelle geçilmesi Doğu Anadolu ve Doğu Karadeniz’in kader projesidir. Çünkü Karadeniz limanları ile İran’ı, Doğu Karadeniz ile doğu bölgesini kucaklaştıracak bir projedir. Bu nedenle Erzurum, Kars, Trabzon gibi bölge illerini de en az Rize kadar ilgilendiriyor. Bugün İran, ithalatının büyük bölümünü Avrupa’dan yapıyor. Ancak bunda uzun bir güzergah izleniyor. Bu taşımacılığa ödenen yıllık navlun bedeli 5 milyar dolar civarındadır. Ovit tüneli ile İran ticaretini Karadeniz limanları üzerinden yapabilecek. Bu da Rize ve bölge ekonomisine büyük hareket getirecek” dedi.

 

İKİZLER AYDINLATMA,BAŞARILARA DOYMUYOR!!!

Omletistanbul tasarım ofisi’nin İkizler Aydınlatma için tasarladığı iki yeni armatür serisi ORION ve VELA, ilk olarak Frankfurt’ta düzenlenen Light+Building Fuarı’nda sergilendi…

İkizler Aydınlatma, yenilikçi arayışlarla oluşturulan birçok tasarım ürününü kapsayan ve isimlerini takımyıldızlar ve onları oluşturan yıldızlardan alan farklı serilerden oluşan “İkizler Constellations”ı Frankfurt’ta , kullanıcıların beğenisine sundu.

Bu seçkin ürün yelpazesi, ışıkla sanatı bir araya getiriyor.

İkizler Constellations içinde yer alan ürün gruplarından biri de, yeni armatür serisi “Orion”. Mimari ve teknik aydınlatmanın buluştuğu Orion Serisi’nde; sıva altı, sıva üstü, sarkıt, aplik, lambader ve raf uygulamaları mevcut. Omletistanbul tasarım ofisi tarafından tasarlanan ve Bellatrix, Rigel, Alnitak, Alnilam, Mintaka, Saif isimleriyle tanıtılan ürünler, son yıllarda aydınlatmanın mimarı tasarımla olan bütünlüğüne dikkat çekiyor.

Mekânın tasarımı ile uyum içinde olabilecek difüzör seçenekleri sunan Orion Serisi’nde; beyaz, mavi, yeşil, magenta ve kırmızı renkler mevcut. Sıva altı ve sıva üstü uygulamalarda 22, 40 ve 55W’lık çeşitleri bulunan ürünler, isteğe göre farklı boyutlarda da üretilebiliyor. Orion sarkıt, aplik ve ışıklı raf ürünlerinde T5 veya T8 floresan ve LED uygulamaları yapılabiliyor. Siyah veya gri renk opsiyonları; otel, ofis, sinema, alışveriş merkezi ve mağazalarda çarpıcı etkiler yaratıyor.

Omletistanbul tarafından tasarlanan diğer bir ürün “Vela” ise genel aydınlatma için çok şık bir tasarım olarak dikkat çekiyor. Çok ince ve modüler bir ürün olan “Vela” iç mekanın boyutuna göre farklı boylarda üretilebiliyor. 1w gücündeki 60 led ile oldukça iyi bir aydınlatma sağlıyor.

OTOBÜS TASARIM PROJESİ YARIŞMASI

“Herkes için Erişilebilir Otobüs Tasarım”
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT ve organizatörün katkılarıyla endüstri ürünleri tasarımı öğrencilerine yönelik ‘Herkes İçin Erişilebilir Otobüs Tasarım”yarışması düzenliyor.

Konu: İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT ve organizatörün katkılarıyla endüstri ürünleri tasarımı öğrencilerine yönelik ‘Herkes İçin Erişilebilir Otobüs Tasarım‘ yarışması düzenleyecektir.

Yarışmanın amacı: Toplu Ulaşım Haftası etkinlikleri süresince, daha az enerji ile daha çok insanı hedeflerine ulaştırmayı amaçlayan, toplu ulaşım araçlarını daha erişilebilir ve son teknolojiye uygun koşullara taşıyabilmek için geliştirilen fikirlerin paylaşılması.

Yarışmanın Kapsamı: Toplu ulaşımın vazgeçilmez bir unsuru olan otobüslerin, herkes için erişilebilirliğini artırmak amacıyla, tasarım öğrencilerinin yaratıcı yetenekleri ve zengin hayal dünyaları ile otobüslerin içyapısı ve dış cephelerini tasarlayabilmeleri için düzenlenen proje yarışması.

Katılım Koşulları:
1-Yarışma tasarım proje dalındadır. Hazırlanan çalışmaların üç boyutlu ve uygulamaya hazır halde olması,
2-Katılım için gerekli kimlik ve yeterlilik bilgilerinin eksiksiz ve tam olarak verilmesi,
3-Tasarım Bölümü 2. 3. ve 4. sınıf öğrencisi olmak,
4-Çalışmaların alıntı veya kopya olmayıp, tamamen tasarımcının ürünü olması,
5-Yarışmaya katılan projelerin herhangi bir yarışmada ödül almamış ve sergilenmemiş
olması,
6-Projeler belge özelliği taşıyacağından görüntülerin biçimlerinin, renklerinin ve boyutlarının
değiştirilmemesi.

Ödüllü projeler İETT arşivine alınacak ve tüm kullanım hakları İstanbul Büyükşehir Belediyesi, İETT ve proje sahibine ait olacaktır.

 

Ödüller:
Birinci seçilen öğrenciye: LAPTOP
İkinci seçilen öğrenciye : FOTOĞRAF MAKİNESİ
Üçüncü seçilen öğrenciye : CEP TELEFONU

 

YARATICI BEYNİN SAHNESİ !

Mobilya ve kapı donanımları alanında gerçekleştirdiği buluşları ve yenilikleriyle inovatif mobilya üretimine yön veren Häfele’nin takvimi de her yıl yeni bir yaratıcılık gösterisine sahne oluyor. Merakla beklenen ve beğeniyle izlenen takvimin yeni yüzleri, bu yıl yine tasarım dünyasından.

Hafele  takviminde Akın Nalça, Ali Bakova, Burçak Madran, Bülend Özden, Erdem Akan, Hatice Çoban Armağan-Murat Armağan, Koray Özgen, Ömer Ünal, Özlem Tuna, Özlem Yalım Özkaraoğlu, Pınar Öncel ve Seyman Çay-Melih Gürleyik (MG Design) gibi kendi uzmanlık alanlarında başarılı işleriyle bilinen isimler konuk oluyor.

İlk takvimlerde olduğu gibi Mustafa Nurdoğdu imzasını taşıyan siyah-beyaz fotoğraf karelerinde tasarımcılar, yaratıcı zihinlerini harekete geçirerek Hafele ürünlerine farklı anlamlar yüklüyorlar. Çağı etkileyen düşünürlerden, pskiyatrist Carl Gustav Jung’un da ilham verdiği gibi: “Yeni bir şeyin yaratılması usa vurma yoluyla değil, içeriden bir gereksinimden gelen oyun içgüdüsüyle gerçekleşir. Yaratıcı zihin, sevdiği nesnelerle oyun oynar.”

Kapı plakaları, banyo lavabosu ve armatürü, aydınlatma sistemi, kapı kolu, ölçü aletleri, mobilya askıları, dolap içi aksesuarı, mutfak kiler sistemi gibi Hafele ürünleri, düş dünyasından kopup gelen şaşırtıcı imgelere dönüşüyor karelerde: Işıklı askı borusu Ömer Ünal’ın elinde Yıldız Savaşları’nın savaşçısı Jedi’ın keskin ışın kılıcına dönüşüyor; Maxifix bağlantı elemanları, nadide bir takı gibi mücevher tasarımcısı Özlem Tuna’nın boynunu süslüyor. Mobilya askıları adeta canlanıyor ve Erdem Akan’ın küçük ‘takım arkadaşları’ olarak ona ‘ilham veriyor’.

Müze tasarımcısı Burçak Madran’ı saran ‘yılankavi’ aydınlatmalar, tanrıların gazabına uğrayan güzeller güzeli Medusa’nın yılanlı saçından kopup gelmiş gibi. Ölçü aletleri Seyman Çay- Melih Gürleyik ekibi ve Akın Nalça’nın dramatik karelerinde ‘standart, denge ve ölçü’ kavramlarını sembolize ediyor. Lavabonun güçlü ve yalın çizgilerine gönderme yapan Özlem Yalım Özkaraoğlu, tel rafın somutlaştırdığı aura’sıyla Bülend Özden, güçlerini ‘birleştiren’ Hatice Çoban Armağan ve Murat Armağan, kobraya meydan okuyan Koray Özgen ve bizi “iç sesimizi dinlemeye davet eden’ Pınar Öncel de bu oyuna kendi anlatımlarıyla katılıyor.

Kapı kollarından boynuzlarıyla fantastik bir portre çizen Ali Bakova, takvim projesini şu sözlerle değerlendiriyor: “Biz tasarımcılar, canlı renklerin ve fütüristik çizgilerin dünyasına aitmişiz gibi algılanırız genelde. Bu sayede, siyah beyaz gibi iki rengin tonlarında gezen fantastik bir sahnede, yaratıcılığımızın yeni bir boyutunu, oyun gücümüzü yansıtma fırsatı bulabildik. Benim için farklı ve eğlenceli bir deneyim olduğunu da söyleyebilirim.”

 

BEBEKLERE YÖNELİK ANLAMLI ÇALIŞMA

Karim Rashid tasarımı, özel filtreli su şişesi ‘Water Bobble’…

Musluk suyuna dönüşün kaliteli suya sahip olmayan şehirlerde de yayılmasının önemli bir göstergesi Karim Rashid‘in tasarımını yaprığı ‘Water Bobble‘.

300 kez kullanılabilen filtre, suyu bakterilerden ve klordan arındırıyor. Böylece şehir suyunun kalitesini yükselterek daha lezzetli bir hale getiriyor.

Karim Rashid tasarımı bu özel şişe 0.55 litrelik bir hacme sahip ve 9.95 USD’ye satılıyor. Kullanımı yaygınlaştığı takdirde ambalajlı suyun ciddi bir rakibi olabilir, tabii ev dışı kullanım ortamlarında.

DEPREMZEDELERE DÖRT AYDA YAPILACAK ÇELİK EV PROJESİ

Depremzedeye Dört Ayda Çelik Ev
Türkiye’nin ilk yapısal çelik firmalarından Zbs Alfaçelik İnşaat Sanayi Genel Müdürü Rıdvan Murat “Sekiz ayda yapılması planlanan kalıcı deprem konutlarında çeliğin tercih edilmesi durumunda, konutlar hem depreme daha dayanıklı olur, hem de betonarmeye göre planlanan bu sürenin yarısı kadar bir zamanda sahiplerine teslim edilebilir” dedi.

Van’da ardı ardına yaşanan depremlerden sonra ne yazık ki bir çok vatandaşımız hayatını kaybederken binlerce insanımız da evsiz kaldı. Evsiz vatandaşların mağduriyetini gidermek isteyen Hükümet, TOKİ önderliğinde kalıcı deprem konutları yapmak için harekete geçti. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Hedefimiz Elazığ’da ve Bingöl’de olduğu gibi, Van’da da sekiz ay içinde konutları bitirip sahiplerine teslim etmek” dedi.

Bu sürenin daha da kısaltılabileceğini belirten Türkiye’nin ilk yapısal çelik firmalarından Zbs Alfaçelik İnşaat Sanayi Genel Müdürü Rıdvan Murat da “Sekiz ayda yapılması planlanan kalıcı deprem konutlarında çeliğin tercih edilmesi durumunda, konutlar hem depreme daha dayanıklı olur, hem de betonarmeye göre planlanan, bu sürenin yarısı kadar bir zamanda sahiplerine teslim edilebilir” dedi. Önümüzün kış ve Van’ın da dondurucu soğuklarıyla bilinen bir şehir olduğunu hatırlatan Murat, “Dolayısıyla depremzedelerin biran önce çadırlardan kurtulup, sıcak bir eve kavuşması lazım. Yaşanan travmanın en hafif şekilde atlatılabilmesi için de, evleri yıkılan kardeşlerimize biran önce normal hayatlarına dönme imkanı verilmelidir. Gerekli destek ve altyapı sağlanırsa 100 metrekarelik bir evi üretim ve montaj da dahil olmak üzere dört ay içinde inşa ederiz” diye konuştu.

Kontrolsüzlük Kaderimiz Olmamalı
Sağlam bir yapılaşma için, hem yapı malzemelerinin hem de yapım metodunun ve aşamalarının izlenebilir olmasının ayrıca da her safhasının kontrol edilmesinin en temel gereklilik olduğunu belirten Rıdvan Murat şunları söyledi:

“Türkiye gibi deprem kuşağında yer alan ülkeler için, kişisel inisiyatife bırakılmayan, bir kalite sistemi çerçevesinde oluşturulan kontrol mekanizmasının zarureti, ne yazık ki yaşanan her acı olayda bir kez daha görülmektedir. Çelik yapıların en önemli avantajlarından biri de, izlenebilir ve kontrollü bir sürecin ürünü olmalarıdır. Hem ham malzemenin üretimi hem de yapı konstrüksiyonunun imalatı fabrika ortamında yapıldığından, üretim tesislerinin bünyesinde oluşturulan kalite sistemi ile tüm aşamalar son derece titiz bir şekilde kontrol edilmektedir. Bu şekilde ortaya çıkan ürün, ülkemizin en büyük problemi olan kontrolsüzlük veya kontrol mekanizmalarındaki keyfiyetten arınmış, yapım metodu, tekniği ve kalitesi bilinen bir yapı olmaktadır. Ayrıca fabrika ortamında imalat ile yapıdaki çevre ve bölge şartlarından kaynaklanabilecek olumsuzluklar minimize edilmektedir.“

Bu bakımdan ülkemiz için yapısal çeliğin son derece önemli olduğunun altını bir kez daha çizen Rıdvan Murat, çelik yapıların ve inşaatlarda çelik kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Murat, “Unutulmamalıdır ki betonarme yapılara göre, çok daha esnek ve hafif olan çelik yapılar deprem anında tahliye için zaman kazandırır ve çok büyük dizayn hataları yapılmadığı takdirde en kötü durumda bile içindeki insanlara yaşam alanı bırakır” dedi. Yapılarımızın çok büyük bir bölümünün deprem performansı bakımından yetersiz olduğunu vurgulayan Rıdvan Murat, “Depreme hazırlık bakımından Başbakanımızın da dediği gibi yapısal bir dönüşüm kaçınılmaz. Fakat gerçek bir dönüşüm hızlı, depreme dayanıklı, çevreci ve ekonomik bir yapı malzemesi olan çelikle mümkün olabilir” diye konuştu.

Dünya Çelik Kullanıyor
Türkiye’de yapısal çeliğin bir türlü istenilen noktaya ulaşamadığını belirten Zbs Alfaçelik İnşaat Sanayi Genel Müdürü Rıdvan Murat sözlerini tamamladı:

“Türkiye’de yapılan inşaatların sadece yüzde 6’sında yapısal çelik kullanılıyor. Hedefimiz yılda 500 bin inşaatın yapıldığı Türkiye pazarından yüzde 10 pay almak. Oysa dünya çeliğin önemini çoktan fark etti. Bu nedenle Türk yapısal çelik firmaları olarak daha çok yurtdışı pazarlarda iş yapıyoruz. Çünkü Avrupa’da yapılarda çelik kullanımı ortalama yüzde 54, Japonya ile ABD’de yüzde 70’in üzerinde, İran’da dahi yüzde 80’lerde. Bu nedenle bu ülkelerde depremden insanlar burunları dahi kanamadan çıkıyor. Biz de ise göçük altında hayatını kaybediyor. Çünkü Türkiye’de mevcut yapı stoğunun büyük bölümü kalitesiz ve mühendislik hizmeti görmemiş. Bu nedenle bir çok bina depreme dayanıklı değil. Probleme bakışımızı değiştirmemiz lazım. Kentsel dönüşümde yapısal çelik üreticilerine de görev verilirse daha kontrollü ve depreme dayanıklı binalar inşa edilir.’’

İLGİ ÇEKİCİ KİŞİSEL AKSESUARLAR

İlk bakıldığında Photoshop eserleri gibi görünse de resimdeki yiyecek-aksesuarlar tamamen gerçek…

İtalyan fotoğraf sanatçısı Fulvio Bonavia’nın tasarladığı ve sanatçının moda fotoğraflarından oluşan kitabında “A Matter of Taste” başlığıyla yer alan bu aksesuarlar, çekici ve lezzetli göründükleri kadar, tasarımcılara da ilham veriyor…

VAN’DA YAPILACAK OTEL VE OFİS BİNASI HAKKINDA DETAYLI BİLGİ

TYÇD Üyeleri Van’da Otel ve Ofis Binası Yapacak
Türk Yapısal Çelik Derneği üyeleri Van’da çelik taşıyıcı sistemli otel ve ofis binası inşaa edecek. TYÇD Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, çelik yapıların her bölgede, her tür zeminde ve iklim koşulunda hızla inşaa edilip kurulabildiğini söyledi.

Türk Yapısal Çelik Derneği (TYÇD) üyeleri Van’da çelik taşıyıcı sistemli okul, hastane, otel ve idare binası gibi kamu yapılarını inşaa etmek için harekete geçti. Bilindiği gibi Van’ın en büyük iki oteli ikinci depremde tamamen yıkılmış, bir çok kişi enkaz altında kalmıştı. Yine ağır hasarlı bir çok okulun yanı sıra hastaneler de kullanılamaz hale gelmişti. Van’a her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bir kez daha yineleyen TYÇD Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Gerektiği durumda bölgeye iş makinalarının sevk edilmesi, konteyner tipi ofis, sağlık merkezi veya konut temininin sağlanması, okul v.b. kamu binası olarak kullanılabilecek hafif çelik yapı (kısmen veya tamamen) inşaa edilmesi, çelik yapılarda kullanılabilecek malzeme desteği verilmesi, danışmanlık ve proje desteği sağlanması, çelik yapı taşıyıcı sistemleri temin edilmesi ve anahtar teslim yapılar inşaa edilmesi için üyelerimizle birlikte her türlü işbirliğine hazırır” dedi ve kısa sürede bu taleplerin yerine getirilebileceğini açıkladı.

‘Yapılar elden geçirilsin’
Prof. Yardımcı, “Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına karşın, uzun yıllar ihmal edilen çeliğin devletin ilgili birimleri tarafından Van’da tercih edilmesi ülkemiz açısından çok önemli bir gelişmedir. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu hiç unutulmamalı ve bu gerçek göz önünde tutularak başta Van olmak üzere tüm Türkiye’de yapılar yeniden elden geçirilmeli. Her türlü mevsim şartlarında süratli yapım ve kurulum olanağı sağlayan depreme dayanıklı çelik yapılara ağırlık verilmeli. Kış doğu illerine ve Van’a erken geldi. Depremzedelerin biran önce günlük hayatlarına dönebilmeleri başlarını sokacak bir evle mümkün. Bu nedenle zayıf zeminlerde dahi hızlı, güvenli ve ekonomik yapı inşaatına olanak tanıyan çelik taşıyıcı sistemler Van’da da tercih edilmeli” diye konuştu.

Depreme hazırlık şart
Depremin yağmur gibi rüzgar gibi bir doğa olayı olduğunu, ondan korkmak yerine hazırlık yapmak gerektiğini belirten Prof. Yardımcı, “Bir yandan Van depremi için çalışmalarımız devam ederken, diğer taraftan İstanbul ve diğer bölgelerde olacak depremlere karşı hazırlıklara da hız verilmeli, kamu-üniversite-meslek örgütleri işbirliği ile hazırlanacak somut öneriler ve finansman modelleriyle gerçekçi çözümler üretilmeli, toplum çelik yapıların avantajlarından yararlandırılmalıdır. Türkiye’nin sahip olduğu bilgi birikimi ve teknik olanaklar bu önlemlerin alınması için yeterlidir. Halkımız, eli kolu bağlı bir sonraki depremde kaderini beklemekten kurtarılmalıdır” açıklamasında bulundu.

 

EV VE OFİSLER İÇİN KOLEKSİYON’DA AVANTAJLAR ÇADIRI !

Koleksiyon’da ‘Fırsat Çadırı’ Zamanı!
Koleksiyon Mobilya, Tarabya merkezinde kurulan ‘Fırsat Çadırı’nda ev ve ofislerin eksiği, tamamlayıcısı birçok ürünü çok uygun şartlarla satışa sunuyor.

Koleksiyon Mobilya’dan önemli bir fırsat. Yerli, yabancı ünlü tasarımcıların imzasını taşıyan birçok mobilya, aksesuar ve tekstil ürünü %30’dan %60’a varan indirimlerle Koleksiyon ‘Fırsat Çadırı’nda sunuluyor.

Koltuk takımlarından sehpa ve puflara, yemek masalarından el dokuması İran halılarına; ofis masalarından depolama sistemlerine, cam ve porselen aksesuarlardan ev tekstili ve aydınlatma ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesinin satışa sunulduğu ‘Fırsat Çadırı’, haftanın 7 günü hizmet veriyor. Hafta içi 08.00 – 18.00, hafta sonu ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açık olan bu fırsat alanı, Tarabya’daki Koleksiyon Forum’da ziyaretçilerini bekliyor.