Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan İstanbul’da tarihi mesajlar

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yenikapı’daki ” Zalime lanet Kudüs’e destek” mitingine katılarak konuşma yaptı.

Erdoğan, “Kudüs sadece bir şehir değildir. Kudüs bir semboldür. Bir imtihandır. Kudüs kıbledir, ilk kıblemizi koruyamazsak son kıblemizin geleceğine güvenle bakamayız. Açık konuşmak gerekirse İslam dünyası Kudüs imtihanında sınıfta kalmıştır. Sadece İslam dünyası tüm insanlık Kudüs imtihanında sınıfta kalmıştır. Bir şairimizin dediği gibi önce Kudüs’ü işgal ettiler, biz savaşı önce kendimizde kaybettik. Müslümanlar olarak yüreklerimizdeki Kudüs işgal edildiğinden beri zalime gerektiği karşı koyamadık. Osmanlı 4 asır boyunca Kudüs’ü barış huzur ve esenlik şehri olarak yönetti. 1. Dünya savaşında yenilen tarafta olan Osmanlı bazı bölgeleri olduğu gibi Kudüs’ü de terk etmek zorunda kaldı. O günden beri Kudüs huzur yüzü görmedi. Şehrin bütün dinlere saygılı yapısı bozuldu. Hristiyanların kutsalları da İsrail’in tehdidi altına girdi” dedi.

“Ben Musevilerle Siyonistleri birbirinden ayırıyorum” 

Asıl mücadelenin Siyonistlerle olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “O günden beri Kudüs’ün duvarlarından Filistin topraklarından kan izleri silinmedi. Birlemiş Milletlerin 1947 yılındaki kararına göre Kudüs özel statülü bir şehir olacaktı. Bu karar Filistin’in hızla işgali ve bölgenin sakinlerinin zorla tasfiyesine doğurmaktan başka bir işe yaramadı. 1967 yılında Kudüs işgaline sessiz kalan Birleşmiş Milletler İsrail’in gerçekleştirdiği hukuksuz eylemleri sadece seyrederek bu zulme ortak olmuştur. Niçin dünya 5’ten büyüktür diyorum anlıyor musunuz? Yoksa bir ABD’nin iki dudağının arasına mahkumu olan dünyada zulümden başka bir şey göremezsiniz. Zalimler için yaşasın cehennem. Bugünde Amerika’nın attığı adıma karşı etkili bir tavır koymayan Birleşmiş Milletler zaten yıpranmış olan zemine bir darbe daha vurdu. Kudüs’ün İsrail tarafından işgalinden 2 yıl sonra bir grup Yahudi tarafından Mescidi Aksa’nın yakılması aslında bardağı taşıran son damla olmalıydı. Bunlar Siyonist veya bir Siyonizm mücadelesiyle karşı karşıyayız. Maalesef Müslümanları kendilerine getirmeye yetmedi. Ben Siyonistlerle Musevileri birbirinden ayırıyorum. Asıl mücadele Siyonizmledir ve onların Müslümanlara olan düşmanlığı hiç affedilir gibi değil. Dönemin İsrail’i başbakanı bu yangının yaşandığı günkü hissiyatını, ‘Sandım ki Müslümanlar 4 bir yandan Kudüs’e gelecek korkudan uyuyamadım. Sabah kalktım ki kimse gelmedi’ diyor. O zaman anladım ki biz dilediğimiz yapabiliriz diye anlatıyor. Acı ama durumumuz bu dur” diye konuştu.

“Bizim için Çanakkale neyse Kudüs’te odur” 

Ecdadın Kudüs’ü korumak için savaştığını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Mescidi Aksa’yı Kudüs’ü ve Filistin belki dinlerimizi unutmadı ama elleri kolları bağlı bir seyirci olmanın ötesine geçemediğimizde ortadır. İsrail 1947 den bu yana dilediğini yapıyor. Bugünde aynı pervasızlıkla yoluna devam ediyor. Bu gerçekleri görmezden gelemeyiz. ABD aldığı son kararla Kudüs mahremiyetine el uzatıldı. Mescidi Aksa sıklaşan bir şekilde radikal Siyonistlerin çizmeleriyle kirletiliyor. Müslümanlar kınamaktan başka bir şey yapmıyoruz, yapamıyoruz. Müslümanların Kudüs’ü eman yurdu haline getirdiğinin örnekleri var. Hz. Ömer neredeyse kimsenin burnunu kanatmadan fetih etti. Arkasında gerektiğinde bu uğurda canını vermeye hazır bir ordu vardı. Asırlar sonra Kudüs’ün üzerine yürümek için haçlılar 600 bin kişi olarak Anadolu’da vahşet sergileyerek 100 bin kişi olarak Torosları aşabildiler. Selçuklu beyleri düşmanın ne sayısından ne gerisindeki siluetten çekindiler. Haçlılar Kudüs’e girdiğinde Müslüman Musevi bırakmadan hepsini katlettiler. Selahaddin Eyyübi fethettiğinde ise teslim olanları gitmesine izin verdi. Kudüs esaret altındayken, evinde yatmayı zül sayan bu büyük komutanın mücadelesi imanın ve cesaretin ve zulme karşı direniş sembolü oldu. Haçlı seferlerinde de benzer hadiseler yaşandı. Ama tereddüt yoktu. Karşı taraf vahşetle Kudüs yürürken Müslümanlar bileklerinin gücüyle onları yenmiştir. Bu saldırı dalgasının son büyük örneği Çanakkale’dir. Ufkumuz çelik zırhlı duvarlarla kapatmaya çalışsalar da milletimizi göğsünü siper ederek bu akını durdurmuştur. Bu örneklerin hepsinde zalimler tüm güçleriyle saldırırken, Müslümanlar sadece dua ederek gözyaşı dökmekle yetinmemişlerdir. Karşılarındaki güçlerin sayısına ve teknolojilerine bakmadan bütün güçleriyle mücadele etmişlerdir. Bizim için Çanakkale neyse Kudüs’te odur. Canların ortaya konulduğu mücadele zaferle sonuçlanacaktır. Dualarımıza ve gözyaşlarımıza yüreklerimizin bileklerimizin eklemediğimiz sürece zalimi durduramayız. Çünkü hak hukuk tanımayan zalim laftan, sözden zaten anlamaz. İçindeki korkuyu, zulüm çıtasını sürekli yükselten, ahlakı olmayan zalimin anladığı tek dil güçtür. Şayet dünya Müslümanlar bir olur zulmün karşısına dikilirse inanın bana sırtına dayadığı lobilerin desteği tek başına İsrail’in pervasızlıklarını sürdürmesine yeterli olmaz” şeklinde konuştu.  

“Müslümanların bu gaflet halini tecessüm ettiği husus Kudüs meselesidir”

Müslümanlar olarak kötülük karşısında ortak karar alınamadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgemizde DEAŞ denen bir örgüt türedi, bu örgüt kimin kanını döktü. Kimin zulmü ile inletti. Şehirlerini yerle yeksan etti. Bu örgüt sadece Müslümanların kanını döktü. Sadece Müslümanlara zulmetti, İslam coğrafyasının mirasına saldırdı. Bu örgütle mücadele için gelen güçler coğrafyamızı işgal etti. Diğer örgütlerde aynı amaca hizmet ediyorlar. Proje terör örgütleri. Bu tür örgütleri Müslümanların dirliğini ve birliğini bozarak kurumsal yapılarını yıkarak bölgemizi işgale hazırlamak olduğunu gösterdi. Kudüs’ün mahremi kolay çiğneniyorsa, Filistinli kardeşlerimizin canları hiçe sayılıyorsa sebep budur. Müslüman sıfatı taşımak. Öyle kolay değildir. Ama biz bu işi çok ama çok kolaya indirgedik. Üzerinde durmamız gereken çok önemli konu var. Ben Müslüman’ım diyen herkesin peygamber efendimizin tavsiyesini çok iyi kavramalıdır, sizden herhangi biriniz bir kötülüğü gördüğünde onu eliyle değiştirsin, buna güç yetiremiyorsa diliyle değiştirsin, ona da güç yetiremiyorsa kalbiyle buğuz etsin. Bu ise imanın en zayıf mertebesidir. Bugün Müslümanlar olarak bırakınız kötülüğü elimizle değiştirmeyi, çoğu zaman dilimizle bile karşı çıkma konusunda ortak karar ne yazık ki varamıyoruz. Kalpler Allah’ın elindedir. Müslümanların bu gaflet halini tecessüm ettiği husus Kudüs meselesidir. Kendi topraklarını İsrail saldırılarını karşı savunan Filistinli kardeşlerimizi ayrı tutacak olursak acaba Kudüs meselesinde hangi Müslüman kötülüğü eliyle düzeltme şuuruna sahip. Dillerinin dahi lal olduğu bu mesele sadece kalplere hapsetmek, Allah korusun bizi o zayıf iman ikazıyla yüz yüze bırakır” diye konuştu.

“Kudüs nöbetini devralma sırası bize gelmiştir” 

Müslümanlara umutsuzluk yakışmaz diyerek konuşmasını sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Gelin ayaklarımızdaki Kudüs’ü gücüyle bu zulme karşı hep birlikte yürüyelim. Durmayalım. Bu yürümeye sürekli olarak devam edelim. Birilerini bu yürüyüşü görsün. Çünkü Müslümanlar umutsuzluk yakışmaz. Rabbimin müjdesi var. Üzülmeyin, eğer inanıyorsanız muhakkak üstün olan sizsiniz. Bu ilahi müjdeye layık olmak için Müslümanlara diyoruz ki gelin tek bilek, tek yürek olarak zalimlerin karşısına çıkalım. Zalimin kalbine korkuyu saldığımız gün olacaktır. Kudüs’ü inşallah tüm Müslümanların kurtulmuşunun vesilesi olacaktır. Ölü topraklarını Kudüs davasıyla üzerimizden atacağımıza inanıyorum. Hz. Ömer ve Selahaddin Eyyübi’nin mirasını sahipsiz bırakmayacağız. Filistinli kardeşlerimiz görevlerini vazifelerini yerine getirdiler. Bundan sonra 1 milyar 700 milyon Müslüman olarak Kudüs nöbetini devralma sırası bize gelmiştir. Nöbeti almaya hazır mıyız? Bir kez daha Kudüs’ün işgalinin mahremiyetinin ihlalini, Filistinlilerin haklarının gaspını asla kabul etmeyeceğimizi ilan ediyoruz” diye konuştu.

“Mazlumların yanında yer almayan küresel düzen zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur” 

ABD’nin arabulucu değil taraf olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD büyükelçiliği taşıyarak arabulucu değil taraf olduğunu göstermiştir. Amerika sorun çözmeden yana değil sorun üretmekten yana ortaya koymuştur. Birleşmiş Milletler güvenlik konseyini tıkayan tek ülke ABD’dir. Birleşmiş Milletler genel kurulunun kararları ise 1947 yılından beri İsrail tarafından tanınmamaktadır. Kudüs konusunda alınacak karar elbette kimlerinin hangi safta durdurduğunu göstermesi bakımından önemlidir. İslam İşbirliği Teşkilatının Zirve dönem başkanı olarak üye ülkeleri toplantıya çağırdık. Son katliam bölgedeki durumun kağıt üzerinde kalan kararlara onlarla geçiştiremeyeceğini ortaya koymuştur. İsrail’in uyguladığı terörün durdurulmaması halinde dünya hiç kimsenin kendi güvende hissetmeyeceği bir noktaya doğru gidecektir. Birleşmiş Milletler, İslam İşbirliği Teşkilatı ve gerek diğer uluslararası kurumlar tek tek devletler İsrail zulmüne karşı fiili duruş ortaya koymalarının zamanı geldi. Yenikapı meydanında bütün Müslümanları ve insanları bölgemizi ve dünyayı felakete sürükleyenlere karşı harekete geçmeye davet ediyorum. Mazlumların yanında yer almayan küresel düzen zalimlerin oyuncağı olmaya mahkumdur. Ülkenin ve uluslararası kuruluşun kendini oyuncağı konumuna düşürmeyeceğine inanıyorum” diye konuştu.

“Amerika’ın İsrail konusunda attığı adımların bir gün dönüp onları vurması kaçınılmazdır” 

İsrail ve Amerikan halkını yönetimlerinin yaptığı uygulamalar karşısında seslerini yükseltmeye davet eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tüm dinlerin kutsal mekanlarına ev sahipliği yapan Kudüs’ü fanatik Siyonistlerin yerle yeksan etme niyetine karşı Müslüman’ıyla, Hristiyan’ıyla, sağduyulu Musevi’siyle hep birlikte mücadele edeceğiz. İsrail halkını, yönetimlerinin sürüklediği felakete karşı hareket geçemeye davet ediyoruz. Amerikan halkının bu uygulamaların anlamı konusunda yeteri kadar bilgilendirilmediğini düşünüyorum. Yönetimin terör örgütleri konusunda olduğu gibi terör devleti İsrail hususunda attığı adımların bir gün göre dönüp Amerika’yı da vurması kaçınılmazdır. Bu vesileyle Amerikan halkına yönetimin yanlışları konusunda seslerini yükseltmeleri çağrısın yapıyorum” dedi.

“İsrail’in en çok hedef aldığı ülkenin Türkiye, liderin ise şahsım olması doğru yolda olduğumuzu göstermektedir” 

Türkiye’nin somut adımlarla tavrını ortaya koyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye hem diplomatik kanallarla attığı somut adımlarla Kudüs meselesinde duruşunu gösterdi. Son gelişmelerin ardından tavrımızı açık bir şekilde ortaya koyduk. İsrail’in hedef aldığı ülkenin Türkiye, hedef aldığı liderini şahsım olması bu tavrın doğru olduğunu göstermektedir. Oradaki şahıs beni hedef alıyorsa ben doğru yoldayım. Biliyoruz ki galip olan ancak Allah’tır. İstediği kadar elinde nükleer silahı olsun, istediği kadar elinde kimse olmadığı silahlar olsun. Asıl olan rabbimin silahıdır. Onlar hangi tuzakları kurarsa kursunlar en büyük tuzak Allah’ın tuzağıdır. Biz bununla yürüyoruz. Ecdadımız gibi kutsal bildiğimiz değerler uğrunda gerektiğini canımız pahasına mücadele ederiz” şeklinde konuştu.

“Bu mücadelede öncülük etmekten şeref duyarım” 

Kudüs mücadelesinde öncülük etmekten şeref duyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şöyle sürdürdü: 

“15 Temmuzdan Suriye operasyonuna kadar fiilen sergiledik. Kudüs aynı derecede önemli bir hadisedir. Bu mücadelede Müslümanlara öncülük etmekten şeref duyarım. İsrail’in yanlış adımları geri çevirene, masum kanların hesabını sorana kadar mücadelemiz sürecektir. Burada bir kez daha İsrail zulmüne karşı direnen Filistinli kardeşlerimize desteğimizi ifade ediyoruz. Müslümanları silkinişe, yeniden dirilişe, ayağa kalkmaya davet ediyoruz. İnsanlık herkes için büyük bir tehdit oluşturan saldırılarak haksızlıklara, şımarıklıklara karşı hareket çağırıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatını hemen İstanbul’a çağırdık. Sonuç bildirgesiyle bir karar alacağız. Vesileyle İslam İşbirliği Teşkilatı tüm ülkelerde başlatılacak olan Filistin yardım kampanyasına katılmaya davet ediyorum. Kudüs’ün esenliğe, Filistinlilerin özgürlüğüne, Filistin topraklarının bağımsızlık kazanacağı günler yakındır.”  

Bir cevap yazın