FENG SHUİ İLE DEKORASYON

Yaşadığımız mekanda, çevremizde bizi etkileyen ve devamlı hareket eden kozmik, metafiziksel enerjilere ‘chi’ denir. Chi, atmosferde sessizce ve görünmeden sürekli dolaşıyor. Çinliler bu gücü, ‘ejderha’nın kozmik nefesi’ olarak tanımlıyor. İşte feng shui’nin amacı da, bu enerjiyi bize en faydalı olacak şekilde yakalamak. Yaşadığımız mekanlarda doğru olarak uygulandığı takdirde ise olumlu sonuçları hemen görülüyor.

Chi Yapı kurucusu Sait Güler, “Uzmanlarımız kişiye özel analizler yaparak enerji haritasını çıkarıyor. Daha verimli ve güçlü olması için ne tür enerjilere ihtiyaç duyduğunu tespit ediyor. Bunun için yaşam veya çalışma alanında ne tür değişiklikler olması gerektiğine karar veriyorlar. Birçok Batı ülkesinde bu teknikler oldukça yaygınlaşmış durumda ve dekorasyon konusunda faaliyet gösteren birimler bu felsefeden yararlanmakta” diye konuşuyor.

Chi Yapı Feng Shui analizcisi Ayman Sozakbayeva ise, “Doğru Feng Shui ile sağlanan enerji balansı sonucunda, bireylerin olumlu duygular ile beslenmesi, aile içi huzur, mutluluğu, bereket ve refahı getirdiği gözlenmiştir” diyor. Ayman Sozakbayeva, yaşadığımız mekanlarda nelere dikkat etmemiz gerektiğini şöyle sıralıyor:

Doğadaki enerjinin büyük bir kısmı, evimize ana giriş kapısından girer. Kapının yönü, rengi, açıldığı antre veya koridorun mimari formu, chi enerjisinin evin içine girişini ve yayılması için önemli unsurlardır. Yön tespitinden sonra renklere karar verilebilir; enerjinin dışarı kaçması önlenebildiği gibi, rahat bir şekilde akışını da sağlamak mümkün.

Hayatımızın üçte birini uyuyarak geçiriyoruz; bu yüzden yatak odalarının hayatımız üzerinde büyük etkisi vardır. Bu yüzden yatak odası tasarımlarına son derece özen gösterilmelidir. Yatak odaları sakinleştiricidir. Yumuşak tonlar ve yuvarlak formlu nesneler kullanılmalı, ana konu yatak olduğundan, hiçbir şekilde kapı karşısına konmamalıdır.

Böylece enerji, uyuyanlar üzerine doğrudan gelmemiş olur. Aşırıya kaçmamak kaydı ile sevgi ve sıcaklık rengi olan kırmızı ile yatak odalarında canlılık sağlanabilir; kırmızı yastıklar, mumlar kullanılabilir. Aynalar derinlik hissi yarattığından ve yansıttığı silüetler yabancı olarak algılanabildiğinden, çiftler arasında sorunlar ortaya çıkartabilir. Diğer bir aktif eşya olan televizyon, uyku boyunca insanların güçlerini geri kazanmalarını engellediğinden yatak odalarında kullanılmamalıdır.

Çarşafların rengi kesinlikle mavi ve siyah tonlarda olmamalıdır. Bu, çiftler arasında soğukluğa neden olabilir. Yatak dikdörtgen, başlıklı ve sağlam bir duvar yüzeyine yaslanmış olmalı. Yatak, odanın içinde çapraz duran veya sağlamlık hissi vermeyen bir pencere önüne yerleştirilmemelidir. Çiftlerin kua sayıları (kişinin doğum tarihine göre hesaplanarak bulunan ve bu sayede şanslı ve şanssız yönlerimizi ortaya çıkaran sayılar) hesaplandıktan sonra yatak odasında uyum için gerekli tasarım yapılabilir.

 

 

Bir cevap yazın