TASARIMLARINI GÜNCELLEYEREK SUNUYOR

Istanbul Design Weekend ’09

Milan Fuori Salone 2009’da ilk kez sergilenmiş olan Contamina (Etkileşim) koltuk tasarımı, şimdi de Istanbul Design Weekend’de tasarım meraklılarıyla buluşacak. Üstelik Delrosso’nun bu özgün koltuk tasarımı, Osmanlı Kültürü’ne bir saygı duruşu niteliğindeki yepyeni bir modeliyle karşımızda.

Türk firmasıBARBO DESIGN ‘In katkılarıyla.

Yer: Eski Şapka Fabrikası – Kumbarahane Cad. No: 22 34445- Halıcıoğlu Beyoğlu İstanbul
Tarih: 18-21 Haziran 2009

Tasarım, kimi zaman çok faydalı etkileşimler doğurabilen bir düşüncedir. Dahada önemlisi, tasarım, sektördeki geleneksel tasarımcıların eğildiklerinden çok daha farklı konulara eğilebilir bazen.

Federico Delrosso, “Contamina” koltuk tasarımı üzerinde çalışırken tasarım sanatının farklı ülkelerdeki ve farklı kültürlerdeki izdüşümleri üzerine kafa yordum” diyor. “Bir sanatçıyla etkileşim içine girmenin, onunla işbirliği içinde çalışmanın nasıl bir-şey olduğunu düşündüm. Tasarımcı duygularının izindedir ve tasarım “oyununu” çok ciddiye alan bir çocuk gibidir sanki.”

“Bütün bu düşünceler ışığında “ETKİLEŞiMLER” konsepti doğdu, ve işte BARBO DESIGN ’In katkısıyla İstanbul Design Weekend’e konuk oldu.”

“Contamina 5 kıtanın kültürel zenginliğini yansıtan bir tasarım. Koltuklar kesik piramit formunda. Bu halleriyle birer ilkçağ ikonunu andırıyorlar. Aynı koltuk formunu değişik modellerde tekrarladım, yalnızca kullanılan malzemede, renklerde ve cila türünde değişiklikler yaptım… Ancak İstanbul’da sahneye çıkacak olan koltuklarıma Osmanlı’yı çağrıştıracak yeni bir model ekledim: üzerinde Osmanlı’yı anımsatan şekillerin kullanıldığı bu yeni koltuğumuz yalnızca İstanbul için tasarladım.”

“Koltukların üzerindeki girinti–çıkıntılar bir arazinin üzerindeki şekilleri andırıyor, üç boyutlu yapboza benzeyen halleriyle onlarla oyun oynayabilmeniz, değişik biçimlerde yerleştirebilmeniz için size ipuçları sunuyorlar.

Bu yüzden Milan Fuori Salone sergisi sırasından çocukların orada bulunmalarını istedim. Sanatçı Giovanni Manfredini’nin buluşu  olan bu performansla Contamina sergisinde çocuklar serginin başkahramanı oldular.

“Ancak eğer bence benim projem daha az şanslı çocukları dahil etmezse tamamlanmamış sayılacak. İşte bu yüzden koleksiyonun bazı parçaları müzayedede satılacak, müzayedenin geliride Save the Children (Çocukları Kurtaralım) derneğine bağışlanacak. “Federico Delrosso

BARBO DESIGN, modern tasarımların insan ruhunu yormak yerine bir ferahlık hissi yaşatması gerektiğini ileri süren bir tasarım firması. Hem estetik hem de işlevsel konseptleriyle Türkiye’deki tasarım dünyasında yeni ve farklı olanı yakalamaya çalışıyor.

İsviçre’dehastanelerintasarımıylageçen30yıllıkbirdeneyiminardından1994yılındakurulanBarboDesign, butarihtensonrakendinimodernevtasarımlarındakaliteliveestetikçözümlerüretmeyeadadı. Firma her yıl yeni koleksiyonlarını Türkiye ve İsviçre’de ki mağazalarında sergiliyor.

Barbo’nun sahibi ve tasarımcısı Bora Özdemir, “tasarım öncelikle tasarımcının kendisine özeldir” diyor, “tasarımcı, yarattığı esere yaşam biçimini, hedeflerini, bakış açısını, hislerini ve yapmak istediklerini yansıtır.”

Türk tasarımcı ve mimar Bora Özdemir 27 Şubat 1978’de İsviçre Zürih’de dünyaya geldi.İsviçre’de 18 yıl yaşadıktan sonra eğitim için İstanbul’a geldi ve Akademi İstanbul’da İş İdaresi okudu. Mezun olduktan sonra tekrar İsviçre’ye dönen Bora Özdemir, kariyerine UBS’de özel muhasebe yöneticisi olarak başladı.

UBS’de iki yıl çalıtıktan sonra yaşamdaki gerçek tutkusunun mobilya tasarımı olduğunu fark etti. İstanbul’a geri dönerek bir aile firması olan mobilya üreticisi Barbo’da çalışmaya başladı. Babasıyla beraber kurduğu fabrikanın başina geçti. Mesleği birinci elden öğrenerek 10 yıl boyunca deneyim kazandı ve firmanın genel müdürü oldu.

Bugün BARBO, İstanbul’da önde gelen dekorasyon firmalarından biri. İki şubesinden ilki, Türkiye’deki en büyük mobilya pazarı olan Modoko’da, diğeri de İstanbul’un en popüler semtlerinden biri olan Etiler’de bulunuyor.

Contamina koleksiyonunun küratörlüğünü Paola Romano yapmıştır.

YILLARA MEYDAN OKUYAN TASARIMLAR

20. Yüzyıla Damgasını Vuran 10 İkon Tasarım 

Popüler Aramalar: 20. Yüzyıla Damgasını Vuran Tasarım, 50 İkon Tasarım, Alessandro Mendini, Artifort, Barbie, Campana, Campana kerdeşler, capellini, Charles Eames, DCM, Eames Lounge Chair, Endüstriyel Tasarım, Fortwo, Heart Cone, İkon Tasarım, LCW, modern mobilya, modern mobilya tasarımları, Modernizm, Pierre Paulin, Proust, Proust Geometrice, Ray Eames, Ribbon, Smart Car, Swatch, tasarım, Tongue, ünlü tasarım objeleri, ünlü tasarım ürünleri, ünlü tasarımlar, ürün tasarımı, Vermelha

20. yüzyılın tasarımları arasından salyeden otomobile, oyuncaktan çantaya, ikon haline gelmiş 50 tasarımı seçtik. Tasarımcılar nelerden ilham aldılar nasıl ünlü oldular?

1. İki kişilik dünya 1990’ların başında Swatch’ın o dönemdeki CEO’su Nicolas Hayek, insanların saatlere olan bağlılığını arabalara taşıması fikrini ortaya atar. Almanya’da 1994 yılında, Daimler-Benz ve İsviçreli saat üreticisi Swatch tarafından tasarlanan Smart Car, 2 kişilik minik rengarenk tasarımı ile büyük sempati toplar. “Swatch Mercedes Art’ın kısaltılmış hali olan “Smart”ın şu anda sadece “Fortwo” modeli üretiliyor ve kendi sınıfında bir benzeri daha yok.

2. Yaşlandıkça güzelleşen bir kadın Kızı Barbara’nın kağıt bebekleri giydirmeyi çok sevdiğini ve onlara yetişkin kadın görevleri verdiğini farkeden Amerikalı işkadını Ruth Handler, Almanya seyahati sırasında ilk kez kadın görünümlü Bild Lilli bebeği görür. Bebek, Handler’in çok ilgisini çeker. Ruth Handler’in eşi, oyuncak üreten Mattel’in sahibidir. Handler, 1959 yılındaki oyuncak fuarına kadar bir mühendis ile birlikte bu küçük kadının geliştirilmesinde çalışır. Mühendis Jack Ryan’ın yardımıyla geliştirilen ve ilk kez fuarda sergilenen Barbie, isimni Handler’in kızından alır. Fuarda büyük ilgi görür. Mattel, 1964 yılında Bild Lilli bebeğin tüm haklarını satın alır. Ve üretimini durdurur. Böylece piyasanın tek yetişkin kadın bebeği satışlarını tamamen ele geçiren Mattel, dünyada yeni bir fenomenin başlangıcını yaratır.

3. 450 metre halat Tasarımcı Campana kerdeşler tarafından 1993’te São Paulo’daki bir galeri için tasarlanan ve büyük ilgi gören “Vermelha” bir sandalye iskeleti etrafında sarmalanan 450 metre kırmızı halattan meydana geliyor. Edra firmasının sanat yönetmeni Massimo Morozzi’nin sandalyeyi Mel Byers’ın “50 sandalye” kitabında görünce Campana kardeşleri arayıp sandalyeyi üretmek istediğini söylemesiyle şaşıran Campana kardeşler, yapım aşamasını adım adım videoya çekerler. Edra buna bayılır ve 1998 yılında sandalyenin üretimine başlanır. 4 günde el işçiliği ile yapılan sandalyenin fiyatı da zahmeti kadar yüksek. 4 bin 955 Euro-KDV, Haaz.

4. Kontrplağın tasarıma geçişi Tasarımlarının pek çoğu ikona dönüşen Ray ve Charles Eames, Los Angeles’ta film setlerinde yaptıkları sahne tasarımlarının ardından atölyeye dönüştürdükleri evlerinde akşamlarını kendi mobilya tasarımlarını yaparak geçiyorlardı. Kontrplak ile deneysel çalışmalar yapan çift “DCM” ve “LCW” sandalyeler de dahil olmak üzere pek çok önemli tasarıma imza attı. 1946’da görücüye çıkan ve Time dergisi tarafından 20. yy’ın tasarımı ilan edilen “LCW” sandalye konforlu ve basit yapısıyla modern tasarımın en önemli ikonlarından biri.

5. Konforun ikonlaşmış hali Charles ve Ray Eames çifti tarafından 1956 yılında tasarlanan “Eames Lounge Chair” sandalye (670) ve pufu (671) ilk kez 1956 yılında NBC televizyonunda yayınlanan bir şvda görüldü. Hermen Miller tarafından üretilen sandalye, Avrupa pazarı içinse Vitra tarafından üretildi. Kısa sürede diğer mobilya firmaları tarafından taklit edildi. Kimisi aynen kopyalasa da çok az kısmı ilham aldığını belirtti. Kısa sürede statü sembolü haline gelen üzerine kitap yazılan bu konforlu sandalye, gül ağacından üretilen kasası ve oturma kısmında kullanılan deri malzemesi ile lüks ve konforun birlikteliğinin önemli bir simgesi.

6. Uzay 1999 dizisinden tanıdık bir sandalye “Tongue” sandalyenin de tasarımcısı olan Fransız Pierre Paulin tarafından 1966 yılında tasarlanan “Ribbon” keskin hatlara sahip bir kurdele formunda. “Ribbon” sandalye, 1968 yılında Cihicago Tasarım Ödülü’nü kazanmış. 1975’te çekilen “Space 1999” dizisinde kullanılmasından sonra ise her kesimden insanın bildiği bir tasarıma dönüştü.

7. Swatch Plastik malzemeyi saat tasarımında kullanarak bir ilke imza atan Swatch, sektüre eğlenceli ve renkli şeyler sunan bir marka olarak hayatına başladı. Mart 1983’de ilk kez tanıtılan Swatch koleksiyonu 12 saatten oluşuyordu. Şu anda uygun fiyatı ve yüzlerce çeşit modeli ile özellikle gençlerin popüler saati olan Swatch, sık sık ünlü tasarımcılara özel koleksiyonlar yaptırıyor.

8. Klasikle modern arasında 1978 yılında İtalya Ferrara’daki Palazzo dei Diamanti müzesi için Alessandro Mendini tarafından tasarlanan “Proust” koltuk, görüldüğü anda 20. yüzyılın ikonlarından biri sayıldı. 1993 yılında Capellini firmasına miras kalan ve bugün “Proust Geometrice” adıyla Alessandro Mendini tasarımı bir kumaşla yeniden kaplanan koltuğun çerçevesi tamamen el boyaması. Marcel Proust’un yazılarının maddesel bir ifadesi olan tasarım, tarihi bir formun empresyonist yorumu olarak tarif edilebilir.

9. Kalbinize oturan tasarım 1950’lerin ortasında mobil stüdyoya çevirdiği bir Volkwagen minibüs ile Avrupa seyahatine çıkan tasarımcı Verner Panton, 1958 yılında Danimarka’ya alışılmadık, birbirinden farklı tasarımları ile döndü. Bunlardan biri de ikon tasarımları arasında yer alan “Heart Cone” sandalye. 1959 yılında üretilen bu fütüristik sandalye, New York’ta bir vitrine konulduğunda trafikte kaos yarattığı için polis tarafından kaldırılması talep edilmiş. Vitra tarafından üretilen “Heart Cone” konforlu bir kulüp sandalyesi olarak biliniyor. Büyük kulaklarının Mickey Mouse’a benzedildiği sandalyenin 7 farklı rengi bulunuyor.

10. “Tongue” koltukta konuşmak serbest New York Modern Sanat Müzesi’nde sergilenen ve 1967 yılında Fransız tasarımcı Pierre Paulin tarafından tasarlanan “Tongue” uzanma koltuğu modern mobilya tarihinin temel tasarımlarından biri olarak kabul ediliyor. Hollandalı Artifort firması için tasarlanan koltuk basit, heykelsi ve insan vücudu ile uyumlu bir forma sahip.

VAZO TASARIMLARINDA İTALYAN ÇİZGİSİ

Geleneksellikten Yola Çıkan Dekorasyon Ürünleri…

İtalyan tasarımcı Luca Nichetto, Venini için geleneksel cam üfleme tekniği ile üretilen Arillo adlı bir cam vazo koleksiyonu tasarlamış…

Yeşil, gri ve turkuaz gibi renkleri olan opalin vazoların geometrik bir görünümü var. Nichetto vazoları tasarlarken Çin vazolarından ilham aldığını söylüyor.

 

Proje Asistanı: Alberta Pisoni

Çay lekesi çıkartma yöntemi

Canımız zaman zaman güzel bir bardak çay çekebilir- ama en sevdiğimiz tişörtümüzün üzerine değil tabi ki! Çay döküldüğünde lekeler kaçınılmaz olduğu için (özellikle de evde çocuklar varsa), leke oturmadan çıkarmanız en iyisi olacaktır.

Herhangi bir çay lekesini aşağıdaki adımları takip ederek daha leke oturmadan temizleyebilirsiniz.

Kıyafetlerinizden ya da kumaştan çay lekesini çıkarmak için seçenekler

Demek o harika çay şu an yeni masa örtünüzün üzerinde keyif sürüyor? Dehşete kapılmayın, sadece hızlı hareket edin- ve en kısa zamanda masa örtünüzü eski lekesiz haline getirmeye hazır olun.

-Öncelikle çay lekesini bir sünger kullanarak soğuk suyun altında ovun ve çıkıp çıkmadığına bakın.

-Kumaşın tamamını soğuk suya bastırın ve bir yarım saat kadar bekletin. İnatçı lekeler için en iyi seçenek suyun içerisinde biraz deterjan eklemek ve kumaşı bu solüsyonun içerisinde bir gece bekletmek olacaktır.

-Eğer kumaşınız dayanıklıysa(bunun için etiketi kontrol etmeniz gerekecektir), biraz çamaşır suyu eklemeyi deneyebilirsiniz.

İnatçı çay lekelerini çıkarmak için diğer seçenekleriniz şunlar:

-Çay lekesinin üzerine biraz sirke karışımı sıkabilirsiniz (bir çay kaşığı sirke ve bir litre su) ve on dakika boyunca bekletin. Sonrasında bir kumaş yardımıyla kurulayın ve normal şekilde yıkayın. Sonrasında ise normal şekilde kurumaya bırakın.

-Pamuklu kumaşlar için cam bir kabın içerisinde üç ölçü beyaz sirke ve bir ölçü de su ekleyip bir karışım oluşturun. Lekeli kumaşı içerisine ekleyin ve emmesi için sıvıda bırakın. Soğuk suyun altında iyice yıkamadan önce çay lekesini hafifçe durulayın. Eğer çay lekesi hala çıkmadıysa, avcunuza biraz tuz alın ve lekeyi ve kumaşı parmaklarınızla hafifçe ovun. Normal şekilde makinede yıkamadan önce güzelce durulayın.

-Normal sıvı sabun ya da bar sabun kullanmaktan kaçınmalısınız çünkü bu çay lekesinin çıkmasını zorlaştırabilir.

-Lekelenmiş olan kumaşı kurutmak için kurutma makinesi kullanmamalısınız. Isı çay lekesinin oturmasına sebep olabilir.

-Oturmuş olan çay lekeleri için ise biraz klorinli çamaşır suyu kullanabilirsiniz(beyazlar için) ya da renkliler için özel çamaşır sularından kullanabilirsiniz.

Yıkanmaması Gereken Kumaşlardan Çay Lekesini Çıkarmak

Eğer çay lekesini çıkarmanız gereken kumaş yalnızca kuru temizleme ile temizlenmesi gereken bir kumaş türü ise, bu konuda bir profesyonelden yardım almanız gerekecektir. Oturmuş lekeleri çıkarmak için en iyi ekipmanlar onlardadır. Temizleme işlemini yapacak kişiye lekeyi özellikle göstermeyi unutmayın- ve lekenin çıkarılıp çıkarılamayacağını sormayı da unutmamalısınız.

Çay lekeleri halı’dan ya da mobilyalardan nasıl çıkar?

O sıcak bir bardak çay demek koltuğunuza ya da halınıza döküldü !? Endişelenmeyin, düzeltilebilir bir durum bu! Sadece hızlı davranmanız gerekiyor.

Halıdan Çay Lekesi Nasıl Çıkar?

 

 

Çayın neminin alabildiğiniz kadarını bir kumaş yardımıyla alın. Çay lekesine su uygulayın fakat çok fazla olmamasına dikkat edin (çok fazla olursa leke yayılabilir ya da halının kuruması zorlaşır). Bir kumaş yardımıyla nazikçe lekeyi ufak ufak silin. Sonrasında bir halı leke temizleyicisi kullanın ve paketin üzerindeki talimatları takip edin.

-Eğer çay lekesi hala çıkmadıysa bir kumaş yardımıyla lekeye biraz beyaz sirke sürün. Halıyı bir sünger ve su yardımıyla durulamadan önce yedi- on dakika kadar bekletin.

-Halınız için bir diğer leke çıkarma çözümü ise bir çay kaşığı elde yıkma deterjanını, bir çay kaşığı beyaz sirkeyi ve iki ökçü sıcak suyu karıştırın ve temiz bir kumaş yardımıyla halıyı temizlemeye başlayın (bu işlemden önce olabildiğince çok çayı halıdan kumaş yardımıyla alın). Deterjan/sirke karışımını çay lekesi kaybolana kadar küçük dokunuşlarla uygulayın. Normal şekilde kurumasına izin vermeden önce soğuk su ve sünger yardımıyla temizleyin.

-Mobilyalarınızdan çay lekesini çıkarmak içinse, bir çay kaşığı sıvı elde yıkama deterjanını iki ölçü soğuk su ile karıştırın. Bir sünger kullanarak ufak dokunuşlarla bu karışımı halıya uygulayın. Çay lekesi mobilyanızdan kaybolana kadar bu şekilde karışımı uygulamaya devam edin. Leke kaybolduktan sonra biraz kumaş ve soğuk suyla karışımı halıdan temizleyerek kurumaya bırakın.

Leke Çıkarma Notları
-Leke konusunda bir şeyler yapmaya ne kadar erken başlarsanız, lekeyi çıkarma şansınız da o kadar yüksek olacaktır.

-Yağ lekeleri dışında lekeleri çıkarmak için yapılacak en mantıklı şey öncelikle lekenin olduğu bölgeyi durulamak ve lekenin oturmasına engel olmaktır.

-Bir temizleme karışımı kullanmadan önce görünmeyen bir kısımda bu karışımı denemeli ve kumaşa zarar verip vermediğini görmelisiniz.

-Bazı kimyasalların birbirleriyle karışmaları uygun olmadığı için yeni bir temizleme solüsyonu kullanmadan önce bir önceki solüsyonu durulamayı unutmayın.

-Sıradışı temizleme teknikleri kullanmadan önce kumaşın etiketindeki uyarıları okumalısınız. Bazı kumaşlar leke çıkarma işlemleri için fazla narindirler ve bunları direkt olarak kuru temizlemeye bırakmak daha iyi olacaktı.

-Lekeyi çıkarmak için kumaşa çok sert davranmamalısınız bu fiberlerin zarar görmesine ve rengin solmasına sebep olabilir.

-Beyaz havlu ile temizleme metodu genellikle leke çıkarma konusunda önerilen bir metottur. Beyaz bir havluyu basitçe katlayın ve lekenin olduğu yere biraz su uyguladıktan sonra havluyla hafifçe lekeli kumaşa dokunup, lekenin ne kadarının havluya geçtiğini kontrol edebilirsiniz.

-Eğer endüstriyel bir temizleme deterjanı ya da solüsyonu kullanıyorsanız, doğru şekilde kullanmak ve gerekliyse bazı önlemleri almak adına her zaman etiketlerini okuyun ve talimatlara uygun şekilde kullaın.

-Yıkanabilir bir kumaşın üzerindeki lekeye müdahale etmek her zaman daha kolaydır.

Mozaik bahçe düzenlemeleri

Bahçeniz ve ya çiçeklerle dolu bir terasınız var mı? Eğer bunlardan birine sahipseniz buraları olabildiğince en güzel şekilde tasarlamak istersiniz değil mi? Her ev sahibi evinin ve bahçesinin çok güzel gözükmesini ister. Bahçeler özellikle her evin en önemli yerleridir. Öğleden sonraki güneş altında burada rahatlamak ve dinlemek çok özeldir. Ancak herkes evinin diğer köşesine baktığı gibi aynı şekilde bahçesine aynı önemi vermelidir. Bu kanalda, size bahçenizi nasıl düzenleyeceğiniz hakkında bilgiler vereceğiz. Eğer bahçenizi düzenlerken bazı ilham kaynakları arıyorsanız sizlere bulduğumuz bu mozaik bahçe tasarımlarına bir göz atmalısınız.

Biz burada size 21 muhteşem tasarımı sunuyoruz. Burada olağanüstü fikirleri bulabilir ve bu mozaiklerin nasıl yapıldığını öğrenebilirsiniz. Bunların tümünü kendiniz yapabilirsiniz. Ve bu yaptıklarınız bahçeniz için çok büyük farklar yaratacaktır. Şimdi alttaki önerilerimize bakım ve bunlardan ilham alarak sizde kendi bahçenizde uygulayın.