YEŞİL BİNALARA EN İYİ ÖRNEK

Zarif yapısı, yemyeşil katları, açık denize doğru eğimi formu ile Marina+Beach Towers, Birleşik Arap Emirlikleri için tasarlanan muhteşem bir yapı. Bu zarif ve estetik görünüme sahip yapı Oppenheim şirketi tarafından tasarlandı…

Marina+Beach Towers’a uzaktan bakıldığında yemyeşil katları ile büyüleyici bir görünüm sergiliyor, yakından bakıldığında ise heybetli ve gösterişli tarzı ile baş döndürüyor. Kum plajın hemen yanında inşa edilen kuleler tasarım ve tarz olarak bölgeye büyük bir hareket katıyor.

Tasarımında sürdürülebilir bir yapı olması ön planda oldukça dikkat çekti. Enerji kullanımının en aza indirildiği kulelerde mevcut su miktarı en üst düzeye çekilmek istendi. Katlarda bulunan yeşil alanlar sayesinde sular geri dönüşüm sistemi kullanılacak şekilde planlandı.

Sürdürülebilirlik açısından önem taşıyan bir diğer husus ise, bina da uygulanan özel sistemler sayesinde rüzgar ve güneş enerjisinden büyük ölçüde yararlanılıyor. Binanın şekli ve özel formundaki planlamalar sonucu doğal serinlik sağlanarak klima kullanımı minimumda indirilmiş.

Aynı zamanda binanın dış kısmında kullanılan özel malzeme sayesinde sıcak çöl havası iç mekanda hissedilmiyor. Binanın ilginç şekli dışında benzersiz diğer bir özelliği de yemyeşil botanik alanın kulelerin arasında bulunması ve sandviç formunu alması. Bu botanik alan, deniz kenarında sıcaktan kaçmak isteyen kişiler için bir kaçamak yeri olarak da düşünülmüş. Bu gölgelik alan, çöl sıcaklarına ara vermek için kusursuz bir mekan.

ÇEVRE DOSTU,DEĞERLİ PROJE “İSTANBUL SAPPHİRE”

Kentin “iş yönetimi” merkezi Büyükdere Caddesi’nde yükselen, bir konut, alışveriş ve eğlence merkezi projesi olan İstanbul Sapphire, çevresindeki yüksek yapılanmaya uyumlu, İstanbul’un Maslak bölgesindeki en yüksek binalardan biri olacak.

Bina 261m yüksekliği, ekolojik özellikleri ve tasarımının estetiği nedeniyle, İstanbul’un her yerinden görülen ve tanınan bir bina olmayı hedefliyor. Toplam 165.139m²’lik inşaat alanına sahip 10 katı zemin altı olmak üzere 61 katlı olup 30 metre antenle Türkiye’nin en yüksek binası olacaktır.

Otopark, alışveriş merkezi ve konut işlevlerine sahip olan binanın zemin altında yer alan 10 bodrum katının 6’sı otopark, zemin altı ilk 4 kat ise alışveriş merkezi çatı örtüsü ise çelik konstrüksiyon.

Bina içi düşey sirkülasyonda, sekiz adedi yüksek hızlı olmak üzere, toplam 14 adet asansör, 13 adet yürüyen merdiven ve 8 adet yürüyen yol bulunuyor.

Bina dışarıdan bakıldığından yukarıya doğru hafifçe inceliyor. Dördüncü kattan itibaren aşağıya doğru genişleyerek, binanın yüzeyini kaplayan cam örtü yumuşak bir kıvrımla, yatay olarak binanın eteği şeklinde uzayarak kafe, bar, restorant ve dükkanların yer aldığı alanın üzerini, saçağa dönüşerek örtüyor. Özellikli ve kaliteli marka alışverişine uygun olarak tasarlanan ve doğal ışıktan maksimum yararlanılan bu alan, çok katmalı, hareketli, tek bir büyük mekan algısı yaratıyor.

Binanın konut kısımlarında 120 m²’den 1100 m² ‘ye kadar değişen, birbirinden farklı büyüklükte her 3 katta bir gökyüzü bahçesi oluşturuyor. Bölümler arasında konumlanan katlarda konut kullanıcıları için çeşitli rekreasyon alanları düşünülmüş.

Bina cephesi birbirinden bağımsız iki kabuktan oluşmakta; iç mekanlar, dışta oluşturulan kabuk aynı zamanda iç mekan-dış atmosfer arasında tampon bölge oluşturmakta, yapı fiziği çözümlerini pozitif yönde etkilemektedir.

Menfezler ve teknik donanımla sağlanan doğal havalandırma sayesinde “nefes alan bina”, iklimlendirme için daha az enerji tüketmektedir. Ayrıca dış cephe ve iç cepheler arasında çeşitli iklimlendirme alanları düzenlenmekte, bu tampon bölümlerde ayrıca binanın işletim destek sistemleri ve mekanik sistemler bulunmaktadır.

Çevre dostu sistemlerin kullanılmasıyla enerji tüketimi kontrol edilirken, her 3 katta iklimlendirme alanı olarak düzenlenen yeşil alanlar, yüksek kotta bulunan oturumlarla doğal ve sıcak bir atmosfer sağlanmakta; en yüksek katlarda dahi bahçeli ev ölçeğini ve hissini korumaktır.

Çağdaş teknoloji ürünü kule, geniş bir İstanbul manzarasına hakim olmanın ötesinde, zarif ve şeffaf bir yapı olarak kendisi de kentin görünümünde yerini bulacaktır.

DOĞADAN ALIP,DOĞAYA VEREN PROJE

Design Academy Eindhoven mezunu Bas van der Veer’in A Drop of Water adlı mezuniyet projesi Rene Smeets ödülü aldı.

Yağmur borularına monte edilen küçük bir depo niteliğindeki ürün, yağmur sırasında borulardan akıp giden litrelerce suyu bahçe ve bitki sulamasında kullanmak üzere depoluyor.

Açık gri su tankı yağmur borusuna bağlanıyor ve yağmur sırasında tank doluyor. Yeşil olan ise tanktan ayrılıp bitki sulama sırasında pratik bir biçimde kullanılabiliyor.