BUILDİST YAPI MALZEMELERİ FUARI STARTINI VERDİ

EZBER BOZAN ETKİNLİKLER BU KAPININ ARKASINDA…

Türkiye’nin En Kapsamlı Etkinlik Programına Sahip Yapı Malzemeleri Fuarı BUILdIST Kapılarını Açıyor…

Tasarım, mimarlık, inovasyon ve teknolojinin yeni buluşma noktası Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı, 30 Eylül – 3 Ekim 2010 tarihleri arasında İstanbul Fuar Merkezi CNR Expo’da kapılarını açıyor. Buildist, önümüzdeki 3 yıl içerisinde Moskova Fuarı’ndan sonra bölgenin en büyük ikinci fuarı olmayı hedefliyor.

Bugüne kadar düzenlenen fuarlardan farklı olarak profesyonellere yönelik önemli etkinlikleri sektörle buluşturan fuar gerçek bir bilgi-paylaşım platformu olarak ziyaretçilerin ezberini bozacak:

Ekolojik Bilinçlenmede Medyanın Rolü
Ekolojik Kriz ve Yeni Dünya Düzeni
Herkes için Erişilebilirlik
Türkiye’nin Sürdürülebilirlik ve Çevre Politikaları
Sabiha Gökçen Havaalanı, 212 AVM, Pendorya AVM, Sapphire, One&Ortaköy, Kadir Has Stadyumu Vaka Etüdleri
Ekonominin Doğası ve Doğanın Ekonomisi
Eko Binalar ve Enerji Verimliliği: Türkiye Gündemindeki Sorunlar ve Mevzuat
İstanbul Metropolitan Planlama Sergileri
Serbest Mimarlar Derneği Üyeleri Sergisi

 

Tüm Bu Etkinlikler ve Çok Daha Fazlası “Mimarlık, İnovasyon, Tasarım Ve Teknolojinin Yeni Buluşma Noktası”nda!

Buildist, yapı malzemeleri fuarı olmaktan öteye geçerek etkinlikleri ile profesyonellerin bilgi paylaşım merkezi olacak. Fuar süresince önemli isimler çeşitli konularda konferanslar verecekler. Jeffrey Inaba, Roger Narboni önemli yabancı konuşmacılar arasında yer alan isimlerden. Vaka etüdleri etkinliklerinde; Hasan Çalışlar ve Berrin Çetiner (Pendorya AVM), Dilgün Saklar (Sabiha Gökçen Havaalanı), Bahadır Kul (Kadir Has Stadyumu), Gökhan Avcıoğlu (One & Ortaköy), Bünyamin Derman (212 AVM), Tabanlıoğlu Mimarlık Ofisi (Sapphire) profesyonel ziyaretçilerle buluşacaklar.

Özürlüler Vakfı tarafından organize edilen “Herkes için Erişilebilirlik Konferansı” ile mimari engellerin çözümü için yapılması gerekenler masaya yatırılacak. Özürlüler Vakfı bilim kurulu üyesi Y. Mimar Özlem Belir’in moderatörlüğünü yapacağı panelde “erişilebilirlik” konusu, hem özürlü bireylerin hem de bu alanda çalışma yapan mimar, iç mimar, fizyoterapi uzmanlarının katılımı ve çarpıcı örnekler ile ele alınacak.
Medya, ekolojik bilinçlenmede nerede duruyor sorusuna yanıt “Ekolojik Bilinçlenmede Medyanın Rolü” başlıklı panelde, Barış Doğru, Serkan Ocak, Ayzen Atalay ve Ömer Can Bozkurt tarafından verilecek.

Yerli ve Yabancı Katılımcılar Hedef Ziyaretçisiyle Buluşacak

Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı ile sektörlerinde lider firmaların 40.000’e yakın ziyaretçiyle buluşması bekleniyor. Fuarda alanlarında uzman kamu ve özel sektör temsilcileri bir araya gelecek. Fuar, katılımcılara ileriye dönük satış bağlantıları kurmaları için çok önemli bir zemin sunacak.

Buildist 3 Yıl İçinde Moskova Fuarı’ndan Sonra Bölgenin İkinci Büyük Fuarı Olacak

Balkanlar, eski Sovyet Cumhuriyetleri, Kuzey Afrika ve Ortadoğu bölgelerinden katılımı hedefleyen Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı, bölgenin önemli iş potansiyellerinden birini oluşturacak bir buluşma noktası gerçekleştirecek. Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı’nın bu coğrafyada 3 yıl içinde Moskova Fuarı’ndan sonra bölgede markalaşmış en büyük ve en önemli fuar olması hedefleniyor. İstanbul’a yeni bir uluslararası etkinlik kazandırma amacı doğrultusunda hedef coğrafyalarda yapılacak uluslararası iletişim çalışmaları ve ticaret odaları ile yapılacak işbirliği anlaşmaları sayesinde, Buildist katılımcılarına aradıkları yüksek nitelikli ziyaretçi profilini sunacak.

Yaratıcı Çözümler ve Yenilikler

Fuar alanı içinde yapılacak özel düzenlemeler, fuar girişindeki yaratıcı çözümler, fuar alanında birebir buluşma ortamlarının yaratılması, piyasaya sürülen yeni ürünlerin özel bir işaret ile belirginleştirilmesi ve yapı malzemesi üreticilerinin sosyal sorumluluk çalışmalarını sektör ile paylaşmalarını sağlayacak sosyal sorumluluk alanı Buildist’in sunduğu yeniliklerden bazıları.

Buildist’te Ödül Törenleri

Buildist dört farklı ödül törenine de ev sahipliği yapacak:

Arkitera Genç Mimar Ödülü Ödül Töreni
Arkitera İşveren Ödülü  Ödül Töreni
RAF Ödülü Ödül Tören
İntera İç Mekan Ödülleri  Ödül Töreni
Buildist sektör için yeni bir soluk olacak

Arkitera Mimarlık Merkezi Kurucu Ortağı Ömer Yılmaz Buildist hakkında şunları söyledi: “Bugüne kadar Arkitera olarak çok sayıda sektör profesyonelini, mimarlık öğrencisini ve mimarı, işleriyle dünya çapında ün yapmış 120 yabancı ve 100’e yakın yerli mimarla buluşturduk. Buildist Yapı Malzemeleri Fuarı ile sektörel misyonumuzu bir adım öteye taşıyoruz. Sektör için yeni bir soluk olacağına inandığımız Buildist’in Ortadoğu’nun yeniden yapılanmasında Türkiye’nin üstleneceği kilit role de büyük katkılar sunacağına inanıyoruz.”

 

ATATÜRK KÖPRÜSÜNDE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Muğla’nın Dalaman ilçesinde Dalaman Çayı üzerine 76 yıl önce, Atatürk’ün emri ve Başbakan İsmet İnönü’nün talimatıyla yaptırılan ve o dönemde Muğla-Antalya arasındaki karayolu ulaşımını sağlayan ”Atatürk Köprüsü”nde restorasyon çalışmaları başladı.

Dalaman Belediye Başkanı Sedat Yılmaz, ilçede bulunan Dalaman çayı üzerindeki Atatürk Köprüsü‘nün, Atatürk’ün emri ve Başbakan İsmet İnönü’nün Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) Ali Çetinkaya’ya verdiği talimat sonrasında 1934 yılında yapıldığı bilgisine sahip olduklarını söyledi.

Yılmaz, köprünün yakın tarihe tanıklık etmiş ve Ege ile Akdeniz’i birbirine bağlayan önemli bir köprü olduğuna işaret ederek, ”Atatürk Köprüsü yapıldığı tarihten bu güne kadar bölgemize çok hizmet vermiş, tarihe tanıklıkları olan bir köprüdür. Köprünün korunması ve bundan sonra da hizmet vermesi amacıyla Ortaca Belediyesinin de katkılarıyla Dalaman Belediyesi olarak SİT Kuruluna müracaatlarda bulunduk. Taleplerimiz olumlu karşılandı ve SİT Kurulundan izinlerimizi aldık. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ihale aşamasından sonra çalışmalar başladı. Karayolları Bölge Müdürlüğü gözetiminde gerekli çalışmalar yürütülüyor” diye konuştu.

Tarihi Atatürk Köprüsü’nün kültür ve barış köprüsü olacağını hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu: ”Köprünün ayak kısımlarına 750 adet 2 metreye 1 metre çapında beton blok döşenecek. Daha sonra kumlama, sıva ve boya yapılacak. Çalışmalar tamamlandıktan sonra inşallah bir kültür köprüsü, bir barış köprüsü olacak. Daha yıllarca bölge insanına hizmet verecek olan bu köprüyü tekrar bölgemize kazandırmak amacındayız. Köprü ağır tonajlı araçlara kapatılacak ancak küçük araçlara ve yaya trafiğine açık tutulacak. Yöre halkının da isteği bu yöndedir. Çalışmalar bittikten sonra da köprünün güzel halini görmek, bu mutluluğu tüm halkımızla paylaşmak istiyoruz ve bunu heyecanla bekliyoruz.”

Dalaman çayı üzerindeki 1934 yılında yapımına başlanan köprü, 170 işçi tarafından, bir yıl içinde Fransız mimarisine uygun olarak, bombeli kemer şeklinde, 4 metre genişliğinde, 3 ayak üzerinde 14 metre yüksekliğinde, 85 metre uzunluğunda inşa edilmiş.

 

URUGUAY’DA FARKLI MİMARİ ÖRNEKLERİ

Mimaride Modern ve Etnik Çizgilerin Dansı
Mimar Martin Gomez’in imzasını taşıyan bu ev, Uruguay’un tatil cenneti Punta del Este’de yer alan nefes kesici evlerden sadece bir tanesi… Sadece yerel inşaat malzemeleriyle yapılan evin iç mekanı Güney Amerika’ya özgü etnik detaylarla ve modern klasikler olarak adlandırdığımız mobilyalarla şekillendirilmiş.

Güney Amerika’da Uruguay’ın Punta del Este şehrinde Atlantik Okyanusu’na karşı konumlanan bu ev, modern yüzüyle uzun kıyı şeridindeki diğer evlerden hemen sıyrılarak dikkat çekiyor. Mimar Martin Gomez ve ev sahibi Sergio Revello’nun ortak projesi olan ev, karşıdan bakıldığında uçan bir martı formuna sahip. Mücevher tasarımcılığından emekli olup hayatını sanata adayan ev sahibi, bu evi bir emeklilik projesi olarak yıllarca hayal etmiş. Sonunda evin arazisine sahip olan Revello, Mimar Martin Gomez’e hayallerindeki yaşam alanını anlatarak bir proje tasarlamasını istemiş. Bu evi rüyalarının gerçeğe dönüşmesi olarak nitelendiren Sergio Revello, “Bu ev, benim yarattığım eserlerden biri gibi. Hikâyesinin nasıl başladığını biliyorum ama nasıl biteceğini asla tahmin edemiyorum. Mütevazı olmak gerekirse bu ev benim için tüm imkânsızlıkların gerçeğe dönüştüğü olağanüstü bir düş” diyor.

Atlantik Okyanusu’nun muhteşem görüntüsünü bir tablo gibi karşısına alan ev, kot farkı nedeniyle iki farklı hacim olarak tasarlanmış. Denizi karşısına alan ön blok ve kot farkı nedeniyle daha yüksekte konumlanan arka blok arasında yarı açık bir yaşam alanı ve yüzme havuzu projelendirilmiş. Evin havuz kenarındaki 150 m2lik alana yayılan yarı açık yaşam alanı, havuz evi olarak düşünülmüş.

Revello, “Odaların dağılımı çok başarılı bir şekilde projelendirildi. Evin ana binasının giriş katında 4 oda, yemek bölümü ve açık bir mutfak var. İkinci kat 360 derecelik bir manzaraya sahip olabilmek için özel olarak tasarlandı. Evin arka cephesinde kalan ek binasında misafir odaları, hizmetli evi, garaj ve bahçe partileri için düşünülmüş yarı kapalı bir barbekü alanı bulunuyor” diyerek evin projesini anlatıyor.

Çok titiz olan ev sahibi, eşi benzeri bulunmayacak bir mücevher olarak gördüğü evinin her zaman ilk günlerinde olduğu gibi kalmasını istiyor. Bunun için evin inşaatında dayanıklı ve kaliteli malzemeler tercih edilmiş. Gri doğal taş duvarlar, iç mekânlarda doğal taş zemin karoları ve dış mekânlarda Brezilya’da Lapacho ağacından yapılan parkeler tercih edilmiş. Manzaranın tadını doyasıya çıkarabilmek için evin pencereleri çerçevesiz ve katlanarak açılan pencerelerle tasarlanmış. Evin dekorasyonunda muhteşem manzarayı gölgelememek için yalın bir stil kurgulanmış. Revello’nun kalite ve özgünlüğe olan tutkusu dekorasyonda klasikleşmiş tasarımlarla kendini göstermiş. Açık havada yaşamayı seven Revello, dış mekânların dekorasyonuna büyük özen göstermiş. İç ve dış mekânlar arasındaki sınırları ortadan kaldırmak için katlanabilir cam kapıları tercih etmiş ve evin her mekânından dışarı çıkılabilmesini istemiş.

 

SEVİLEN DİZİNİN BİLİNMEYENLERİ!!!

                                            Erkenci Kuş dizisi nerede çekiliyor?

Star Tv’nin yaz dizisi olmaktan çıkıp başarıyla yoluna devam eden yapımı Erkenci Kuş, seyircilerden beğeni toplamayı sürdürüyor. Dizinin başrollerinde Demet Özdemir ve Can Yaman yer alıyor. Hikayesini Meriç Acemi tarafından yazılan Erkenci Kuş dizisinin senaristliğini ise Ayşe Kutlu yürütüyor. Çağrı Bayrak’ın yönetmen koltuğunda oturduğu dizi, sezonun iddialı yapımları arasında. Peki erkenci kuş nerede çekiliyor? Bu sorunun cevabı ve daha fazlasını sizin için derledik.

Erkenci kuş dizisinin dev oyuncu kadrosu:

Her bölüm heyecan ile beklenen dizi Erkenci kuş, hareketli senaryosuyla olduğu kadar geniş oyuncu kadrosuyla da göz dolduruyor. Dizide ki Sanem karakterini Demet Özdemir, Can Divit karakterini ise Can Yaman üstlenmiş. Dizide Sanem’in annesi Mevkibe karakterini Özlem Tokaslan, babasını ise Berat yenilmez canlandırıyor. Bunların yanı sıra dizide Öznur Serçeler, Birand Tunca, Sevcan Yaşar, Mehmet Cihan Ercan, Tuğçe Kumral, Anıl Çelik, Ali Yağcı, Sibel Şişman ve Zeynep Kızıltan da rol alıyor.

Erkenci kuş dizisinin konusu nedir?

Çekici bir yaz dizisi olarak tasarlanan Erkenci Kuş, büyük bir aşk öyküsü ile seyircinin karşısına çıktı. Konusu ise özetle şu şekilde; Sanem (Demet Özdemir) hayal dünyası geniş, yazmayı seven, neşeli ve doğal kişiliğiyle çevresinde sevilen bir karakter. Sanem küçüklüğünden bu yana babasına ait bakkal dükkanında çalışmakta ama kendisine tamamen zıt karakterde olan ablasının çalıştığı dergide birazda ablasının yardımı ile işe başvurur ve alınır. Derginin sahibi Aziz Bey’in oğlu Can’la tanışır. Can ise sportif, doğa sever ve karizmatik bir karakterdedir. İkisinin tanışmasıyla heyecan verici olaylar da haliyle arkasından gelir.

Erkenci Kuş dizisinin çekimleri bir çok farklı mekanda gerçekleştiriliyor. Ancak dizinin büyük bir bölümü özellikle ajans sahneleri İstanbul Tuzla’da çekiliyor. Erkenci Kuş’un kimi sahneleri ise Caddebostan, Arnavutköy gibi semtlerde yer alıyor. Grand Pera ve çoğu diziye ev sahipliği yapmış olan Beykoz Kundura Fabrikası da, Erkenci Kuş dizisi çekim yeri olarak kullanıldığı gözlerden kaçmıyor. Son dönemde istikrarı ile ön plana çıkmış bir yapım olan Erkenci Kuş dizisi reytinglerle birlikte toplumun beğenisini kazanmışa benziyor.

GÖLMAHAL VİLLALARIN DA CAZİP SEÇENEKLER

Gölmahal Villaları
Yalçınlar Grup yatırımıyla hayata geçirilen Gölmahal Villaları, Büyükçekmece gölü kıyısında yepyeni ve ayrıcalıklarla dolu bir yaşam vadediyor…

92 bin 470 metrekarelik bir alanda hayat bulan proje, sadece 38 özellikli villayı kapsıyor. Gölmahal sahip olduğu büyük bahçeleri ve müstakil havuzları ile sakinlerine konforlu bir yaşam sunmayı amaçlarken; göl manzaralı, dinlendirici konumu ve farklı mimarisi ile de öne çıkıyor. Toplam yatırım bütçesi 30 milyon dolar olan Gölmahal‘de villaların satış fiyatı 1 milyon 295 bin dolar ile 1 milyon 495 bin dolar. projenin hedeflenen tamamlanma tarihi ise Mart 2013.

Mimari tasarımına özel önem verilen projede Türkiye’nin ödüllü mimarlarından Dara Kırmızıtoprak ve Gökhan Avcıoğlu ile işbirliğine girildi. Gölmahal Villaları‘nda 10 bin metrekare ortak kullanım alanında 3 tenis kortu, 2 açık-kapalı yüzme havuzu, Türk hamamı, sauna, buhar banyosu, fitness salonu, oyun parkı, restorant ve kafesi bulunan birde sosyal tesis bulunuyor.

 

 

IKEA’LARDA BAHÇE MOBİLYALARINDA FARKLI TASARIMLAR

İkea Mağzalarına Yaz Geldi!
Balkon ve bahçelerde zevkinize göre bir yaz köşesi yaratmak için çeşit çeşit ve rengarenk mobilya ve aksesuarlar tüm IKEA’larda!

Güzel tasarımlı ve fonksiyonel ürünleri düşük fiyatlara tüketiciye sunan IKEA Türkiye’nin yazlık ürün gamı mağazalardaki yerlerini aldı. Baharın ve yazın tadını açık alanlarda geçirmek isteyenlere her bütçeye ve her zevke uygun olarak sunulan yeni 2011 yazlık ürün gamı bu yıl da her yıl olduğu gibi hem kullanışlı hem hesaplı…

8 Kategoride toplam 344 ürün; 244’ü yeni!
IKEA 2011 yazlık ürün gamı, bahçe gereçlerinden, aydınlatmaya, farklı renk ve büyüklükteki şemsiyelerden, masalara, dekorasyondan, mutfak gereçlerine oturma gruplarından tekstillere 8 farklı kategoride toplam 344 üründen oluşuyor. IKEA’nın dış mekan mobilyalarında akasya, robinia ve çam gibi dayanıklı ağaçlar kullanılıyor.

IKEA’nın 2011 Yazlık ürün gamı tüketicilerin hayallerindeki mekanları yaratmalarında onlara farklı alternatif ve seçenekler sunuyor. Değişik boyut ve şekillerde masalar, sezlong ve salıncaklar, enerji tasarruflu bahçe aydınlatmaları ve beyaz, mavi, pembe ve sarının hakim olduğu canlı tekstil ürünleri bu seçeneklerden bazıları.

IKEA’nın yazlık ürünlerinde bu yıl üç aile göze çarpıyor; İskandinav izler taşıyan ve tamamen ahşap ürünlerden oluşan bahçe oturma grubu APPLARÖ, çağdaş tasarımlı, bakımı kolay plastik karışımlı ve yastık kombinasyonlu AMMERÖ ailesi ve masif akasya ağacından yenilenebilir ahşap TULLERÖ ailesi tüm yaz boyunca açık alanlarda muhafaza edilebilir.

APPLARÖ – AMMERÖ – TULLERÖ
IKEA’nın yaz ürün gamında yer alan rengarenk havlular, minderler, minder kılıfları, perde ve masa örtüleri ise GRÖNSKA ve HALLÖ ailelerinden oluşuyor. Barbekü ve sofra takımları, rengarenk mumlar, farklı desenlerde masa örtüleri ve Amerikan servislerinden oluşan renkli aksesuar seçenekleri de farklı beğenilere sesleniyor.

Ürün malzemelerini seçerken çevreye duyarlı bir yaklaşım izleyen IKEA, aydınlatma ürünlerinde güneş enerjisinden yararlanıyor. Güneş enerjisi için üretilen LED aydınlatma ürünleri aynı zamanda yüzde 80’lik bir enerji tasarrufu sağlıyor.

IKEA’dan kullanıcılara pratik öneriler;
• Bahçe ya da balkon duvarına asılacak bir kaç kanca ile IKEA’nın katlanır sandalyelerini ve masalarını dilediğiniz zaman ortadan kaldırılabilir ve alanın daha geniş kullanılmasını sağlayabilirsiniz.
• IKEA’nın dış mekanlar için tasarlanan farklı materyallerden oluşan sandıkları ile dış alanlarda kullanılan yastık, masa örtüsü gibi tekstil ürünlerini muhafaza edebilir aynı zamanda oturma ünitesi olarak da kullanabilirsiniz.
• IKEA’nın plastik ve metal malzemelerden üretilen hafif ama şık saksı çeşitleri ile çiçeklerinizin yerlerini kolayca ve sık sık değiştirebilirsiniz. Bu sayede dış mekanlara güzel bir atmosfer katan çiçeklerinizin ihtiyacı olan güneş ve gölgeyi rahatlıkla dengeleyebilirsiniz.
• Modüler olarak tasarlanan IKEA dış mekan mobilyaları ile dilediğiniz kombinasyonları yaratabilir, renkli atmosferlerle zenginleştirebilirsiniz.
IKEA mağazaları, yazı karşılamaya hazırlananları yepyeni yazlık ürünleriyle bekliyor.

 

TAKA-TUKA -LAND ANAOKULUNUN MİMARİ YAPISI

Baupiloten, Taka-Tuka-Land Anaokulu’nda çocukların kendi mekanlarını tasarlamalarına olanak tanımanın ötesinde onların fikirlerinden yola çıkan mimari yorumların onları nasıl heyecanlandırdığını da gözleme şansı yakalamış.

Proje Adı: Taka-tuka-Land Anaokulu
Mimarlar: Susanne Hofmann ve Baupilotenekibi. Niklaus Haller, Daniel Hülseveg, Annika Köster Christian Necker, Katrin Jutrowski, Anna Meditsch, Anne Pind, Mirko Wanders
Malzemeler: Su geçirmez kumaş, branda, meşe ahşabı, orta yoğunluklu fiber panel.

Anaokulunun adı olan Taka-Tuka-Land (Cincin Adası) nereden geliyor ve tasarım sürecinde bu ad nasıl yorumlandı?
Susanne Hofmann: Astrid Lingren’in yazdığı Pippi Uzunçorap Cincin Adası’ndabaşlıklı çocuk kitabı, yalnızca anaokuluna adını vermekle kalmadı, aynı zamanda mimariyede yansıdı. Baupiloten ve çocuk bakıcıları, çocuklara kendi Cincin Adası vizyonlarını tasarlamalarında esin verdi. Şarkı söyleyen köprüler, kulübeler, taç yapraklardan atlıkarıncalar, Pippi’nin babasının deniz kabuğundan tahtı, Baupiloten’e çocukların yeni anaokulları için hayal ettikleri mekansal niteliklerin ipuçlerını verdi. Kolajlar ve mimari maketler aracılığıyla fikirlerimizi anaokulu çalışanları ve çocuklarla paylaştık. Böylelikle son kullanıcılar yapılı çevrenin tasarımına doğrudan dahil edilmiş oldular. Çocukların gündelik rutinlerinin ve oyunlarının gözlenmesi de Baupiloten’e esin verdi.

Cristian Necker: Baupiloten ekibinden biri tüm anaokulunun yaşlı bir ağacın gövdesinin içine oturduğu bir çizim yaptı. Hepimiz bu konsept çizimi beğendik ve o andan itibaren tüm anaokulunu Pippi’nin evi Villa Villekulla’nın önünde yer alan, Pippi’nin içine saklandığı ve arkadaşlarıyla oyunlar oynadığı her dem yeşil meşe ağacı olarak yorumladık.

Bu, sıradan bir anaokulunun eğlenceli bir ortama dönüştürülmesi projesi. Çocuklar nasıl bir mekan hayal ettiler?
Susanne Hofmann: Çocuklarla gerçekleştirdiğimiz ilk atolye çalışmasını Pippi Uzunçorap’ın ve Cincin Adası kralı olan babası Ephraim’in öyküsü üzerinden yürüttük. Pippi fantastik güçleri olan, dünyasını kendi isteklerine göre biçimlendiren bir kız. Anaokulu öğretmenlerinin yardımıyla çocuklar hayal ettikleri Cincin Adası’nın kolajlarını ve maketlerini yaptılar: şarkı söyleyen köprüler, küçük kulübeler, Pippi’nin babasının deniz kabuğundan tahtı. En nihayetinde çocukların tümü Cincin Adası’nın egzotik dünyasına dalmak için kendi taçlarını yapmak istedi.

Cristian Necker: Başka bir atölye çalışmasında, çocuklar Pippi’nin renkli evini deniz kabukları ve ağlarla inşa ettiler. Çocuklar ağa tırmanmak istediklerini, ağın aynı zamanda Pippi ve arkadaşlarını hırsızlardan koruduğunu söylediler.

Katılımcı tasarım bir noktasında tasarımcının müdehalesini gerektiren bir yöntem. Hangi noktada tasarımı üstlendiniz?
Çocuklar tasarım süreci boyunca projeye dahil oldular. Tüm duygularıyla maketleri derinlemesine incelediler, büktüler ve salladılar. Kreşe giden çocuklar hayal ettiklerini sözcüklere dökemiyorlardı henüz; dolayısıyla yaptığımız birçok sunumla çocuklar ve öğretmenleri mimari önerilerimiz hakkında yorum yapma, en çok beklediklerini seçme ve tercihlerini belirtme şansına sahip oldular. Baupilotenolarak hangi maket ve eskizlerin üzerinde çalışmaya devam etmemiz gerektiğini anlamak için çocukların tepkilerini dikkatlice gözlemledik.

Üretim sürecinden ve kullanılan malzemelerin seçim sürecinden söz edebilir misiniz?
Susanne Hofmann: Bir kulübeyi andıran eski bir anaokulu Pippi’nin yaşlı meşe ağacı olarak yorumlama kararı aldığımızda limonatanın yaşlı ağaç kabuğunu delipte nasıl bahçeye akacağını çözmemiz gerekiyordu. Öğrencilerin tümü limonatanın cepheden nasıl taşacağını araştırdı ve birçok maket yaptı. Cepheyi farklı bir ahşap kontrüksüyon katmanlarıyla bölmek ve yarmak istediğimize karar verdiğimizde ciddi bir soruyla karşı karşıyaydık: Pippi’ye hangi strüktürel iskelet uygun oludu? Pippi Uzunçorap bu dışa taşmayı nasıl inşa ederdi?

Cristian Necker: Sonuçta, standart açılı plaklarla birbirine bağlanan üçgen çerçevelerden oluşan katmanlı bir strüktür ortaya çıktı. Çerçeveler, strüktürleri bakımından ağaç kabuğunu andıran farklı büyüklüklerdeki latalarla kuvvetlendirildi. Böylesi dayanıklı dış mekan kontrüksiyonu için en iyi seçim, aynı zamanda kıymığıda çok az olan meşe ahşabından başkası olamazdı.