YARATICILIK VE DEKORASYONDA KADIN ELİ

Kadın tam bir dairedir. İçinde yaratma, besleme ve dönüştürme güçleri vardır” diyor yazar Diane Mariechild. Yaratıcılık evreninde bazı kadınların yeri tartışılmaz. Tüketicinin ne istediğini hisseder ve dekorasyon diline dökerler. İşte bunlardan 5’i…

 

Kendini iyi tanıyorsan, evinin, bedeninin ve ruhunun ne istediğini de tam olarak sen bilirsin. Bu cümleyi okuyunca her şey ne kadar da net ve kolay görünüyor. Ama gerçekten işe giriştiğinizde yolda kaybolmanız yüksek ihtimal, çünkü size sunulan seçenekler çok fazla. Dekorasyon yönünüz şaştıysa size ilham verecek bazı global imzalar var. Ve ne tesadüf ki bunların hepsi kadın! Kişilikleri, dünya görüşleri ve stilleriyle özelleşiyor; farklılaşıyor ve yaptıkları işe adeta imzalarını atıyorlar.

Laura Day

New York’lu iç mekan tasarımcısı Laura Day, eski evlerin yenilenmesi ve farklı bir şekilde baştan yaratılması konusunda mükemmel çözümler sunan bol ödüllü bir isim. 1997’de açtığı tasarım stüdyosundan önce kendi de uzun süre restoratör olarak çalışmış. Sofistike tasarımları, kişisel dokunuşlarla özelleşen basit bir elegansı tercih ediyor. Ren, ışık ve tekstillerle oynayarak klasik kuralları izliyor. Mekanlarında natürel detaylar ağır bastığı için temiz ve rahat bir çizgisi olduğu söyleniyor.

Tricia Guild

Onun lakabı ‘renk sihirbazı’. Canlı, dinamik ve hayat dolu. Şimdiye kadar hiç kimsenin kullanamadığı renkleri aynı mekanda yan yana kullanıyor; fuşya ile turuncuyu birbirine katıp nane yeşili ve mordan bir masal yaratıyor. Tam kırk yıldan bu yana Tricia Guild tasarımı ipek, keten ve kadife kumaşlar canlı renklerle, geometrik veya egzotik desenlere bürünüyor, yaratıcılık ve yeniliğin birlikteliğini vurguluyor. Son koleksiyonunda da renk çeşitliliğinin en yoğun olduğu ülkelerden birinden, Hindistan’dan etkilenmiş. Serin mavinin, deniz mavisi, turkuaz ve beyazla birlikteliği canlı macenta ve kobalt gibi enerjik renklerle bir arada kullanılırken, daha doğal tonları ve siyah-beyazı dengeleyici unsur olarak belirlemiş. Büyük egzotik çiçekler ve geometrik desenler ön planda. Şimdiye kadar 15 kitap yazan Guild için eğilimlerin takipçisi değil, yaratıcısı demek daha doğru.

Barbara Barry

Kariyerine güzel sanatlar alanında başlayan Barbara Barry, 1985’te tasarım stüdyosunu açtıktan sonra, Hollywood’da pek çok ünlü ismin evini yapmış. Basit ama elegan bir çizgisi var. Sıcak, sakin ve soft renklerde, 5 duyuya hitap eden mekanlar yaratmaya çalıştığını söyleyen Barry’nin yetenekleri Henredon, Baker Furniture, HBF ve Tufenkian Carpets markaları tarafından da keşfedilmiş. Barry, zamansızlığı, sadeliği ve zarafeti ile dekorasyon dünyasının Coco Chanel’i olarak tanımlanıyor.

Kelly Hoppen

16 yaşındayken bir aile dostları için mutfak tasarlayarak profesyonel hayata adım atan Hoppen, o günden bu yana aynı işi yapıyor. Klasik ya da etnik objeler onun projelerinde kendilerine modern bir formatta yer buluyor. Stili için doğu ve batının sentezi diyebiliriz. Çok farklı alanlarda çalışarak, ev, şale, uçak, otel, ofis, yatlar için dekorasyon projelerine imza atıyor. Ayrıca boya, kumaş, perde, oda kokusu, mum, mobilya, halı ve ev giysileri tasarlıyor. Dekorasyona mürdüm rengini hediye eden ve en iyi kullanan dekoratör o! Bir evde olması gereken özellikleri ‘güven duygusu ve kahve kokusu’ olarak sıralıyor.

Anouska Hempel

Dekorasyon dünyasının kraliçesi Anouska Hempel, bir zamanlar televizyon dünyasının “kozmik prensesi”ydi. Yeni Zelanda’da doğan Hempel önceleri çiftçilik yapıyormuş. Psikiyatri hemşireliği yapmak için eğitim almış; 1962’de İngiltere’ye taşınınca da film ve dizilerde rol almaya başlamış. Hempel, ilk olarak kendisi ve yakın çevresi için tasarımlar yapmaya başlamış. Anouska Hempel Design adındaki mimarlık ve tasarım ofisini ise 20 yıl önce Londra’daki lüks butik otel Blakes Hotel projesini yaparken kurmuş. Hayattaki en önemli mottolarından biri: “Hiçbir şey imkansız değildir!”