YENİ YILA ÖZEL HEDİYE SEÇENEKLERİ

Yılbaşı Hediye Fikirleri ve Seçenekleri
Bu yılbaşında evine düşkün yakınlarınızı mutlu etmek için seçebileceğiniz pek çok ürün var. Yakınlarınızın evine, stiline, rengine göre seçimler yapabilir evinin dekorasyonunun en güzel parçasını ona siz hediye edebilirsiniz. Salonunda sizden bir iz olsun!

Zamanını mutfakta geçirmeyi seven yakınlarınız için en ideal yılbaşı hediyesi mutfak ürünleridir!

Evine düşkün yakınlarınız için evin her alanı önemlidir. Yatak odasını atlamayın. Yılbaşı hediyeniz yatak odasında kullanabileceği şık bir abajur, mücevher kutusu ya da zarif bir nevresim takımı olabilir.

Kişisel bakıma düşkün olanlar için ürünler, şık banyo setleri, dekoratif kutular ideal yılbaşı hediye seçenekleri olabilir.

 

 

DÜNYANIN EN İYİ MİMARİSİ SEÇİLEN PROJE !

Dünyanın En İyi Uluslararası Kamu Hizmeti Geliştirme Projesi
Proje mimarlığını Tekeli-Sisa‘nın yaptığı Sabiha Gökçen Havalimanı yeni terminal binası, Google ve Bloomberg Televizyonu işbirliğiyle düzenlenen ‘uluslararası gayrimenkul ödülleri‘ kapsamında, ‘dünyanın en iyi uluslararası kamu hizmeti geliştirme projesi ödülü’ne layık görüldü.

Ödülleri 80 kişilik seçici kurul belirledi. Sabiha Gökçen Havalimanı CEO’su Gökhan Buğday, “Kamu hizmeti geliştirme kategorisindeki dünya birinciliği ödülü, Türk mimarisinin ve inşaatının ulaştığı yüksek seviyeyi gösteriyor.” dedi.

 

KOLEKSİYON’A GOOD DESİGN ÖDÜLÜNÜN VERİLMESİ

Koleksiyon Mobilya’ya Prestijli Good Design Ödülü
Koleksiyon, Chicago Mimarlık ve Tasarım Müzesi’nin verdiği dünyanın en prestijli tasarım ödüllerinden Good Design’da, Gerhard Reichert, Heinrich Iglseder ve Koray Malhan tarafından tasarlanan Gala ofis sandalyesi ile Mobilya kategorisinde ödüle layık görüldü.

‘Good Design’ tasarım yarışmasında, ürün ve grafik tasarımların işlevsellik ve tasarım ruhunun yanı sıra teknik özellikleri ve tüketiciye sağladığı fayda ile 25 ayrı kriterde birçok ürün ve tasarım değerlendiriliyor. 1950 yılından bu yana yapılan bu organizasyonun dünya çapında çok saygın bir ünü bulunuyor.

Teknoloji ve tasarım bir arada
Önce Paul Eluard‘ın sonra da Salvador Dali’nin en önemli esin kaynağı olan ‘Gala‘ nın ismi, Koleksiyon‘un ofisler için hazırladığı yeni sandalye programına da ilham verdi. Ofis sandalyelerinin mekanik ve soğuk yapısının yerini alacak olan Gala, yaratıcı insanların çalışma ortamları için sıcak ve doğal bir görüntü sağlamak üzere tasarlandı. Çalışma ve toplantı alanları için tasarlanan Gala ofis koltuğu, teknolojik detayları, ürün için geliştirilen özel detay ve çözüm önerileri, yenilikçi sırt yapısı ve patentli mekanizmasıyla insana yakın bir estetik kimlikle öne çıkıyor.

Gala‘yı ayırt eden en önemli özelliği, minimum müdahale ile insan vücuduna uyum sağlaması. Sandalyenin organik sırt çerçevesinin kurgusu ve içinde kullanılan patentli örgü kumaş sayesinde, her kullanıcının sırtına özel ve birebir uyum imkanı sunuluyor. Üzerinde hiç bir dikiş barındırmayan, özel bir örgü tekniği ile geliştirilen bu sırt kumaşı, file kumaşlara oranla çok daha yüksek bir dayanıklılığa ve elastik yapıya sahip. Bel desteği seçeneği de bu yapının içinde sunuluyor.

 

VENEDİK MİMARİSİNDE OLUMSUZLUKLAR !

Venedik’in etrafı bariyerlerle çevrilmezse, 2032’de 80 mm daha suya batacak…

Venedik’in batışının azaldığını öne süren geçmişteki araştırmaların aksine, uydu ölçümlerine dayanan yeni çalışmalar kentin doğu kısmının her yıl bir ile iki milimetre arasında denize gömüldüğünü gösterdi.

California Üniversitesi Okyanusya Enstitüsü’nden Yehuda Bock, “Bu küçük bir miktar gibi görülse de önemli” ifadesini kullandı. Bock, Adriyatik denizindeki yükselme oranının, 117 ada üzerinde kurulu olan Venedik’in bulunduğu göldeki yükselme seviyesiyle aynı olduğuna dikkat çekerek, ortaya çıkan toplam etkinin yılda dört mm olduğunu belirtti. Bu veri, Venedik’in 2032 yılına kadar 80 mm sulara gömülebileceğini gösteriyor.

“Geochemistry, Geophysics, Geosystems” dergisinde yarın yayımlanacak olan araştırmada, Venedik’in doğu yakasına kıyasla, batı tarafının daha yüksek olduğunu ortaya çıkardı. Bock, geçmişte yapılan uydu ölçümlerinde bu tespitin fark edilmediğini söyledi.

10 YILLIK HARİTA ÇIKARILDI
ABD’nin Miami Üniversitesi ve İtalya’nın yeryüzündeki jeolojik bozuklukları inceleyen Tele-Rilevamento Europa şirketinin de destek verdiği çalışmada, GPS ve uydu ölçümleri kullanılarak, Venedik’in 2000-2010 yıllarına ait 10 yıllık haritası çıkarıldı. Miami Üniversitesi’nden Shimon Wdowinski, “Yaptığımız analizde, sadece GPS ve uydu radarıyla tespit edilemeyecek jeolojik hareketleri fark ettik” dedi.

Çalışmada, Venedik’in kuzeyindeki adaların her yıl iki ile üç milimetre, güneyindeki adaların ise üç ile dört milimetre suya battığı ortaya çıktı.

Venedik’in deniz seviyesine ait ölçümlerin 1872 yılından itibaren yapıldığı biliniyor. Ancak bilim insanları, 18’inci yüzyılda yaşamış olan İtalyan sanatçı Giovanni Antonio Canal’ın (Canaletto) çizdiği resimlerden, 1727’den 19’uncu yüzyılın sonuna kadar Venedik’teki su seviyesinin 60 santimetreden daha fazla yükseldiği sonucuna vardı.

SELLERE KARŞI YENİ ÖNLEM
Venedik’te her yıl yaşanan sellere karşı, araştırmacılar milyonlarca euroluk MOSE sel koruma sistemini inşa etmeyi planlıyor. 2014’te bitirilebileceği tahmin edilen sistemin, Venedik’i sadece sellere karşı değil, batmaya karşı da koruyabileceği öne sürülüyor. Öte yandan, İtalyan araştırmacılar, her yıl yaşanan batışın önemi konusunda ikiye bölünmüş durumda.

Padova Üniversitesi’nden Pietro Teatini, “Venedik’in 20-30 yıllık tecrübesine bakıldığında yılda bir milimetre büyük bir sorun teşkil etmiyor” derken, İtalya’nın Deniz Bilimleri Enstitüsü’nden jeolog Luigi Tosi, Venedik’in ayarlanabilir MOSE bariyerleriyle çevrilmesi gerektiğine inanıyor. Tosi, sadece Venedik’in suya gömülmesinin değil, su seviyesinin de yükseldiğine dikkat çekti ve 21’inci yüzyılın sonunda su seviyesinin 50 santimetre yükselebileceğini belirtti.

Tosi, “MOSE boyu 110 santimi geçen dalgaları engelleyebilecek. Dalgaların bu seviyeyi yılda 200-300 defa aşma riski var. MOSE ile gerektiği zaman bariyerin kapıları kapanacak ve dalgalara karşı kenti koruyacak” dedi. İtalyan bilim insanları aynı sistemin Venedik’i deniz seviyesinden 3.92 santim yükseltebileceğine de inanıyor.

Venedik’in 20’inci yüzyılda yaklaşık 120 mm suya gömüldüğü tahmin ediliyor. Aynı dönemde yaşanan ve deniz seviyesinde yaşanan artış ise 110 mm oldu.

 

 

İSTANBLOOM PROJESİNİN YÜKSELİŞİ

Esin Yapı, İstanbloom projesini Zincirlikuyu’da inşa etmeye devam ediyor. Toplamda 150 milyon Dolar’a mal olacak İstanbloom’un kaba inşaatının Temmuz Ayı’nın sonunda tamamlanması planlanıyor.

Türkiye ekonomisinin lokomotif taşlarından biri olan gayrimenkul sektörünün yerli ve yabancı tüm yatırımcılar için parlayan bir yıldız haline geldiğini belirten Esin Yapı Yönetim Kurulu Üyesi Fikret Orman, İstanbul’un finans merkezi Zincirlikuyu’da yapımı sürmekte olan ve şimdiye dek satışlarının yüzde 40’ı gerçekleştirilen İstanbloom’un kaba inşaatının yüzde 80’ninin tamamlandığını ve Temmuz Ayı’nda bitirilmesinin planlandığını söyledi.

Geri dönüşüme destek veriyoruz…

Projenin Türkiye’nin en akıllı binalarından biri olarak konumlandırıldığına dikkat çeken Fikret Orman; “Bir yapıda kesinlikle olmasına inandığımız tüm alt yapı çalışmalarını içeren yüksek teknoloji ürünü ve Leed’e aday projemizin sonuna kadar arkasında duruyoruz. Biz ihtiyacı kadar tüketen, yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmiş, doğal ve atık üretmeyen malzemelerin kullanıldığı bir oluşum yarattık. Yeşil bina özelliğine sahip İstanbloom ile geri dönüşüme destek veriyoruz, atık ve yağmur sularının toplanarak tekrar değerlendirilmesini sağlıyoruz” dedi.

İstanbloom projesinde dünya trendlerinin takip edildiğini ifade eden Orman; “Uluslararası temaslarda bulunup farklı fikirler alarak geniş çapta araştırmalar yaptık. Yeşil bina sınıfına girebilmenin en önemli kriterlerinin arasında olan atık maliyetlerinin yüzde 50-90 arasında azaltılması, yüzde 30 oranında su tasarrufunun sağlanması ve CO2 salınımının yüzde 35 azaltılması gibi koşulları titizlikle yerine getirdik. İstabloom ile inşaat sektöründe örnek bir model yaratmak için çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Toplantının devamında söz alan İstanbloom Projesi’nin Mimarı Bünyamin Derman ise “İstanbloom bir yaşam projesidir. İçerisinde sürekli hareketi barındıran dinamikler olduğu kadar dinginliği ve sadeliği ile konforlu bir yaşam alanı da oluşturmaktadır. Her mimar yapısını kullanıcıları için tasarlarken onların konforunu, endişelerini, ihtiyaçlarını göz önünde bulundurur, gelecek için çeşitli kaygılar güder. Çevre bilinci, yapının kente katkısı, doğaya olan uyumu hem tasarım aşamasında aklındaki sorulardır hem de onun yarınlara olan sorumluluğudur. İstanbloom bu soruların cevaplarının arandığı bir proje olarak doğmuştur” şeklinde konuştu.

 

ÇATI KATLARINA TARZINIZI YANSITIN

Modern Mimari Projeler
Londra’nın Nothing Hill bölgesinde yer alan bu çatı katları, cam ve çelikten, iki komşu binayı birbirine bağlayacak şekilde yapılmış…

Binalar birbirine cam bir köprüyle bağlanmış ve çatı katlarına ulaşım için camdan asansör kullanılmış. Bu sayede Güney Londra ve Holland parkının eşsiz görüntüsünü izleyebilmek için direk geçiş sağlanıyor.

 

İSTANBUL’DA İLKLERİN YAŞANDIĞI TASARIM PROĞRAMLARI

İstanbul Tasarım Bienali ‘Kusurluluk’
‘Kusurluluk’ temasıyla düzenlenen İstanbul’un ilk tasarım bienali, 13 Ekim-12 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Bienal sergileri, İstanbul Modern ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yer alırken, etkinlikler şehrin farklı noktalarına yayılacak.

İstanbul Kültür Sanat Vakfınca (İKSV) 13 Ekim-12 Aralık tarihleri arasında düzenlenecek ”İstanbul Tasarım Bienali”nin etkinlik programı açıklandı.

İKSV’den yapılan yazılı açıklamaya göre bienal, Emre Arolat ve Joseph Grima’nın küratörlüğünde, Londra Tasarım Müzesi Direktörü ve aynı zamanda İstanbul Tasarım Bienali Danışma Kurulu üyesi olan Deyan Sudjic’in önerisi ile belirlenen ”Kusurluluk/Imperfection” temasıyla gerçekleştirilecek.

Deyan Sudjic, kaleme aldığı tema metninde, sonsuz katmanlara ve sürekli gelişen kentsel, sosyal ve kültürel değişimin getirdiği canlılığa sahip bir şehir olarak İstanbul’un bu temanın içeriğini incelemek için en uygun şehir olduğunu ifade ediyor. Ayrıca, İstanbul’un kusursuzluktan çok uzak, buna karşın dünyadaki en enerji verici ve en hareketli şehirlerden birisi olduğunu söyleyen Sudjic, metinde şehrin kendine has özelliğinin bu kusurluluğun doğurduğu belirsizlik ve geçicilik durumu olduğunun altını çiziyor.

İstanbul Tasarım Bienali, “Kusurluluk” (Imperfection) temasıyla bir yandan İstanbul’un farklı yaratıcı potansiyeline övgü niteliği taşırken, bir yandan da günümüz dünyasında tasarım ile ilgili geniş bir bakış açısının oluşumunu destekleyecek. Deyan Sudjic’e göre, bu tema, dünyaya İstanbul hakkında birşeyler söyleme imkânı yaratırken, aynı zamanda çağdaş tasarımın doğası adına keskin bir bakış açısı sunacak.

Kentsel tasarım, mimarlık, endüstri ürünleri tasarımı, grafik tasarım, moda tasarımı, yeni medya tasarımı gibi başlıca alanlar ve ilgili tüm yaratıcı ürün ve projeleri kapsayacak bienal sergileri, İstanbul Modern ve Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yer alırken, etkinlikler şehrin farklı noktalarına yayılacak.

Tasarımın programı bir toplantıyla açıklandı.

MUSİBET

Bienalde Emre Arolat’ın küratörlüğünde düzenlenecek ”Musibet: Büyük Dönüşüm Ekseninde, Tasarımda Bağlam ve Anti-Bağlamın Estetizasyonu” başlıklı sergi, İstanbul Modern’de yer alacak. Arolat, sergisinin küratoryel çerçevesini şimdiki zamanın İstanbul’unu kentsel ve mimari tasarım bağlamında irdeleyerek oluşturmayı hedefliyor.

”Dönüşüm” ve ”Anti-Bağlam” gibi iki ana başlıktan oluşan kurgu, ilk başlığında son dönemde İstanbul’da gündemde olan kentsel dönüşüm ve toplu konut projeleri ile bu projelerin ortaya çıkardıkları toplumsal gerginlikleri, dünyadaki diğer örnek kentlerle karşılaştırarak irdeleyecek. İkinci başlıkta ise ağırlık merkezinde İstanbul’un bulunduğu bir coğrafi palette yerel ve küresel aktörler tarafından üretilen düşünceler, yeni dünyanın evrensel kabulleri ve yeni teknolojilerdeki değişimler, mimari ve moda tasarımı pratikleri arasındaki paralellik tartışılacak.

ADHOKRASİ

Küratör Joseph Grima ise Galata Özel Rum İlköğretim Okulu’nda yer alacak sergisinin kavramsal çerçevesini bürokrasinin tam karşıtı olan ”Adhokrasi” olarak belirledi.

Grima, bienali bir sergilenme platformu yerine laboratuvar olarak değerlendirerek, bienalde yer alacak sergisini tasarım dünyasında son dönemde yaşanan devrimsel değişimlerin bir sahnesi haline getirmeyi amaçlıyor.

 

 

İSTANBUL SEMBOL YENİ PROJELERLE KARŞIMIZDA

Symbol İstanbul

Estetik ve kaliteyi buluşturan mimarisiyle İstanbul’un sembolu olmaya aday Symbol İstanbul, iş ve sosyal yaşamı tek çatı altında buluşturuyor.

Karden inşaat güvencesiyle Esenyurt’ta hayata geçirilen proje, 3 ayrı blokta 1242 konut, 510 ofis ve 48 mağazaya ev sahipliği yapıyor. Beylikdüzü-Bahçeşehir TEM bağlantı yolu üzerinde konumlanan proje, estetik mimarisi ve ayrıcalıklı lokasyonun yanı sıra sunulan hizmetlerle de dikkat çekiyor. Proje, gıda alışverişi, kuru temizleme, ev temizliği, tamirci, boyacı ve camcı, seyahat, eğlence, stil ve alış-veriş, veteriner peyzaj ve hukuki danışmanlık hizmetleri ile de konut sakinlerinin yaşamını kolaylaştırıyor.