ORNEMENTA ,PARİS’TE ILIK RÜZGAR ESTİRDİ !

Fransa’daki Türk mevsimi kapsamında Türk tasarımını konu alan bir sergi düzenleniyor.

Ornementa Paris/İstanbul isimli sergide, geleneksel Türk tasarımları Türk ve Fıransız tasarımcıları Türk ve Fransız tasarımcılar tarafından yorumlanıyor.

Paris’te yapılacak serginin basın sponsoru ise Maison Française. Serginin küratörleri, projenin ana yürütücüsü Türk tasarımcı Arzu Firuz ve Ateliers de Paris yöneticisi Françoise Seince.

 

YEŞİLİN HAKİM OLDUĞU EVLER !

Türkiye’de enerji tüketimini yüzde 50’ye varan oranda azaltacak hatta cari açığı bile düşürecek yeşil evler gayrimenkul geliştiricilerinin gündeminde. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklayacağı teşvikler ise merakla bekleniyor.

Türkiye enerjiye her yıl 55 milyar dolar para harcıyor. Sadece binaların tükettiği enerji ise toplam enerjinin yüzde 40’ına denk geliyor. Rakamlarla bakıldığında enerji sarfiyatının ne kadar olduğu daha iyi gözler önüne seriliyor. Sadece binalardan sağlanan tasarrufla ise yüzde 50 oranında tasarruf edilebiliyor. Bu amaçla İstanbul’da bu hafta başında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın desteğiyle Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği tarafından ilk defa düzenlenen Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi’nde de binalardaki enerji tasarrufu ile cari açığın bile kapatılabileceği ve kullanılan sağlıklı malzemelerle hem bina hem de insan ömrünün nasıl uzatılabileceği gündeme geldi. Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar’ın gündeme getirdiği “Eski binalar enerjiyi savuruyor” cümlesi ise toplantılar sonunda tüm sektörün aklına kazınan sloganlardan biri oldu. Bakan Bayraktar’ın müjdesini verdiği yeşil bina ve doğa dostu malzemelerle proje yapanlara teşvik sözü ise inşaat sektörünün gelecekteki gündem maddesini oluşturacak.

10 BİN BİNA TASARRUF BELGESİ ALDI
8-10 milyon bina stoğunun bulunduğu Türkiye’de 2011’den bu yana 10 bin bina enerji tasarruf belgesi bulunuyor. Yapı stoğunun 2.5 milyonunu ise yeni binalar oluşturuyor.

Son dönemde adını sıkça duymaya başladığımız yeşil bina kavramı ise farklı şekillerde karşımıza çıkıyor. Enerji tasarruflu pasif evler, geri dönüşümlü malzemeler yerine çevreye hiçbir zararı bulunmayan malzemeden üretilen konutlar bunlar arasında geliyor. Doğa dostu malzemelerle inşaatın ömrü uzarken insan sağlığına verilen zarar azalıyor. Bu malzemelerle yapılan binalara güneş, yağmur, rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynakları da eklenince yeşil ev ortaya çıkıyor. Şimdilik sadece kulaklarımızın aşina olduğu bu kavram, yakın gelecekte hayatımızı yönlendirecek evlerin de temelini oluşturuyor.

Zararsız ürün kullanımı teşvik ediliyor
Eskiyen binalar ve artan enerji tasarrufu konut üreticilerini insan sağlığa zarar vermeyen ürünlere yönlendiriyor. Bu amaçla Rotterdam School of Management öğretim üyesi Prof. Dr. Michael Braungart tarafından geliştirilen Beşikten Beşiğe (Cradle to cradle) sistemi de inşaattan evlerde kullanılan tekstile kadar insan sağlığına zarar vermeyen maddelerin hayatımızda kullanılmasını içeriyor.

Uluslarası halı üreticisi Desso tarafından Türkiye’ye getirilen bu sistemin dört mevsimle ilişkilendirilerek bu döngüyü dört aşamada gerçekleştiriyor. Desso Türkiye Temsilcisi Ziya Başıbüyük sistemin temel prensibinin diğer sistemler gibi “daha az zehirli madde” ya da “nispeten daha doğa dostu ürün” kullanmak değil, tamamen zararsız ve yüzde 100 geri dönüştürülebilir ürün kullanmak olduğunu söylüyor. 1998’den beri üretilen ürünler tarafından yaratılan enerji tüketimini de yüzde 23 oranında azaldığını, paketleme sürecinde kullanılan yüzde 40’ı geri dönüştürülmüş ürünlerden oluştuğunu söylüyor.

‘HÜKÜMETİN İLGİSİ UMUT VERİCİ’
Braungart, bu yaklaşımın asıl amacı, ürünleri tekrar kullanmak ya da ürünlerin biyolojik veya teknik yöntemlerle, doğaya ve insan sağlığına zarar vermeden çözünmesini sağlamak olduğun söylüyor. Doğaya ve insan sağlığına zararsız ürünlerin kullanımını hükümetin de çok önemsediğini söyleyen Braungart, Ekonomi Bakanlığı ile de bir görüşme yaptıklarını söyleyerek bina yapımında hem maliyetleri azaltan hem de sağlıklı malzemelerin kullanılması konusunda hükümetin verdiği önem nedeniyle Türkiye’den umutlu olduklarını söylüyor.

Pasif evler cari açığı düşürecek
Özellikle Avrupa ülkelerinde yaygınlaşan pasif ev teknolojisi de geleceğin evleri kavramını şekillendiriyor. Standart evlerde aynı maliyetlerle üretilebilir hale gelen sistemler sayesinde geleneksel binalara göre yüzde 95 daha az yakıtla enerji masraflar sıfıra indiriliyor. Pasif ev projelerinde binalar güneşe göre konumlandırılıyor. Bu teknolojide mimariye göre tasarım değil, enerjiye göre tasarım belirleniyor. Pasif evler, uygulanan projeye göre enerjisini üretebilme kapasitesiyle enerji sarfiyatını ortadan kaldırıyor. Ancak dünyada pasif evlerin sayısı 25 bini bulurken Türkiye’de İZODER, İMSAD gibi çeşitli derneklerin pasif ev teknolojisi ile ilgili çeşitli çalışmaları bulunmasına karşın, pasif ev teknolojisi hiçbir inşaat projesinde yer almıyor. Akcor Havalandırma Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Nedim Zalma,”Pasif evler iklimlendirme için harcanan tüm enerjiyi ortadan kaldırıyor. Evlerde kullanılan aydınlatma, beyaz eşya gibi elektrikle çalışan araçların enerji harcamaları düşüyor ve tasarruf sağlanıyor. Pasif ev teknolojisinde gelişmiş olan ülkelerin yükselen enerji maliyetlerinden kar ederek ekonomik bir avantaj sağladığını görüyoruz. Türkiye’de 2010 yılındaki 72 milyar dolarlık cari açığın 34 milyar dolarlık kısmı net enerji ithalatından geliyor. Binaların kullandığı enerji tutarı 13 milyar dolar civarında. Türkiye’de pasif ev teknolojisi uygulanması sonucunda enerji tasarrufu sağlanarak cari açığın düşmesi çok daha kolay olacak” diyor.

55 milyar dolar
Her yıl enerjiye harcanan miktar

Yüzde 40
Binalarda kullanılan enerjinin toplam içindeki payı

8-10 milyon
Toplam bina stoğu

2.5 milyon
Yeni konut stoğu

10 bin
Enerji tasarruf belgesi alan bina sayısı

 

EĞE’NİN ESİNTİLERİNİ İSTANBUL’DA YAŞAYACAĞINIZ PROJE !

Tek katlı villa modelini geliştiren Arıkan Yapı, Park Village projesiyle Ege’nin kasaba havasını İstanbul’a taşıyor. Büyükçekmece Göl Vadisi’nde hayat bulacak proje zeytin ağaçları ve köy meydanıyla da dikkat çekiyor…

İstanbul başta olmak üzere büyük kentlerde yaşayanların ağzından sıkça şu cümleleri duyarız. “İstanbul’un karmaşasından kaçıp bir Ege kasabasına yerleşeceğim. Ama İstanbul’dan vazgeçemiyorum”. İstanbul’un havasını soluyanlar bir yandan bu kentten vazgeçemezken, diğer yandan da Ege’nin doğallığını koruyan kasaba hayataını yaşamak istiyor. İşte Arıkan Yapı, bu ihtiyaçtan hareketle, Ege’nin doğal yaşam alanlarını Park Village projesiyle İstanbul’a taşımayı hedeflemiş.

Toplam 312 bin metrekarelik alanda 144 villadan oluşan Park Village projesi alışılagelmiş villa konseptinin dışında tek katlı villalardan oluşuyor. Park Village villa projelerinin en düzenli geliştiği Büyükçekmece Göl Vadisinde yapılanıyor. Proje içindeki zeytin ağaçları, tarım alanları ve köy meydanıyla adeta bir Ege kasabasını andırıyor.

 

1500 zeytin ağacı dikilecek
Proje içinde ileri yaş bin 500’e yakın zeytin ağacının peyzajda kullanılacağı bilgisini veren Arıkan, “Projenin ana giriş kapısından başlamak üzere kendinizi Ege bölgesinde zeytincilikle uğraşan bir kasabaya gelmiş gibi hissedeceksiniz. Zeytin ağaçları arasından geniş bir bulvarla Park Village köy meydanına ulaşacaksınız. Unutulmaya yüz tutmuş meydan kültürü burada sizleri kucaklayacak” diyor.

Tek katlı villa modeli
Park Village projesinde yedi farklı tipte villa bulunuyor. Villa isimlerinin Ege bölgesinde zeytinin en iyi yetiştiği yerleşim alanlarının tarihsel isimlerinden geldiğine işaret eden Habip arıkan, villa isimlerini Sardes, Thera, Lagina, Claros, Larisa, Alinda ve Trilye olarak sıralıyor. Arıkan, Villa büyüklükleri optimum düzeyde tuturak 250-300- 350 metrekare olarak tasarladıklarını anlatarak, “klasik katlı villalar yerine tek katlı villa modelini geliştirdik” diye konuştu.

Geleneksel Anadolu evlerinde yer alan iç bahçe kültürü de Park Village ‘de yeniden canlanıyor.

Organik tarım imkânı
Park Village ev sahiplerine organik bir ortamda kendi bahçelerinde yaz kış sebze yetiştirme imkanı sunuyor. Habip Arıkan, proje içerisinde hizmet verecek ziraat mühendislik biriminin bahçeler hakkında ev sahiplerine tüm desteği sunacaklarını anlatıyor. Her türlü bitki ve fide temini, ilaçlama, gübreleme ve peyzaj desteği bu birim tarafından sunulacak.

Habip Arıkan, Arıkan Yapı güvencesiyle hayat bulan Park Village’da yatay yaşam konseptine sahip villaların fiyatlarının 525 bin dolardan başlayan fiyatlarla satışta olduğunu kaydetti.

 

 

 

EV DEKORASYONLARINDA RETRO TARZI

Retro Mobilyalar Yeniden Yorumlandı!
Eskinin Yenisi Evinizde…

Eskilerin kıymetini bilenlere retro mobilyaların yeniden yorumlandığı bu seri tam size göre. Bu lambaderlerde kendinizi-geçmişi ve trendi bir arada bulacaksınız…

Retro Tarzı Mobilya Modelleri

 

MUTFAK DEKORASYONLARINDA BAHAR RÜZGARLARI

Mutfak Dekorasyonları
Yazın gelişiyle mutfaklarında bir sahil evi yaratmak isteyenlere…

Sahil evlerinin vazgeçilmezi sade ve yazı hatırlatan kullanışlı mutfak ürünleri şimdi büyük indirimlerle evinizde!

 

FARKLI TARZDA MOBİLYALAR VE MODERN EVLER

Loft Ne Demek? Loft Mimarlık Nedir?
Loft kelimesi sözlük anlamı olarak; çatı arası, çatı arası odası, güvercinlik, samanlık veya kilise balkonu demektir. Oxford English Dictionary’ye göre loft süzcüğü, Amerika’ da çok katlı endüstri yapılarının bir katındaki açık alanı ifade eder. Loft kavramını, fabrika ve depo gibi endüstriyel mekânların konut ve çalışma birimlerine dönüştürülmesi olarak tanımlayabiliriz.

Loft’ların sosyo-kültürel arka planı:

1970’lerde New York’ta yaratmak ve yaşamak için boşluklara, geniş alanlara, ham ve tamamlanmamış mekânlara ihtiyaç duyan sanatçılar, eski fabrika ve depolarda yaşamaya başlarlar. Ve mimaride önemli bir referans noktası loft’ların öyküsü de böyle başlar.

Loft’ların doğuş ve gelişim hikayelerini okurken, özgürlüğe adanmış mekânların tutku dolu günlükleriyle karşılaştığımızı hissettik. Loft oluşumunun sosyo-kültürel arka planını incelerken, bohem-romantik yaşam öyküleriyle de haşır neşir olduk.

Tıpkı 18. Yüzyılın sonunda klasik akımın katı kurallarına tepki olarak doğan romantizm akımındaki karakterlerin özgürce var olma çabaları gibi, 60’lı yılların sanatçıları da kendilerini özgür hissettikleri mekânlara ihtiyaç duydular.

Yüksek tavanlı, boyasız duvarlı, brüt beton zeminli bu yapılar, ısınma zorluğu, yıpranmışlığı ve non-konformist yaşam şartlarına rağmen bohem ruhlar için son derece cezbedici, ilham veren, tutku dolu ev-atölyelerdi. Aidiyet problemi yaşayan çingene ruhlu sanatçılar belki de ilk kez kendilerini ait hissetmişlerdi.

“En iyi kural, kuralsızlıktır” diyen romantikler gibi kendi klanlarını yaratan loft sakinleri de Manhattan adasının çeşitli yerlerinde yer alan loftlarında hiç durmadan evleri, atölyeleri, eserleri ve kimlikleri üzerinde çalıştılar. Sıkıldıkları zaman hangar gibi geniş evlerinde partilediler. Partiye gelen konuklardan bir kısmı zaman zaman evin kısa süreli sakinlerinden birisi oldu. Kısaca, aranılan özgürlüğe mekânın fiziksel özellikleri sayesinde ulaşılmıştı.

Loftlar, ilk kez Amerika’ da özellikle geniş ve yüksek açıklıklı dökme demir binaların oldukça yoğun bulunduğu Manhattan bölgesinde ortaya çıkar. Eski üretim bölgesi sanat merkezine dönüşürken, bölgedeki köhneleşmiş ama tarihi ve estetik değeri bulunan yapıların korunması, tescil edilmesi endüstriyel mirasın korunmasına da destek sağlar.

Üretim yapıları olmaları gereği, loftların en önemli özelliği, geniş kullanım alanını ayıran duvarların olmaması ve tavanların yüksek olmasıdır. Loft olarak tasarlanan mekânlarda, çoğunlukla yapının var olan özellikleriyle oynanmadan mevcut yapıya entegre edilerek bir dönüşüm yaratılır. Bu yeni yaşam biçiminin odak noktasında, kişinin değişen hayat beklentileri yer alır.

Günümüzde loft kavramı şehirlerde endüstriyel alanları olduğu kadar savaş öncesi binaları, okulları, kiliseleri, eski antrepo, garaj ve ofis binalarını da kapsamaktadır. Loft mimarisinin tasarım kültürü etkileri; sanat galerilerinin, mağazaların, barların ve evlerin tasarımında etkili olmaktadır. Özellikle Amerika’ da ve Avrupa’ da ilgi gören loft kavramı büyük şehirlerdeki yaşama ve çağdaş mimarlığa alternatif bir yaşam biçimidir.

 

 

 

VİA PORT VENEZIA PROJESİN DE VENEDİK ESİNTİSİ !

Viaport Venezia Evleri
Artık Venedik’i yaşamak için Venedeik’e gitmeye gerek kalmadı…

Tarih dokusu, eşsiz kanalları ve mimari estetiğiyle Venedik Viaport Venezia ile artık İstanbul Avrupa yakasında. Başarılı mimar Murat Yılmaz imzasını taşıyan ve “4 gün 3 gece değil, ömür boyu Venedik” sloganı ile lanse edilen Viaport Venezia, İtalyan estetiğini yansıtan konutları, içinde gondollarla gezebilceğiniz alışveriş merkezi ve modern ve trendy ofisleriyle İstanbul’da yepyeni bir yaşamın kapılarını aralıyor.

Venedik estetiğini, İstanbul’un büyüsüyle buluşturan dev proje Via Port Venezia, AVM, sinema, spor salonları, oyun parkları, yürüyüş alanları, yüzme havuzları ve ofis planlarıyla şehrin göbeğinde, Avrupa standartlarında, prestijli bir yaşam sunuyor. Üstelik havaalanına yakınlığı, E-5’e ulaşım kolaylığı, önünden geçen tramvay ve yapım aşamasındaki metro hattıyla yaşam kalitenizi arttırıyor.

TEM Otoyolu’nun hemen yanında, Eski Edirne Asfaltı üzerinde, Habipler-Topkapı tramvay hattının yanı başında olan Viaport Venezia, ulaşım noktasında avantaj sunuyor.

 

VİVALDİ-VERDİ PROJESİNİN RUH DİNLENDİRİCİ ETKİSİ …

 

 

 

Vivaldi Verdi Evleri
Doğanın tüm cömertliğini sergilediği Bodrum yarım adasının Turgutreis beldesinde yer alan VİVALDİ & VERDİ, doğası ve mimarisindeki gerçeküstü güzelliği ile sanki dünyanın başka bir yerinde.

507 metrekarelik 8 özel villadan oluşan Vivaldi ve 284 metrekarelik 8 ikiz villadan oluşan Verdi…

Deniz, size özel plajıyla yalnızca 100 metre ötenizde, sınırsız manzarası ile göz alabildiğine evinizin önünde. Villaların bodrum katlarında bir akvaryuma dönüşen havuzunuz ise Vivaldi‘nin Bodrum süprizi ! Özel havuzları, saunası, fitness salonu, şarap mahzeni ve sinema salon ile yaşamın tüm mutluluğunu ağırlayan Vivaldi & Verdi villaları…

 

 

DRAGOS SUNSET PARK EVLERİNİN DOĞA GÜZELLİĞİ

Dragos Sunset Park Evleri
İstanbul’da geleceğin yaşam merkezi olarak kabul edilen Maltepe’de inşa edilen “Dragos Sunset Park Evleri” 4 bin 33 metrekarelik bir alanda 5’er katlı 4 blokta 90 daireden oluşuyor.

3+1 normal, 4+2 ve 5+2 dublex daire seçeneklerinin sunulduğu projede, her şey ailenizle birlikte mutlu ve huzurlu bir yaşam sürebileceğiniz şekilde tasarlanıyor. Güne deniz manzarası ile uyanacağınız Dragos Sunset Park Evleri, 4 mevsim kapalı yüzme havuzu, fitness centeri, saunası, duşu, barı ve dinlenme alanları ile daire içlerindeki konforu sosyal alanlarında da sunuyor. Sımsıcak yuvanızda ailenizle geçireceğiniz mutlu anları ölümsüz kılan Dragos Sunset Park Evleri konut sakinlerine yepyeni bir yaşam sunuyor.

Marmara Denizi’nden gelen temiz havayla sürekli oksijeni bol bir ortamda bulunan Dragos Sunset Park Evleri, çocuklarımız içinde kaliteli bir yaşam alanı sunuyor. Her ayrıntıda güven ve rahatlığın
hedeflendiği projenin tüm blokların alt kısımlarında araçlarınızı güvenle bırakabileceğiniz geniş otopark alanı bulunuyor.

Özhan Yapı tarafından Maltepe’ de hayata geçirilen Dragos Sunset Park Evleri, sizlere ada ve deniz manzaralı sımsıcak yuvanızda ailenizle birlikte huzurla geçirebileceğiniz bir yaşam sunuyor.

 

İSTANBUL TOWER PROJESİNİN HER KATINDA AYRI GÜZELLİK !

İstanbul Tower
Marmara denizi, Haliç, Maslak ve Adalar panoramik manzarasına sahip olan İstanbul Tower projesi, ticaretin merkezi olarak bilinen Bayrampaşa’da yükseliyor…

Keleş İnşaat tarafından hayata geçirilen proje, 60 adet ofis ve 19 adet dükkandan meydana geliyor. İstanbul Tower‘da 265 metrekareden başlayan normal dükkanlar, 10 metrekareden başlayan ofisler istenilen alan ölçülerine kadar kiralanabiliyor.6 bin 500 metrekare alana kurulan İstanbul Tower, 25 bin metrekare inşaat alanına sahip.

Tek blokta 20 katlı olarak inşa edilen proje, merkezi ısıtma sistemi, 24 saat kamera ve güvenlik, plaza giriş resepsiyonu, kartlı ve turnikeli geçiş, tüm katlarda yangın alarmı ve sprinter yangın söndürme sistemi yer alıyor. Projede ayrıca ortalama 140 araç kapasiteli 4 bin metrekare kapalı otopark ve 140 araç kapasiteli 2 bin 800 metrekare açık otopark alanı bulunuyor.

Görkemli dış görünüşü ile bulunduğu bölgenin simgesi haline gelen İstanbul Tower, vaktinin çoğunu iş yerinde geçiren ve burada ekonominin geleceğini belirleyecek kararlara imza atan profesyonellerin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanıyor.

 

SUNFLOWER EVLERİNİN ÖZELLİKLERİ !

Sunflower Evleri
Sunflower, bir çok ilke daha ev sahipliği yapıyor. Proje E-5 otoyolu ile deniz arasında kalan 932 bin metrekare alan üzerine 400 konuttan oluşuyor…

Büyüklükleri 205 ile 460 metrekare arasında değişen her evin kendine ait bahçesi var 6 farklı konseptte tasarlanan villaların bahçe alanları ise 428 ile 2 bin metrekare arasında farklılık gösteriyor. İstanbul’a 45 dakikalık mesafede deniz kenarında inşa edilen Sunflower, müstakil bahçeler içerisinde, son teknoloji ile yaşam garantili olarak inşa ediliyor.

Depreme dayanıklı, insan sağlığı açısından elverişli ve güvenli olarak inşa edilen projede bahçe, kapalı garaj, heat pump klima, çamaşır odası, vakumlu süpürge sistemi, beyaz eşyalar, iç dekorasyon alternatifleri ile hemen teslim veya en en geç 3 ay içinde anahtar teslim gibi seçenekler sunuluyor.

Saral İnşaat tarafından Silivri’de hayata geçirilen Sunflower Evleri, Türkiye’ de müstakil bahçeler içerisinde ahşap taşıyıcı sistemle inşa edilen ilk proje olma özelliği taşıyor.

 

ESENYURT’UN GÖZDE PROJESİ İNCİ PALAS !

GRD İnci Palas
GRD İnşaat A.Ş. tarafından İstanbul’ un hızla gelişen bölgelerinden Eseneyurt’ta yapımı devam eden “İnci Palas” , farklı olmayı sevenlere hitap edecek şekilde tasarlanıyor…

Tek blokta, 10 kattan oluşan proje 48 lüks daire ve 6 adet mağaza yer alıyor. Geleneksel ile modernin harmanlanarak oluşturulduğu İnci Palas, farklı ve estetik yatay mimarisi ile bölgede adeta bir inci gibi parlıyor.
Haramidere bağlantı yolunda tam cepheli, TEM gişelere 2 kilometre, E-5 ve metrobüse 1 kilometre mesafede bulunan İnci Palas, mükemmel lokasyonu ile dikkat çekiyor.

1+1, 2+1 ve 3+1 olmak üzere, 3 farklı konut tipinden oluşan GRD İnci Palas‘ da daire büyüklükleri 69 ile 135 metrekare arasında değişiyor. Projenin sosyal olanakları arasında her daireye özel kapalı otopark, fitness salonu, sauna, toplantı odası, barbekü alanı ve çocuklar için oyun bahçeleri yer alıyor. Binadaki kapıcı hizmeti sayesinde eski gelenekler yeniden canlanıyor. Aralık 2012’de konut teslimlerinin yapılması planlanan projede her dairede, portmanto, ankastre bulaşık makinası  fırın, ocak, davlumbaz ve salonlarda klimalar hazır olarak bulunuyor.

Tek tip değil, farklı olmayı sevenlere yönelik tasarlanan GRD İnci Palas, farklı ve estetik yatay mimarisi ile Esenyurt’ta adeta bir inci gibi parlıyor.