Turizm, kentsel dönüşüm’ün neresinde

TD Hospitality Consulting Yönetim Kurulu Başkanı Döşkaya, kentsel dönüşümün bina bazında değil, ada bazında değerlendirilmelidir dedi.
Her şeyden önce kentlerimizde yaşanmakta olan göç, çarpık ve sağlıksız yapılaşmanın durdurulması için bir planlama yapılmasının zorunlu olduğunu, zira şehir planı ve mimarisi olmayan kentlerde yaşanan yoğunluk kaynaklı olumsuzluklar hesaba katıldığında ortaya çıkan tablonun pek iç açıcı olmadığını ifade eden TD Hospitality Consulting Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Döşkaya, turizm-kentsel dönüşüm ilişkisine dair şunları söyledi: “Kentsel dönüşümün temel sebebi; çarpık kentleşmeye bağlı olarak ortaya çıkan bozulmuş şehir düzeni, artan nüfus ve en önemlisi doğal afetler sonucu oluşabilecek risklerdir. Türkiye’de kentsel dönüşüm gerektiği gibi ilerliyor mu? Aslında kentsel dönüşümün ülkemizde bir sistem içinde ve ada bazlı ele alınmadığı sık sık gündeme gelmektedir. Dönüşüm uygulamaları bina bazında değil, ada bazında değerlendirilmelidir. Böylelikle kent bütünlüğü ve estetiği göz önünde bulundurularak; daha geniş yeşil alanlar, sokaklar ve yaşam alanları sunan kentler oluşur. Ayrıca büyük adalarda ortaya çıkarılacak projeler, kentsel dönüşümün sürecini de hızlandırmış olur. Bu yüzden kentsel dönüşüm sadece gayrimenkule odaklanmamalı, toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel yapısı da konunun içinde değerlendirilerek hareket edilmelidir. Dönüşüm süreciyle yapılandırılmaya başlanılan mekanların, kentin ruhuna ve kültürüne yakın unsurlar içermesi de bir diğer önemli konudur”.

Merkezi yönetim, yerel yönetimler ve müteahhitlerin çözüm odaklı anlayış ile birlikte kentlerin düzenini bozmayan, kentlere uyumlu, yaşam alanları sunan altyapı ve üstyapı uygulamaları için çabalarını arttırarak sürdürülebilir hale getirmeleri gerektiğini belirten Döşkaya, “Küresel sistem içinde birbirleriyle ilişki içinde bulunan kentler birbirleriyle rekabet içine girmektedir. Son yıllarda kentlerin iç potansiyellerini kullanarak ve özgün niteliklerini ortaya çıkararak elde ettikleri başarılar kullanılmaya başlanmış ve bu durum kentlerin ticari ürünler gibi pazarlanmasını ve markalaşmasını gündeme getirmiştir. Ekonomik açıdan bakıldığında bir yere ne kadar turist ve yatırımcı gelirse, o bölgenin sosyal ve ekonomik olarak o kadar çok kalkındığı görülmektedir” dedi.

Sürdürülebilir turizm için daha yaşanabilir, fonksiyonel, rekabetçi, ileri teknoloji kullanan, yenilikçi, nitelikli ve akıllı kentlere ihtiyacımız olduğuna dikkat çeker Döşkaya, şunları ifade etti: “Turizm sektörü dünyadaki ekonomik, teknolojik ve siyasal değişimlere paralel olarak hızla gelişmekte ve ülke ekonomilerinde önemli bir yer almaktadır. Bu durum dünya turizm pazarından daha fazla pay alma çabası içinde olan destinasyonlar arasında rekabeti arttırmaktadır. Destinasyonların rekabetçi pozisyonlarını koruyabilmeleri ve sürdürebilmeleri, turizm çekicilik unsurları olan çevresel kaynaklarını sürdürülebilirliğiyle mümkün olacaktır. Kültürel ve fiziki kaynakların korunması turizm ekonomisinde büyük bir önem taşımaktadır. Turizm, ekonomik, çevresel ve sosyal gelişmenin önemli bir nedeni olmakla birlikte kontrol edilmediğinde geri dönüşümü mümkün olmayan olumsuz etkileri de söz konusu olabilir. Bu nedenle turizm de temel amaç, kaynakların doğru kullanımı, gelişmenin sürdürülebilir olması ve bugünkü ve gelecekteki toplumların yaşam kalitesini iyileştirmek olmalıdır.

Mart 2017’de Trip Advisor kullanıcıları dünyada mutlaka gezilmesi gereken 25 şehri sıraladı ve İstanbul 11’üncü sırada yer aldı.
1-Bali, Endonezya, 2- Londra, İngiltere, 3- Paris, Fransa, 4- Roma, İtalya, 5-New York City, New York, ABD, 6- Girit Adası, Yunanistan, 7- Barselona, İspanya, 8- Siem Reap, Kamboçya, 9- Prag, Çekya, 10- Phuket, Tayland, 11- İstanbul, Türkiye, 12- Jamaika, 13- Hoi An, Vietnam, 14- St. Petersburg, Rusya, 15- Roatan, Bay Adaları, 16- Marakeş, Fas, 17- Ambergris Caye, Belize, 18- Rio De Janerio, Brezilya, 19- St. Martin – St Maarten Adaları, 20- Playa Del Carmen, Meksika, 21- Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri, 22- Grand Cayman, Cayman Adaları, 23- Katmandu, Nepal, 24- Bora Bora, Fransız Sosyete Adaları, 25- Cusco, Peru.
İstanbul birkaç sene önce dördüncü, sonra da birinci olduğu Trip Advisor En Güzel Destinasyonlar listesine 2017’de her şeye rağmen 11’inci sıradan yer aldı. Artık eski zevki, eğlencesi, rengi, çeşitliliği kalmamış olsa da İstanbul hâlâ birçok özelliğiyle en güzel turistik şehirlerden.”

Samsun Şahinkaya Kanyonu turistlerin odak noktası haline geldi

Türkiye’nin 2’nci büyük su kanyonu unvanını taşıyan Şahinkaya Kanyonu doğa ve fotoğraf tutkunlarının yeni gözdesi oldu. Kızılırmak Nehri üzerindeki göz kamaştıran Şahinkaya Kanyonu, yerli ve yabancı turistler tarafından sık sık ziyaret ediliyor. Özellikle gençlerin gözbebeği haline gelen kanyonda turistler, doğa yürüyüşü, kano, tekne turu ve kamp yaparak eşsiz güzelliğin tadını çıkarıyor.

Türkiye’de çok az sayıda bulunan kanyon için, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından bölgeye turizm yatırımları gerçekleştiriliyor. Son olarak tekne turları ile ün salan kanyona, Samsun Büyükşehir Belediyesi tarafından, Samsunum-3 gemisi konuşlandırıldı. Ayrıca turizm bölgesi ilan edilerek yerli ve yabancı turistlerin kısa sürede dikkatini çekmeyi başaran kanyonun, Hitit dönemine kadar dayandığı ve kanyonun altında eski bir şehrin bulunduğu iddia ediliyor.

Şahinkaya Kanyonu’na şehir dışından gelen vatandaşlar, “Buraya ilk kez geliyoruz. Gerçekten Türkiye’nin en güzel yerlerinden biri. Karadeniz’e gelindiğinde mutlaka görülmesi ve ziyaret edilmesi gereken bir yer. Doğası mükemmel ve büyüleyici. Kanyonda tekne turları yaparak bol bol fotoğraf çektik. Çok iyi vakit geçirdik. Herkese tavsiye ederiz. Mutlaka herkes gelmeli” dediler.

Yerli ve yabancı turistler buraları çok sevdi ve buralarda güzel bir tatil geçiriyorlar. Samsun ilimizde bulunan bu kanyon önümüzdeki yıllarda daha çok turist ağırlayacağına benziyor.

Yerli ve yabancı turistler akın akın

Yerli ve yabancı turistlerin akın akın tatile gittiği bugünlerde oteller yüzde 100 doluluk oranına ulaştı.
Turizmciler, Türkiye için en yoğun tatil döneminin başladığını, otellerin yüzde 100 doluluk oranlarına ulaştığını belirterek yaz döneminden umutlu olduklarını vurguladı.
Türkiye’de tatilini geçirmek isteyen yabancı turistlerin erken rezervasyonlarla tırmanışa geçen taleplerinin yanı sıra 24 Haziran’daki seçimler ile üniversite sınavının sona ermesi sonrasında iç turizmde yaşanan hareketlilik, turizmde yaz bereketini de beraberinde getirdi.
Türkiye Otelciler Federasyonu (TÜROFED) Başkanı Osman Ayık ile Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu, turizmcilerin yaz döneminden beklentilerini AA muhabirine değerlendirdi.
TÜROFED Başkanı Ayık, 2018’in ilk 5 ayında 11,5 milyon turistin ağırlandığını belirterek bu rakamların son derece iyi olduğunu vurguladı.
Tatil sezonunun beklentileri doğrultusunda açıldığını aktaran Ayık, “Şu an tüm bölgelerde hareketlilik var. Turizmde en hareketli bölge şu an Antalya. Ardından da İstanbul geliyor. Ayrıca Ege ve Güney Ege taraflarında da iç pazarın canlanmasıyla ciddi bir hareketlilik görüyoruz. 24 Haziran seçimleri ve üniversite sınavı döneminin bitmesiyle Türkiye için en yoğun tatil dönemi başladı.” ifadelerini kullandı.
Ayık, en çok Rusya ve İngiltere pazarlarının iyi gittiğini, Almanya pazarında ise 2015’te yakalanan 5 milyonun üzerinde Alman turist sayısına henüz ulaşılamadığını aktardı. Ayık, bu yıl özellikle Antalya’da turist sayısının 14 milyona yaklaşacağını söyledi.

Osman Ayık, turist sayısında yaşanan hareketliliğe karşın turizm gelirlerinin 2014’le kıyaslandığına beklentinin altında olduğunu dile getirdi.
2014’te elde edilen turizm geliri rakamlarına ulaşmanın zaman alacağını vurgulayan Ayık, şu değerlendirmede bulundu:
“Turizmde 40 milyon gibi ziyaretçi sayılarını oluşturmanın her zaman için bir bedeli var. Müşteri üzerinde bir fiyat motivesi yaratmamız lazım. Zaten geçmiş yıllarda turizmde yaşanan sıkıntılı dönemlerin atlatılabilmesindeki en önemli faktörlerden biri fiyat-hizmet kalitesindeki dengenin bozulmaması, bizim en cazip fiyatları sunuyor olmamız. Bu sayılara bu dengeyi koruyarak ulaşıyoruz. Arz-talep dengesinin tekrardan oluşturulması lazım. Şimdi geçmiş yıllarda yaşanan kayıpları telafi etme dönemimiz.”

TÜROFED Başkanı Ayık, şu anki rezervasyon oranlarına ilişkin de “Oteller yüzde 100 doluluk oranlarına ulaştı. Önümüzdeki üç aylık dönem bu doluluk oranlarında geçecek. Sadece güney ve batıda değil, Karadeniz’de de bu doluluk oranlarını göreceğiz.” bilgisini paylaştı.
Yerli turistin bayramlarda tatil yapma tercihinin giderek arttığına dikkati çeken Ayık, “Bu yıl Kurban Bayramı, tam tatil periyodunun zirvesine denk geliyor. 9 günü bulan uzun bir tatil dönemi. Bayramda ciddi bir talep bekliyoruz. Yerli misafirlere de bu noktada erken davranmalarını öneriyorum. Çünkü bu dönem yurt dışı talebinde çok yüksek olduğu bir döneme denk geliyor.” dedi.

Ayık, 24 Haziran seçiminin ardından Türkiye’nin yeni bir döneme girdiğine işaret ederek, şunları kaydetti:
“Turizmciler olarak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle birlikte kamuyla yeni bir yönetişim mantığında buluşmayı arzuluyoruz. Temennimiz sivil inisiyatiflerin daha fazla dikkate alındığı bir yönetişim süreci. Turizm, Türkiye’nin tek başına cari açığını kapatabilecek bir sektör ve yeni dönemde de bu perspektifle ele alınması lazım. Aktif, dinamik bir yapı arzu ediyoruz. Bunun yolunun da Kültür ve Turizm Bakanlığının daha güçlü ve hızlı karar alabilen yetkilerle donatılmasından geçtiğini düşünüyoruz.”

Tur Operatörleri Platformu Sözcüsü Cem Polatoğlu, turizmdeki gelişmeleri “Gerçekten muhteşem bir dönem. Kriz, enflasyon gibi faktörler bizi pek etkilemedi. Yıl sonu itibarıyla 40 milyon turist sayısına ulaşmayı bekliyoruz. Turizmde çok güzel gelişmeler yaşanıyor.” şeklinde değerlendirdi.
Ramazan Bayramı’nda yüksek talep olduğunu ama otellerin yurt içi tur operatörlerine belli bir süreçten sonra daha fazla kontenjan ayıramadığını anlatan Polatoğlu, bu dönem tam doluluk oranlarına ulaşıldığını kaydetti.
Şu anki rezervasyon rakamlarına ilişkin bilgi veren Polatoğlu, “Şu an Türkiye genelinde tatil bölgelerindeki oteller yüzde 100 doluluk oranlarını yakaladı. 5 yıldızlı otellerin tamamı dolu. Sadece acentelerin boş kontenjanları gözüküyor. Oteller açısından boş oda yok. Temmuz-ağustos döneminin bu şekilde geçeceğini, eylül ayında ise yüzde 80’lerde devam edeceğini öngörüyoruz.” şeklinde konuştu.

Kurban Bayramı’na yönelik rezervasyon rakamlarının da olumlu seyrettiğini aktaran Cem Polatoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
“9 günlük Kurban Bayramı tatili için şimdiden yığılma var. Bu da tabii fiyatları biraz arttırıyor. Şimdi tatil satın almaya kalkanlar erken rezervasyon sürecine kıyasla iki katı fiyatlarla karşı karşıya kalacak. Genel olarak erken seçim döneminin ardından temmuz, ağustos satışlarında maddi bir kaybımız yok. Yani kardan kaybımız oldu, zarar yok. Şu süreçte sadece oteller, acenteler değil, esnafından lokantalarına kadar turizmle ilgili 42 sektör kazanıyor. 4,3 milyon turizm çalışanı ve ailelerini de dikkate aldığımızda 12 milyon kişi bundan olumlu bir şekilde etkileniyor.”
Yurt dışı turlarına ilişkin de bilgi veren Polatoğlu, “Şu an yurt dışı turlar son derece ekonomik aslında. Avrodaki yükselişten kaynaklı yüzde 20’nin üzerinde yurt dışı tur rezervasyonlarında kaybımız oldu ama bu zaten ucuz olan turları fazla etkilemedi. Örneğin şu an 8 ülkeyi kapsayan Balkan turları 125 avro, 599 avroya Uzak Doğu turları, 999 avroya da New York turları bulunuyor. Ulaşım ve konaklama gibi tüm hususlar da bu ücrete dahil.” dedi.

Turizm Sektörüne 120 yeni otel haberi

Turizm sektörüne 120 yeni otel daha ekleniyor. İnşa edilecek otellerin çoğunun güney sahillerinde yapılacağı belirtildi. Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) İkinci Başkanı Hasan Erdem, Türkiye genelinde uluslararası otel zincirlerine ait 507 otel bulunduğunu, yıl sonunda bunlara bağlı olarak açılacak 120 otelle sayının 627’ye yükseleceğini belirtti. Erdem, yaptığı açıklamada, Türk turizminin son yıllarda dünya genelinde parlayan yıldız olmaya devam ettiğini, ülkeye gelen turist sayısıyla da bunun kanıtlandığını söyledi.
Turizme olan ilginin yerli ve yabancı işletmecilerin yüzünü güldürdüğünü ifade eden Erdem, bu sayede yeni yatırımların yapıldığını dile getirdi.
Erdem, Türkiye genelinde uluslararası otel zincirlerine ait 507 otel bulunduğunu belirterek, “Bunun 200’e yakını iş adamlarımız tarafından işletiliyor. Kalanları da kendileri işletiyorlar. Bu 507 rakamı çok önemli bir rakam. Türkiye’nin cazip bir turizm destinasyonu olduğunu gösteriyor ancak biz daha fazla yatırım yapılmasını temenni ediyoruz.” dedi.
Özellikle Körfez Konseyi İşbirliği ülkelerinden Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen çok büyük yatırımcılar bulunduğunu ifade eden Erdem, “Her geçen gün yabancı oteller zincirinin Türkiye’ye olan ilgisi artıyor.” diye konuştu.
Erdem, bu yıl uluslararası otel zincirlerine sahip firmaların Türkiye’de yatırım yapmak üzere girişimde bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Bu girişimlerin önemli bölümü yatırıma dönüştü. Bu yıl yabancı oteller zincirine bağlı 120 otel daha açılacak. Oteller tamamlandığında ülkemizde yabancı oteller zincirine ait otel sayısı 627’ye yükselecek. 120 otel 5 yıldızlı olacak. Bu yıl 120 yeni otelin hizmete girmesiyle turizm sektörünün yatak kapasitesi yaklaşık 3 bin 600 artacak. Bu otellerin önemli çoğunluğu güney sahillerinde olacak. Bunlar Türk turizminin, ülkenin gelişimi açısından son derece önemli.”

Turizmde, otel odasına tapu geliyor

Turizmde devrim niteliğinde bir karar alan hükümet, tahsisli otellerde odanın % 20’lik kısmını satma hakkı tanıdı.
Otellerin tahsis süresini 49 yıllığına uzatarak turizm yatırımcısının elini rahatlatan hükümet, geçtiğimiz günlerde yeni bir düzenlemeye daha imza attı. Turizm Tesislerinin Belgelendirilmesi ve Niteliklerine İlişkin
Yönetmelik’te yapılan değişiklikle yatak kapasitesinin yüzde 20’sini aşmaması kaidesiyle, odaları üçüncü kişilere satma ve devretme hakkı tanındı. Bireysel irtifak adı verilen ve turizm yatırımcısında doping etkisi yaratan bu
çalışmayla, 5 aya sıkışan turizm hareketi 12 aya yayılırken ilave 4 milyar dolarlık da gelir sağlanacağı öngörülüyor.

“Turizm yatırımcısının bir rüyası gerçek oldu” diyen Türkiye Turizm Yatırımcıları Derneği (TTYD) Başkanı Oya Narin, “Uzun zamandır hayata geçirmek istediğimiz bu çalışmaya hem Maliye Bakanlığı hem de Turizm
Bakanlığı kulak verdi. Yeni çıkan yönetmeliğe göre artık hazine arazisi üzerinde oteli bulunan yatırımcı, otelinin yüzde 20’lik kısmını dönüştürerek nitelikli yabancı turiste uzun dönemli olarak satabilecek. Devlete yüzde 0.5
arazi kullanım bedeli ve yüzde 1 ciro payı ödeyen turizmci, satış yaptığı bu odaların ciroya yapacağı katkıya ek olarak, yatırım maliyet bedelinin yüzde 10’u tutarında ilave yararlanma bedeli ve satıştan KDV ödeyecek”
ifadelerinde bulundu

Bu kanunun orman arazilerinde kurulu olanlar hariç tüm konaklama tesislerini kapsadığını belirten Narin, “Nitelikli yabancı yatırımcıya satılmaya uygun toplam 400 bin yatak var. Bunun 100 bin yatağını bireysel irtifak
tapusu olarak dönüştürmek için yatırımcı iki ya da üç odayı birleştirecek. Böylece 25 ila 50 bin arasında kat mülkiyet ve kat irtifak tapulu alan oluşturulacak. Ortalama 150 bin dolardan 4 milyar dolarlık gelir elde
edilebilir” diye konuştu.
Bireysel irtifak tapusunun turizmdeki mevsimsellik sorununu ortadan kaldıracağının altını çizen Narin, şöyle konuştu: “Turizmci yüzde 20’lik kısmı sattığı için otelini kış aylarında da açık tutacak. Daha önce 5 ay açık
tutabildiği tesisini artık 12 ay boyunca açabilecek. Bu da turizmcinin rekabet gücünü artıracak.”

Tesis yatırımcılarının öncelikle tahsis süresini 49 yıla uzatmak için başvuru yapacağını belirten Narin, bununla eş zamanlı dönüştüreceği odalar için de devlete başvuruda bulunacağını kaydetti. “Her iki çalışma için son
başvuru tarihi 5 Aralık” diyen Narin, izinlerin akabinde otel yatırımcısının dönüştürdüğü odaları bir yılda satışa çıkaracağını kaydetti. Bu çalışmanın turizmde gerçekleştirilen en önemli yapısal reformlardan biri olduğunu
aktaran Narin, Türkiye’nin Nice, Cannes, Miami gibi uluslararası örneklerin seviyesine çıkması için çok önemli bir adım atıldığını vurguladı.

Yabancı turistler Bodrum’a akın ediyorlar

Muğla’nın Bodrum ilçesini tercih eden yabancı turistler, burayı “ikinci evleri” olarak görüyor.
Bodrum’da denizin ve güneşin keyfini çıkarıp kültürel zenginlikleri keşfeden turistlerden İngiliz uyruklu Jo Clarke yaptığı açıklamada, Bodrum’a 15 yıldır geldiğini ve burayı çok sevdiğini söyledi.
İlçeye ilk olarak 15 yaşındayken ailesiyle geldiğini anlatan Clarke, “Buraya 14-15 yaşımdayken ailemle geldim. Teyzem Gümüşlük’ten ev aldı. Ailem Türkiye’yi çok seviyor. Rahatlatıcı bir yer, insanlar çok iyi.” dedi.
Türkiye’nin kendisi için ayrı bir öneme sahip olduğuna dikkati çeken Clarke, “Avrupa’da hala görmek istediğim şehirler ve pek çok ülke var ama Türkiye her zaman listemin yukarılarında. Türkiye’ye çok geldim. Başka ülkeleri de görmek istiyorum. Buraya bir daha gelmek istiyorum.” ifadesini kullandı.
“Bodrum Türkiye’nin Saint Tropez’i”
Alman uyruklu Tim Müeller de ilçeye ilk kez gelenler arasında yer alıyor. 4 gündür tatillerine devam ettiklerini aktaran Müeller, “Bodrum’da çok iyi gezdik. Tarihi yel değirmenlerini de gezdik. Türk yemeklerini Almanya’dan biliyorduk ama yemekler burada daha güzel. Bir rehber ‘Bodrum Türkiye’nin Saint Tropez’i’ dedi. Ortam çok güzel, insanlar cana yakın, oldukça güzel bir yer.” diye konuştu.
Bitez Mahallesi’nde tatilini sürdüren İsveç uyruklu jimnastik öğretmeni Jan Jadersand da Bodrum’un çok fantastik bir kasaba olduğuna işaret etti.
İlçeye 10 yıldır geldiğini belirten Jadersand, “Daha önce yine Bitez’e geldim. Türkiye’ye geldiğimde yüzmek ve sahilde uzanmayı çok seviyorum. Güneşi çok seviyorum. Bundan sonra da Bodrum’a gelmeye devam edeceğim.” dedi.
Bodrum’da otel ve gece kulübü sahibi 26 yıllık turizmci Zeynel Kılıç da bu yıl turizmde çok ciddi anlamda toparlanma yaşadıklarını kaydetti.
Bodrum’un iyi talep gördüğünü anlatan Kılıç, “Ramazan ayı ve seçim dönemindeki boşlukları, yabancı turistler çok iyi doldurdu. Bu yıl otelimiz eylül sonuna kadar tamamen dolu. Biz Avrupalı misafirlerimizi ağırlıyoruz. Yıllardır sürekli gelen misafirlerimizi bu yıl yine konuk ediyoruz.” dedi.
“10-12 saat yolculukla Türkiye’ye geliyorlar”
Bodrum’a İrlanda’dan direkt uçuşun olmadığını anımsatan Kılıç, şöyle konuştu:
“Türkiye’yi çok seven İrlandalı bazı misafirlerimiz, direkt uçuş olmamasına rağmen saatler süren yolculuk ve aktarmalardan sonra ilçeye geliyor. 10-12 saat yolculuk çekerek çok sevdikleri Türkiye’ye geliyorlar. Bu da biz turizmcilerin göstermiş olduğu ev sahipliğinden dolayıdır. Güzel bir potansiyel yakaladık. İnşallah seneye çok daha iyi olacaktır. 25 yıldır her yıl gelen turist misafirlerimiz var. Burada çok ciddi mülk alan yabancılar da var. Onlar da yılın belli bir dönemi Bodrum’da yaşıyorlar. Bu kişiler kesinlikle Türkiye’yi ikinci evleri olarak görüyor.”
“Yüksek sezon geri gelecek”
Bodrum Otelciler Derneği (BODER) Genel Sekreteri Orhan Kavala da turizm sezonunun ilk döneminde ilçede ağırlıklı olarak İngiliz, Alman, Hollanda, Ukrayna, Rus ve Polonya uyruklu misafirleri konuk ettiklerini anlattı.
Bodrum’un her geçen yıl turist potansiyelinin genişlediğine dikkati çeken Kavala, şunları söyledi:
“Daha önceki yıllarda İngiliz ve Hollanda uyruklu turistler ağırlıktayken, bu yıl 4-5 ülke daha sayısal olarak artış gösterdi. Bu ülkelerin ilçeye gelişi, daha önceki yüksek sezonun geri gelmesini de sağlayacak. Daha önceki yıllarda her ülkeden misafirler vardı ve birlikte tatillerini yapıyorlardı.”
Kavala, ülke sayısı arttıkça ilçeye gelen turist sayısının da artış göstereceğine işaret ederek, “Bodrum’un şu anda mevcut yatak kapasitesi kesinlikle gelen turistleri yüzde yüz karşılar. Hatta atıl kapasiteler de vardır bunlar da devreye girebilir. Çok daha fazlasını da rahatlıkla misafir eder. Eğer ihtiyaç olduğu taktirde de bunlara ekler kısa sürede yapılabilir.” değerlendirmesini yaptı

Rus turistlerin sayısı ocak-mayıs döneminde artış gösterdi

Türkiye’yi ziyaret eden Rus turistlerin sayısı, bu yılın ocak-mayıs döneminde yüzde 49,6 arttı.
Rusya Tur Operatörleri Birliği’nden (ATOR) yapılan açıklamada, bu yılın ocak-mayıs döneminde 2017’nin aynı dönemine göre yüzde 49,6’lık artışla 1 milyon 400 bin Rus turistin Antalya’yı ziyaret ettiği belirtildi.
Sadece mayısta geçen yıla kıyasla yüzde 27,29’luk artışla 3,7 milyon Rus’un Türkiye’yi ziyaret ettiği bildirilen açıklamada, bu yılın ocak-mayıs döneminde Rus turistlerin bir numaralı tatil noktasının Türkiye olduğunun altı çizildi. Türkiye’yi bu yıl yaklaşık 6 milyon Rus turistin ziyaret etmesi bekleniyor.

Ülkemiz üç tarafı denizlerle kaplı olduğu için turistler’in büyük bir çoğunluğu deniz ve kum için gelmektedirler. Ülkemiz’e komşu olan ülkeler genellikle burayı seçiyorlar. Özellikle antalya ve cıvarlarını ruslar tercih ettiği için,her geçen gün de bu tercihlerde ciddi bir artış yaşanıyor.

Limak Cyprus Deluxe Hotel basına tanıtılıyor

Limak Holding, Türkiye sınırları dışındaki ilk oteli Limak Cyprus Deluxe Hotel’i basına tanıttı.
1995 yılından bu yana turizm alanında faaliyet gösteren Limak Holding, Türkiye sınırları dışındaki ilk otelini Kuzey Kıbrıs Türkiye Cumhuriyeti’nde (KKTC) hizmete açtı.
Son yıllarda KKTC’ye yapılan en büyük turizm yatırımlarından biri olarak öne çıkan Limak Cyprus Deluxe Hotel ile ilgili tüm detayları ve Limak Turizm Grubu’nun gelecek hedefleri düzenlenecek basın toplantısı ile
açıklanacak. Basın buluşması Limak Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nihat Özdemir ve Limak Otelleri Grup Başkanı Kaan Kavaloğlu’nun ev sahipliğinde, 04 Temmuz Çarşamba saat 09:30’da Kavacık’taki Limak Eurasia
Luxury Hotel’de düzenlendi.

Ülkemizde birçok önemli projeye imza atan,binlerce konut projesi,villalar,plazalar,siteler ve villa gibi konut projesine imza atan,sadece ülkemizde değil şu anda dünyanın her tarafında inşaatlar diken limak holding kıbrıs’taki atılımı elbetteki taktire değer.

Şanlıurfa’nın turizm açısından önemli olan yeri Göbeklitepe

Göbeklitepe’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla Şanlıurfa’daki ören yerinde görkemli bir tören yapılması planlanıyor. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Çiftçi yaptığı açıklamada, kentin en önemli turizm markası olan Göbeklitepe’ye yönelik çok sayıda plan ve projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.
Özellikle altyapı, karşılama üniteleri ve içme suyu gibi farklı tesisleri kısa süre önce hizmete açtıklarını belirten Çiftçi, bölgede bundan sonraki dönemde de yerli ve yabancı turistlerin ihtiyacını giderebileceği sosyal tesislerin yapımının süreceğini kaydetti.

Çiftçi, Göbeklite’ye açılışından bu yana yerli ve yabancı turistlerin ilgisinin sürdüğünü vurgulayarak, anıt alanının UNESCO Dünya Miras Listesi’ne alınmasının ardından adeta bir ziyaretçi patlaması yaşanmasının beklendiğine dikkati çekti.
Kazı alanının bir çok ilkleri bünyesinde barındırdığını anlatan Çiftçi, “Bilimsel olarak ispatlanan ilk tapınağın, ilk yerleşim yerinin ve ilk insanların, ilk bir araya geldiği yer burasıdır. Dünya tarihinde önemli bir yer tutan bu arkeolojik varlığın Şanlıurfa’da olması şehrin tanıtımı anlamında bir marka haline gelebilmesi için de çok önemli bir değerdir. Biz bunun farkındayız ve tüm çalışmalarımızı ona göre yaptık.” dedi.
“Göbeklitepe artık Türkiye ile özdeşleşmeli”
Kültür ve Turizm Bakanı Numan Kurtulmuş ve beraberindeki heyetin bir süre önce Göbeklitepe’de incelemelerde bulunduğunu hatırlatan Çiftçi, UNESCO’nun olumlu kararını bekledikleri için hazırlık yaptıklarını belirtti.
Çiftçi, Göbeklitepe için çok farklı tanıtım toplantıları yapmayı da planladıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da teşrifleriyle Göbeklitepe’de görkemli bir tören yapacağız. Henüz günü belli olmayan törenin yakın bir zamanda olması planlanıyor. Kazı alanına sonradan yaptığımız karşılama üniteleri ve diğer sosyal tesislerin açılışı da bu vesileyle yapılacak. Göbeklitepe, artık sadece şehir olarak temsil edilmekten ziyade ülkemizin çok önemli bir turizm unsuru olarak ön plana çıkacak. Göbeklitepe artık Türkiye ile özdeşleşmeli. Mısır piramitleri denilince akla nasıl Mısır geliyorsa buranın da artık öyle olması gerektiği ortadadır. Bizler hazırlıklarımızı artık buna göre yapacağız. ” ifadelerinde bulundu.

Şanlıurfa’nın merkez Haliliye ilçesinin, kent merkezine 18 kilometre mesafedeki Örencik Mahallesi yakınlarında bulunan ve ilk kez 1963’te İstanbul ve Chicago üniversitelerinden araştırmacıların yüzey çalışmaları sırasında fark edilen ören yerindeki kazılar, 50 yılı aşkın süredir devam ediyor.
Alman Arkeoloji Enstitüsü ve Şanlıurfa Müzesince 1995’ten beri ortaklaşa yürütülen çalışmalarda, Neolitik döneme ait boyları 3-6 metre, ağırlıkları da 40-60 ton olan, yabani hayvan figürlü “T” biçimli dikili taşlar bulundu.
Kazılarda aynı zamanda, 8-30 metre çapında dairesel ve dikdörtgen şekilli dünyanın en eski tapınak kalıntıları ve yaklaşık 12 bin yıl öncesine ait olduğu belirtilen 65 santimetre uzunluğunda insan heykeli gibi çeşitli tarihi eserler de gün yüzüne çıkarıldı.

Tarihi Fransız Foça Tatil Köyü eski günlerine dönüyor

Türkiye’nin ilk tatil köylerinden biri olan ve İzmir’in Foca ilçesinde bulunan tarihi Fransız Foca Tatil Köyü,AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın;ihalesi 49 yıllığına yapılıp tekrardan ülke ve yöre turizmine kazandırılacağı ifadesinde bulunması ile büyük bir ilgi gördü.

Yaklaşık 13 yıldır turizme kapalı olan tatil köyünün Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı yetkilileri ile görüşmelerinin neticesinde eski canlılığına kavuşması için gereken pürüzlerinin ortadan kaldırıldığını ifade Sayın Dağ;tesis işletmesinin 49 yıllığına kiralanması için ihaleye katılmak isteyenlerin müracatların en geç 20 Temmuz 2018 tarihine kadar yapmaları hatırlatmasında bulundu.

Faaliyette olmadığı süreç içerisinde yöre halkını ekonomik olarak yıprattığını ifade eden Hamza Dağ;ivedilikle tatil köyünün turizime kazandırılacağını ve 1967 tarihinde faaliyete girmesi ile Ülke çapında özel bir yer edinen tatil köyünün,aynı konumuna erişeceğini ifade etti.

Tarihi Milas evleri Turizimin Kalbi Olacak!

Uzunyuva Anıt Mezarı Arkeopark Alanı’ndaki tarihi dönemlere ait olan ve önemi de oldukça büyük olan evler turizm kalbi olarak belli bir yenilenme sürecinden de geçtikten sonra insanların hizmetine de açılması planlanıyor.

Muğla’nın Milas ilçesinde 2010’da gün yüzüne çıktığında “yüzyılın arkeolojik buluşu” olarak nitelendirilen Kral Hekatomnos’a ait anıt mezarın da bulunduğu Uzunyuva Anıt Mezarı Arkeopark Alanı’ndaki Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait 8 bina restore edilerek turizmin hizmetine sokuldu.

Bölgede ise turizm bakanlığının da aktif bir şekilde sürdürmüş olduğu proje kapsamında ise tarihi evler bir turist için ziyaret edilecek olan yerler listesine de girmeyi başaracak.Ülkemizde bu alanda yapılmış olan çalışmalar kapsamında yapılanları da baz aldığınız zaman her eski ev adeta yeni bir projeye dönüştürülüyor.Bakanlığımız bu konuda oldukça uzun soluklu çlaışmalar gerçekleştirmekten de çekinmiyor.

Yapılan çalışma kapsamında müzeyi ziyaret etme amacıyla gelenler her anlamda eserleri inceleyecek ve daha kapsamlı bir çalışma ile onlara ile ilgili her türlü bilgiyi de okuyabilecek. Karia Kralı Hekatomnos’a ait mezar odası ve alandaki çalışmalar ise Milas Müze Müdürlüğü başkanlığında, Kültür Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğünün tayin ettiği bilim kurulu danışmanlığında devam ediyor.Tarihi açıdan büyük bir öneme sahip olan bu yapıları görsellik olarak daha iyi bir hale getirebilmek amacıyla belli bir mozaik döşeme taşları ile üzerleri de boyanıp cilalanarak görünüm açısından da çk daha dikkat çekici hale getirilecek.
Savran yaptığı bir açıklamada ise bunların büyük bir öneme sahip olduğunu ve ilk defa bir halının müzede sergileceğini de belirterek:

“Unutulmaya başlanan Milas halıları gün yüzüne çıkarılarak tekrar sergilendiği ve korunduğu bir müze oluşturduk. Burada halı tezgahı başında halı dokuyan mankenlerle halıların nasıl dokunduğunu görsel olarak da sunduk. Geleneksel halı dokumacılığını yaşatmak ve öğretmek amacıyla müzede aktivasyon odaları oluşturduk.” dedi.
Tabi bu kapsamda çocuklar da unutulmadı.Restore edilen tarihi yapılar arasındaki bir bina ise küçük ziyaretçilere ayrıldı. Burada çocuklar için tarihi oyuncaklar bulunuyor.

Antalya’daki müzelere 380 bin kişinin ziyareti

cak-Nisan döneminde Antalya’daki müze ve örenyerlerini 380 bin kişi ziyaret etti, buradan 3.4 milyon gelir elde edildi.
Antalya’nın o eşsiz güzelliği,sahili,orman alanları,ve özellikle tarihi ile ön plandadır. Antalya birçok uygarlığı misafir ettiği için,,hem kültür farklılıkları,hemde orda zamanında yaşanmış olaylardan kalan baya bir
yapı,mezarlık,asker elbiseleri,kılıçlar vs baya eski malzemeler bulunmaktadır. Hal böylle olunca,her alan için yaklaşık olarak bir müze açıldığından,Antalya’da müze sayısı hayli bir artmıştır. Tarihi mekana bağlı olarak
müzelerin artması,tarihin değişik uygarlıklarına misafirlik yapmış antalya,dünyanın her tarafındaki farklı uygarlıklara halen de misafirlik yapmaya devam ediyor. Bu sene son 4 ay içiinde yaklaşık olarak 380 bin kişiye yakın
bir ziyaret gerçekleşmiştir.

Antalya Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü’ne bağlı müze ve ören yerlerinin Ocak-Nisan 2018 istatistikleri açıklandı.
Ocak-Nisan 2018 istatistiklerine göre yani son 4 aayda müze ve ören yerlerinin ziyaretçi sayısı 380.952 kişi, elde edilen gelir de 3 milyon 441 bin 822 lira oldu.
En çok ziyaret edilen müze ve ören yerleri, 87 bin 743 kişiyle Aspendos, 44 bin 585 kişiyle Antalya Müzesi, 42 bin 80 kişiyle Antalya Atatürk Evi ve 35 bin 580 kişiyle de Alanya Kalesi oldu.