BARIŞ MANÇO MÜZESİ

Demir bahçe kapısındaki heykeliyle karşılıyor sizi Barış Manço…
Bahçedeki domates, biber ve patlıcana selam vererek evin girişine yöneliyorsunuz. Henüz basamakları çıkarken, sesini de duymaya başlıyorsunuz unutulmaz sanatçının. Pek çok hayranının yıllardır beklediği de bu, Barış Manço’nun evini müze olarak görebilmek.

Yaklaşık 120 yıllık olan, İngilizler’den kalma bu köşk, Barış Manço’nun yıllarca hayalini kurduğu, Moda’daki diğer bu tip yapılar gibi yıkıma uğramaması için de uzun süre emek verip, 2. dereceden tarihi eser statüsüne aldırdığı bir yapı. Manço ailesinin yıllarca süren uğraşlarından sonra, Kadıköy Belediyesi tarafından Sunay Akın’ın danışmanlığında müze haline getirilerek halka açılan köşkte Barış Manço ile ilgili akla gelebilecek tüm eşyalar sergileniyor.

“O benim rüyam” dediği, bestelerini yaptığı kuyruklu piyanosu, sahne kıyafetleri, yüzükleri, aldığı ödüller, fotoğrafları, pasaportları, kravatları, kendi yaptığı çizimler, dünyanın dört bir yanından getirdiği antika eşyalar…

Köşkün her yerinden müziğin içinize dolduğunu hissediyorsunuz, içeri girdiğinizde yerlerde ve duvarlarda gördüğünüz şarkıların notalarında, piyano tuşları şeklinde düzenlenmiş merdiven basamaklarında, en alt kattaki kış bahçesinde bulunan kafede plak şeklindeki masalarda ve sol anahtarı şeklindeki sandalyelerde…

Barış Manço Müzesi açılış gününde sanatçının hayranları tarafından ziyaretçi akınına uğradı. Moda veya İstanbul sakinlerinin yanı sıra, Türkiye’nin pek çok ilinden gelen Barışseverler, müzeyi ilk gününde ziyaret etmenin heyecanını yaşıyorlardı. Barış Manço’nun eşi Lale Manço ve büyük oğlu Doğukan da gelen ziyaretçilerle tek tek ilgilendiler, sorularını yanıtladılar. Müzeyi gezen Barışseverler “10 puan, 10 puan, 10 puan” vererek, memnuniyetle ayrıldılar Moda’dan.

 

Bir cevap yazın