Hanna Hedman’ın mücevherleri ister boyuna ister duvara asılabilien, oluşturdukları gölgelerle ayrı bir boyut da kazanan, heykel niteliğinde yapıtlar.
Ekim sonuna kadar devam eden ¨Kaçış¨ sergisinde sanatçının dört farklı koleksiyonundan toplam 45 parça yer alıyor. Son koleksiyonu ¨İnsan Ağac¨ ise ilk defa SODA’da sergileniyor.
Çağdaş mücevher sanatının en çarpıcı örneklerinin görülebildiği çalışmaların bazılarında doğanın, bazılarında ise hüznün gölgeleri farkediliyor. Hedman, herbiri el yapımı olan parçaları oluşturmanın bazen haftalar sürebildiğini dile getiriyor.
Çalışmaları önümüzdeki günlerde İsveç’teki Falkensberg Müzesi’nde, küratörlüğünü Sofia Björkman’ın yaptığı “Inte bara bling-bling” sergisinde de yer alacak sanatçı, dünyanın ilgisini üstüne çekmeye devam ediyor.
Hedman’ın eserleri, Kuzey Avrupa’nın sade ve muntazam anlayışından uzak duruşunun yanında, insanoğlunun zayıflıklarından, karanlık yönlerinden ve ölümden ilham alarak, hayatın ne siyah ne de beyaz olduğunu ve çoğunlukla gri alanlarda yüzdüğünü hissettiriyor.
Duvara, tavana, boyuna ya da omuzlara asılabilen bu heykel mücevherleri 30 Ekim’e kadar SODA’da görebilirsiniz.
