Stil44 Derin Serisi

Bodrum evlerinin o sıcak, keyifli, yalın dokusu Stil44 Derin Serisi ile artık dileğiniz mekan ve şehirler de hayat bulabiliyor. Mavi ve beyazın dinlendirici tonları ile tasarlanan seri yaşadığınız mekanlara yeni bir soluk getiriyor. Geniş bir ürün çeşitliliği olan Derin Serisinde, aynadan lavaboya, sehpadan, duvar karolarına, dresuara , tabure ve duvar tabağına kadar pek çok seçenek yer alıyor. Hepsi el işi olan bu ürünler kişinin dilediği boyutlarda da üretilip hazırlanabiliyor. Bodrum ilimiz turistik bir yer olması hasebiyle böyle güzel dekorasyonları bünyesinde barındırıyor. Gelen turistleri hayran bırakan bu stil bodrumun hemen hemen her kesiminde işlem görmeye başladı. bu stilin Çok eskilere  dayanıyor olması da ayrıca bir gurur kaynağı.

Slogan olarak “Binyılların Miras”nı kullanan Stil44, dünya ve insan için olmazsa olmaz dört maddenin; yani toprak, su, ateş ve havanın birleşmesine insan eli değerek oluşturulan seramik sanatının binyılların ötesinden günümüze, bugünden de geleceğe armağan olduğunu vurguluyor ve özgün ürünlerini bu felsefe ile oluşturuyor.
Stil44,seramik sanatının herkes için ulaşılabilir olmasını ilke ediniyor.
Dekorasyonda kimlik oluşturmaya yönelik tasarım çalışmaları ile kişiye, firma kimliğine ve talebe özel üretim yapabilme esnekliğine sahip olan firma, oluşturduğu markayı yeni koleksiyonlar ile her gün daha yukarı taşımaya kararlı.

Bahar dekorasyon önerileri

Baharın gelmesiyle yaşam alanlarında hoş değişimlerin başladığını belirten ve küçük detaylarla evleri canlandırmanın önemine değinen Modoko Yönetim Kurulu Başkanı İ. Etem Özçelik dekorasyon önerilerinde bulundu.
İşte 5 adımda bahar dekorasyon önerilerine bakınız:

-Dekorasyon Detaylarda Saklı
Evlerde veya ofislerde en önemli unsurun minimal parçalarla sağlanan hareketlilik olduğunu vurgulayan Özçelik, “Küçük ama etkin parçalara yer verilmeli” değerlendirmesinde bulunuyor.
-Canlı Renklerle Gelen Bahar Havası
“Evlerde canlı renk kullanımı denildiğinde akla hemen rengârenk mobilya takımları gelmesin” diye açıklama yapan Özçelik “Detaylarda kullanılacak renkli parçalar hem daha havadar hem de canlı bir eviniz olmasını sağlar” dedi. Bunun için mavi bir sehpa ile salonunuzu veya kırmızı bir komodin ile yatak odanızı renklendirebilirsiniz şeklinde ekliyor.
-Çiçekleri Unutmayın
Türk ev yapısında genelde yeşil yapraklı, büyük saksılarda ve salonun köşesinde bulunan çiçekler kullanılır. Özçelik “Pek çok iç mimarın dekorasyon çalışmaları incelendiğinde balkon veya bahçe dışında büyük çiçekler detay olarak kullanılmaz, bunun yerine minimal daha canlı renklere sahip menekşe veya gerbera gibi çiçeklerle salon veya mutfak dekorasyonuna hareket ve canlılık katılır” ifadelerinde bulunuyor.
-Perdelere Renk Gelsin
Perde dediğimizde aklımıza ilk gelen renk beyaz veya ekru oluyor. Oysa dekorasyonda başlıca kahramanlar evlerin havasını anında değiştiren fon perdeler olmalıdır.
“Dekoratif bir görünüm için en önemli unsur renkli fon perde kullanımıdır” diyor Özçelik ve ekliyor “Basık evleri geniş gösteren beyaz tül perde veya güneşlik değil uçuk renkli fon perdeleridir”
– Duvarları Tekdüzelikten Kurtarın
Ev dekorasyonunda belki de gözden kaçırdığımız başlıca unsur; mobilyalar dahi yerleştirilmeden gerçekleşen duvar boyasıdır. Duvarlarımızı genelde tek bir renkte boyar ve duvar kâğıdı kullanmaktan çekiniriz. Dekorasyonun en temelinde cesur davranmak ve her duvarda farklı bir açı oluşturmak gerekir

Häfele Concept Project, Yapı Fuarı’nda lanse edildi

Dünyanın en önemli organizasyonlarından biri olan Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul, yapı sektörü profesyonellerini bir araya getirdi. 23 – 27 Mayıs 2017 tarihleri arasında gerçekleşecek fuar her yıl olduğu gibi bu yıl da ilk günden binlerce ulusal ve uluslararası ziyaretçiyi ağırladı. Fuarda, en dikkat çekici stantlardan birinin sahibi geleceğe ilham veren temaları ile Häfele oldu. Marka en yenilikçi çözümlerini birleştirdiği Häfele Concept Project’in lansmanını ziyaretçilerle gerçekleştirdi.

Yapı Fuarı’nın sektörün en önemli etkilerinden biri olduğuna dikkat çeken Häfele Türkiye ve Bölgesi İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, her yıl çok sayıda ziyaretçiyi ağırlayan fuarın önemli bir potansiyele sahip olduğunu vurguluyor. Fuarda Häfele Concept Project’i ilk defa görücüye çıkardıklarını anlatan Uytun, “Bu yıl fuarda 3 yeni koleksiyonu tüm müteahhit ve mimar iş ortaklarımızın beğenisine sunuyoruz.
Häfele Concept Project bir konutta bütün fonksiyonların, ihtiyaçların ve konforun bir arada sağlandığı ve şıklığın ön planda tutulduğu bir yapıda. Aynı zamanda, konutun bütçesine göre çeşitlenebildiği için gayrimenkul sektöründe satış artışını sağlayacak ve talep eksikliğini giderecek bir proje olduğunu söyleyebiliriz. Dünyanın ve Türkiye’nin geçirdiği ekonomik konjonktürünü göz önüne aldığımızda, kuvvetin talebe geçtiğini görüyoruz. Bu durumda talep daha seçici oluyor. Bu noktada da çözümün Häfele Concept Project olduğuna inanıyorum. Bu fuardan sonra sektör artık eskisi gibi olmayacak” ifadelerinde bulundu.

Gayrimenkul sektörüne yenilikçi bir bakış açısı
Fuarda, “Häfele Concept Project: Bütünsel Mekan Konseptleri ve İyi Fikirler” temasıyla yer alan Häfele, mekanın sınırlarını zorlayan mimari konseptlere de ilham veriyor. Oteller, kamusal alanlar, rezidanslar, stüdyo tipi daireler; yeni nesil tüm mekanlar için yenilikçi ürünler geliştiren Häfele, müteahhit, mimar ve proje üreticilerine konsept aşamasından mekânsal organizasyonlara da bütünsel bir çözüm sunuyor. Her konut projesine özel mekan konseptleri geliştiren, kullanıcının ihtiyacına ve yaşam tarzına uygun iyi fikirler öneren Häfele Concept Project, gayrimenkul sektörüne de yepyeni bir bakış açısı kazandırıyor.
Fuarın farklı mekanlarında işlevsel kullanıma göre hazırlanmış özel temalı alanlar, değişim ve dönüşüm kavramını estetik ve tasarım farkı ile ortaya koyarak, yeni zengin koleksiyonu ile yatırımcılardan mimarlara, üreticilerden nihai tüketicilere tüm kitlelere uygun çözümlerini ortaya koyuyor.

Köklü bir marka ve kalitenin temsilcisi
Häfele Concept Project, gücünü 90 yılı aşan deneyimi ve birikimiyle tüm dünyada mobilya ve kapı üreticilerinin yanı sıra prestijli projelerin ana tedarikçisi olan Häfele markasından alıyor. Dünya çapında sertifikalar ile desteklenen kaliteli ve uzun ömürlü ürünleri, konut satın alırken kullanıcılar tarafından yüksek oranda tercih sebebi oluyor.

Her ihtiyaca özel iyi fikirler
Konforu, işlevi ve verimi artıran benzersiz fikirler, düzenli ve kolay ulaşılır depolama sistemleri, stil uyumu olan estetik detaylar, yüksek teknolojiyle oluşturulmuş ergonomik çözümler; sürprizli, farklı ve akılcı mekanlar… Her kullanıcının her mekan için ihtiyacı ve beklentisi farklı olsa da Häfele Concept Project sisteminde, ona karşılık gelen bir “iyi fikir” mutlaka var.
Yapı Fuarı’nda “Häfele Concept Project: Bütünsel Mekan Konseptleri ve İyi Fikirler” teması altında 3 yeni koleksiyonun lansmanını gerçekleştiren Häfele, “Yeniliğin öncüsü olmak, bir adım önde olmak, gücünüze güç katmak için birlikte çalışmaya ne dersiniz?” sloganıyla konut üretim ve satış sürecinin tüm aşamalarında yer alan paydaşları birlikte çalışmaya davet etti.

Yaşam alanlarına uygun konseptler
Häfele’nin yeni konseptleri, Ahşap, granit ve paslanmaz çeliğin bir araya geldiği, kahve-tv ünitesi, gizli kasa, ayakkabılık gibi özel tasarımlarla konforu en üst düzeye çıkaran mutfak ve yaşam alanları, teknolojik yeniliklerle donatılmış çalışma alanları ile dikkat çekiyor.
Öğrenci rezidansları düşünülerek geliştirilen mekan konseptleri ise, çalışma köşesini yatağa dönüştürmek gibi en küçük alana en çok yaşamı sığdıran mucizevi çözümlerle dolu. Gardıroptan vestiyere, çalışma alanından atıştırmalıklara ayrılan özel bölüme kadar her ayrıntı, öğrencilerin yaşam alışkanlıklarına uygun.

Mimari çözümler de sergileniyor
Häfele, mekan konseptlerinin yanı sıra mimari projelere özel yenilikçi çözümler, renk ve stil sistematiği içinde sunulan özel tasarım kapı kolları ve kulplar ile özel kapı çözümleri gibi birçok yeni ürün ve çözümüyle de dikkat çekti.

Sur Çelik Kapı, yeni ürünlerini Yapı Fuarı’nda tanıttı

Çevreci, sürdürülebilir, dayanıklı ve en son teknolojiye uygun olarak geliştirdiği özel ürünlerle adından söz ettiren Sur Çelik Kapı, bu yıl 23-27 Mayıs tarihleri arasında TÜYAP Fuar Merkezi’nde gerçekleşen Yapı Fuarı – Turkeybuild İstanbul’da sergilediği 6 yeni ürünüyle fuara damga vurdu. Fuara geniş bir ürün yelpazesi ile katılan Sur Çelik Kapı, güvenlik ve teknolojiyi birleştiren yeni ve inovatif ürünleriyle fuar ziyaretçilerinden tam not aldı. Öte yandan Sur Çelik Kapı, fuarda ilk kez görücüye çıkardığı yeni nesil Sur Wall sistemiyle de sektöre yeni bir soluk getirdiğini kanıtladı. Doğal tasarımı ve güvenlik özellikleriyle etkili bir duruş sergileyen Sur Wall, ince ve zarif görüntüleriyle evlerde oluşturulmak istenen o doğal havayı en estetik şekilde yakalamanızı sağlıyor. Sur Çelik Kapı firmasının geliştirdiği ve antrelerle kapıların bütünleşmesini sağlayan Sur Wall, modern görünümü en klasik iç tasarımlarla bütünleştirerek, evin giriş kapısının ilk izlenim için önemli olduğunun farkındalığını tüm kullanıcılarına hissettiriyor. Sur Wall’in Sur Çelik Kapı’nın inovasyona bakış açısının bir kanıtı olduğunun altını çizen Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, doğal tasarımı ve güvenlik özellikleriyle etkili olan bu yeni nesil sistemini ince ve zarif görüntüleriyle evlerde doğal havayı yakalamaya yardımcı olacağını söyledi. Sıra dışı tasarım ve güvenliği bir arada sunduğu ürünleriyle kullanıcısının tarzını kapılara yansıtma imkanı sunan Sur Çelik Kapı, tüm ürünlerinde 14’lü merkezi kilit sistemi kullanarak güvenliği en üst düzeyde tutmayı kendine ilke ediniyor.

Yurtbay Seramik, ürettiği Bergama serisini tüketicilere tanıttı

Yurtbay Seramik tarafından üretilen Bergama serisi klasik ve zamansız banyoları yeniden şekillendiriyor. Güzel bir görüntüye sahip olabilmek adına ve aynı zamanda banyoda güzel zamanlar geçirmeniz için sizler için yeniden bazı şeyleri şekeillendirdi. Zamansız mekanların yeni tercihi Bergama, banyo tasarımınıza sıcak ve klasik bir doku kazandırırken, sıkılmadan uzun yıllar kullanabileceğiz sade şıklığıyla da göz dolduracak. Bergama serisi, 25×65 ve 45×45 ebatları, krem ve kahve renk seçenekleri ve Selçuklu dekoru ile tüketicisinin beğenisine sunuluyor.

AKDO, Türkiye’de yaşayan genç mimarlar için mimari tasarım yarışması düzenliyor

AKDO’nun 40 yaş ve altındaki, Türkiye’de çalışan genç mimarlar için düzenlediği davetli yarışma organizasyonunda, mermeri mimari ve tasarım projelerine entegre eden Silkar Madencilik’in inovatif mermer ürünü Akdolam kullanılarak geliştirilecek. Biyofilik Tasarım odaklı “Mermer Bahçe” tasarımları biraraya geliyor. Temmuz ayında Studio X’te sergilenecek iç mekan bahçesinde, Biyofilik Tasarım metodu aracılığıyla Akdolam mermer ürünleri doğal bir malzeme olarak bir araya getirilecek. Mermer bahçe, mermer ve doğal bitkilendirmeyi birleştiren ekolojik bir yaşam alanı için bir iç mekan pavilyonu olarak inşa edilecek.

AKDO Mermer Bahçe Jürisi Han Tümertekin, Nevzat Sayın ve Brigitte Weber’den Oluşuyor
Han Tümertekin, Brigitte Weber ve Nevzat Sayın’dan oluşan uzman jürinin belirlediği kısa listedeki beş genç mimardan Mermer Bahçe için konsept tasarım projeleri talep edilecek. Bu listeden önerilen tasarımlardan biri seçilecek ve Studio X galerisinin ana lobisinde inşa edilecek. Melike Altınışık Architects, kpm kerem piker mimarlık, Dm Architects, PIN Mimarlık ve Super Eight’den oluşan beş genç mimarlık ofisinin projelerinin tümü yine aynı salonda sergilenecek. Biyofilik Tasarım üzerine bir panelin ardından, kazanan ve inşa edilen proje 12 Temmuz-5 Ağustos tarihleri arasında sergilenecek Kazanan tasarım projesi, New York şehrinde bulunan Columbia University GSAPP’nin İstanbul’daki alanı olan Studio X’te uygulanarak, 12 Temmuz – 5 Ağustos 2017 tarihleri arasında sergilenecek. Sergi açılışında, doğal yüzey ve dokuları yeni tasarım tipolojileriyle insani çevrelere getiren strateji ve inovasyona odaklanan Biyofilik Tasarım ve mermer üzerine bir panel de gerçekleşecek. Sergi tasarımını gerçekleştiren Emedya Design’dan, mimarlık eleştirmeni ve küratör Gökhan Karakuş yarışma ve sergiyi de organize edecek.

Biyofilik Tasarım nedir?
Biyofilik Tasarım yaşadığımız, çalıştığımız ve öğrendiğimiz mekânların yenilikçi bir yolla tasarlanmasıdır. Biyofilinin bir uzantısı olarak biyofilik tasarım, doğal malzemeleri, doğal ışığı, bitkilendirmeyi, doğal görünüşleri ve doğal dünyanın diğer deneyimlerini çağdaş yapı çevresine taşıyor. Doğal bir malzeme olarak mermer eşsiz ve doğal estetiğiyle insanoğlunun en eski inşa malzemelerinden birisidir. Aynı bloğun bir parçası olmasına rağmen her mermer plakası bir sonrakinden her zaman farklıdır. Bu şekilde mermerin renk ve dokularında bulunan çeşitliliği oluşturan doğanın desenleri, farklı tonlarda geçiş ve gölgeler oluşturarak mermer formlarında geniş bir yelpazede gerçek sanat eserleri oluşturur. Her parçayı ayırt edici kılan eşsiz renk ve desenlere sahip doğal taş, Biyofilik Tasarımı uygulamak için ideal bir yoldur.

AKDO ve Akdolam ile Biyofilik Tasarım
AKDO, mermer yüzeyleri modern inşa teknikleriyle entegre etmek için bir çözüm olarak, Silkar Madencilik tarafından üretilen, mermerin daha esnek ve mekanik uygulamasını ve Biyofilik değerlerin iç mekanlara taşınmasını mümkün kılan yenilikçi bir laminat ürünü olan AKDOLAM’in uygulamasını önerir. Mermerin çağdaş mekânlara entegresini yeni bir açıdan sağlayan AKDOLAM lamine mermer özellikleri, yaşam alanları için doğal ve konforlu Biyofilik tasarımı oluştururken onu ideal bir yapı malzemesi yapan lamine mermerin hafifliğini, daha az mermer kullanıldığı için mali verimliliği, nakliye ve uygulama kolaylığını, tasarım esnekliğini ve sağlamlığını da içerir.
Mermer ve bitkilerin uyumunun gerçekleştirilmesi üzerine olan yarışmada Biyofilik Tasarım’daki ekoloji odağı, oturma ve yansıtma için iç mekanlarda ışık, yeşillik ve mermerin organik görsel ve dokusal özellikleriyle bir tasarım oluşturmak. Alüminyum honeycomb ve cam arka planlı AKDOLAM ürünleri doğal renk ve ton çeşitliliğiyle, renk birlikteliği ve uyumu için sınırsız tasarım ve estetik imkanlar sağlarken; üretim ve mekanik inşa esnekliğini de mümkün kılar. Her AKDOLAM parçası, mimar ve iç mekan tasarımcılarının projelerine göre özel olarak üretilebilirken; yenilikçi tasarım imkanı dijital üretim yöntemleriyle daha esnek mermer uygulamalarının gerçekleştirilebilmesini sağlar. “Mermer Bahçe”, Biyofilik Tasarım’la bugün şehirlerimizdeki çağdaş yaşam kalitesini geliştirirken doğal “çevreler” tasarlamak için eşsiz yapısal ve estetik çözümler geliştirmek adına genç mimarları yarışmaya davet eder.

AKDOLAM’in diğer özellikleri
1-Arkasında kullanılan malzemelerin çeşitlilik imkânı: alüminyum honeycomb, fiberglas, seramik ve cam.
2-Çeşitli uygulama teknikleri aracılığıyla mermer panele göre 3 kat daha hızlı olan uygulama süreci.
3-Hafiflik – AKDOLAM Honeycomb paneller 3 cm’lik masif mermer taş panellere göre 5 kat daha hafiftir.
4-Güç – 3 cm’lik mermer panellere göre gücü 60 kat daha yüksektir.
5-Yüzey çeşitliliği, cilalı, honlu, yakılmış, çekiçlenmiş, kumlanmış yüzey bitirmeleri
6-Ekolojik – Doğal taş plakalarına göre azalan atık miktarı

Koleksiyon Mobilya, Almanya’da yeni mağazasını açtı

Deneyimlerle değer kazanan ve kişiselleşen yaşam alanları için tasarımlar sunan Koleksiyon, yatırımlarına hız kesmeden devam ediyor. Yurt içi yatırımlarının yanı sıra; yakın zamanda Amerika ve İngiltere gibi önemli coğrafyalarda yaptığı yurt dışı faaliyetleriyle dikkat çeken Koleksiyon, Almanya Düsseldorf’taki Medienhafen’de bulunan mağazasını açtı. 800 m2 alanda finanstan eğitime, ofislerden kamu alanlarına uzanan farklı sektör ve mekanlara yönelik tasarım çözümleri sunulan yeni mağaza, Koleksiyon’un Avrupa’daki ticari ve marka faaliyetlerinin geliştirileceği yeni merkez noktası olacak.
Açılışa Türkiye’den gelen isimler arasında mimarlar Gürhan Bakırküre, Atilla Kuzu ve Levent Çırpıcı yer alırken; Almanya’nın iş, mimarlık ve medya çevresinden önemli isimler de ağırlandı.

Mağazanın açılış gecesinde, Koleksiyon Tasarım ve Marka Direktörü Koray Malhan’ın bugüne kadar 25 ülkede 12 bini aşkın mimara ulaşan “Design & Pathos” isimli konferansı da beğeni topladı. Konferansta “Biz neyi, neden ve nasıl üretiyoruz? Ürettiklerimizin çevreyle etkileşimi nasıl gerçekleşiyor?” gibi soruların önemine değinen Malhan, “Fonksiyonellik ve insanın yaşayış, iş yapış biçimlerini, etkileşimlerini sorgulamak üzerine düşünmeliyiz. Bu, sadece mobilya yaparak mümkün değil. Bu yüzden sadece tasarım disiplinini değil, tasarımın farklı disiplinlerle olan etkileşimini, disiplinlerarası diyaloglarını da incelemek lazım. Bu konferans, aslında müzik, semiyoloji, dil bilimi ve mimari teorileri birlikte inceleyip insan aklının yolculuğunu, neresinde olduğumuzu ve tasarımın buradaki duruşunu ele alıyor. Bu diyalogların altını çizdiği önemli bir konu da, modernizmle birlikte hayatımıza giren izleyicinin de işin içine girmesi. Bir eser ortaya çıkınca kapalı kalmıyor, bakan da izleyen de işin içine katılabiliyor. Müzikte, resimde artık birçok sanatta böyle.” dedi. 2017’nin yeni ofis tasarımı konsepti olan Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı’nın da bu anlayış çerçevesinde katılıma açık öneriler sunmak üzere şekillendiğini belirten Malhan, “Yeni ofis tasarımlarımız çalışma alanları ve kurgularındaki esnekliklerin geldiği noktaları, tasarımın farklı sanat disiplinleriyle olan etkileşimini birey, zaman ve mekan düzleminde irdeliyor. Yeni konseptimizle çalışma ortamlarının kurgusunu bir dekorasyon unsuru olmanın ötesine taşıyıp; bir çağı anlama gayreti olarak değerlendirmek, alışılmışın dışında sorular sormak ve disiplinler arası yeni diyaloglar başlatmayı hedefliyoruz.” dedi.

Koleksiyon Yönetim Kurulu Başkanı Doruk Malhan, yeni bir mağaza açmanın kendilerini heyecanlandırdığını belirterek hedefleri hakkında şunları söyledi: “Kurulduğumuz 70’li yılların başından bu yana sürekli kendini yenileyen ve gelişim eğilimini sürdüren bir marka olduk. Şu anda yurt içinde 12, yurt dışında ise 32 noktada operasyonlarımızı yürütüyoruz. Yurt dışındaki büyümemiz hızla devam ediyor ve yeni açılan Düsseldorf mağazamız bunun göstergelerinden biri. Son beş yılda yüzde 20 oranında büyüdük. 2016 yılını ise 150 milyon TL ciro ile tamamladık. Bugün burada, Avrupa merkezimiz olarak konumlandırdığımız Düsseldorf mağazamızın açılışı için bulunuyoruz. Mağazamız bizim için başta Almanya olmak üzere Fransa, Hollanda ve Polonya gibi Avrupa’nın diğer ülkelerindeki bağlantılarımızı, iş diyaloglarımızı ve müşterilerimizin beklentilerini yöneteceğimiz bir hizmet noktası oldu. Bununla birlikte Almanya mağazamızı sadece bir ihracat noktası olarak değerlendirmiyoruz; Avrupa’da kurumsal yapısı ve organizasyonu olan, gelecekteki gündeminde üretim yatırımlarının da yer aldığı bir potansiyele sahip. Almanya’daki mevcudiyetimizin sadece ticari değil, büyük ölçüde bir marka yatırımı olduğunu söyleyebiliriz. Avrupa pazarında mimarlarla diyalog kurmak ve bu alanda hizmet sunmak bizim için oldukça önemli. Koleksiyon olarak çalışmalarımıza hız kesmeden devam edeceğiz.”

Koleksiyon’un Avrupa’daki ticari ve marka faaliyetlerinin merkezi olan yeni mağaza, Ren Nehri kıyısında, şehrin önemli mimari merkezi olan Medienhafen bölgesinde yer alıyor. Geçmişte yük limanı ve ambar alanı olarak bilinen bu bölge, 1990’lı yıllardan itibaren kentsel dönüşüme girerek bir ofis, alışveriş, kültür ve yaşam merkezine dönüşmüştür.
1997 yılına kadar eski bir depo binası olarak kullanılan ve bu tarihte Almanya’nın ünlü mimarlık firması Ingenhoven Architects tarafından dönüştürülen Koleksiyon Düsseldorf mağazası, Mimar Frank O. Gehry’nin ünlü yapıtı Der Neue Zollhof’a yürüme mesafesinde; Mimar Steven Holl ve Mimar David Chipperfield tarafından tasarlanan yapıya bitişik konumda bulunuyor.
İç tasarımı Koleksiyon Marka ve Tasarım Direktörü Koray Malhan tarafından detaylandırılan mağaza, Kaistraße 16a’nın giriş katında bulunuyor. 50 metrelik uzun cam ön cephesiyle ziyaretçilerine muhteşem bir Ren Nehri’nin manzarası sunan merkezde, Koleksiyon’un başta Self-Organised Workplace / Kendini Kurgulayan Çalışma Alanı serisi olmak üzere, pek çok ödüllü tasarım yer alıyor. Mağazanın iç yapılandırılması, binanın tarihi dokusu ve özgünlüğü korunarak Koray Malhan tarafından yeniden tasarlandı.

Antalya’da En Güzel Bahçe ve Balkon’lar yarıştı

Antalya’da çevreyi güzelleştirmek, halkın çevre düzenlemesi ve kent peyzajına ilgisini teşvik etmek, yeşil dokuyu çoğaltmak, çevre bilincini ve sevgisini artırmak, görsel kalitesi yüksek kentsel mekanlar oluşturmak hedefiyle düzenlenen “En Güzel Balkon ve Bahçe” yarışmasına 121 başvuru yapıldı.
Jürinin yaptığı inceleme sonunda, En Güzel Balkon kategorisinde Lütfi Yazkan birinci, İrfan Ünver ikinci ve Mine Özer ise üçüncü oldu. En Güzel Konut Bahçesinde birinciliği Gül Uysal, ikinciliği Feray Aksoy, üçüncülüğü ise Kerime Göbüş elde etti.

En Güzel Apartman Bahçesinde Şeyda Adıbelli birinci, Tuba Melekoğlu ikinci, yerleşik Almanya vatandaşı Anna Barbara Stuertz üçüncü oldu. En Güzel Site Bahçesi kategorisinde ise Sedat Timur birinci oldu, ikinciliği Kadir Çetin ve üçüncülüğü ise Sunay Ethemoğlu kazandı.
En Güzel İşyeri Bahçesinde Himmet Öcal birinciliği elde etti. Hüseyin Küçükcoşkun ikinci, Ömer Faruk Yıldız da üçüncü oldu.
Antalya Büyükşehir Belediyesi önünde düzenlenen törende, her kategoride birincilere 4 bin, ikincilere 2 bin, üçüncülere de biner lira para ödülü ile çiçek verildi.

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, burada yaptığı konuşmada, çiçek şehir olma hedeflerinin yıllar öncesine dayandığını belirterek, eskiden kentin portakal çiçeği kokan, begonvil, akşam sefalarıyla dolu olduğunu dile getirdi.
2009’da altyapıyla uğraştıklarını ifade eden Türel, EXPO 2016 ile de çiçek şehir projelerini başlattıklarını, vizyonlarıyla da “Uluslararası Çiçek Açan Şehirler” yarışmasında dünya ödülünü kazandıklarını anımsattı.

Ardından “En Güzel Bahçe ve Balkon” yarışmasını başlattıklarını belirten Türel, emek vererek balkon ve bahçelerini güzelleştirenlerin kente de katkı sunduğuna dikkati çekti. Çevre hassasiyetini farkındalık haline getirmek istediklerini anlatan Türel, katılımın her geçen yıl arttığını söyledi.
Ödülünü, Halisdemir’in oğlu için aldı
En Güzel Balkon kategorisinde ikinci olan Emekli Astsubay İrfan Ünver, ödülünü Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişiminin seyrini değiştiren Astsubay Ömer Halisdemir’in oğlu Doğan Ertuğrul Halisdemir için aldı.

Ünver, üç yıldır bahçeyle uğraştığını ve evinin balkonunu çiçek bahçesine çevirdiğini belirterek, kazandığı 2 bin liralık para ödülünü 15 Temmuz’da şehit olan Atsubay Halisdemir’in oğluna göndereceğini anlattı.
“Şu anda balkonlarımıza değil perdelerimizin arkasından dışarıya ‘Çocuklarımız geldi mi?’ diye bakıyor olacaktık. Halisdemir, çok önemli bir kalkışmayı önlemiştir.” diyen Ünver, kendisinin de sürekli Doğu illerinde görev yaptığını, Şırnak Silopi’den emekli olduğunu anlattı.
Göreve giderken şehit olmak için evden aileleriyle helalleşerek ayrıldıklarını dile getiren Ünver, “Ama biz teröristlerle mücadele ettik. Normal görevimizdi. Ama Halisdemir, kendisinden kat be bat rütbeli, o anda olay tam anlaşılmamış ama yine de durumu tespit ederek, bu kalkışmayı önlemiştir. Çünkü özel kuvvetler ele geçseydi, o kalkışma maalesef gerçekleşmiş olabilirdi. Onun için 2 bin liralık ödül aldım ve bunu Ömer Halisdemir’in oğluna göndereceğim.” diye konuştu.
Ünver, balkonunda yaklaşık 500 çiçek, hurma, portakal, mandalina, limon, kamkat ağaçlarının olduğunu anlattı

Koleksiyon Mobilya’dan KDV indirimi

Ev ve ofise dair şık ve fonksiyonel tasarımlarını tüketiciye sunan Koleksiyon, evini yenilemek isteyenlere, yeni evlenecek çiftlere ve ofislerine yeni bir düzen getirmek isteyenlere özel fırsatlar sunuyor.
30 Eylül’e kadar uzatılan ve tüm ürünlerde geçerli yüzde 10 KDV indirimine ek olarak; kanepe, koltuk, sehpa, sandalye, çalışma masası, depolama ünitesi ve aydınlatma dekoratif objelerden kanepelere, sandalyelerden büfelere kadar uzanan seçili tasarımlar, Bahar Fırsatları kampanyası ile seçili ürünlerde geçerli indirimlerle sunuluyor.
Koleksiyon’un Bahar Fırsatları ile yaşam ve çalışma alanlarınıza yenilikçi ve fonksiyonel tasarımları avantajlı fiyatlarla dahil etmek için en yakın Koleksiyon Mobilya mağazasını ziyaret edebilirsiniz.

Samsung, 21 Milyon Dolar Ar-Ge yatırımıyla geliştirdiği üçgen tasarımı

Samsung Electronics ödüllü, duvara monte Wind-Free rüzgârsız serinlik teknolojisine sahip klimasını Ortadoğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde ilk kez Türkiye’de tanıttı. Samsung MENA Bölgesi Beyaz Eşyadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Gary Geum Chan Lee ve Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü Mert Gürsoy katılımıyla düzenlenen etkinlikte Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr.Elif Gürkan da bilinçsiz klima kullanımının oluşturduğu sağlık sorunlarıyla ilgili bilgiler verdi.
Dünyanın en büyük tüketici elektroniği fuarlarından CES 2017’de görücüye çıkan, “dünyanın çarpmayan ilk ve tek duvara monte kliması” Samsung Wind-Free, rüzgârsız serinlik teknolojisi ile sektörde yeni bir dönem başlatıyor.

Samsung’un yaptığı tüketici araştırmalarında klima kullanıcılarının %86.6’sı, baş ağrısı yapması ya da klima rüzgarının doğrudan vurması gibi nedenlerle klimayı boş alana üfleyecek şekilde ayarladıklarını belirtiyor. Bu doğrultuda tasarlanan Samsung Wind-Free klima, tüketici taleplerine yanıt veriyor ve tüketici memnuniyetine odaklanıyor.

Samsung’un dünyada Nesnelerin İnterneti trendine liderlik ettiğini vurgulayan Samsung Electronics Türkiye Tüketici Elektroniği Satış ve Pazarlama Direktörü Mert Gürsoy, “Samsung olarak ‘Dünyaya ilham ver, geleceği tasarla’ vizyonumuz çerçevesinde sanal gerçeklik, yapay zeka, Nesnelerin İnterneti gibi teknolojilerle geleceğe yön veren ürünler geliştiriyoruz. DNA’mızdaki inovasyon ve tasarım anlayışımızı yıllık 14.1 Milyar Dolar Ar-Ge yatırımımızla destekliyoruz. IoT alanında beyaz esya ürünlerinin çok yakın zamanda 2’inci sırada yer alması öngörülüyor. Bu anlayışla 2020 hedefimizi, tüm ürünlerimizin IoT uyumlu olmasını şeklinde belirledik. IoT teknolojisi ile sadece bugünün tüketicisini değil, geleceğin tüketicisini de adresliyoruz. CES inovasyon ödülü alan Wind-Free klimamızı Türkiye’deki tüketicilerle buluşturmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.”

Türkiye’nin MENA bölgesi klima pazarında Suudi Arabistan’dan sonra ikinci sırada bulunduğunu ifade eden Gürsoy, şöyle dedi: “Türkiye, Samsung Global’de beyaz eşya alanında önde gelen pazarlar arasında yer alıyor. Samsung Global içinde Samsung Türkiye olarak 11’inci sırada geliyoruz. Türkiye, sosyal ve ekonomik açıdan güçlü bir potansiyel sergiliyor. Bu nedenle Samsung, rüzgârsız serinlik teknolojisine sahip Wind-Free klimasının MENA bölgesinde ilk lansmanını yapmak üzere Türkiye’yi seçti.”
Pazara ilişkin veriler de paylaşan Gürsoy, geçen yıl Türkiye’de klima pazarının adet bazında %25, TL bazında ise %47 büyüdüğünü kaydetti. 2017 yılında da pazarın aynı oranda büyümesini beklediklerini ekledi. Gürsoy şöyle devam etti: “Bu yıl klima alanında %9 olan pazar payımızı Wind-Free klima ile %14’e taşımayı hedefliyoruz. 21 Milyon Dolar Ar-Ge yatırımıyla geliştirdiğimiz Samsung Wind-Free rüzgârsız serinlik teknolojisine sahip klima, aynı zamanda pazarı büyütecek önemli bir etkiye sahip olacak.

Samsung Wind-Free, rahatsız edici bir rüzgâr oluşturmadan konforlu bir serinlik düzeyini muhafaza ediyor. Serin hava, klima üzerinde yer alan 21 bin mikro hava deliğinden dağılıyor. Wind-Free, önce odayı Normal Soğutma Modu’nda soğutuyor ve oda sıcaklığı istenilen düzeye ulaştığında otomatik olarak Wind-Free Rüzgârsız Serinlik Modu’na geçiyor. Böylece rahatsız edici hava akımlarından uzak, insanı üşütmeyen gerçekten konforlu bir iç mekan elde ediliyor. Bu sistem, Hızlı Soğutma Sistemi ile kıyaslandığında enerji tüketimini yüzde 72’ye kadar düşürüyor.
Wi-Fi erişimi olan Wind-Free klima, Samsung’un sağladığı Akıllı Ev (Smart Home) uygulaması ile her yerden kontrol edilebiliyor. Böylelikle kullanıcılar kolaylıkla sıcaklığı düzenleyebiliyor, ayarları yapabiliyor, performansa ve günlük enerji kullanımına ilişkin gerçek zamanlı güncellemeleri ya da gerektiğinde tamir işlemi için çözüm önerilerini alabiliyor.

Toplantıda konuşan Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı Dr. Elif Gürkan, bilinçsiz klima kullanımının olumsuz etkileri ve klima kullanımında dikkat edilmesi gereken noktaları anlattı. Gürkan, şöyle konuştu: “Direkt olarak soğuk havaya maruz kalmak boyun, bel ve sırtta tutulma ve kulunç olarak bilinen ağrılara neden olabilir. Bu ağrılar ve spazmlar hâlihazırda bir omurga hastalığı olan kişilerde daha şiddetli olarak hissedilebilirken sağlıklı bireylerde daha kısa süreli bir rahatsızlık oluşturur. Ne yazık ki, bilinçsiz klima kullanımının sonuçları basit tutulmalarla da sınırlı kalmayabilir. Bu yüzden mekânın eşit ve rüzgârsız bir şekilde serin tutulması oldukça önemlidir. Rüzgârsız serinlik teknolojisine sahip yeni nesil klimalar soğuk hava üflemeden iç mekanları stabil bir sıcaklıkta ve serin tuttukları için bu şikayetleri azaltabilir.”

Yurtbay Seramik’in Mono serisi beyaz ve fildişi renkleriyle tanıtılıyor

Yurtbay Seramik, yeni geliştirdiği Mono serisini tanıttı. Klasik ve zarif Mono, tıpkı Chopin’ın Spring Waltz bestesi gibi sıcak, zarif ve klasik notaları içinde barındırıyor.
Evinize yepyeni bir klasik zarafet tutkusu katacak Mono serisi, zarif ihtişamı seven herkesin ruhuna ve gözüne hitap edecek. 20×20 ve 60×60 ebat seçenekleri, beyaz ve fildişi renkleriyle baharın zarif ve canlı tonlarına klasik ve zarif bir dokunuş katarken, içinizdeki güzel duyguları harekete geçirecek. Mono serisinin renkleri beyaz ve fildişi olup; ultra beyaz parlak, fildişi parlak, fildişi antiasit, beyaz parlak, süper beyaz mat şeklinde seçeneklendiriliyor.

Çanakkale Seramik, prestijli koleksiyonu Wabi’yi tüketicilerin beğenisine sundu

Seramik karoda geliştirdiği özel tasarımlarla bilinen kalıpların ötesine geçerek, tüketici tercihlerinde ilk sıraya yerleşen Çanakkale Seramik, büyük ebatlı yeni koleksiyonlarında, şıklığı ve görsel zenginliği bir arada sunuyor. Çanakkale Seramik’in, çimento, taş ve mermer yüzeylerden esinlenerek 34×111 ve 60×60 cm gibi büyük boyutlarda hayata geçirdiği iddialı koleksiyonu Wabi, natürel renkleri ve doğal dokusu ile sadelik ve nesnelliği yansıtıyor. Seri içinde yer alan parlak ve saten yüzey alternatifleriyle birlikte derin yapıdaki kalıpları ile yeni dekor anlayışı sunan koleksiyon, yeni kullanım alışkanlıklarını da beraberinde getiriyor.

Stil sahibi mekanlar
Çanakkale Seramik’in sistemsel bakış açısını ortaya koyan Wabi koleksiyonu, ilk defa sunulan farklı yüzey ve az birimle, ‘modernden klasiğe’ farklı seçeneklere imkan sağlamasını temsil ediyor. Özellikle ev dekorasyonu ile ilgili yenilikleri ve trendleri takip eden tüketicilerin beğenisini kazanan Wabi koleksiyonu; evlerin şık ve çekici olmasını isteyenlere ‘Koru’, ‘Iwa’, ‘Maburu’ ve ‘Shiro’ serileri ile 4 farklı seçenek sunuyor.

Wabi ‘Koru’ serisi mekanlara hareket katıyor
Wabi koleksiyonunun çimento beton görünümünde geliştirilen serisi ‘Koru’, tasarım trendleri doğrultusunda giderek yaygınlaşan beton kullanımını yaşam alanlarına taşıyor. Beton tipolojisinin güçlü görünümü ile derin 3 boyutlu kalıp görüntülerini birleştirerek, mekana beklenmedik bir hareket katıyor. Kemik, bej ve vizon renklerinde üretilen 34×111 cm mat rektifiyeli duvar karoları ve rölyefli dekorlarının yanı sıra, 60×60 cm mat rektifiyeli sırlı porselen yer karoları ile konut içi, banyo, otel, ofis, kafe ve restoranlarda modern seçenekler sunuyor.

Wabi ‘Iwa’ serisi ile şık ambiyanslar
Doğaltaş tipolojisindeki Wabi ‘Iwa’ serisi, koleksiyon içinde saten ve mat görünümü arayanlar için zamansız bir stil sunuyor. ‘Iwa’ serisi, 34×111 cm boyutunda, mat rektifiyeli duvar karoları ve rölyefli dekorlarının yanı sıra, 60×60 cm ebatlı mat rektifiyeli sırlı porselen yer karoları ile birbirinden şık ambiyanslar oluşturuyor. Greige, Off-White ve Lime renklerinde üretilen ‘Iwa’ serisi konut içi, banyo, otel, ofis, kafe ve restoranlara yalın ve şık seçenekler getiriyor.

Wabi ‘Maburu’ elegan klasik tarzı mekanlara taşıyor
Mermer tipolojisindeki Wabi ‘Maburu’ serisi, parlak yüzey çeşidi ile modern mekanlara uyum sağladığı kadar, elegan klasik tarz oluşturmak isteyen kullanıcılar için de tercih sebebi. Koleksiyon içinde yer alan geniş süpürgelik birimiyle, klasik dokunuş arayanlar için sofistike bir kullanım öneriyor. ‘Maburu’ serisi, bej ve gri renklerinde üretilen 34×111 cm ebatlı parlak rektifiyeli duvar karoları ve rölyefli dekorları ile birlikte, 60×60 cm parlak, rektifiyeli ve lappaturalı düsük su emmeli yer karoları ile tüketicinin beğenisine sunuluyor.
Wabi ‘Shiro’ ile çağdaş görünümden klasik dokunuşlara
Wabi ‘Shiro’ serisi, banyonun vazgeçilmez rengi olan beyazı, farklı dekoratif elemanlarla mekanlara taşıyor. 3 boyutlu kalıpların mekana kattığı farklılığı, altın ve gümüş kullanımlarıyla destekleyen ‘Shiro’ serisi, mekanlarda kullanıcının isteği doğrultusunda modern ve çağdaş bir görümünden klasik dokunuşlara kadar birçok farklı kullanım sağlıyor. 34×111 cm mat ve parlak rektifiyeli beyaz renkli duvar karoları ve rölyefli dekorları, kullanıldığı mekanlara cazibeli bir hava katıyor.