Şakirin Camisi

İstanbul Üsküdar Karacaahmet Mezarlığı’nın girişinde yer alan ve 10 bin metrekarelik bir alana inşa edilen Şakirin Camisi’nin kapalı ve açık otoparkı bulunuyor.
Caminin içerisi, 500 kişilik bir cemaat alabilecek kapasitede. Caminin projesi mimar Hüsrev Tayla tarafından hazırlanmış.  Arapça ”müteşekkir” anlamına gelen Şakirin Camisi, yaklaşık 4 yılda tamamlanmış. Dekorasyonunda Kayseri taşı, bronz-ahşap gibi malzemeler kullanılarak, sade, modern ve estetik bir ibadethane olarak tasarlanmış. 35 metre yüksekliğinde 2 tane minaresi olan caminin kapalı ibadethanesinin üzerindeki kubbesi, alüminyum kompozit olarak seçilmiş.

Sancaklar Cami

İstanbul’da yer altına inşa edilen Büyükçekmece Sancaklar Camii, Mimar Emre Arolat tarafından yapılmış.  Dünya Mimarlık Festivali’nde birinci olan Sancaklar Camii, alışagelmiş camilerden farklı yapısıyla dikkat çekerken, Hz. Muhammed’e ilk vahyin geldiği Hira mağarasından esinlenerek inşa edilmiş. Bu güzel proje’nin yapılmasıyla ilham kaynağı olmuş ve diğer yapıların inşaasında örnek olabilecek seviyededir.

 

Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi

Deprem riski nedeniyle yıkılan ve yeniden yapılan İstanbul’daki Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Camisi, 23 Ekim 2015’te ibadete açıldı.  Mimar Hilmi Şenalp’in, İslam dünyasında kullanılan bazı motifleri tek bir camide toplayıp yeni bir cami stili geliştirerek yaptığı cami, gündüz hava ne kadar karanlık olursa olsun elektrik kullanmaya gerek bırakmayan dışarıyı görebilen 12 ayak üzerine kurulu. Bu güzel proje görenleri kendisine hayran bıraktırıyor. Bütün beğenileri üzerine toplayan bu yapıt özellikle deepreme dayanıklılığı ile dikkat çekiyor.

Artvin’de ilginç bir kütüphane

Artvin Çoruh Şehir yerleşkesinde 4 bin 500 metrekare alan üzerine inşa edilen kütüphane, üç kitabın bir masa üzerine simetrik olarak konumlandırılmış görüntüsüyle dikkat çekiyor. Ülkemizde buna benzer yapılar ve düşünceler olsada mimari olarak böyle bir yapıt yoktur. İnsanları kütüphaneye teşvik etmek amacıyla oluşturulan bu yapıt son derece güzel ve beğeni toplamıştır.

Rönesans Tower

İstanbul Anadolu yakasında gelişen ofis bölgelerinden Kozyatağı’nda, İstanbul Finans Merkezi’ne yakın bina, toplam 44 kattan oluşuyor. 205 metre uzunluğu sahip tek kulede inşa edilen Rönesans Tower, toplam 85 bin metrekare inşaat alanına sahip. Projede 43 bin metrekare ofis alanı bulunuyor. Bölgedeki satış değerlerine bakıldığında, satış işleminin metrekaresi 5 bin dolar üzerinden gerçekleştiği kulislerde konuşuluyor.

Şirketlerin ofis kiralarken önem verdiği kriterlerinden biri metroya yakınlık. Bu proje de Kadıköy-Kartal metro hattına yakın olup, Kozyatağı metro istasyonuna yürüme mesafesinde bulunuyor. Projenin hemen yanında Marriott Asia Oteli bulunuyor. Bina, çevreci özellikleriyle de LEED sertifikası sahibi. Şimdiden Anadolu yakasının sembol binalarından olan projede, çalışanların ihtiyaçlarını karşılayacak restoran ve kafeler, toplantı odaları, market, kuaför gibi birimler de olacak.

Modern Mehmet Çavuş Cami

Mimarisiyle ilgi çeken İstanbul’daki Kozyatağı Modern Mehmet Çavuş Camii, 1997 yılında ibadete açılmış. Caminin mimari yapısında ana kubbenin dört tarafı, üçerli yatay beşik örtü sistemiyle örtülmüş. İbadet merkezi olan bu caminin bulunduğu mekana göre de uyumlu olması bu projeyi daha da önemli kılıyor. Geçmişten günümüze birçok cami yapılmış ve ibadethaneye açılmıştır. Bu da öyle güzel ve hayırlı bir proje olması bizi ziyadesiyle memnun etmekte.

QNB Finansbank Kristal Kule

İstanbul’daki 41 kat yüksekliğindeki QNB Finansbank Kristal Kule, 6 yüzeyli köşegeninden simetrik kesik bir kristal formuyla ilgi çeken yapılar arasında yer alıyor. Bina, Mimar Henry N. Cobb ve José Bruguera tarafından tasarlanmış. Bu tür yapıların ülmizde yapılması hem ilham kaynağı hemde ülkemizin görünümünü değiştiriyor. Görenleri kendine hayran bıraktıran bu proje bütün beğenileri üstüne topluyor.

Rize’de ilginç bir yapı

Arazi yapısından kaynaklanan sorunlara vatandaşların farklı çözümler üretmesiyle dikkati çeken Rize, neredeyse her ilçesindeki ilginç evleriyle ziyaretçilerini şaşırtıyor. Güneysu ilçesine bağlı Gürgen köyünde yaşayan Bilal Atasoy da kayalara çelik halatlarla bağladığı evinde yaşamını sürdürüyor. Yıllar önce arazisindeki yamaçta bulunan büyük kaya kütlesini oyan Atasoy, bu alana 6 metrekarelik tek odalı ahşap yapı inşa etti. Atasoy, evini sağlamlaştırmak için çelik halatlarla çevredeki kayalara bağlayarak farklı bir yapıya imza attı.

Ankara Gölbaşı kültür merkezi

Ankara Gölbaşı Belediyesi’nin kültür merkezi olarak kullandığı bina kitap şeklinde tasarlanmış ve şu an kütüphane olarak hizmet veriyor. Gittikçe google ve sosyal medyayı daha çok kullandığımız için araştırmalarımızı ve yazıları genel anlamda buralardan takib ediyor ve bilgi sağlıyoruz. Gün geçtikçe kütüphanelerden uzaklaşıyoruz. Biz nebzede olsa kütüphanelere teşvik amacıyla böyle güzel bir mimari eser ortaya çıkarılmıştır. Hem diğer il ve ilçelerede örnek olması açısından mükemmel biir yapıt.

Rize’de ilginç bir yapı

Rize’de il merkezine bağlı Dağınıksu Mahallesi’nde arsası bulunan ve İstanbul’da yaşayan Sadri Kopuz, 2013 yılında bu alana ev yapmaya karar verdi. Bölgenin eğimli olması sebebiyle evini inşa etmekte zorlanan Kopuz, tapulu arsasından geçen mahalle yolunun üzerine beton kolonlar dikerek 3 katlı bina yaptı. Kopuz, böylece yaptığı yeni ev nedeniyle yolu da kapatmamış oldu. Bu tür projelerin çıkması elbette ülkemiz açısından önem taşıyor. Kendi ihtiyaçlarına göre bu tür evlerin inşaa edilmesi hem insanımızın doğallığını kaybetmemesine hemde diğer yapılacak olan ilginç projelere ilham kaynağı taşıyor. bu tür güzel projelerin ülkemizin insanları tarafından bizzat düşünülmesi ve yapılması gurur verici.

Erciyes Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Gözlemevi

Kısa adı UZAYBİMER olan Erciyes Üniversitesi Uzay Bilimleri Gözlemevi Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin hem görsel bölgeyi, hem de radyo bölgeyi izleyebilmek amacıyla kurulduğunu kaydeden Prof. Dr. Küçük, “Bugün genel olarak baktığımızda bütün astronomi ve astrofizik çalışanların hayali, hedefi spektrumla çalışmaktır. Bizim uzaydan aldığımız tek bilgi gök cisimlerinden gelen ışıklardır. Fakat bu ışık sadece bizim gördüğümüz güneş ışıkları değil, ışığın çok farklı türleri bulunmaktadır. Özellikle gama ve x ışınları bölgelerinde yeryüzünde kurduğumuz teleskoplarla gözlem yapamıyoruz, çünkü atmosfer buna izin vermiyor. Bundan dolayı uydularla gözlem yapabiliyoruz. Görsel bölge için ayna ve mercekten oluşan optik teleskopları kullanıyoruz” ifadelerinde bulundu.

Türkiye’deki ilk ve tek radyo teleskopuna sahip olduklarını kaydeden Prof. Dr. İbrahim Küçük, “Türkiye’de optik astronomi dediğimiz optik bölgede çalışmalar uzun yıllardır gerçekleştirilmektedir. Fakat biz Erciyes Üniversitesi olarak optik astronominin yanına radyo astronomiyi de kullanıma soktuk ve Türkiye’deki ilk radyo teleskopunu buraya inşa ettik. Araştırma merkezine kurduğumuz 13 metre çapındaki radyo teleskopumuz NATO’nun özel amaçlar için kullandığı bir uydu anteniydi. Biz bu uydu antenini radyo teleskopu olarak yeniden tasarladık ve cihazları yeniledik. Çalışmalarımızla uygulama ve araştırma merkezimizi faaliyete geçirdik” ifadelerinde bulundu.

UZAYBİMER’in en kısa zamanda halkın gözlemlerine açılacağına bildiren Prof. Dr. Küçük, “Yakın zamanda 30-40 cm çaplı yeni aynalı teleskoplar kuracağız. Bu teleskoplarda öğrencilerimiz bilimsel gözlemler yapabilecekleri gibi üniversitemizin ilgi duyan bütün personeline de teleskoplarımız açık olacak. Aynı zamanda bu teleskoplar halk gözlemleri takvimimizin yeniden faaliyete geçmesiyle birlikte, bilim toplum etkinlikleri kapsamında halk gözlemleri için de kullanılacak. Önümüzdeki aylarda kurulmaya başlanacak olan teleskoplarımız ile halka yönelik özel günler ve yıldız partileriyle hizmet vermeye devam edeceğiz” dedi.

Mersin gemi ev

Mersin’de, gemi şeklinde yaptırılan erkek öğrenci yurdu, görenleri şaşkına çeviriyor. Mahallenin ortasına yaptırılan 6 katlı bina, Barbaros Erkek Öğrenci Yurdu olarak faaliyet gösteriyor. Merkez Yenişehir ilçesi Barbaros mahallesinde, daha önce 45 kişilik öğrenci yurdu olarak faaliyet gösteren bina, 2014 yılında restorasyon çalışması yapılarak gemi şekline sokuldu. Altı katlı olarak tasarlanan binanın ilk iki katı geminin güvertesi görünümünde olurken, üst katlar kamara ve yönetim bölümü şeklinde yapıldı. Binanın giriş kapısı yine geminin giriş kapısına benzetildi. Bir dernek tarafından öğrenci yurdu olarak yaptırılan ve inşaatı 1 yıl süren bina, Barbaros Erkek Öğrenci Yurdu adı altında faaliyetini yürütürken, görenlerin ilgisini çekmeye devam ediyor.

128 öğrenci kapasiteli binayla ilgili dernek yönetimi bir açıklama yapmazken, bina, bulunduğu muhitten dolayı Barbaros Hayrettin Paşa’nın Gemisi olarak adlandırıldı. Sosyal medyada yayınlanan fotoğraflarla bilinirliğini her geçen gün artıran binayla ilgili ortaya atılan bir çok iddianın asılsız olduğu ifade edildi. Birçok sosyal paylaşım sitesinde binanın Nuh’un Gemisi olarak adlandırıldığı, bazılarında ise binanın Kur’an Kursu olarak kullanıldığı şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığı kaydedildi. Ortaya atılan iddiaları yalanlayan dernek yöneticileri, önümüzdeki günlerde konuyla ilgili açıklama yapacaklarını ifade ettiler.

Türkiye’de ilk olan böyle bir yapı görenleri kendisine hayran bırakarak şaşırmalarına sebep oluyor. Büütün beğenileri üstüne toplayan bu güzel ve farklı yapı bu tü projeleri yapmak isteyenlere de ilham kaynağı olmuştur. Şu anda öğrenci evi olarak kullanılan bu yapı bütün beğenileri üstüne toplamış. Ayrıca mersin gibi turistik bir yerde olması turistlerin de ilgisini çekerek ziddi ziyaretlerin olmasına vesile oluyor. Türkiye’de şu ana kadar böyle bir projeye yani böyle bir yapıya imza atan kimse olmadığı için de Türkiye’de bu mimari çok ses getirmiştir.