DÜNYANIN EN YÜKSEK 2.BİNASINA ZİYARETLER BİTMİYOR !

Dünyanın En Yüksek 2. Binasına İlk Ziyaret
Dünyanın en yüksek ikinci binası 634 metrelik The Tokyo Sky Tree’yi düzenlenen basın turu ile ilk olarak gazeteciler gezdi. Grup, 80 saniyede 450 metre yüksekliğe ulaştı.

Dünyanın en yüksek ikinci binası unvanına kavuşan 634 metre yüksekliğindeki The Tokyo Sky Tree, 22 Mayıs’ta halka açılacak.

Dubai’deki 828 metrelik Burc Halife’nin ardından dünyanın en yüksek ikinci binası unvanına kavuşan 634 metre yüksekliğindeki The Tokyo Sky Tree, 22 Mayıs’ta halka açılacak. Bina, açılış öncesi gerçekleşen basın turu ile gazetecilere tanıtıldı.

Özel bir teknoloji ile depreme karşı dayanıklı bir yapıya kavuşan binanın 350 metre yüksekte yer alan ilk gözlem katına hızlı asansörle 50 saniyede ulaşılıyor. İkinci katına ulaşmak ise 30 saniye daha sürüyor.

İki kafe ve bir restoranın yer aldığı gözlem katlarında kullanılan özel camlardan aşağıya direkt olarak bakılabiliyor.

2 bin 523 basamaklı merdiveni de bulunan çelik bina, 7 şiddetinde depreme dayanıklı olarak tasarlanmış. Deprem anında ana gövdesi ile dışta yer alan çelik kafesin birbirinden ayrılabildiği binanın Tokyo’nun en çok turist çeken yerlerinden biri olması bekleniyor.

 

MAĞARA EVLERE YENİ ÖRNEKLER

Pasifik Okyanusu Mağara Evin İçinde
Meksika’da inşa edilen mağara ev, Pasifik Okyanusu’nu içeri taşıyor…

Meksika’nın tatil beldelerinden Cabo San Lucas‘ta yer alan mağara evin tabanı havuzdan oluşuyor. Ev, dışarıdaki havuzla Pasifik Okyanusu’nun bir parçası gibi görünüyor.

Spa, bar, televizyon bölümü ve Türk hamamının yer aldığı havuz alanında oturma bölümleri yer alıyor. Evin taştan oyulan sütunları ise ışık sistemi ile havuzu aydınlatıyor.

Çok katlı bahçe konsepti ile inşa edilen ev, mozaiklerle süslü. Evin arkasında yer alan havuz ise kenarları olmadığı için Pasifik Okyanusu’nun bir parçası izlenimi uyandırıyor.

 

DÜNYAYA YAYILMIŞ TÜRK TASARIMLARI !

Modern Türk tasarımı dünyaya yayılıyor’
Türkiye’deki sanatsal faaliyetlere ve özellikle Zeynep Fadıllıoğlu’na İngiliz basınından övgü geldi.

The Daily Telegraph gazetesi, “Modern Türk tasarımı dünyaya yayılıyor” başlıklı haberinde Türkiye’nin ekonomisi gibi tasarımcılarının da hızlı bir şekilde büyüdüğünü söyledi.

Ülkedeki tasarım gösterileri ve sergilerin artışına dikkat çeken yazıda olduğunu ve dikkat çekici yeni binaların tüm şehirde hızlı bir şekilde arttığını kaydetti.

Sultanahmet Camii’nin bir fotoğrafıyla verilen haberde “Tasarımdaki bu estetik bir büyü ile değil, tarihi bir dönemle geldi” diyerek sanatın gelişmesi kültürel mirasa bağlandı. İstanbul’un iki büyük imparatorluğun başkenti olduğu hatırlatan haberde sanatçı Zeynep Fadıllıoğlu’na geniş bir yer verildi. Yazar Ed Cuming imzalı haberde “Türkiye neredeyse 100 yıldır Avrupalı olmaya çalışıyor” cümlesiyle Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girme çabasına da değinildi.

Cuming, Avrupalı tasarımcıları hep kopya işler yapmakla suçladığı yazısında Fadıllıoğlu’nu orijinal işlerinden dolayı bol bol övdü.

 

BAKIRKÖY’E YAPILAN PARKIN ÖZELLİKLERİ

Bakırköy Belediyesi, çevresiyle birlikte 96 bin metrekarelik alana sahip, İstanbul’un en büyük kent parkını inşa ediyor.

İçinde doğal gölet, gezi ve dinlenme alanları, çocuk oyun alanı, botanik bahçesi, tematik bahçeler, restaurant, kafeterya ve piknik alanları bulunacak Bakırköy Botanik Kent Parkı, önümüzdeki yıl hizmete girecek.

Bakırköy Botanik Kent Park’ında 48 bin 710 metrekare yeşil alan, 9 bin 30 metrekare tematik park, gül, lavanta, şifalı bitkiler ve renk temalı bahçeler, bin 890 metrekare çocuk oyun alanı, bin 520 metrekarelik doğal piknik alanı, bin 90 metrekarelik restaurant, 5 bin 222 metrekare doğal göl bulunacak. Doğal göl, içerisine atılacak bakteriler yardımıyla biyolojik yollardan temizlenecek. Park, 24 saat güvenlik tarafından kontrol edilecek.

Cumhuriyet Gazetesi’nin haberine göre; Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen, çocukların ve gençlerin doğanın dönüşümüne tanıklık etmek istediğini, bu nedenle böyle bir projeyi hayata geçirdiklerini söyledi.

Erzen, “Bu park bizlere ağaç ve bitki türlerini tanıma ve her mevsim gözlemleme şansı verecek. İstanbul’un, göçmen kuşların geçiş yolu üzerinde bulunmasını da hesaplayan proje uzmanları, bazı kuş türlerinin konaklamak için parka geleceğini ifade ediyor. Eğer biz 96 bin metrekarelik araziyi imara açmış olsaydık en az 2 milyar dolar belediyeye gelirdi. Ama bizim tercihimiz hep iş üretmekten yana” dedi.

 

SAHNELİ TASARIMIN BOY GÖSTERDİĞİ İZMİR SAHİLİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’de bir ilke imza atarak 40 kilometrelik sahil şeridini baştan sona tasarladı. Her iskelenin bir sahneye dönüşeceği proje kapsamında kent terasları, deniz balkonları, yüzer platformlar, kent kumsalı gibi uygulamalar hayata geçirilecek.

İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından başlatılan ve ‘İzmirlilerin Denizle İlişkisini Güçlendirmekte Uygulanacak Tasarım Stratejisi Planı’ adıyla yürütülen çalışma, ilk kez tüm detaylarıyla birlikte İzmir basınının temsilcilerine tanıtıldı. Projede yer alan tasarım ekiplerinin yöneticileri tarafından yapılan sunumlarda, projenin öngördüğü temel unsurlar katılımcılarla paylaşıldı.

Mavişehir’den İnciraltı’na dek uzanan kıyı şeridinin ve Körfez’in yeniden tasarlanmasını hedefleyen projenin tanıtım toplantısı Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve Proje Lideri Prof. Dr. İlhan Tekeli ile projede koornidatör olarak görev alan Nevzat Sayın, Zuhal Ulusoy, Tevfik Tozkoparan, Mehmet Kütükçüoğlu ve Serhan Ada’nın konuşmacı olarak katıldığı toplantıda, 40 kilometrelik sahil şeridine yönelik tasarım çalışmaları, 4 bölge halinde tanıtıldı.

PROJE SÜREKLİ DEĞİŞİM İÇİNDE OLACAK
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, 2009 yerel seçimlerinin ardından İzmir’de bir Kültür Sanat Çalıştayı topladıklarını ve kentin kıyılarının yeniden tasarlanması çalışmalarını başlattıklarını belirterek, “İzmir’in bir inovasyon kenti olması ve Akdeniz Akademisi çatısı altında, önce Akdeniz’de var olup sonra dünyaya açılması için bir yol haritası belirledik. Ana fikirden eyleme geçme süresi yaklaşık 3 yıl sürdü. Bu çalışmalarla neler tasarladığımızı ise ilk defa basınla paylaşıyoruz. Proje mutlaka geliştirilecek ve sürekli değişim içinde olacak. İhtiyaçlara cevap verecek, eskiyi koruyacak bir anlayış içinde olacak” dedi. Kocaoğlu, Türkiye’de ilk defa bu boyutta bir tasarım çalışması yapıldığını da sözlerine ekledi.

BİTER BİTMEZ İHALEYE ÇIKILACAK
Gazetecilerin projeye ilişkin sorularını da yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, kısa süre içinde ihaleye çıkıp, çalışmalara bölüm bölüm başlamayı planladıklarını söyledi. Başlangıç ve yapım sürecinin yapılacak çalışmanın durumuna göre değişebileceğini sözlerine ekleyen Başkan Aziz Kocaoğlu, “Uygulama projeleri biter bitmez, Temmuz-Ağustos gibi ihaleye çıkıp yapmak istiyoruz. İkincisi merkezi hükumetten, belli kurumlardan, bakanlıklardan alacağımız izinlere bağlı işler var. Üçüncüsü ise Mithatpaşa’da öngördüğümüz altgeçit gibi ciddi müdahale gerektiren çalışmalar var. Bunların uygulama projeleri belli zaman alacaktır. Ancak ne irade ne de finans yönünden zafiyetimiz bulunmuyor. İzinler alındıkça, projeler hazırlandıkça devam edeceğiz. Bölüm bölüm de olsa yapacağız” dedi.

Proje maliyetlerinin önem taşımadığının altını çizen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, “Fuar alanı için ihale yaptık, teklif edilen için en düşük rakam 216 milyon lira. İZBAN bitti, oraya 600 milyon lira, kamulaştırmalar için 700 milyon lira harcadık. Bu proje de, kente çok büyük bir katkı sağlayacaktır. Kaça çıkarsa çıksın yapılacaktır” diye konuştu.

KÖRFEZ TASARIMI PROJESİ ÜÇ AŞAMALI
Proje Lideri Prof. Dr. İlhan Tekeli ise İzmirlilerin denizle ilişkisini güçlendirmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı hedefleyen çalışmanın, Türkiye’nin yerel yönetimler düzeyindeki ilk Kültür Çalıştayı ve ilk Tasarım Forumu’na ev sahipliği yapan İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin vizyon ve strateji hedefleri doğrultusunda oluşturulduğunu belirtti.

Prof Dr. Tekeli, uygulanacak Körfez tasarımı projesini üç aşamalı olarak öngördüklerini vurgulayarak, “Bunlardan birincisi, körfezde tanımladığımız kıyı bölgelerinin çevre kalitesini artıracak şekilde tasarlanması. İkincisi, iç körfezin daha etkin ve bir gösteri mekanı olarak kullanılması. Üçüncü boyutta ise kentlilerin kıyıya inmeden denizle görsel olarak ilişki kurmasını geliştirecek kent terasları ya da balkonları tasarlamak olacak. Yıkan değil, küçük alanlardaki fırsatları değerlendiren bir tasarım anlayışı içinde, yaşam kalitesini artırıcı bir proje hazırlamaya gayret ettik” dedi.

KIYI 4 BÖLGEYE AYRILDI
Çoğu İzmirli olan Türkiye’nin önemli mimarlarıyla kentsel ve endüstriyel tasarımcılarının oluşturduğu 100’ü aşkın gönüllünün oluşturduğu tasarımlar çerçevesinde Körfez’i 4 bölgeye ayıran projenin sunumunu ekip koordinatörleri gerçekleştirdi. Mavişehir-Alaybey, Alaybey-Alsancak Limanı, Alsancak Limanı-Konak ve Konak-Üçkuyular arasında kalan bölgelerde planlanan çalışmalar hazırlanan filmler ve sunular eşliğinde katılımcılara tanıtıldı.

Mimar Mehmet Kütükçüoğlu, Mavişehir / Bostanlı / Karşıyaka / Alaybey bölgesi (1. Bölge), Mimar Zuhal Ulusoy, Alaybey/Turan/Bayraklı/Alsancak İskelesi arasında kalan bölüm (2. Bölge), Mimar Nevzat Sayın, Alsancak Limanı/Konak arasındaki alan (3. bölge) ve Tevfik Tozkoparan da Konak’tan İnciraltı’na uzanan kıyı şeridi (4. Bölge) için hazırlanan tasarım ve planlamaları anlattı.

Kentin ve kıyı boyunun renginin, dokusun, kokusunun ve sesinin kendileri için çok önemli olduğunu belirten tasarımcılar, “Sadece kağıt üzerine şekiller çizmiyoruz. Burada hali hazırda oluşmuş yaşantıya eklemlendirilecek bir çalışma yaptık” diye konuştu. İnciraltı Kent Ormanı’ndan Sasalı’ya kadar 40 km uzunluğundaki hatta dolaşım özgürlüğü ve süreklilik sağlamak istediklerini dile getiren uzmanlar, yolların kıyıyı kesen değil kıyıya kolay ulaşım sağlayan bir hale getirilmesini hedeflediklerini vurguladı.

HER İSKELE BİR SAHNE
Proje kapsamında İzmirlinin denizle daha fazla bütünleşebilmesi için kent terasları, deniz balkonları, yüzer platformlar, kent kumsalı gibi uygulamaların hayata geçirilmesi öngörülüyor. Projenin kültürel ayağının tanıtımını yapan Serhan Ada ise İzmir’de çok çeşitli kültürel etkinlikler, yıla yayılacak şenlik ve festivaller tasarladıklarını, bütün iskelelerin birer sahne haline getirilmesini planladıklarını, Hıdırellez’in halkın şenliği olarak yeniden canlandırılmasını, İzmir Akdeniz Festivali adıyla ilkbahar ve sonbaharda olmak üzere yılda iki kez büyük kültürel etkinlikler yapılmasının öngörüldüğünü söyledi.

 

OTELE DÖNÜŞTÜRÜLEN YERLER

Jumbo Hostel, İsveç’in Stockholm kentinde yer alan, özellikle gençlerin oldukça ilgisini çeken cinsten bir hostel…

Bir Boeing 747 içinde yer alan hostel, 27 odası, 1 suit ve kafesiyle hizmet verirken, müşterilerine normal bir hosteldeki tüm imkanları sağlıyor.

‘Jumbo Hostel’de suit de bulunuyor. Kokpiti suit haline getirilen Boeing, isteyen müşterilere güzel bir manzara ve gerçek bir kokpitte bulunma şansı tanıyor.

Arlanda Havalimanı’nda bulunan hostel, duş, kafe, resepsiyon, temizlik görevlileri ve sunduğu eşsiz deneyimle, size bir Boeing 747 kullanma şansı vermese de, kokpitte uyuma imkanı sunuyor.

GENÇ DİNAMİK ODALARDA ÇALIŞMA MASALARI MODELLERİ

Partita masa çalışma ve genç odalarını hafifletiyor…

Müzikte tekrar eden parçaların art arda dizilmesi anlamına gelen ismiyle Partita çalışma masası ana karakterini, Bach’ın keman konçertosu ile dans ediyormuşçasına tasarlanan ayaklar ve bu ayakların taşıdığı ince masa tablası ve raflardan alıyor.

Çapraz ayakların taşıdığı incecik raflar ve tablalarla kendi kendine ayakta durabilen bu dinamik tasarım, ceviz ve beyaz lakenin ustaca kullanımıyla dikkat çekiyor.

 

YEŞİL TASARIM ÖDÜLÜNE LAYIK GÖRÜLEN PROJE!

Sürdürülebilir mimarlık konusunda dünyadaki önemli projelerin ödüllendirildiği ‘Green Good Design’ı bu yıl Bilgili Holding ve Doğu İnşaat tarafından hayata geçirilen One Ortaköy projesi kazandı.

One Ortaköy; The European Centre for Architecture ve The Chicago Athenaeum tarafından düzenlenen, her yıl ekolojik ve sürdürülebilir mimarlık konusunda dünyadaki önemli projelerin ödüllendirildiği ‘2012 Green Good Design‘ ödülüne layık bulundu.

Bilgili Holding ve Doğu İnşaat tarafından hayata geçirilen One Ortaköy projesi daha önce de 2012 Arkiv seçkilerinde yer almıştı.

 

TAKSİM VE CAMİ MİMARİSİNDE FARKLI TARZLAR!

Görüntünün yahut dokunun bozulması endişesi sadece bir bahanedir ve asıl mesele Taksim’e inşa edilmesi düşünülen yapının “cami” olmasıdır. Murat Bardakçı yazdı.

Taksim konusunda çok yakında uzun sürecek bir meydan savaşı, kıran kırana bir mücadele yaşanacak…

İlk taciz atışını Şehir Plancıları Odası yaptı ve Taksim’e cami projesini iptal isteğiyle mahkemeye götürdü ama İstanbul Birinci İdare Mahkemesi, talebi reddetti. Oda yetkilileri, bazı mimarlar ve aklına esen başkaları birkaç günden buyana mahkemenin kararını eleştiriyor ve “Taksim’e inşa edilecek caminin, meydanın görüntüsünü bozacağını” söylüyor…

Şimdi, işin doğrusunu konuşalım: “Görüntüsünün bozulacağından” endişe edilen Taksim Meydanı sadece İstanbul’un değil, dünyanın en çirkin meydanlarından biridir! Cephesinde AKM dedikleri terkedilmiş bir heyulâ, bir biçimsizlik âbidesi durur; bir köşesinde üçüncü dünya başkentlerinde rastlanan sevimsiz bir otel binası vardır, diğer köşesinde de mezbelelerin arasından roketle kazık kırması tenekeden bir minare gözünüzün bebeğine saplanır. Tarlabaşı tarafında ise daha da beter, bakımsız, yıkıldı yıkılacak yapıların resmigeçidi vardır… Bütün bu çirkinliklerin ortasında da bizim değil, İtalyan bir mimarın, Pietro Canonica’nın eseri olan bir anıt yükselir ve anıtın arka tarafı polislerle, panzerlerle, parmaklıklarla doludur.

Bu meydanda geceleri dolaşmak ise erkeğin tinercilerin, kadının da tacizcilerin dehşetine uğraması ihtimali yüzünden başka bir derttir:…

TAKSİM VE CONCORDE

Cami inşa edildiği takdirde görüntüsünün bozulacağından endişe edilen Taksim Meydanı işte böyle bir yerdir. Diğer memleketlerin güzellikleri ile nam salmış Concorde, Trafalgar yahut Times gibi meydanları ile genişlik veya estetik bakımından hiçbir şekilde mukayese edilemez.

Taksim’in böylesine çirkin olmasının ise tek bir sorumlusu vardır: Meydanı bu hâle getiren, bütün o şekilsiz binaları diken, mekân varoşlaşırken ağzını açıp tek kelime etmeyen o zamanın mimarları ve şehir planlamacıları! İstanbul’un bir zamanlar çok güzel olan bir başka meydanını, Bayezid’i de katledenler, ortadaki güzelim havuzu yok edip meydanı merdivenli ve ucuz bir mahalle pazarı haline getirenler de yine o mimarlardır.

Ortaya konması hakikaten çok büyük çaba gösteren bu çirkinlikleri görünür kılıp hayata geçirmeyi mükemmelen becermiş olan o devir mimarlarının yeni nesli, yani geçtiğimiz senelerde Beşiktaş’ın da canına okuyup meydanı ucuz işporta cennetine çevirenler, şimdi “dokunun bozulacağı”nı söyleyip Taksim’e cami inşasına karşı çıkıyorlar.

Görüntünün yahut dokunun bozulması endişesi sadece bir bahanedir ve asıl mesele Taksim’e inşa edilmesi düşünülen yapının “cami” olmasıdır.
BİR EYLEM HABERİ

Taksim tartışması daha uzun müddet devam edeceği için cami meselesine şimdiden temas etmeyecek ve ajansların geçen hafta başında verdikleri ama gazetelerimizde pek yer bulmayan bir haberi nakletmekle yetineceğim:
15 Haziran tarihli haberde “…Meydanda düzenlenen eyleme katılanlar ezanın yüksek volümde okunmasını ve cuma günleri camiye sığmayan cemaatin namazlarını cami dışında kılmasını protesto ettiler. Hükumeti camiye izin verdiği ama ezan ile cuma namazı konusunda girişimde bulunmadığı için kınayan eylemciler, bir de imza kampanyası başlattılar” deniyordu.

Eylemin küçük bir grup tarafından Taksim’de yahut ezan sesinden rahatsızlık duymanın şimdilerde pek bir moda olduğu İstanbul’un bir başka semtinde yapılmış olduğunu düşündünüz değil mi?

Hayır! Haber bizim buralardan değil Bulgaristan’dan geliyordu; ırkçı Ataka Partisi tarafından Sofya’da Müslümanlar’a ait tek açık ibadethane olan 1560’lardan kalma Banyabaşı Camii’nin önünde düzenlenmişti.

 

DEKORATİF OBJELERİN EVLERDE KULLANIMI

Ev Dekorasyon Objeleri
Evinizde sanatsal objeler tercih edenlerin daha huzurlu ve pozitif bir ambiyansa sahip olduğunu biliyor muydunuz? Artık bu ambiyansı evlerinizde siz de yaratabilirsiniz!

MOBİLYALARDA ÖZEL TASARIM ÜRÜNLERİ

Özel Tasarım Renkli Mobilyalar
Name Design Patchwork Koltuklar!

Patchwork tutkunlarına müjde! Name Design’ın özenle hazırladığı bu özel tasarım koltuklar şimdi büyük indirim fırsatlarıyla evinle!

Özel Tasarım Mobilya Örnekleri

MARİNE STİLİNİ EVLERDE YAŞAYIN !

Marine Ev Tekstili
Evinizde marine dönemi başlasın!

Mavinin ve huzurun estetiği şimdi sizinle… Marine ev teksitil ürünleri ile evinizin havasını değiştirin. Yaz sıcaklarında evinizde Ege rüzgarları esmesini istiyorsanız marine ev tekstil ürünlerine mutlaka göz atmalısınız.

Dekoratif Ev Tekstil Ürünleri