MİMARLIK HAFTASI ETKİNLİKLERİ

“İnsan Hakkı Olarak Mimarlık”
Her yıl Ekim ayının ilk pazartesi günü Dünya Mimarlık Günü olarak kutlanıyor. Mimarlar Odası İzmir Şubesi, bu Pazartesi’yi izleyen hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenliyor.

2006 yılından beri düzenlenen etkinlikler gelenekselleşerek devam etmiş olup, 2011 yılında da Düzenleme Komitesi yoğun bir etkinlik programı hazırlıyor. Hafta boyunca gerçekleşecek etkinliklerle mimar-öğrenci kentli ilişkisinin yoğun olarak yaşandığı bir ortam sunulması amaçlanıyor.

Aktivite merkezi olarak seçilen Ege Üniversitesi Atatürk Kültür Merkezi‘nde atölye çalışmaları, yapılan çalışmaların sergi ve sunumları ile çeşitli söyleşiler gerçekleştirilecek. Aktivite merkezi dışında mimarlığın kentli ile buluşmasını sağlamak amacıyla kent ve yapı gezileri düzenlenecek, Metro İstasyonları, Kordon gibi kentin odak noktalarında sergiler ve çeşitli etkinlikler yapılacak.

Halkı bilgilendirmek ve mimarlığa olan duyarlılığını artırmak için Alsancak-Dominik Caddesi’nde hafta boyunca çeşitli etkinlikler düzenlenecek. Bu yıl gerçekleşecek etkinlikler UIA tarafından Dünya Mimarlık günü teması olarak belirlenen “İnsan Hakkı Olarak Mimarlık” temasıyla gerçekleşecek.

 

KAPADOKYA’DA YENİLİK

Kapadokya – Uçhisar Çalıştayı
Kapadokya – Uçhisar Çalıştayı, 25 – 29 Temmuz 2011 tarihleri arasında Uçhisar’da gerçekleşecek. Çalıştaya katılmak için son başvuru tarihi 10 Temmuz 2011.

Kapadokya’nın en önemli yerleşim merkezlerinden olan Uçhisar Beldesi’nde turizm, gelişmenin odağıdır. Öncelikle küçük ölçekli yatırımlarla başlayan turizm etkinlikleri yerleşmeyi giderek cazibe merkezi konumuna getirirken, bölgenin yerel dokusunun korunarak kullanılması yönündeki çabaların da artmasını sağlamıştır. Geleneksel dokunun ve doğal/kültürel peyzajın korunarak sürdürebilirliğinin sağlanması ile turizmde etkinliğin artırılması Uçhisar için yaşamsal önemdedir.

Uçhisar Belediyesi, Mimarlar Odası Kayseri Şubesi ve Şehir Plancıları Odası Kayseri Şubesi tarafından bu yıl ilki düzenlenmesi planlanan bu çalıştayda, üniversitelerin öğretim elemanlarının / öğrencilerinin ve Kayseri’deki sivil toplum kuruluşlarının ortaklığında, Uçhisar’ın özgün nitelik taşıyan mekansal öğeleri üzerine tasarımlar üretilmesi hedeflenmektedir.

5 gün sürmesi öngörülen çalıştay kapsamında somut ve soyut fikirlerle desteklenen projeler üretilmesi amaçlanmakta, sonuç ürünlerin sürdürebilirlik ilkeleri doğrultusunda potansiyel değerleri koruyarak turizme dönük çözümler ortaya koyması beklenmektedir. Farklı temalar üzerine şekillendirilecek olan çözümlerde, yerel gerçekliklerin de gözetilmesi ve böylece Belediye tarafından yaşama geçirilme olanağı taşıması da dikkate alınacaktır.

Çalıştay üniversitelerin mimarlık ve şehir planlama bölümlerinden lisans ve lisansüstü düzeyde öğrencilerin katılımları ile gerçekleştirilecektir. Uçhisar yerleşmesinde çözüme ihtiyaç duyan odaklar üzerine çalışmaların gerçekleştirileceği çalıştaya toplam 25 öğrencinin çağrılması öngörülmektedir. Tasarımların teması üzerine odaklanan konferanslarla açılacak olan  çalıştayda, davetli uzmanların yürütücülüğünde tasarım çalışmalarının yürütülmesi sağlanacaktır.

Organizasyon:
TMMOB Mimarlar Odası Kayseri Şubesi

TMMOB Şehir Plancıları Odası Kayseri Şubesi

Uçhisar Belediyesi

Katılmak isteyen öğrencilerin e-posta ya da posta adreslerine CV’leri ile başvurmaları gerekmektedir.

Çalıştaya katılım ücretsizdir, çalıştaya katılacak öğrencilerin Uçhisar’da konaklama ücretleri karşılanacaktır.

 

 

Program

 

YERLİ ÜRETİCİYE DESTEK NEREDEN GELDİ!

EPDK sektör temsilcilerinin görüşlerini de dikkate alarak ‘Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmelik’ hazırladı. Yeni yönetmelikle rüzgâr enerjisi üreticisi ürettiği fazla elektriği satabilecek. Elektrik üretiminde yerli rüzgâr türbinini tercih eden yüzde 50 daha fazla kazanç sağlayacak…

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK), ‘Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine ilişkin Yönetmeliği’ Resmi Gazete’nin Perşembe günkü sayısında yayımlanarak yürürlüğe girdi. EPDK daha önce yayınladığı taslak metin üzerinde sektörden gelen eleştirileri göz önüne alarak hazırladığı yeni yönetmelikte ciddi değişikliklere de imza attı. Yeni yönetmelikte elektrik üretiminde kullanılan rüzgar türbinlerinin yerli üretim rüzgar türbinlerinden seçilmesi durumunda üretilen fazla elektriği yüzde 51 civarında daha pahalıya satın alınması öngörülüyor.

Bu değişiklik ile kendi elektriğini üretecek sanayicinin yerli üretim rüzgar türbini kullanmasının desteklendiğini söyleyen Soyutwind İş Geliştirme Müdürü Serhat Ay, “Bu sistem aslında hem devlet hem de sanayici açısından kazan kazan sistemi. Rüzgardan elde edilecek elektriğe devletin daha fazla para ödemesi ile bir tarafta sanayici ürettiği fazla elektriği sisteme satarak ek bir gelir elde ediyor. Diğer taraftanda yüksek maliyetle doğalgaz ithal ederek elektrik elde eden devlet, daha düşük maliyetle rüzgardan elde edilen elektriğe TL ödeyerek sahip oluyor. Üstelik bunu daha az maliyetle satın alıyor” dedi. Bu sayede hem temiz enerjinin kullanımının teşvik edildiğini hem de yerli sanayinin desteklendiğini ifade eden Serhat Ay, “Böylelikle yerli rüzgar türbinlerine yatırım yapıldığında yatırımın geri dönüşü çok daha kısa zamanda gerçekleşmiş oluyor” diye konuştu

Rüzgar potansiyeli yüksek
Türkiye’nin rüzgar potansiyelinin yüksek olduğunu söyleyen Serhat Ay şöyle devam etti: “Türk sanayicisi olarak rüzgar açısından zengin olarak nitelendirilen ülkemizin rüzgarını tamamıyla yerli kaynaklar kullanarak elektriğe çevirmeye uzun zamandır hazırız. Gerek mühendislik, gerek iş gücü, gerek makine teçhizatı, gerek altyapı, gerekse bilgi ve birikim olarak kendi rüzgar türbinlerimizden kendi enerjimizi üretmek için hiçbir eksiğimiz yok. Soyutwind Türkiye’nin ilk yerli rüzgar türbini üreticisi. 11 yıldır tamamıyla yerli imkanlar kullanarak rüzgar gücünü elektriğe çeviriyoruz. Bu yeni düzenleme ile artık üretilen fazla elektriğin satışı da mümkün oluyor. Bu önemli bir adım. Bağlantı noktaları ile ilgili sorunlarda ortadan kaldırıldığı zaman sektörün önü açılmış olacak.”

Yönetmelikteki bir diğer yeniliğinde lisanssız üreticilere üretim kaynak belgesi verilmesi olduğunu ifade eden Ay sözlerini şöyle tamamladı:

“Artık lisansız elektrik üretimi yapan sanayiciler de yeni yönetmeliğe göre emisyon ticareti kapsamındaki piyasalarda satışında kaynak türünün belirlenmesi ve takibi için kullanılması amacıyla kullanılan belgelerini üretim yaptıkları bölgelerdeki elektrik dağıtım firmalarından alabilecekler.”

 

KONUT KONFERANSINDA KONUŞULANLAR

“Konut Konferansı 2011″ dünyaca ünlü konuşmacılar ve birbirinden güncel konu başlıklarıyla 20 Ekim’de Yapı-Endüstri Merkezi’nde. Sektörün bu büyük buluşmasında, Türkiye’de “konut”un bugünü ve geleceği tüm gün boyunca her yönüyle ele alınacak.

Konut sektörünün vizyonu, Yapı-Endüstri Merkezi (YEM) tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen “Konut Konferansı”nda çizilmeye devam ediyor. “Sürdürülebilir Büyüme” teması ile gerçekleşecek olan “Konut Konferansı 2011”, konut sektöründe alternatif çözümler, kentsel dönüşüm, konut geliştirme, karlı ve toplum odaklı konutlara odaklanacak.

Dünyadaki çeşitli ülkelerin sosyal konut çözümlerinin de örneklerle tartışmaya açılacağı konferans, geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yıl da sektörün tüm bileşenlerini bir araya getirecek.

Her zaman ülke gündeminin ilk sıralarında yer alan “konut”, Türkiye’nin bu alana özel ilk ve tek konferansında tüm ayrıntılarıyla incelenecek. Kentsel dönüşümden sosyal konuta, lüks konutlardan değerleme ve geliştirmeye kadar birçok konunun “Sürdürülebilir Büyüme” teması ile masaya yatırılacağı “Konut Konferansı 2011”, 20 Ekim 2011 Perşembe günü, Yapı-Endüstri Merkezi Etkinlik Salonu’nda gerçekleştirilecek.

Konut üretimi ve geliştirmede hedeflenen büyümenin ekonomik ve sosyal boyutlarıyla nasıl sürdürülebilir kılınacağının tartışılacağı konferansta, dünyadaki farklı konut geliştirme modelleri de vaka etüdü olarak değerlendirilecek. Konferansa Türkiye ve dünyadan önemli konuşmacılar katılacak.

Konut Konferansı 2011’de gündem oluşturacak pek çok önemli konu ele alınacak: “Yalnızca bir Sosyal Tüketim değil, Yatırım Aracı da olarak Konut’un Değerlendirilmesi” konu başlığı da bunlardan biri… Şili Gaz (COPEC) ve Şili Üniversitesi işbirliği ile kurulan, kar amaçlı ancak soysal odaklı konut ve altyapı projeleri üreten Elemantal Grubu’nun kurucusu Alejandro Aravena, sermaye ve kamu yararı ilişkisi üzerinden konut kavramına yeni bir yaklaşım getirecek.

“Konut Konferansı 2011″, Siemens Ev Aletleri ana sponsorluğu ve Autodesk sponsorluğunda gerçekleştiriliyor.

Konut Konferansı‘nın resmi yayını: “Konut Gazetesi 2011”
Konuta özel bu uzun soluklu projeye eşlik edecek Konut Gazetesi 2011’de, konut yatırımından finansmanına, tasarımdan planlamaya, mortgage’dan değerlemeye kadar çeşitli konular geniş bir yelpazede ele alınırken, Türkiye’nin güncel panoraması ortaya konacak.

Konuyla ilgili söyleşilerin, araştırmaların ve verilere dayalı değerlendirmelerin yer alacağı Konut Gazetesi 2011, gayrimenkul ve yapı sektörlerinin üst düzey profesyonellerine, önde gelen tasarımcılar ve mimarlara, yerel yönetim yetkililerine ulaşmak isteyen markalar için önemli bir mecra sunacak. Gazete, hem konferans katılımcılarına hem de sektörün önde gelenlerine ulaştırılacak.

 

MİMARLIK FESTİVALİ KAYITLARI

İstanbullular’ın her gün önünden geçtiği ancak belki de hiçbir zaman içine girme fırsatı bulamadığı bir çok önemli yapı festival kapsamında yer alıyor.

İstanbul’un yapılı mirasının kentlilerin dikkatine sunmayı amaçlayan ve kentliler tarafından merak edilen binaları festival süresince gezilebilir kılan Açık Kapı Mimarlık Festivali bu yıl 1-9 Ekim 2011 tarihlerinde VitrA sponsorluğunda gerçekleşecek. Gezi kayıtları ise bugün başlıyor.

Festivalin en önemli özelliği kentlilerin gündelik hayatta merakla izlediği yapıları gezme fırsatı bulacak olmaları.

Bu yıl Açık Kapı Mimarlık Festivali‘nde gezilecek binalar arasında Hollanda Başkonsolosluğu, İngiltere Başkonsolosluğu, Cumhurbaşkanlığı Huber Köşkü, Fransız Sarayı gibi önemli yapıların yanı sıra İstanbul Üniversitesi Gözlemevi, Kandilli Rasathanesi gibi merak uyandıran çalışmalara ev sahipliği yapan mekanlar da bulunuyor.

Festival kapsamında yer alan Taksim Aya Triada Kilisesi, Fener Rum Patrikhanesi, Göztepe Şahkulu Sultan Dergahı gibi mekanlar ise kapıları herkese açık olan, ancak; festival kapsamında kentlilerin dikkatine sunulan mekanlar arasında.

İstanbul’un önemli seyir noktalarından biri olan Sapphire Seyir Terası Açık Kapı Mimarlık Festivali süresince hafta içi her gün (3-7 Ekim) mimarlık öğrencileri ve mimarlarca indirimli gezilebilecektir.

 

ALİ AĞAOĞLU KONUT PROJELERİNDE KAMPANYAYA GİRDİ !

Ağaoğlu Projelerinde Faiz Sıfırlandı!
Küresel ekonomideki son gelişmeler ışığında faizlerin dalgalanma ve belirsizlik eğiliminde olması nedeniyle Ağaoğlu tüketiciye özel bir kampanya hazırladı. Ağaoğlu’nun mevcut tüm projelerinde geçerli olacak kampanyada 5 yıla kadar sıfır faiz seçeneği sunuluyor…

Ekonomik krizlerin tartışıldığı dönemlerde insanların parasını yastık altında tutma eğilimine girdiğini belirten Ağaoğlu Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ali Ağaoğlu, yatırım araçları arasında en başarılı performansa sahip aracın emlak yatırımı olduğunu belirtti.

Faiz, döviz, altın, borsa gibi araçların yanında gayrimenkulün orta ve uzun vadede en istikrarlı getiriyi sağladığını vurgulayan Ali Ağaoğlu, son 10 yıldır ekonomik kriz dönemleri dâhil, en çok proje üreten ve konut satışı gerçekleştiren marka olduklarını belirtti. Bugün halen 10 bin konutun yapımına devam ettiklerini ve 10 bin konutun daha planlama aşamasında olduğunu kaydeden Ağaoğlu, gayrimenkulde doğru projeye, doğru zamanda ve doğru fiyattan giren herkesin bugüne dek yatırımının karşılığını aldığını vurguladı.

Son bir hafta içerisinde bireysel yabancılara My World Europe’tan 180 konut satışı gerçekleştirdiklerini belirten Ali Ağaoğlu, hızla artan yatırım talebinin sevindirici olduğunu söyledi.

Yabancıların daha önce Londra, ABD ve İspanya gibi lokasyonlardan gayrimenkul aldıklarını hatırlatan Ali Ağaoğlu, artık İstanbul’un yeni cazibe merkezi haline geldiğini vurguladı. Ali Ağaoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:

“Türkiye’ye ve İstanbul’a bakış değişiyor. İstanbul’daki gayrimenkuller şu anda fiyat ve lokasyon açısından çok ilgi görüyor. Yabancı yatırımcıya mütekabiliyet (karşılıklılık) yasası nedeniyle kolay satış yapılamıyordu. Şu anda bu yasanın değiştirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Bu hazırlıkların duyulması bile ilginin artmasını sağladı. Yasa değiştikten sonra gayrimenkul satışı artacak ve Türkiye’ye çok ciddi bir döviz girişi sağlayacak. Tam da bugünkü küresel ekonomik ortamda böyle bir gelişme Türkiye ekonomisini uçurur. Cari açığı kapatmak bir yana, Türkiye’yi daha zengin bir ülke konumuna getirir.”

Yabancılara 1 milyon konut satışı yapılabileceğini iddia eden Ali Ağaoğlu, bunun gerçekleşmesi durumunda oluşacak kazancı şöyle değerlendirdi:

“Türkiye’de bir sezonda 500 yatakla hizmet veren 5 yıldızlı bir tesis 200 gece tam kapasiteyle çalışırsa bu toplamda 100 bin geceleme demektir. Gayrimenkulde 1 milyon satış hedefi gerçekleşirse yabancılar ülkemize 6 ay geçirmek üzere ortalama 3 kişi geldiklerinde toplam 540 milyon geceleme eder. Bu da 5 bin 400 otelin sağladığı turizm gelirinden daha fazladır.

Üstelik yaşama amaçlı gelecekleri için satılacak mobilya, halı, perde gibi yan sektörleri destekleyecek daha büyük bir ekonomik kazanç ortaya çıkmış olur. Türkiye’de turizm belgeli tesis sayısı resmi rakamlara göre 3 bin 600 olduğuna göre, toplam turizm gelirimizin yüzde 150 daha fazlasını kazanabiliriz demektir. Bu, Türkiye’nin gelecek nesillerini bile kurtaracak dev bir kalkınma projesi olacaktır.”

 

KENTSEL DÖNÜŞÜM HAKKINA SINIR GELİYOR !

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, bazı kesimlerin kentsel dönüşüm yoluyla rant peşinde olduğunu belirterek, vatandaşın kentsel dönüşüm hakkını 5 yıl süreyle kısıtlamak için çalışma başlattıklarını açıkladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, vatandaşa sitem etti.

CNBC-e’nin sorularını yanıtlayan Topbaş, bazı kesimlerin kentsel dönüşüm yoluyla rant peşinde olduğunu söyledi.

Topba, “Bizim arzumuz şuydu, 100 metrekarelik daireniz varsa, 100 metrekareyi alın, sağlıklı olsun, şehir özelliğinde olsun, endişesiz bir yaşam sürebilirsiniz. Değerinin 2 katına çıkacak yapılar olur. Ama bazıları kalktı, ‘aman daha fazla ne alabilirim’ dedi. Bu sefer ciddi firmalar girmiyorlar, çekindiler. Yakın dönemde de meclisimizden belki zaman koyacağız, 5 yılda bu hakkınızı kullandınız, kullandınız, kullanmadınız kaldıracağız” dedi.

Vatandaşın oturduğu yerden kopmak istemediğine dikkat çeken Topbaş, “Bebekliğim, çocukluğumdan beri İstanbulluyum, 3. yerleşim yerindeyim” diyerek kendini örnek gösterdi.

Topbaş, 100 yıllık binaların daha sağlam olduğunu, olası bir depremde ise hasar görecek bina sayısının 40 bini bulabileceğine dikkat çekti. Topbaş şunları kaydetti: “İstanbul’da 1 milyon 600 bin yapıdan bahsediyoruz. 100 yıl önce yapılmış binalardaki deprem riski yüzde 2,5’larda. Ama sonra yapılmış binalarda depremden etkilenme riski yüzde 50-52’ler diye bahsediliyor.”

Deprem çalışmaları hakkında da bilgi veren Topbaş, “İstanbul’un 12 jeolojik haritasını çıkardık. Zemin durumlarını, tespitlerini yaptık. Yapıyı nereye yapacaksınız, nasıl yapacaksınız, hangi tip yapı, bu çalışmayı yaptık” dedi.

Topbaş, yoğun tartışmalara neden olan deprem vergisi olarak toplanan kaynaktan para almadığını söyledi. Topbaş, “Kendi kaynaklarımızla 1 milyar 100 milyon lira harcadık, harcamaya da devam ediyoruz. Tabii bu kaynağı kendi içimizde oluşturabiliriz” diye konuştu.

 

VAN’DA YAPILACAK OTEL VE OFİS BİNASI HAKKINDA DETAYLI BİLGİ

TYÇD Üyeleri Van’da Otel ve Ofis Binası Yapacak
Türk Yapısal Çelik Derneği üyeleri Van’da çelik taşıyıcı sistemli otel ve ofis binası inşaa edecek. TYÇD Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, çelik yapıların her bölgede, her tür zeminde ve iklim koşulunda hızla inşaa edilip kurulabildiğini söyledi.

Türk Yapısal Çelik Derneği (TYÇD) üyeleri Van’da çelik taşıyıcı sistemli okul, hastane, otel ve idare binası gibi kamu yapılarını inşaa etmek için harekete geçti. Bilindiği gibi Van’ın en büyük iki oteli ikinci depremde tamamen yıkılmış, bir çok kişi enkaz altında kalmıştı. Yine ağır hasarlı bir çok okulun yanı sıra hastaneler de kullanılamaz hale gelmişti. Van’a her türlü desteği vermeye hazır olduklarını bir kez daha yineleyen TYÇD Başkanı Prof. Dr. Nesrin Yardımcı, “Gerektiği durumda bölgeye iş makinalarının sevk edilmesi, konteyner tipi ofis, sağlık merkezi veya konut temininin sağlanması, okul v.b. kamu binası olarak kullanılabilecek hafif çelik yapı (kısmen veya tamamen) inşaa edilmesi, çelik yapılarda kullanılabilecek malzeme desteği verilmesi, danışmanlık ve proje desteği sağlanması, çelik yapı taşıyıcı sistemleri temin edilmesi ve anahtar teslim yapılar inşaa edilmesi için üyelerimizle birlikte her türlü işbirliğine hazırır” dedi ve kısa sürede bu taleplerin yerine getirilebileceğini açıkladı.

‘Yapılar elden geçirilsin’
Prof. Yardımcı, “Türkiye’nin bir deprem ülkesi olmasına karşın, uzun yıllar ihmal edilen çeliğin devletin ilgili birimleri tarafından Van’da tercih edilmesi ülkemiz açısından çok önemli bir gelişmedir. Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu hiç unutulmamalı ve bu gerçek göz önünde tutularak başta Van olmak üzere tüm Türkiye’de yapılar yeniden elden geçirilmeli. Her türlü mevsim şartlarında süratli yapım ve kurulum olanağı sağlayan depreme dayanıklı çelik yapılara ağırlık verilmeli. Kış doğu illerine ve Van’a erken geldi. Depremzedelerin biran önce günlük hayatlarına dönebilmeleri başlarını sokacak bir evle mümkün. Bu nedenle zayıf zeminlerde dahi hızlı, güvenli ve ekonomik yapı inşaatına olanak tanıyan çelik taşıyıcı sistemler Van’da da tercih edilmeli” diye konuştu.

Depreme hazırlık şart
Depremin yağmur gibi rüzgar gibi bir doğa olayı olduğunu, ondan korkmak yerine hazırlık yapmak gerektiğini belirten Prof. Yardımcı, “Bir yandan Van depremi için çalışmalarımız devam ederken, diğer taraftan İstanbul ve diğer bölgelerde olacak depremlere karşı hazırlıklara da hız verilmeli, kamu-üniversite-meslek örgütleri işbirliği ile hazırlanacak somut öneriler ve finansman modelleriyle gerçekçi çözümler üretilmeli, toplum çelik yapıların avantajlarından yararlandırılmalıdır. Türkiye’nin sahip olduğu bilgi birikimi ve teknik olanaklar bu önlemlerin alınması için yeterlidir. Halkımız, eli kolu bağlı bir sonraki depremde kaderini beklemekten kurtarılmalıdır” açıklamasında bulundu.

 

EV VE OFİSLER İÇİN KOLEKSİYON’DA AVANTAJLAR ÇADIRI !

Koleksiyon’da ‘Fırsat Çadırı’ Zamanı!
Koleksiyon Mobilya, Tarabya merkezinde kurulan ‘Fırsat Çadırı’nda ev ve ofislerin eksiği, tamamlayıcısı birçok ürünü çok uygun şartlarla satışa sunuyor.

Koleksiyon Mobilya’dan önemli bir fırsat. Yerli, yabancı ünlü tasarımcıların imzasını taşıyan birçok mobilya, aksesuar ve tekstil ürünü %30’dan %60’a varan indirimlerle Koleksiyon ‘Fırsat Çadırı’nda sunuluyor.

Koltuk takımlarından sehpa ve puflara, yemek masalarından el dokuması İran halılarına; ofis masalarından depolama sistemlerine, cam ve porselen aksesuarlardan ev tekstili ve aydınlatma ürünlerine kadar geniş bir ürün yelpazesinin satışa sunulduğu ‘Fırsat Çadırı’, haftanın 7 günü hizmet veriyor. Hafta içi 08.00 – 18.00, hafta sonu ise 10.00 – 17.00 saatleri arasında ziyarete açık olan bu fırsat alanı, Tarabya’daki Koleksiyon Forum’da ziyaretçilerini bekliyor.

 

VİTRA ÇAĞDAŞ MİMARLIK DİZİSİ’NİN BİR GÜNLÜK TASARIMI

VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi sunar: Mutluluk Fabrikaları
VitrA ve Türk Serbest Mimarlar Derneği’nin işbirliğiyle düzenlenen ‘VitrA Çağdaş Mimarlık Dizisi’ projesinin ilk etkinliği ‘Ütopya 2052 Tasarım Maratonu’, İTÜ Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Funda Uz Sönmez ve Araş. Gör. H. Cenk Dereli yönetiminde gerçekleştirildi. 24 Aralık Cumartesi günü saat 12:00’de başlayıp ertesi gün öğlen son bulan 24 saatlik etkinliğe, 7 üniversitenin mimarlık fakültelerinde okuyan 68 öğrenci katıldı.

Öğrenciler; İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Beykent Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Kocaeli Üniversitesi’nden maratona dahil oldu. Mimar adayları, ’40 Yıl Sonra AVM ve Ofis Yapıları Nereye’ temasıyla ürettikleri 26 projede, Kanyon Alışveriş Merkezi’ne odaklandı. Hayatımızın son 10 yılında yükselen sosyal medya, sanal alışveriş ve mobil ofis kavramları ışığında, geleceğin AVM ve ofis yapılarının nasıl şekilleneceği sorusuna yanıt aradı.

Katılımcılar, temaya uygun ürettikleri yaratıcı fikirleri, kendilerine izlemeye gelen 3 sürpriz konuk mimarla paylaşma fırsatını da buldu. Cafer Bozkurt, Kurtul Erkmen ve Ahmet Tercan, bu fikirlerin nasıl hayata geçirilebileceğini, kendi deneyimleri üzerinden öğrencilere anlattı.

 

BİNA KİMLİKLERİ SÖYLEŞİSİNDE GÖZE ÇARPAN AÇIKLAMALAR !

 

Oturum başkanlığını ODTÜ Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Haluk Zelef’in yapacağı söyleşide Ankara Valiliği adına Ankara İl Kültür ve Turizm Müdürü Doğan Acar ve Mimar Zafer Akay konuşmacı olarak yer alacaktır.

Emek İşhanı’nın mimarı Enver Tokay tarafından tasarlanan ve 1973 yılında inşa edilen Vali Konağı’na ilişkin gerçekleştirilecek söyleşi herkesin katılımına açıktır.

 

 

BAŞARILI MİMARLARIN SERGİSİ İSTANBUL’DA SERGİLENİYOR

Nayman Mimarlık ve Birleşmiş Mimarlar Sergisi Açılışı 22 Aralık gecesi Koleksiyon Mobilya’da gerçekleşti.

Koleksiyon Mobilya, İstanbul Serbest Mimarlar Derneği (İstanbulSMD) işbirliği ile mimarları ağırlamaya devam ediyor. Seri kapsamında üçüncüsü düzenlenen sergide Nayman Mimarlık ve Birleşmiş Mimarlar ofisleri çalışmalarıyla Koleksiyon Forum’un konuğu oldu.

Şubat ayının ikinci haftasına kadar devam edecek olan sergide Nayman Mimarlık 10 adet, Birleşmiş Mimarlık ise 20 adet önemli projesi ile yer alıyorlar.