Kim işe bisikletle gidip gelmek istemez ki? Tıkanıp kalmış taşıt trafiğinin arasından ılık bir rüzgar eşliğinde süzülüp geçmek, bir yandan kalori yakıp form tutmak ve övünerek “ben çevreciyim” diyebilmek… Eh tabii İstanbul’un yokuşlarında pedal çevirmek hayalini kurduğumuz kadar kolay değil. Ancak “ekmek tahtası” misali, dümdüz şehirlerde yaşayanlara özgü bir zevk; bisiklet kullanmak.
Örneğin Amsterdam’daki bir tasarım ofisinde işe bisikletle gidip gelenlerin bu basit ulaşım aracıyla ilgili tek dertleri, amasız hırsızlıklar. Şehirde bisiklete binmeye bayılıyorlar ancak ona dair sevmedikleri bir-şeyde var; çalınması, çizilmesi yada otobüs şoförlerinin ezip geçmesi… Bisikletlerinin güvenliği ile kafaları o kadar meşgulmüş ki şöyle bir çözümle işin içinden çıkmışlar: Kiralık Bisiklet Makinesi.
Fikir babaları bikedispenser.com. Büyük şehirlerde bisiklet kiralamayı kolaylaştıran hatta her köşe başına bir adet şeklinde çikolata, içecek makinesi gibi bu makinelerden yerleştirmeyi öngören proje, aynı zamanda bisiklet hırsızlıklarına da bir çözüm getiriyor. Başlangıçta ufak bir ücret karşılığı bisikletinizi kiralıyor ve dilediğiniz yere doğru gidiyorsunuz, ardından şehrin herhangi bir yerinde göreceğiniz aynı “Kiralık Bisiklet Makinesi”‘ne geri bırakıyorsunuz.
Peki çalma çırpmaya karşı ne gibi bir önlem alınmış? Her bisiklete RFID etiketi yapıştırılmış durumda. RFID, radio frequency identification yani, radyo frekansıyla tanımlama. Bu ufak aletleri yapıştırdığınız kişi, hayvan veya eşyayı kaybetmeniz imkansız hale geliyor. Bu yaratıcı fikir, zekice tasarlanmış bir park istasyonuyla birleşince ortaya çok güzel bir uygulama çıkmış.