AZİZ SARIYER’İN MESLEĞİ HAKKINDA Kİ DÜŞÜNCESİ !

OFİS DEYİNCE iki kere ‘A’

Biri, ‘işimde daha talebeyim’ diyecek kadar alçak gönüllü tavrı ve dünya platformlarında yarıştırdığı tasarımları ile üretmeye nefessiz devam ediyor. Diğeri ise Türkiye’de tasarım nosyonunu ofislerle tanıştıran ilk markalardan biri olarak, 2007’de işbirliğine başladığı Sarıyer ile yine sektöründe başı çekiyor. Geçtiğimiz yıl sekiz ayrı projeye imza atmış olan Aziz Sarıyer’in Alparda için tasarladığı 2008 koleksiyonunu ve bu iki markanın verimli ortaklığını tasarım dehasından dinledik.

Alparda 2008 koleksiyonundan genel hatlarıyla bahsedebilir misiniz ?
2007 koleksiyonunda yönetici odalarının masaları ve tamamlayıcıları vardı. Bu yöneticilerin odalarının tamamlayıcısı olarak Alparda’nın açık ofis sistemlerine yönelik bir koleksiyona ihtiyaç vardı. Firma 2007 senesindeki koleksiyonla Avrupa’ya kuvvetli miktarda ihracat yapmaya başladı. 2008 koleksiyonunun eskizleri zaten o sırada hazırdı ama firma beklemeyi tercih etti. Dünyada Londra, Paris, Avusturya, İspanya, Kuveyt, İsrail’de belli başlı ofis markalarının vitrinlerinde 2007 koleksiyonunun bazı parçaları sergilenip Orgatech’de büyük takdir gördükten sonra yeni koleksiyona başladık. Bu koleksiyonun hem de ekonomik olması. Hem seri üretilebilmesi, hem de ekonomik olması açısından bir imalat üstünlüğü söz konusu. Basit, sade ve fonksiyonel ürünlerden oluşan bir koleksiyon bu.

Bu koleksiyonu tasarlarken dünyadaki çalışma ortamlarını ve alışkanlıklarını incelediniz mi ?
Dünya ofis sistemlerinde her şey teknolojik hale geldi. Ben çok fazla teknolojik ya da endüstriyel çalışmıyorum. Hidrolik sistemler, kablo saklama kutuları gibi sistemler kullanılıyor dünyada. Aynı zamanda doğayla dost, dönüşebilir tasarımlar yapma konusunda da hassasiyetimiz yükseldi.

Son koleksiyonunuz hangi tipte iş ortamları için uygundur ?
Büyük holdingler, kalabalık çalışma ortamlarından ziyade, reklam ajansları, moda atölyeleri, home ofisler, bir iş merkezindeki resepsiyon gibi çok sayıda kişinin çalışmadığı, yaratıcı işlerin yapıldığı iş ortamları için daha uygun.

Bu koleksiyonda var olan kıvrımlar geleceğin tasarım şifresi midir sizce ?
Öyle birşey düşünmedim şimdiye kadar. Fonksiyonel olabilmesi için yeni kalıplar yaratırken bir takım kavisler ortaya çıkıyor. Bu koleksiyondaki mobilyalarda dışbükey, iç bükeyden yararlanıp farklı şekillerde kullanmak mümkün olabildi.

Bir tasarımcı olarak Alparda ile çalışmanın farkı nedir ?
1995 yılında Türkiye’de ilk defa bir tasarımcıyla (Defne Koz) anlaşma yapmışlar. Bu güne kadar da tasarımın peşinde koşmuş olan, bilinçli bir firma. Bunda da sahibi olan Sinan Alparda’nın aristokrat, entellektüel ve vizyon sahibi kişiliği etkili olmuş. Esnekler ve çok büyük tesisleri var. Ben zaten onların işlerini takip ediyorum. Onların tarzı içinde kendi imzamı koydum. Çok da keyif aldım.

Ofis mobilyaları ve ev mobilyaları iç içe girmeye mi başladı ?
Daha kreatif, özel mekanlardakiler için tasarlananlar evler içinde uygun. Son beş yıldır home ofisler çoğalmaya başladı. Yaşam şekilleriyle birlikte bu alanlar da birbirlerinin içine girmeye başladılar.

Bu koleksiyondaki favori tasarımınız nedir ?
Hepsini seviyorum, hepsinde imzam var ama Gull oturma birimi favorim diyebilirim.

Bir cevap yazın