BEBEKLERİNDE KAFESİ VAR!!!

Dünyaya farklı bir gözle bakmanın tam karşılığını kafenin iç mekanına yansıtılıyor… Tüm objelere ve eşyalara farklı ebatlarda bakmak ya da çocukların gözünden bakmak…

Tokyo Baby Cafe kusursuz iç mekan tasarımıyla ebeveynler ve çocuklar tarafından oldukça beğeni topladı. Mekanın ana renkleri olarak soft ve pastel tonlar tercih edilmiş.

Mavi renginin sakinliği mekanı dingin ve huzurlu bir atmosfere çevirmesinde yardımcı oluyor. Beyaz rengi ise maviyi destekler ve ortaya çıkarmak istercesine kendini gizliyor.

Kafenin en dikkat çekici köşesi ise dev koltuğun bulunduğu bölüm. Bu kafede büyük ve küçük ayrımları ve zıtlıkları ön plana çıkarılıyor. Bu dev koltukta bunlardan biri…

Koltuk çocuklar için bir oyun evi olarak kullanılıyor, ebevynler ise bu tasarımdan oldukça memnun. Keyifli bir zaman geçirmek isteyen ailelerin rahatlıkla tercih edebileceği hoş bir ortam yakalamak projenin asıl amacını oluşturuyor.

Spot ışıklandırmalar, pencere görünümlü duvar tabloları, büyük kitaplık gibi bir çok detaylar ise ortama hareket katıyor.

ÜLKENİN YÜKSELEN DEĞERİ “ZİFT DESİNG”

Zift Design Türk tasarım dünyasının yükselen kazanımlarından biri olan ve 2006 yılında Lütfi Büyüktopbaş tarafından kurulan bir tasarım atölyesi…

Heyecanlı yaklaşımları, neşeli dokunuşları, samimi dilleri ile tasarımlarını ayağa kaldıran ekip mobilya dünyasında bir zift etkisi yaratacağa benziyor. Zift’te ürün tasarımı, iç mimari tasarım, grafik ve resim sanatı bir araya gelerek disiplinlerarası bir kimliğe imza atıyor.

Mosder’in düzenlediği II. Ulusal Tasarım Yarışması “Ev mobilyası için yeni tasarımlar” Yemek Odası Kategorisi’nde “Piknik” adlı mobilya tasarımı ile ilk birincilik ödülünü kazanan kurucu/tasarımcı Lütfi Büyüktopbaş, çeşitli ödüllerle başarısını taşlandırıyor.

28 Ocak – 1 Şubat tarihleri arasında, MOSDER (Türkiye Mobilya Sanayicileri Derneği) desteğinde İstanbul CNR Expo’da düzenlenen İMOB İstanbul Mobilya Fuarı’nda da ilgi ile izlenen “366ya183” adlı koleksiyonlarını sunan Zift ekibi, yerli ve yabancı katılımcı ve ziyaretçilerin dikkatini çekmeyi başardı. “366ya183” serisi “Divit”, “Kenet”, “Ser”, “Iz”, “Set”, “Yüzyüze” ve “Gizil” adlı tasarımlarından oluşuyor.

www.ziftdesign.com

 

MODERN VE GELENEKSEL TASARIMIN YANSIMALARI

Brezilya’nın önemli mimarlık şirketlerinden biri olan Studio mk27, Brezilya Salvador’da dış duvarları ahşap kafes panellerle çevrili bir ev projesi tasarladı…

Proje özellikle sıcak iklim şartlarına uygun olması açısından düşünülerek tasarlanmış. Geleneksel Brezilya yapı teknikleri evin her alanında kullanılmış ve yöreye ait malzemeler ise çatı ve tavanda ön plana çıkarılmış.

Bina etrafında kullanılan veranda sayesinde doğal bir havalandırma sistemi gerçekleştirilmiş. Bu veranda sayesinde sıcak havalarda, iç mekanın serinliği sağlanıyor.

Bahia House ekolojik bir evdir. Ancak teknolojik anlamda değil, kelimenin tam anlamıyla “sürdürülebilirlik” konusunda üstünde titizlikle durulan bir yapı olmuştur.

Bahia House, Brezilya mimarlık tarihinin tekrar keşfi ile eski bilgiler kullanılarak projenin tasarımı gerçekleştirilmiştir.

Bahia House’un kilden yapılan çatısı ve ahşam tavanı sayesinde iç mekanın serin olarak muhafaza edilebilmesi sağlanmıştır.

Yapının çevresinde kullanılan büyük panel sistemlerin Brezilya mimarisine girişi Arap kültüründen etkilenerek gerçekleşmiştir.

Bu ahşap panel sistemler iç mekan için büyük bir rahatlık sağlar. Bahian evleri kuzeydoğudan esen rüzgar sayesinde çapraz havalandırma sağlanarak sıcak günlerde dahi büyük bir serinlik yaratılır.

Yapının planı, çimlendirilmiş büyük ve içinde mango ağaçları bulunan bahçenin merkezinde yer almaktadır.

 

Proje: Bahia House
Yer: Salvador, Brezilya
Mimari: Studio mk27

BALIKÇI FABRİKASINDAN,ÖNEMLİ BİR YAŞAM ALANINA

Mimar Zaigas Gailes Birojs, balık fabrikasını çok hoş ve modern bir yaşam alanına dönüştürdü…

Sovyet döneminden kalan bu yapı artık modern bir ev olarak kullanılıyor. Restorasyon çalışması, adanın peyzaj ve mimari özelliklerini korunması öngörülerek düzenlenmiştir. Binanın dış cephesinde paslanmaz çelik levhalar ve sürgülü panjur uygulaması gerçekleştirilmiştir.

Yapının genel planı 3 kısımdan oluşmaktadır. Salon, ebeveyn odası ve çocuk odası. Adanın kıyısında konumlanan mekanın iç tasarımı da dışı kadar modern ve sıcak. Mekanın iç tasarımında kullanılan beyaz koltuk modern ve şık bir hava yaratılmasında önem taşıyor. Koltuğun tam karşısında uygulanan şömine ise ortamın sıcak bir atmosfere dönüştürülmesinde yardımcı oluyor.

TÜRKER TALAYMAN İMZASINA,BÜYÜK DESTEK

Akustik projesi Türker Talayman tarafından tasarlanan Sakıp Sabancı Müzesi The Seed çok amaçlı salonu pek çok sanatsal aktiviteye ev sahipliği yapıyor…

15 Aralık tarihinde gerçekleştirilen Yeni Yıl Konseri’nde The Seed’in akustik kalitesi müzisyenler tarafından tam not aldı. Teh Seed, elipsoid formu sebeniyle akustik tasarımı zor bir yapı olarak değerlendirilir.

Mimari projesi Nevsat Sayın; hacim akustiği, gürültü ve titreşim kontrolü planlaması Türker Talayman tarafından gerçekleştirilen The Seed, tamamı çelik kontrüksiyondan ve elipsoid formda tasarlanmış, seyircilerin oturma bölgesi de hareketli platformlardan oluşan Türkiye’deki ilk ve tek çok amaçlı salon olma özelliği taşıyor.

Elipsoid form geometrik akustik bağlamında ses dalgalarının hacim dahilinde tek bir noktaya odaklanması gibi çeşitli zorluklar içeriyor. Bunu aşabilmek için farklı niteliklerde saçıcıların tün salon dahilinde yoğun miktarda kullanımı ile ses dalgalarının mümkün olabildiğince odaklanmadan, dağınık bir şekilde salon içerisine yayılması sağlandı.

Genel akustik konforunun dengelenmesi için üçgenlerden oluşan iç kabuk ana çelik elipsoidin hattından salonun içerisine doğru kasıtlı deformasyonlar uygulandı. Binanın geneli ve teknik hacimlerin elipsoid çelik salon ile olan tüm ilişkileri esnek mesnetlerle kuruldu, özel titreşim ve ses yalıtım uygulamaları gerçekleştirildi. Fuaye alanında da özel malzemeler ile hem akustik hem de yangın kontrolü sağlanarak özgün bir çözüm oluşturuldu.

ALOŞ ÇAVDAR’IN RESTORAN ÇALIŞMASI

Aloş Çavdar’ın daha önce tasarımını gerçekleştirdiği restoran zincirinin yeni halkası Şubat ayında tamamlandı. Kıbrıs’ta ünlü bir aile firmasının zincirine eklediği yeni restoran Megosa’da hem gençlerin hem de zengin menüleri sevenlerin uğrak yeri olmaya şimdiden aday…

İştah açan samimi bir ortam sunan kahve renginin baskın olduğu mekan müstakil tek katlı bir yapıda yer alıyor. Bu yapının zincirin yeni halkasına dönüştürülmesi bir yandan bir devamlılık sürdürürken, diğer taraftan yeni bir mekanın bütün etkinliği içermesi hedeflenmiş. İç mekanda yaratılan tasarım ve dekorasyon çizgisi farklı bölgelerde değişimlerle mekana ritm kazandırmış. Daha öncede hedeflenen bir özellik olan “yemek için oturulan köşeye bir kişilik kazandırmak” bu projede de sürdürülmüş.

Tek katlı yapıya bir ev sıcaklığı kazandırmak adına ahşap geniş miktarda ve farklı amaçlarla kullanılmış. Ahşap kimi yerde bir separatör kimi yerde ise bir çerçeve görevi görüyor. Zincirin bir önceki restoranında kullanılan altın teması yer yer yer aydınlatmalarda, yer yerse duvar süslemelerinde kullanılmış.

Mekanı zenginleştiren aynalı ayrımların yanı sıra beyaz arkaik kolonlar yapının basit mimarisine yükseklik ve derinlik kazandırmak için kullanılmış.

Özel odalarda ayna ögesi tavana yerleştirilerek masa etrafında toplananların birlikteliklerini yansıtan bir mimari eleman olarak görevlendirilmiş. İç avluda doğa, dev saksı içinde buradaki masa ve sandalyeleri domine ederek ölçek farklılığı ile alanı genişletmeyi sağlamış.

Farklı malzemelerin dengeli uyumu, samimi bir atmosferde geçirilecek hoş saatlere imza atan Califorian Restoran‘a yolunuz düşerse Çavdar’ın detaylarında gezinmeyi unutmayın.

Proje Yeri: Megosa / Kıbrıs
Proje Tasarım: Aloş Çavdar – Atölye 2a Mimarlık
Proje Mimarları ve Uygulama: Oya Güray / İlker Sözüdoğru – Atölye 2a Mimarlık
Tarih: Kasım 2009 – Şubat 2010

A-CERO’NUN EN İYİSİ,”CONCRETA HOUSE”

Ünlü Mimarlık Firması A-Cero, Son Eseri “Concrete House” Projesini Sundu

Proje 5000 m2 arsa üzerinde yer almaktadır. Tek katlı ev, 1600 m2 inşa alanına sahip. Projeye bakıldığında yansıyan ilk duygu ve dikkati çeken en önemli özellik beton duvarlar ve çatıdan rampa olarak yere uzantılardır. Evin sert beton görünümü, çevresinde planlanan peyzaj ile yumuşatılıyor. Çevresinde bulunan muhteşem organik görünüm ve yeşil alanın kullanım şekli mimariye farklı bir boyut kazandırıyor. Bahçe içerisinde, küçük bir göl de bulunmaktadır. A-Cero’nun projede ekolojik çalışmaları bulunuyor. Ayrıca evin çatısında ve geniş yüzeylerde, yenilenebilir enerji sistemi uygulaması dikkat çeken özellikler arasında.

İç Mekan Tasarımında Sadelik Ön Planda

Yapının dış mekanında yansıtılmak istenen sade ve yalın doku iç mekana da yansıtılmış. Binanın iç mekan tasarımında yalın detaylar hakim. Beton duvarlar, gri tonlamalar genel olarak bakıldığında ilk dikkat çeken özelliklerden oluyor.

Mutfak ve yemek alanında ise beyaz ve siyahın muhteşem uyumu dikkatleri çekiyor. Minimal detaylar ile kusursuz aydınlatma seçimleri mekana derinlik katıyor.

İç Dekorasyonda Minimal Çizgiler

Mekanın dekorasyonu, yapının karakterine uygun bir biçimde düşünülmüş ve çözümlenmiş. Duvarlarda yer alan tablolar, heykeller ve aydınlatmalar ile mekan bütün olarak algılanıyor. Minimal çizgiler dekorasyonun her detayında ön plana çıkartılıyor. Aydınlık, ferah ve dinginliğin yanında modern bir atmosfer evin her köşesinde belirginleştirilmiş.

Oturma alanlarında yine gri, siyah ve beyazın hakimiye devam ediyor. Büyük oturma alanında ışık oyunları ile mekan zenginleştirilmiş. Parlak kadife kumaş ile kaplı koltuklar zengin bir atmosfer yaratmaya yardımcı oluyor. Yine mekanın köşesinde kullanılan heykel ise evin ruhunu tamamlar nitelikte.

Yeşil Alanlar

Yapının iç ve dış bölümlerinde yeşil alanlara oldukça önem verilmiş. Yapı dış mekanında yeşilin zenginliğini gözler önüne seriyor. Çatıda ve çatıdan rampa biçimde aşağıya inen beton duvarlarda yine yeşil alan olarak kullanılmış. Çevreci görünümü, doğaya ve yeşile saygılı duruşu ile son zamanlarda oldukça dikkat çekilmek istenilen “doğaya ve yeşile saygı” inancını tekrar eden bir proje olarak duruşunu sergiliyor.

Mimarlar: A-Cero, Joaquin Torres Mimarlık
Yer: Pozuelo de Alorcón, İspanya
İç Mimar: A-Cero
Proje Yılı: 2008-2010
Fotoğraf: Luis H. Segovia

MODERN OFİS DEKORASYONLARI

Yoğun stres, ekonomik krizin etkileri, işlerin istenildiği gibi gitmemesi, sürekli değişen döviz kurları, dalgalı borsa derken iş dünyasında sinirler iyice gerildi. İş yerinizde rahat ederek, kontrolü elinizde bulundurmanızın biraz da ofisinizin dekorasyonuna bağlı olduğunu biliyor muydunuz?

Arta Design Group Yönetim Kurulu Başkanı Yüksek Mimar Neşe Dörter, ofisinizi doğru dekore etmek için neler yapabileceğinizi anlattı. Ne dersiniz, stresi biraz olsun azaltarak işlerinize iyice konsantre olabilmek için denemeye değmez mi?

1. Ofisinizde modern çizgileri tercih ediyorsanız dikkat etmeniz gereken nokta abartılı tasarımlardan kaçınmak olmalıdır. Abartılı tasarımlar kişiliğiniz hakkında ipuçları vermenize, yanlış seçimler ile yanlış anlaşılmanıza ya da gözünüzün bilgisayar ekranından kaymasına sebep olur. Ofisinizde yapılan toplantılarda gündemden çok tasarımlarınız dikkati toplayabilir.

2. Bir ofis dekorasyonunda belki de en önemli konu oturacağınız masanın konumudur. Ofis dekore edilmeye başlandığında ilk önce masanızın yeri ayarlanmalıdır. Masanızın mümkünse soldan ışık alması en idealidir. Aksi takdirde kalemizin gölgesi yazı yazdığınız kağıda düşerek sizi rahatsız eder.

3. Ofisinize yerleştireceğiniz kanepeler çok rahat olmamalıdır. Gelen konukların fazla rahatlayarak, içlerinde koltuktan kalkmama arzusu uyanmasına, dolayısıyla görüşmelerinizin gereğinden fazla uzun sürmesine, konunun odak noktasının saparak verimsiz görüşmeler yapmanıza sebep olabileceği gibi sizin motivasyonunuzu da bozabilir. Ofiste kimse yokken de kanepenize gözünüz takılarak, sürekli rahatlama ve tatil yapma isteğinizin oluşmasına yol açabilir.

4. Özellikle brooker’lar ya da ani iniş çıkışları çok sık tekrarlanan, yüksek stres gerektiren mesleklere sahip olanlar ofislerinde herhangi bir kazaya yol açmamak için cam masa vb. cam eşyalar kullanmamalılar. Bu kişilerin ofislerinde ortada mümkün olduğunca az eşya ve aksesuar olmalıdır.

 

5. Ofisinizde çok fazla eşya olmamalı. Kalabalık görüntü dikkatinizin sürekli olarak dağılmasına yol açar. Sizin sürekli taze ve canlı kalmanıza engel olur.

6. Ofisinizde çok fazla ayna olmamalı. Karşılıklı aynalar ofisinizi büyük gösterir ancak eşyaları da yansıtacağından kalabalık bir görüntü yaratır ve ruhunuzu sıkar.

7. Odanıza yerleştiğiniz tabloların yeri ve desenleri doğru seçilmelidir. Odanıza görsel kalite katacağına inandığınız tablolar sizin görüş açınızın dışında olmalıdır. Masanızın arkasında yer alan bir tablo ile istediğinizi yakalarken, karşınızda asılı bir tablo hayallere dalmanıza sebep olabilir.

8. Ofisinizde dikkat dağıtıcı ve saldırgan bir tutum yaratabilen kırmızı renk ile uykunuzu getirebilecek turuncu renkler kullanmamalısınız.

9. Ofislerde özellikle sakin renkler, pastel ve soğuk renkler; açık gri, açık sarı. vb renkler kullanılmalıdır. Ofisinizde sarı objeler bilinç açar, muhasebe, bankacılık ya da ekonomi ile uğraşan kişilerin okudukları dosyaların ya da ekranlarının köşesinde sarı bir obje bulundurmaları sayıları daha rahat akıllarında tutmalarını sağlar.

10. Bir ofisin aydınlatması çok mühimdir. Zaten tüm gün ekrana bakmaktan, dosya incelemekten yorulan gözlerinizi bir de aydınlatma yıpratmamalıdır. Aydınlatmada mutlaka gözü yormayacak gün ışığı ampülleri kullanılmalıdır.

11. Aydınlatmada dikkat edilecek bir başka nokta da ışığınızın bilgisayar ekran ışığının önüne geçmemesi ve gözün yorulmamasının sağlanmasıdır.

12. Olması gerekenden daha loş bir aydınlatma da aynı etkilere sebep olur. Özellikle öğleden sonra uykunuzun gelmesine sebep olur.

13. Aydınlatma ve masanız kadar bütün gün vaktinizi geçirdiğiniz oturduğunuz koltuğunuz da önemlidir. Koltuğunuz sizi rahat ettirmeli ancak rehavete kapılmamanız için çok da rahat olmamalıdır. Ancak sağlığınız için belinizi çok iyi kavramalı ve uygun yükseklikte olmalıdır. Oturduğunuzda dirsekleriniz masa hizasına denk gelmelidir.

14. Ofislerde işinizden bunaldığınızda rahatlamak için bilardo masası ya da dart bulundurabilirsiniz. Bu oyunları oynamak agresif duygularınızı atmanıza yardımcı olur.

15. Son olarak ofisinizde kalabalık yaratarak sizi strese sokabilecek yoğun obje kullanımından vazgeçmelisiniz.

MUTFAK KULLANIMINDA KOLAYLIKLAR

Mutfak Dekorasyonunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

Mutfağınızı yenileme sürecinde, nasıl ve nereden harekete geçeceğinizi tam olarak bilemiyorsanız, ‘Mutfak Tasarım Süreci’ adlı kitap işinize yarayacak.

Kullanışlı ve rahat bir mutfağa sahip olmak istiyorsanız, öncelikle bilinçli bir analiz, karar ve planlama süreci yaşamanız gerekiyor. Kadir Has Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Deniz Yazıcıoğlu’nun ‘Mutfak Tasarım Süreci’ isimli kitabı; bu konudaki eksiklerinizi gidermek için rehber vazifesi görüyor. Mutfak tasarımına metodik bir yaklaşım getiren kitap, ölçü alınmasından planlamaya kadar tüm aşamalarda yol gösteriyor.

Turuncu bir mutfak, enerjinizi yüksek tutmanızı sağlar. Çok geniş alanlarda beyaz ya da gri ile kombinlenmelidir. Mutfak tezgahlarında ve eviyede doğru malzemeyi seçmek çok önemlidir. Uzun yıllar sağlıklı ve estetik bir mutfağa sahip olmak için araştırma yapın.

FARKLI ETKİLERİ VAR

Deniz Yazıcıoğlu, “Seçtiğiniz rengin tat alma duygunuzu etkileyeceğini unutmayın” diyerek, şu bilgileri verdi:

* LACİVERT: Büyük ve aydınlık bir mutfak için lacivert uygun seçim olabilir. Mekanınız küçükse, beyaz ya da gri gibi açık bir renkle birlikte kullanılmalıdır. Otorite ve verimliliği simgeleyen lacivert, sağlamlığı da ifade ettiği için insanlar üzerinde güven duygusu yaratır.

* TURUNCU: Canlı tonları enerji veren turuncu, geniş alanlarda kullanılabilir. Beyaz, açık sarı, krem ve griyle uyum sağlayan turuncu; malzeme olarak ahşap ya da metalle birlikte kullanıldığında hoş bir kombinasyon oluşturur.

MAVİ İŞTAHI KAPAR

* KIRMIZI: Kırmızının iştah artırdığı herkes tarafından bilinir. Mutfakta belirli oranda kırmızı kullanmak enerji verir ancak geniş yüzeylerde rahatsız edici olabilir. Siyah, gri ya da beyazla eşleştirilmelidir.

* MAVİ: Yapılan araştırmalar, mavi rengin kırmızının aksine yeme hissini azalttığını gösteriyor. Bu nedenle mutfakta tek başına kullanılması önerilmez. Maviyle birlikte lacivert, beyaz ya da açık gri önerilir.

* SARI: Mutfaklarda en çok tercih edilen renklerden biridir. Yumuşak tonları neşe verir ve olumlu duygular uyandırır. Çelik, krom ve camla uyum sağlayan sarı; beyaz ve siyahla kombinlenebilir.

Siyah mekanı küçük beyaz geniş gösterir..

* BEYAZ: Temiz görünümünden dolayı mutfaklar için en popüler seçim olan beyaz, insanlar üzerinde hijyen ve tazelik duyguları uyandırır. Ayrıca mutfağın daha geniş algılanmasını sağlar. Beyazın en büyük dezavantajı ise soğukluk hissi yaratmasıdır.

* SİYAH: Siyah, büyük mekanları daha küçük ve gizemli hissettiren bir renktir. Mutfak dolapları siyah ise zemin ve duvar için krem ya da gri gibi çok açık tonlar seçilmelidir.

DAR MUTFAKLAR İÇİN TÜYOLAR

– Dar alanlarda açılır-kapanır ya da yuvarlak bir masa kullanılabilir. Duvara monte edilmiş dar bir masa tablası da aynı amaca hizmet edebilir.

– Oturma elemanı olarak, üst üste depolanan taburelerin seçilmesi az yer kaplamaları açısından idealdir.

– Bıçak, havlu gibi gereçlerin çeşitli askı sistemleri kullanılarak tezgah arasında depolanması; dolaplarda boş alan yaratmanın mükemmel bir yoludur.

– Mutfak küçükse özellikle köşeler dikkatli bir biçimde planlanmalı ve alan israfı yapılmamalıdır.

SANATSAL EV DEKORASYONU

Galeri, kütüphane ve yaşam alanının bir arada bütünsellik esasına dayanılarak tasarlanan ve eğri duvarlarıyla dikkat çeken bu ev Hollandalı firma UNStudio tarafından tasarlandı.

Bir sanat koleksiyoncusuna ait olan bu ev Manhattan’da konumlanmaktadır.

Evin iç mekan düzenlemesinde kavisli duvarlar geniş ve ferah bir atmosfer yaratmaya yardımcı oluyor. Kusursuz aydınlatma düzenlemesi ise mekan açısından oldukça önem taşıyor.

Uzun, geniş ve eğri duvarlar sanatsal tablolar için güzel bir alan olarak kullanılıyor. Geniş ve eğri bir forma sahip olan kitaplık orjinal görünümüyle mekanda hissedilirliğini koruyor.

18.000 LED tavan ve bir çok alanda kullanılarak aydınlatma düzenlemesi tamamlanıyor.

Manhattan manzarasına hakim bu dairede üst düzey bir görüş alanı oluşturmak için pencere yüksekliklerinde oynamalar yapıldı. Geniş pencereler sayesinde Manhattan manzarası diğer tablolar gibi iç mekanda keyifle izlenebilecek bir sanat eserine dönüşüyor.

Duvarlar alçı panaller ile güçlendirilmiş fiberglas malzemeden üretilmiştir.

Yer: Greenwich Village, Manhattan New York, ABD
İnşaat alanı: 550 m2
Yönetici mimar: Franke, Gottsegen Cox, Mimarlık, New York.
Takım: Matthew Gottsegen, Bruce Harvey, Matt Atıcı
Yapı mühendisi: Wayman C. Kanat Müşavir Mühendisler, New York
Aydınlatma tasarımı: Renfro Design Group, Inc, New York
Müteahhit: 3-D Laboratuar, Inc New york

TAŞ VE TOPRAĞIN YAŞAM VERDİĞİ EV!!!

“Ö” Evi Bodrum’un popüler yazlık mekanlarından Yalıkavak ilçesinde konumlanmaktadır.

Tasarlanan projeyle, modern bir yaşam tarzı sunulurken yapının coğrafya ve manzarayla olan ilişkisi korunmaya çalışılmıştır.

Bina konumlandırılırken topografyaya olabildiğince az zarar verilmeye çalışılmış, havuz istinat duvarları oluşturmayacak şekilde bahçe ile ev arasına yerleştirilmiştir.

Yapı, 3 ana taş kütle ve bu kütleleri bağlayan 2 şeffaf kütleden oluşmaktadır.

Girişten itibaren hissedilen şeffaflık ara kütlelerde cam kullanılarak sağlanılmış, böylece bina içinde tek bir mekan hissi oluşturulmaya çalışılmıştır.

 

Mekanda ara duvar kullanılmamış, bunun yerine mekan çeşitli mobilya elemanlarıyla özelleştirilmiştir.

“Ö” EVİ
Mimarlık Şirketi: Erginoğlu & Çalışlar Mimarlık
Tasarım Ekibi : İ. Kerem Erginoğlu, Hasan C. Çalışlar, Armağan Ekiz, Sinan Gümrükçüoğlu, Defne Bozkurt
Adres : Yalıkavak – Bodrum
Proje Tarihi : 2005
Yapım Tarihi : 2005
Yapım Türü : Betonarme karkas
Lokasyon : Yalıkavak / Bodrum / Türkiye

ROMANTİZMİN,GOTİK STİLLE BÜTÜNLEŞMESİ

Romantizm katılmış yeni yorumuyla: Gotik

Ortaçağ döneminin dikkat çekici ama oldukça gizemli stili gotik yeni yorumu ve biraz da romantik versiyonu ile sezonun en gözde dekorasyon trendi.

Göğe doğru uzanan ince ve sivri uçlu kuleler, ihtişamlı katedraller, taş şatolar, karmaşık ve girift bir mimari ve uzun kemerli pencereler Ortaçağ dönem mimarisinin en belirgin özellikleri. Ancak gotik stilin dekorasyona yansımaları biraz daha farklıydı. Gerçekten dramatik bir etki yaratan stilde renklerin en koyu olanını, malzemelerin ise en soğuk olanı tercih ediliyordu. Yaşamın biraz da karanlık yüzünü estetikle birleştirerek ortaya koyan gotik dekorasyon stili, karanlık yüzünü estetikle birleştirerek ortaya koyan gotik dekorasyon stili, karanlık, gizemli ve dramatik bir atmosferden hoşlananlar için romantik yüzü ile yeniden moda.

Elbette artık katedral ve şatolarda yaşamıyoruz. Bu nedenle stilin aslına uygun olarak, birebir uygulanması da mümkün değil. Sezonda dikkat çeken yeni gotik stilde belli parçaları daha sade ve modern yaşam tarzına adapte ediliyor. Mobilya, kumaş ve görsel dekoratif detayların doğru bir kombinasyonu ile bunu başarabilirsiniz. Örneğin gotik stilin en dikkat çeken parçaları oymalı büyük yemek masaları, kumaş döşemeli ve yüksek sırtlı sandalyeler gibi büyük masif ahşap mobilyalar. Özellikle Ortaçağ’da en popüler desen olan dört yapraklı yonca motifini sandalye sırtlarında oyma yaptırabilirsiniz. Motifi tüm ev tekstilinde de kullanabilirisiniz. Kalın kadife perdeliklerde drape ve rustik perde boruları tercih ediliyor. Stili pekiştirmek için perde boru uçlarında “fleur de lis” ya da yonca motifleri çok şık duruyor. Ayrıca damask desenli duvar kağıtları da gotik stili yansıtan öğelerden.

Eğer evinizde mimari olarak değişiklik yapabiliyorsanız, gotik mimariyi en iyi vurgulayan seçeneklerden uzun tavan kirişleri ekleyebilirsiniz.

Temanın ana rengi her ne kadar siyah ve koyu tonlar olsa da yeni gotik stilde daha pastel tonlar da dekorasyona dahil ediliyor. Ayrıca siyah ve koyu renkler hem hataları ortaya çıkarır, hem de mekanları çok daha dar gösterir. Bu nedenle gri, pastel pembe, gül kurusu ve morun açıktan koyuya uzanan tonlarını dekorasyona ekleyebilirsiniz. Eğer ille de siyah diyorsanız duvar kağıdı ve mat desenler kullanabilirsiniz. Stili öne çıkaran bir diğer seçenek ise kumaştır. Özellikle kalın koyu kırmızı, mor ya da koyu yeşil renkte kadifelere ve siyah ya da pastel pembe dantel kumaşlar mekanda daha dramatik bir hava yaratırken biraz da gizemli ve seksi bir etki bırakır. Yatak örtüleri ve ev tekstilinde kadife, ince brokarlar, müslin, dantel ve tüller kumaş seçeneklerinden bir kaçı.

Gotik stilin olmazsa olmaz aksesuarı hiç kuşkusuz şamdan ve mumlar. Büyük taşlı pirinç avizeler de mekan aydınlatması olarak dikkat çekiyor.

Birkaç detay:

Şömine ya da melek, şeytan temalı sanat eserleri
Kemerli pencere kornişleri
Vitray cam aksesuarlar
İşlemeli büyük pirinç şamdanlar