KÜÇÜK MEKANLARA KONFORLU YAŞAMLAR

Küçük Mekanlar İçin Mobilya Önerileri

Hem yaratıcı çözümler hem de multi-fonksiyonel mobilyalar ile dekoratif zevkinizi ortaya koyarken, yerden tasarruf edin…

Günümüzde artan nüfus ve büyük kentlere göç sonucu konut inşası için elverişli alanlar bulabilmek son derece güçleşiyor. Şehir merkezinde sayısı gün geçtikçe artan ofis binaları ve ticari alanlar, konut yerleşim alanlarının azalmasına, rantın da artmasına sebep oluyor. Dolayısıyla konutta arsa metrekare fiyatları artıyor, insanlar yaşam alanlarını seçerken daha küçük mekanları tercih etmek zorunda kalıyor.

Durum böyle olunca “merkezden” uzakta olmak istemeyen sakinler, metrekareden ödün vererek, yaşam alanlarında fonsiyonel ürünlere yöneliyor. Kişiler seçtikleri mobilya ve aksesuarların dekoratif zevklerini yansıtmak isterken yerden de kazanmak istiyor.

Bu sebeple mimarlar, yaptıkları tasarımlarda gerekli fonksiyonları minimum alanlarda çözebilme ve maksimum konforu sağlama yoluna gidiyor. Mimar Koray Yavuzer, yeni yapılan site ve rezidanslardaki küçük metrekareli projeler için akılcı fikirler oluşturduklarını aktarıyor. Genelde mutfağı içine alan salon, 3-4 metrekarelik dolap odası ve çalışma masasını içine alan dolap nişleri tasarlıyor. Alan, bir çiftin optimum şekilde yaşayabileceği şekilde dizayn ediliyor.

Dar mekanların en önemli sorunlarından biri olan dolap ve saklama üniteleri bu tip evlerde nişlerle çözülüyor. Bunun için çamaşır ve kurutma makinasının konabileceği ayrı bir niş oluşturuluyor ve buraya elektrikli süpürge gibi diğer temizlik aletleri de konabiliyor. Böylelikle dar mekanların en büyük sorunlarından biri olan “ev gereçlerini nereye koyalım” sorunu ortadan kalkıyor.

Bu tip projelerde kullanılan en ilginç elemanlardan biri de banyoda kullanılan Moda Bagno’nun Eclipse adlı duş teknesi. Açıldığında kendi kabinini oluşturan bu ürün, kapalı iken 30 cmx80 cm gibi bir alan kaplıyarak büyük ölçüde yer kaybı önlüyor. Banyodan dolap odasına açılan kapı, duş aldıktan sonra direkt olarak dolap odası ile bağlantıyı sağlıyor.

Yatak odalarına ufak kütüphane ünitesi, ev sahiplerinin çalışma ortamı oluyor. Salonda açık mutfak ve koltukların plazma ekrana dönük yerleşimi, yaşayanlara mümkün olduğunca rahatlık ve konfor getiriyor. Salondan ve yatak odasından dışarı açılan balkonlar, nefes alacak küçük hacimler oluşturuyor. Çoğunlukla 1 ya da 2 kişi için tasarlanan bu tip dairelerde, temel ihtiyaçları karşılayacak büyükçe bir otel suiti konforunu sağlanıyor…

Bunun yanı sıra evlerde multi-fonksiyonel özelliğe sahip, yani aynı zamanda birkaç işi birlikte görebilen mobilyalar da yerden tasarruf edilmesini, pratik çözümler sunarak renkli evler oluşturulmasını sağlıyor. Örneğin, CD’lik olarak da kullanılabilen tv üniteleri, hem raf hem kitaplık hem de saklama ünitesi olarak değerlendirilebilen kütüphaneler, hem dresuar hem kütüphane olabilen mobilyalar, hem yatak hem çalışma masası olabilen portatif ürünler hayatınızı kolaylaştırmaya yardımcı oluyor…

İLGİ GÖREN VİTRİN TASARIMI

Bak Şu Devekuşunun Yaptığına!

Louis Vuitton’un Londra’daki showroom’unun vitrinine bir bakan dönüp bir kez daha bakıyor…

Çünkü boyunun uzunluğu ile ünlü sevgili devekuşunun gövdesi bir vitrinde bavul taşırken, boynu diğer vitrine uzanarak çantalar taşıyor.

Bu konseptin altında Chameleon Visual Ltd. ajansı imzası var.

OTANTİK VE MİNİMAL ÇİZGİLER BİR ARADA

Hilary Swank’ın Sade Evinde Dekorasyon Turu

P.S: I Love You filmini izleyenler vardır içinizde. İzleyip de etkilenmeyen yoktur. Hilary Swank‘ın muhteşem oyunculuğu, aşkını kaybeden bir kadının çektiği acıyı içimizde hissedebiliyorduk. Hilary Swank bu filmdeki inanılmaz oyunculuğuyla hepimizin beyninde yer etmiştir. Bu nedenle hayalimizdeki Hilary Swank hep hüzünlü ve romantik. Ama gerçek hayatında nasıl olduğunu elbette bilemiyoruz. Elle Decor, Hilary Swank‘ın evinde bir dekorasyon turuna çıkmış. Biz de bu fırsatı kaçırmadık elbette! Evinde modern çizgiler ve sadelik ön planda! Mutevazi evini beğendiğimizi söylemeden geçmeyelim.

Evinde farklı stillerin yansımasını görebilirsiniz. İskandinav mobilyalar, wooden duvarlar, modern objeler bir arada. Ahşap duvarlar ise eve sıcak ve samimi bir hava vermiş. Ayrıca bir aktristin evinde sanatın ruhu olmazsa olmazlardandır. Tablolar gerçekten harika! Bu evde renk karmaşası görmek mümkün değil. Daha çok doğadan ilham alınmış.

Abartıdan uzak ve sade eviyle Hilary Swank bizi bir hayli şaşırttı. Ayrıca evinde Calvin Klein Home’u tercih ettiği de gözümüzden kaçmıyor. Mutfakta kullanılan boy aynasına ne dersiniz? Güzel bir fikir değil mi? İlham verici…

Ölçülü bir renk düzeni var. Kahve, krem, bej ve siyah tüm evde dengelenmiş. Kesinlikle göz yormuyor. Aksesuarlar da olabildiğince sade. Bu evin en beğendiğimiz yanı ise kullanılan tablolar. Arka planda görünen siyah beyaz resim harika bir ruh kazandırmış.

Burası Hilary Swank‘ın en sevdiği köşelerden biri! Kitap köşesinde dinlenmeyi ve kitap okumayı çok seviyormuş. Toprak tonlarının hakimiyetinde huzurlu bir köşe! Çerçevelerin üzerinden yerleştirilen aydınlatmalar da doğru bir seçim.

Banyo da gayet şık ve zarif! Tablolar ve çerçeveler bu evin olmazsa olmazlarından ki banyoda da kullanıldığına şahit olabiliyoruz. Duş alanı banyodan cam panellerle ayrılmış.

Hilary Swank‘ın sade ve duru güzelliği sanki evine de yansımış. Gösterişsiz, abartısız ve dingin. Yatak odası da sakinliğiyle dikkat çekiyor. Başarılı bir uyku alanı. Sadelik evin tüm alanını sarmış durumda.

 

Çalışma alanı ve aydınlatma oldukça farklı. Aksesuar olarak kullanılan antika makaslara dikkat ettiniz mi? Farklı ve ilham verici. Biz bu evi çok beğendik. Ya siz?

YATAK ODALARI VE OTURMA ODALARINDA,YENİ TRENDLER

Yere Yakın Yatak Odaları ve Mobilyalar…

Stres Arttıkça Mobilyalar Alçalıyor

Gündelik yaşamda stres arttıkça mobilyalar alçalıyor, diyen İtaldeko’dan ilginç bir koleksiyon da var…

Mobilya, sunduğu işlevsel değerinin yanı sıra yaşadığımız mekanlara keyifli ve estetik bir katkı da sağlar. İnsan bedeni ve ruhuyla uyumlu olması içinde bulunduğu mekanın yaşanabilirliğini maksimuma çıkarır. Son yıllarda mobilyaların tasarımdan ayrı düşünülemediği ve tasarımın da işlevsellik ile estetiği bir arada kullandığı görülüyor.

En temel ihtiyaçlarımızdan olan barınmak aslında esas amacımız da olsa, ruh hali ve karakteristik özelliklerimize göre dekore ettiğimiz evler,estetik kaygılarımızı da gidermemizi sağlıyor. Mobilya seçiminde etkili olan trendler, estetik anlayışının değişmesi ve konfora verilen önemin artmasının yanı sıra kişi, yaşadığı mekanı kendi kişiliğine göre donatıyor.

Trend, Yere Yakın Mobilyalar


Son zamanların en büyük trendlerinden biri de yere yakın mobilyalar. Dikey dolaplar yerine yatay formlara sahip olanlar tercih ediliyor. Yüksek koltuk ve yatakların boyları gitgide kısalıyor. Çünkü mobilyalar yere yaklaştıkça daha konforlu, daha ferah bir hal alıyor.

 

Eskilerdeki gibi şaşalı, hantal, yüksek ve koyu renkli eşyalardansa daha minimal formlara sahip, hafif görünüşlü, yere yakın ve açık renk olanları huzurlu ve konforlu bir yaşam alanı sunuyor. Modern zamanların tekdüze ritüellerine ve yüksek temposuna karşın daha dingin ve keyifli bir alan yaratmak için bu mobilyalar biçilmiş kaftan. Çünkü bu mobilyalar boyları yere yaklaştıkça mekandaki alan genişliği algısını kuvvetlendiriyor, ferahlık hissi veriyor.

Lüks yaşam, kalite ve mükemmellikle eşleşmiş dünyaca ünlü Poliform’un yatak, koltuk, sehpa ve büfe gibi tasarımlarında yere yakın bir stil hakim.

Mobilyaların yere yakın ve yatay formlarla modernize edilmesi mimaride sakinlik ve sadeliğe imkan tanıyor. Düzen ve doğaya yakınlık hissi veren yere yakın mobilyalar şiirsel bir görünüm sağlıyor.

Minimalist stile sahip olmasının yanı sıra Poliform tasarımlarının renk düzeni de ferahlık üzerinde etkili. İstanbul’un ürün çeşitliliği açısından zengin dekorasyon merkezlerinden biri olan ve dünyaca ünlü Poliform markasının Türkiye’deki distribütörü Italdeko, modern ve minimalist tasarımlarıyla sizi bekliyor.

EVİNİZE RENK KATAN YASTIKLAR

Ev Dekorasyonunda 2018 Trendleri

Dekorasyonun en güzel yardımcılarından biri de yastıklar! Salonu neşelendiriyor, yatak odasını süslüyor, sandalyede destekliyor. Üstelik bunları dekoratif şekilde yapıyor. Yastıklar o kadar çeşitli ki stilinize göre seçimler yapmanıza da imkan tanıyor…

İşte bu yüzden dekorasyonda yastık kullanmaya bayılıyoruz. Ya da sıkıldığımızda değiştirebildiğimizden, mevsime göre yenileyebildiğimizden tercih ediyoruz. Biz de yastıkları sınıflandıralım dedik, bakın ortaya neler çıktı?

Eğlenceli yastıklar; sıradan ve monoton bir dekorasyon için birebir. Retro detayları olan, sevimli desenleri olanları tercih edebilirsiniz. Bu aralar en sevdiklerimiz de internet tutkunu sosyal kelebekler için olan ikonlu yastıklar. Bir de deri olursa tadına doyum olmaz!

Goblen yastıklar; annelerimizin döneminden kalma bir nostalji hissi yaratıyor. Hatta kişilikli olduklarını bile söyleyebiliriz. Vintage ve provence dekorasyonlarda tercih etmek mümkün. Özel dokuma oldukları için ekstra özen gerektiriyor. Ama üzerine işlenen desenlerle birer sanat eseri gibi değiller mi?

İkat desenli yastıklar; son zamanlarda yeniden trend haline geldi. Bu Orta Asya de

senleri gerçekten büyüleyici! Kültürümüze yakın olduğundan mıdır nedir bizde ayrı bir yere sahipler. Sezonun son trendi olan bu yastıklarla evinizi güzelleştirmek mümkün!

İstanbul temalı yastıklar; İstanbul aşıklarına hitap ediyor. Bu aralar en sık karşılaştıklarımızdan biri de metroppollerin ikonlarını aksesuarlar üzerinde görmek! Biz de birer İstanbul tutkunu olarak bu yastıklara kayıtsız kalamıyoruz. Kız Kulesi, martılar, vapurlarla süslü yastıklara dekorasyonumuzda yer açıyoruz.

Kırlentler; hepimizin bolca aşina olduğu yastık türlerinden. Çocukluğunuzdan hatırlarsınız annelerimiz özenle korurlardı. Kırlentler sadece salonu değil yatak odasını da süslemeye birebir. Her deseni bu yastıklarda kullanmak mümkün. Oldukça da pratik bir kullanıma sahipler.

Piksel yastıklar; dijital dünyanın kapılarını araladığımızdan beri ilham veriyor. Pikselin bir dekorasyon ikonu haline geleceğini hangimiz tahmin edebilirdik ki? Ama iyiki de olmuş. Çünkü gerçekten çok şık ve eğlenceli görünüyorlar. Ne dersiniz?

SEÇİMLERİNİZ SİZİ ELE VERİYOR!

Mobilyanı Söyle, Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim

Eğitim ve danışmanlık hizmetleri veren Esentepe’deki Beynin Gücü İnsan Kaynakları Genel Müdürü Uzman Psikolog Ayben Ertem, dekorasyon detaylarıyla kişiliğimiz arasındaki bağlantıya dikkat çekiyor.

Harvard‘da yapılan bir çalışmaya göre keskin hatlı eşyalar ya da objeler, beyinde korkudan sorumlu olan amygdala bölgesini aktive ediyorlar. Bu da insanların genellikle yuvarlak hatlı geleneksel mobilyaları, düz ahşap yüzeyleri, süslü dekoratif kıvrımları tercih ettiğini açıklayabilir.

Fazla eşyanın olmadığı modern dekorlar insanı rahatlatıyor. Personality & Social Psychology dergisinde yayınlanan bir çalışmaya göre çok fazla düzen seven insanlar evlerinde soyut resim olmasından hoşlanmıyorlar öte yandan soyut resimlerden hoşlananların da yeni deneyimlere açık heyecan arayanlar olduğu ortaya çıkmış bu çalışmada.

Duygusal insanlar daha çok sıcak renkler ve ahşap mobilyalar, mantıklarıyla hareket eden kişiler de daha donuk renkler ve daha modern ve ileri teknoloji ürünleri ve eşyaları tercih ediyorlar. Dışa-dönük kişiler evlerinde birilerini hatırlatan objelerin ya da eşyaların etraflarında olmasından hoşlanıyorlar. İçe-dönük insanlar odalarında büyük oturma grupları tercih etmezler, kendileri için rahat bir koltuk çoğu zaman onlar için yeterli.

Dışa dönükler ofislerinin büyük camlı, mümkünse perdesiz olmasını, masalarının ise dışarıyı rahat görebilmek için pencereye yakın olmasını tercih ediyor. Buna karşılık içe-dönük karakterli kişilerse ‘home ofis‘ tarzı bir yerde çalışmayı, eğer mümkün değilse küçük ve samimi bir ofiste çalışmayı seviyor.

RENKLER-HAYALLERİNİZLE BÜTÜNLEŞSİN!!!

Evinizi dizayn ederken bazen renkleri özgürce kullanmaktan çekinebilirsiniz. Ama yukarıdaki örnek sizi cesaretlendirmek için yeterli bir model olur herhalde.

Alman dizaynır Lars Contzen‘in sihirli bir dokunuşla hayata geçirdiği bu oda farklı geometrik şekillerle de desteklenince ortaya bu kadar keskin kontrast olmasına rağmen çok şık ve keyifli bir manzara çıkmış.

Keskin çizgileri seviyor

İç dekorasyonda canlı renkleri ve keskin geometrik şekilleri birarada kullanmayı seven dizaynır, Colourcorage yani renk cesareti anlamına gelen tasarımlarıyla bir nevi meydan okuyor. Contzen‘in en büyük özelliklerinden biri de renkleri yumuşatmadan ya da silikleştirmeden en yoğun halleriyle kullanmayı tercih ediyor olması.

Alttaki ahşap koltuk ise Vito Selma‘ya ait. Filipinli dizaynır ahşabı farklı formlara sokarak bilinenin aksine bir sedir ortaya çıkardı.

Renkler ve desenler harekete geçiriyor

KMP Furniture tarafından vitrine çıkan The Xalcharo Chair Collection, desenlerin ve canlı renklerin karıştırıldığı kumaşlarla bambaşka parçalar haline geldi. Çok sade olduğunu düşündüğünüz evinizin bir köşesine koyacağınız bu renkli koltuklar ortama beklediğinizin de üstünde bir canlılık katacaktır. Denemeye değer…

Kafa tasını oyup içine sesi koydular

Kuntzel+Deygas ekibinin dizayn ettiği hoparlör MinuSkull, Fransa’da elde yapılıyor. Hem ofis hem de evde rahatlıkla dekorasyon objesi olarak kullanılabilsin diye tasarlanan hoparlör insan kafatasından esinlenerek dizayn edildi. Üç farklı versiyonuyla satışa sunulan ürün ses kalitesi ile de iddialı.

Mutfakta siyah ve kristal şıklığı

Elica‘nın tasarladığı bu taşlı lamba, özellikle çok fazla göz ardı edilen mutfakların da önemsenmesi gereken bölümler olduğunun altını çiziyor. Siyah lake bir masayla taçlandırılan bir mutfakta vakit geçirmek hoşunuza gidecektir.

YEMEK ODASINA,BASİT VE ETKİLİ DOKUNUŞLAR!

Kültürümüzde misafir ağırlamak, gelenlere özenle yemek hazırlamak önemlidir…

Beyaz yemek odaları ise saflığı ve temizliği ifade ettiğinden ayrıca bir önemi vardır. Beyazın asaletinden yararlanıp şık yemek odaları hazırlamak için sizle önerilerimiz;

Eğer sıcak bir ortamda ailenizle yemek yemek, yakın dostlarınızı ağırlamak istiyorsanız, yemek odanıza aşağıdaki gibi etnik ve country tarzı bir dekorasyon uygulayabilirsiniz.

Beyazın asaletini tümüyle uygulayarak ister romantik ister minimalist tarz bir dekorasyonla yemeklerinize kat ve kat ziyafet katabilirsiniz.

ZAHA HADİD KORE’DE ÇALIŞIYOR

Pritzker ödüllü Zaha Hadid ve Patrik Schumacher, Belediye Başkanı Sei-Hoon Oh ile Güney Kore merkezinde bulunan Dongdaemun Tasarım Park&Plaza temel atma töreninde bir arada oldular.

Güney Kore’nin en büyük alışveriş merkezi ve iş merkezinin kentsel derinlikleri de içinde kapsayan Dongdaemun Tasarım Plaza & Park eğlence, dinlenme, konaklama ve alışveriş alanları ile büyüleyici bir merkez olacak. 85.000 metrekarelik bir alanda kurulacak olan Dongdaemun Tasarım Park ve Plaza’da tasarım müzesi, kütüphane, eğitim merkezleri bulunacak ayrıca 30.000 metrekarelik bir yeşil alan planlaması da bu projenin içinde yer alıyor. Bu çevresel düzenleme kentin içinde yeşil bir vaha oluşturacak.

Ünlü mimar Zaha Hadid’in tasarladığı bu projede en çok dikkat çeken özellik çimlerle kaplı çatılar. Zümrüt gibi parlayan bu yeşil alanlar yoğun şehir merkezinin ortasında bir cennet olarak görülüyor. Zaha Hadid bu proje ile ilgili; ” Projenin temel amacı, şehrin en tarihi ve yoğun bölgesinin ortasında bir kültür merkezi oluşturarak Günay Kore insanına ilham kaynağı olmaktır” diyor.

Etkileyici bir biçimde düzenlenen peyzaj alan geleneksel Güney Kore bahçe tarzının yeniden yorumlanmış hali gibi. Havuzlar, nilüfer havuzları, çakıl taşlı yollar ve bambu ağaçları. Dongdaemun Tasarım Plaza & Park antik şehir surları yakınlarında yer alıyor.

ŞIK VE MODERN KONSEPTLİ OTEL PROJESİ

South Harbor Resort, Hiroshima şehrinin güneyindedir. Doğal güzelliklerin hakim olduğu muhteşem bir yer. Deniz ile sizi karşılayan kent yolu yeşil ormanlarla kuşatılmış.

Bu şık ve modern tarza sahip mekan çevre ile karşılaştırıldığında mütevazi kalıyor. Ancak muhteşem bir doğaya sahip mekan tasarımlarında doğayı bastıracak bir mimari tasarım gerçekleştirilmesi de doğru olmaz. South Harbor Resort, düğün törenleri için eksiksiz bir donanıma sahip.

Çatılar ve kat planları sayesinde gelen konuklar hem iç hemde dış mekandaki yeşilliklerle kendilerini iç içe hissedecek ve güzel çevre planlaması hoşlarına gidecektir. Kaliteden ödün verilmeden tasarlanması da yapının en önemli esaslarından birisi. En küçük ayrıntılara dahi dikkat edilmiş ve titizlikle çalışma tamamlanmış. Mobilyadan aksesuarlara ve aydınlatmalara kadar her şey mimari tarza uygun şekilde düşünülmüş.

Mimarlar: Suppose Design Office
Yer: Hiroshima, Japonya
Site alanı: 1,816.46 m²
Bina Alanı: 779 m²
Toplam Döşeme Alanı: 1,241.86 m²
Fotoğraflar: Toshiyuki Yano Nacasa & Ortakları’ndan Inc

GENÇ TASARIMCILARI YÜREKLENDİRECEK ÇALIMA,PTA’DAN

Expo 2012 Kore Fuar Merkezi peddle thorpe architects‘(PTA) tarafından tasarlandı. Bu fuar alanının diğerlerinden farklı ilk yüzen fuar merkezi olması. Fuar merkezi diğer şehirleri de dolaşarak farklılığını gösterecek. Mimari bir evrim olarak görülen tasarım, geleceğin tasarımları konusunda da teşvik edici bir yapıya sahip. Genel olarak tasarımı kıyıda yaşayan büyük bir balık yapısını çağrıştırıyor.

Mimari formu ve okyanus suları ile akışkan beraberliği yeni bir kavram katmaktadır. Bu yapı, yükselen mimarlık gemisi olarak da görülebilir. Bir değişim metaforu ve gelecek nesiller için olumlu bir mesaj gönderirken, insanların birlikte çalışarak bir şeyler yaratma duygusunu aşılıyor.

Konsept sergi teması olarak güçlü bir ifade oluşturmuş ve ‘Amacı Yaşayan Okyanus ve Sahil’ düşüncesi ile tasarlanmış. Kıyıya bağlantılı olan Pavilion, okyanusa güçlü bağlılığı ve kıyı eko sistemi göstermektedir. Tasarım, akışkan dinamikliği ve okyanus organizmalardan hatlarını alarak teorik bilimleri ve biyoloji sunuyor.

Uluslararası ve bölgesel ölçekte Okyanusu koruma, bağlılık ve 2012 Dünya Expo’nun ötesinde, çevre sorunları keşfetmek ve desteklemek amacıyla geniş sergi programı ile ikonik bir işaret veriliyor…

GERÇEK BİR VİLLA VE DAHA FAZLASI…

Koreli mimar Hyunjoon Yoo, Bukhan Nehri yanında bir ev tasarımı gerçekleştirdi. Floating House (Yüzen Ev) isimli ev nehrin güzelliğini ve çevre manzarayı rahatlıkla görebilecek şekilde tasarlanmış. Zeminden belli bir yüksekliğe göre inşa edilmesi manzara ve nehri görebilmesi açısından uygun görülmüş.

Siyah beton tabaka ile evin ve teras katının etrafı kaplanmış. Ana binanın dışında bir de gelen konuklar ve misafirler için ayrı bir bina evin hemen yakınında planlanmış. Bukhan Nehri’e bakan ev doğayla bir uyum için olması asıl amaç olmuş. Evin sahibi mimari tasarım aşamasında evin, Kore tarzına uygun olarak planlanmasını istemiş.

Nehre belli bir yükseklikten bakan ev, Feng Shui uzmanları tarafından da fikir alınarak uygun yaşam alanları tasarlandı. Ev içinde; çalışma alanı, barbekü köşesi ve evin sahibi olan ellili ve altmışlı yaşlardaki çiftin ara sıra gelip kalabilecekleri kızlarına bir misafirhane olması istenmiş. Ayrıca yine ziyarete gelen torunları için ise de oyun alanı, geniş bir avlu ve yüzme havuzu da düşünülmüş.

Evin alt katında bulunan geniş avludan da muhteşem nehir manzarası seyredilebiliyor. Bunun için bahçenin nehre bakan kısmına sadece ince bir çit çekilmiş. Evin alt kısmı hem avlu amaçlı tasarlanmış hem de misafir evinden de nehir rahatlıkla görülmesi için düşünülmüş. Ayrıca evin çatı katındaki yeşil terastan da manzara en güzel hali ile seyredilebiliyor. Sonuç olarak sürekli görülmek istenen manzara evin ve bahçenin her alanından seyredilebiliyor.

Evin etrafını çevreleyen 1 metre genişliğindeki balkon evin içindeki yaşam alanlarından dışarı açılan bir kaçamak alanı gibi. Siyah beton muhteşem bir hava yaratmış. Geleneksel Kore stilini ve tarzını yansıtan fayanslar da evin en büyük tamamlayıcısı olmuş…