ZAHA HADİD KORE’DE ÇALIŞIYOR

Pritzker ödüllü Zaha Hadid ve Patrik Schumacher, Belediye Başkanı Sei-Hoon Oh ile Güney Kore merkezinde bulunan Dongdaemun Tasarım Park&Plaza temel atma töreninde bir arada oldular.

Güney Kore’nin en büyük alışveriş merkezi ve iş merkezinin kentsel derinlikleri de içinde kapsayan Dongdaemun Tasarım Plaza & Park eğlence, dinlenme, konaklama ve alışveriş alanları ile büyüleyici bir merkez olacak. 85.000 metrekarelik bir alanda kurulacak olan Dongdaemun Tasarım Park ve Plaza’da tasarım müzesi, kütüphane, eğitim merkezleri bulunacak ayrıca 30.000 metrekarelik bir yeşil alan planlaması da bu projenin içinde yer alıyor. Bu çevresel düzenleme kentin içinde yeşil bir vaha oluşturacak.

Ünlü mimar Zaha Hadid’in tasarladığı bu projede en çok dikkat çeken özellik çimlerle kaplı çatılar. Zümrüt gibi parlayan bu yeşil alanlar yoğun şehir merkezinin ortasında bir cennet olarak görülüyor. Zaha Hadid bu proje ile ilgili; ” Projenin temel amacı, şehrin en tarihi ve yoğun bölgesinin ortasında bir kültür merkezi oluşturarak Günay Kore insanına ilham kaynağı olmaktır” diyor.

Etkileyici bir biçimde düzenlenen peyzaj alan geleneksel Güney Kore bahçe tarzının yeniden yorumlanmış hali gibi. Havuzlar, nilüfer havuzları, çakıl taşlı yollar ve bambu ağaçları. Dongdaemun Tasarım Plaza & Park antik şehir surları yakınlarında yer alıyor.

HADİD,HARİKALAR YARATMAYA DEVAM EDİYOR!!!

Zaha Hadid’in Son Projesi Bakü Haydar Aliyev Merkezi

Zaha Hadid’in Azerbeycan Bakü inşa ettiği Haydar Aliyev Merkezi güneşin altında erimiş bir dondurma külahını ve bir kuşun pike yaparken ki kanadını andıran, kağıt uçakların hafifliğine sahip son zamanlarda dikkatimizi çeken en başarılı kültür merkezlerinden biri.

İçerisinde bir kütüphane, üç farklı ölçekte oditoryum, müze ve konferans merkezi bulunan yapının dış yüzeyleri tamamen camla kaplı olacağından içerisi de gün ışığından oldukça faydalanabilecek.

Bakü’nün kentsel dönüşüm projesi aşamasında yapılacak olan Haydar Aliyev Merkezi‘nin çevresinde residanslar, ofisler, oteller ve ticaret merkezi bir piazza etrafına konuşlanacak. Bulunduğu yerin doğal topografisinden esinlenerek, ona uyarak yapılan bu yeni proje ile Bakü starchitect bir mimarın imzasıyla yeni bir kimliğe kavuşmak üzere.

VİTRA TASARIMLARI DA MEVCUT!

Mesa, bu fikirlerin küçük boyutta uygulandığı bir başlangıç noktasını oluşturuyor ve Zaha Hadid’in mimarlığın özündeki uzamsal fikirlerin mikrokozmik ölçütte ortaya çıkışını simgeliyor. Tasarım bileşkesini oluşturan öğeler;zemin, strüktür ve masa yüzeyi, uzaydaki iki yatay düzlemi birbirine bağlıyor. Ayrıca tasarımla, katı cisimler kadar boşluklarında zengin bir ifade aracı olabileceği vurgulanıyor. Yalnızca işlev biçimlendirilmeyen form, aynı zamanda mekanın akışını da değiştirerek yeni görsel izlenimler sunuyor. Plastik ve elastik bir görünüme sahip masa, görünmez güçlerle biçimlendirilen bir dünyayı hatırlatırken akışkan karanlık kıvrımlar dört boyutlu bir evrende, içinde bulunduğu mekanı da büküyor. Tasarım bu özellikleriyle Descartes’tan çok Einstein yanlısı bir felsefeyi yansıtıyor.

ZAHAD’IN LACOSTE ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR

Dünyaca ünlü mimar Zaha Hadid, Lacoste için ayakkabı tasarlıyor. Lacoste’un krokodil amblemini dijital hale getiren ve logoyu ayakkabının üzerine uygulayan Hadid’in bu konsept çalışması Mayıs 2009’da satışa çıkacak. Lacoste, bu konsept ayakkabıyı Londra’da geçtiğimiz günlerde düzenlenen Frieze Sanat Fuarında tanıttı. Brezilya’nın Melissa adlı plastik ayakkabı markası için ayakkabı modelleri tasarlayan Mimar Zaha Hadid, şimdi de Lacoste için bir model hazırlıyor.

 

Lacoste’un krokodil ambleminden yoka çıkan Hadid, ayakkabının yüzeyine dijital hale getirilmiş amblemi derinin üstüne işleyerek yayıyor. Ergonomik şekilde tasarlanan ayakkabı dalgalanır gibi ayağı saracak şekilde planlanmış. Dünya çapında 10.000 kadar sayıda üretilecek bu konsept ayakkabı Mayıs 2009’da satışta olacak.

ZAHA HADİD ÇOK AMAÇLI ÇALIŞIYOR…

Crater, Zaha Hadid’in süreginden, yeni deneyimlerle tasarım ön-yargılarımızla meydan okuyan otuz yıllık keşif ve araştırmalarının son manifestosunu temsil ediyor. Bu ürünle deneyim çizgisini bütünüyle değişik bir hatta kaydıran Hadid, bir masa ve yüzeyine yerleştirilmiş tümüyle farklı nesnelerin ilişkisini sorguluyor. Zaha Hadid’in, sınırları zorlayan tasarım anlayışı ve malzeme alanındaki en son yenilikleri kullanma arzusu, Crater gibi beklenmedik ve dinamik biçimlerin ortaya çıkmasına yol açıyor. Üç-boyutlu tasarımdaki son gelişmeleri kullanan tasarımcının deneyimleri ve alüminyumla somutlaşabilen akışkan yüzeyler, ürünün gizemli biçimlerinin oluşmasını sağlıyor. Masanın kütlesini azaltan ve üzerindeki nesneleri saf biçimlere dönüştüren Hadid, işlevin mutlak bir dışa-vurumunu sunarak kullanıcıları beklentilerinden kurtarıyor ve ilişkiyi yeniden gözden geçirmeye zorluyor. Sonrasında her bir işlevi yeniden akıcı bir biçimde birleştirerek öğeler arasında yumuşak geçişler yaratıyor.

Crater’in yüzeyinde beliren, kap ya da şamdan gibi algılanabilecek girinti ve çıkıntıları farklı açılardan gözlemlerken bunların bağımsız birer kütleye sahip olmadığı, bütünün bir parçası olarak, masa yüzeyinin sürekli topografyasındaki öğeler olarak tanımlanabileceği anlaşılıyor. Hadid’in sınırlarını zorladığı morfolojik konsept ve estetik, buradaki gibi birleşimleri kullanabilmemizi sağlıyor. Tasarımın son aşamasından önce bağımsız, ayrık nesneler olarak düşünülen masanın üzerindeki bu yüzey biçimleri, kent ölçeğindeki mimari bir tasarımda yüzey koşullarını belirleyen yapıları andırıyor. Doğa tarafından biçimlendirilmişçesine yüzeye gömülü kraterler, Rus avangard sanatçıları ile Ekspresyonizm’den kalma akıcılığı bir-arada kullanan bir tasarım dilini taşıyor. Yüzeydeki kraterlerden ikisi, doğanın bir rastlantısı gibi masanın sınırlarının dışına taşıyor. Uzayda asılı gibi duran üçüncü krater ise açıkça, yeniden masa ile nesnenin ayrık olup olmadığı sorusu akla geliyor.

MELİSSA AYAKKABI,ZAHAD HADİD’E EMANET!

Pritzker Ödülü’nün sahibi Zaha Hadid son zamanlarda Melissa ayakkabı firması ile bir ayakkabı tasarımı işbiriliği içindeydi. Brezilya firması olan Melissa plastik ayakkabı konusunda uzmanlaşmış bir firmadır. Yenilikçi tarzıyla her ürününde çizgisini daha da yükseltiyor. Zaha Hadid mimari yapılarda kullandığı sıra-dışı çizgisini bu plastik ayakkabılara da yansıtmış.

Zaha Hadid daha önce de Chanel ile bir “mobile art container” için işbirliği yapmıştı. Tasarımcı değişik alanlardaki tasarımları ile son zamanlarda dikkatleri üzerine toplamaya devam ediyor. Her zaman ne yapmak istediğini bilen duruşu ve disiplinli tavrı ile Zaha Hadid bu projesinde de ayakkabılar üzerinde tasarımını konuşturdu. Zaha Hadid birkaç süredir giyilebilir şeyler üzerinde çalışmakta.

UZAY ARACI FORMUNDA BAR!

Pritzker ödüllü mimar Zaha Hadid metalik, gümüş renkli bar tasarladı. Patrik Shumacher’le iş birliği içinde tasarladı. Hadid mimaride olduğu kadar endüstriyel tasarımda da eğimli, kavisli hatlar kullanmış. Heykelimsi görüntüsü ile bar ve mobilya tasarımına farklı bir boyut kazandırmış.

ZAHA HADİD HAKKINDA GENEL BİLGİ !

26 yıllık tarihinde mimarlığın Nobel’i olarak nitelendirilen Pritzker ödülünü kazanan tek kadın mimar Zaha Hadid’in özellikle İngiltere’de yaptığı çalışmaların tamamı ilk kez toplu halde Londra Design Museum’da yayınlandı.

Bağdat doğumlu Zaha Hadid, İngiltere’de yaşıyor. 30 yıllık meslek hayatında yaptığı işlerle gündeme gelen kimi zaman beğenilen, kimi zaman sert eleştirilere maruz kalan Hadid, 2003 yılında Cincinnati’de yaptığı Rosenthal Çağdaş Sanatlar Merkezi ile son dönemin en önemli mimarlarından biri olduğunu herkese kabul ettirdi. 2004’de Pritzker ödülünü alan ilk kadın mimar olarak ta tarihe geçti. Hadid de ünlü mimar Rem Koolhaas’ın öğrencilerinden. Koolhaas 97’de geleceği parlak eğrencisini Elia Zenghelis’le ortak kurduğu The Office for Metropolitan Architecture!a ortak olmasını önermiş. Koolhaas’ın ofisinde bir süre çalışan Hadid uyum sağlayamamış. Daha sonrada Koolhaasgenç öğrencisini daha sonra “kendi yörüngesinde dönmeyi tercih eden bir gezegen” olarak tanımlıyor.

Hadid’in kuluçka dönemi uzun sürdü. Dünyanın önede gelen mimarlarının yetiştiği ve kendisininde mezun olduğu İngiltere’deki AA School of Architecture’de eğitim görevlisi olarka görev yaptı. Bu dönemde kökleri 20’lerin yapısalcılık ve mal ve mülk hırsının yok olacağı nesnesiz dünya dayalı neo-modernist mimari anlayışını inşaa etmekle meşgul oldu. Zaten mezuniyet projesi London’da Hungerford Köprüsü üzerine kurulacak olan otele Malevich’s Tectonik adını vermişti. Suprematist Kasimir Malevich 1928’lerde espas/boşluğu ancak dünyadan koparsak yani dayanma noktası ortadan kalkınca algılayabiliriz, yaklaşımının izlerini bugün Hadid’in mimari anlayışında sürdürdüğünü görebiliyoruz: Mecazi olarak ve bir gün gerçekleşen kalkışa hazır peyzajlar!

 

Her ne kadar vatandaşı olduğu İngiltere’de, 2012 Olimpiyatları için Su sporları merkezi dışında bugüne kadar tek bir bina yapmadıysa da nihayet ona kollarını açıyor: Hadid şimdi Kirkaldy, İskoçya’da bir kanser merkezi, Glasgow’da bir müze ile Londra’daki Architecture Foundation’a bir galeri tasarlıyor. Bir yandan da Amerika ve Japonya gibi mimaride çok iddialı ülkelerde sürekli konkurlar kazanıyor ve herkesin konuştuğu prestijli binalar yapıyor. Avrupa’nın ise son yılların en başarılı mimarı olarak adı geçiyor. Hadid, mimarlık, kentsellik ve tasarımın sınırlarını zorlayan mimari yenilikçiliğin ön saflarında yer alıyor. Hedefi ise tasarım yoluyla merak yaratmak, toplumsal ve kültürel etkileşim olanağı sağlamak. Bu yüzden projelerinde geleneksel alan ve bina mimarisi ile yer ve şehircilik kavramlarına yeni bir boyut katıyor. Genellikle birbirinden bağımsız araçlar olarak algılansalar da Hadid, mimarlık ile kentselliği kaynaştırmak istiyor. Araştırmaları sayesinde bir yapıyı oluşturup, belli bir zemine demirlemenin yollarını keşfediyor. Kentsel koşullara ve dokuya taze bir anlayışla yaklaşıyor. Tasarlanan mekanda yeni ve değişik hatta beklenmedik deneyimler yaratmanın yollarını arıyor. Dış dünya ile iletişim kurmasına yarayacak fırsatlar yaratıyor.

Pritzker’i kazandığında ilk önemli projesi ve mesleki dönüm noktası olan Rosenthal Centre for Contemporary Art’ı hayata geçirmişti. Bugün ise Singapur’daki One North gibi ana planlardan, Çin’de bir opera binası, Roma’da bir müze ve Dubai’de bir gökdelen gibi çok önemli çalışmalara imza atıyor. Geçtiğimiz yıl ise Almanya’da iki öenmli projeyi gerçekleştirdi. Birincisi BMW fabrikası ise 2006 RIBA Stirling ödülünü kıl payı kaçırdığı Phaeno Bilim Merkezi. Her iki projede Hadid’in virtüözü olduğu mekansal yaratıcılığın özünün nasıl somuta dönüştürüleceğinin muhteşem birer kanıtı oldu. Hadid’in son dönem çalışmaları arasında Milano’daki iş kompleksi Fiera di Milano Established and Sons için tasarladığı Aqua Table Abu Dhabi’deki Sheikh Zayed Bridge ile Cologne Fuarı’nda bir küpten yola çıkarak tasarladığı İdeal Ev bulunuyor.

Londra Design müzesindeki geniş sergi, ünlü mimarların teorik ve akademik çalışmalarının yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerindeki gerçekleşen projelerinin etraflı bir incelemesine de olanak veriyor. Sergide Hadid’in projelerini yaratırken kullandığı değişik tasarım araçları sunuluyor. Bunların arasında üç boyutlu araştırmalar için anı dondurduğu dinamik güçlerin yönü ve çevre şartlarına uyumunu analiz ettiği yağlı boya tablolar ile mimari maketler, kent planları, animasyonlar, mobilya ve tasarım objeleri yer alıyor.

 

ZAHA HADİD HAKKINDA GERÇEKLER

 

 

Kentsel tasarımın sınırlarını, tasarladığı fütürist ve dekonstrüktivist yapılarla zorlayan Pritzker Mimarlık Ödüllü ilk kadın mimar Zaha Hadid’in gizli defteri araştırıldı…

Zaha Hadid tasarladığı yapılarla modern mimarinin fenomen isimlerinden biri oldu. Edebiyat Nobeli’yle eşit görülen Pritzker Mimarlık Ödülü’nü kazanan ilk ve tek kadın mimar oldu. Üstelik Pritzker’i kazandığında dünya çapında adını duyuran Hadid’in projelerinin çok azı hayata geçirilmişti.
1950 yılında Bağdat’ta dünyaya gelen Zaha Hadid Irak asıllı bir İngiliz. Eğitimine Beyrut’ta matematik alanında başlayan Hadid, daha sonra Londra’daki Architectural Association’da mimarlık eğitimi almış. Profesyonel hayatında Office of Metropalitan Architecture’da Rem Koolhaas ile ortak çalışarak başlamış.
Mimarlık dünyasının fütürist Şehrazad’ı Hadid’e her ne kadar otoriter, huysuz ve antipatik gibi sıfatlar yakıştırılsa da, geniş kitlelerin hayranlık duyduğu projeleri kıskançlıkla takip ediliyor. Her zaman ona eşlik eden ortağı Patrick Schumacher de en az onun kadar etkileyici bir karizmaya sahip. Kadınların pek sevilmediği, zalim mimarlık dünyasında Zaha Hadid çarpıcı zekası, ödüllerle taçlandırılan projeleri, benzersiz kariyeri ve yarattığı yenilikçi tasarımlarla kendini ispatladı.


Mimar, köşeli düzenlemelerle yaratılan her türlü fikri dışlıyor. Onun tasarımlarında akışkan ve organik formlar, yuvarlak hatlarla yaratılıyor. Projeleri diyoganaller, sarkıtlari kıvrımlar ve katmanlarla hayat buluyor. Çalışmalarında mimarlık, sanat ve tasarımı kesiştiren mimar, bize yeni yaşam biçimlerine dair hayaller kurduruyor ve daha kaliteli bir yaşama sahip olmabileceğimize inandırıyor.
Zaha Hadid’in taslak çizimleri nekadar bilimkurgu çizgi romanlarını andırsa da onun projeleri gerçekten geleceği betimliyor. Bunu tecrübe ederek anlayabilmek için, Madrid’de her katı farklı bir tasarımcı ve mimarların elinden çıkan Hotel Puerta America’nın Zaha Hadid katında bir gece geçirmeniz yeterli. Sınırları ortadan kaldıran akışkan yüzeylerle tasarlanan odalarla, duvarlar, tavanlar, yatak, koltuk ve çalışma masası birbiriyle bütünleşiyor.

Hadid, David Gill Galleries ve Establishe&Sons markaları için limitli sayılarda üretilen masa ve kanepeler tasarlamış. Tasarladığı mobilyalar modüler olarak bir araya geldiklerinde bir bütünlük oluşturuyor. Mimar, aynı zamanda Sawaya&Moroni için de tasarımlar hazırlıyor.

Ona mimarlık hayatında ilk şans veren Vitra’nın patronu Rolf Fehlbaum oldu. Vitra’nın Almanya’da Weil-am-Rhein bölgesinde konumlanan İftaiye Merkezi onun ilk bina projesiydi (1993). Vitra’nın mobilya tasarım ve üretim merkezi olarak planlanan bina bir süre itfaiye binası olarak kullanıldı. Binada itfaiye araçları için yeterli alan olmaması nedeniyle bugün Vitra tarafından kalıcı sergi alanı olarak kullanılıyor.
Çok farklı bir aileden gelen Hadid, sfenksleri andıran çehresi, doğulu bakışlarıyla karizmasını her daim koruyor. Kocaman mücevherler takan, gösterişi seven mimar ipekli kumaşlara bayılıyor. Siyahtan vazgeçmeyen Hadid, asimetrik kesimleri çok seviyor ve Issey Miyake tasarımlarına hayranlık duyuyor. İlginç tasarımlara sahip stilettoların da koleksiyonunu yapıyor.
Onun tasarladığı ürünler sakız gibi. Asla düz çizgilere sahip değiller. Dekonstrüktivizmden yola çıkarak yaratıyorlar. Yani Hadid, var olan tasarımları parçalara bölerek, bu parçaların kendi aralarında ve kendileriyle olan ilişkilerini analiz ederek diyalektik bir çağrışımla yeniden yaratılıyor.
Zaha Hadid 2010’da tamamlanması planlanan son projesi XXI. Yüzyıl Sanat Müzesi Roma’da hayata geçiriliyor. Londra 2012 Olimpiyatları için de London Aquatic Center projesini hazırlıyor.