17 TÜRK TASARIMCININ BAŞARILARI

ALİ TAYAR

Mimarlık eğitimi alan Ali Tayar, yurtdışındaki endüstriyel tasarımcılardan biri. 1993’te kurduğu Paralel Design Partnership şirketiyle mobilya ve eşya tasarımı yapıyor. Tayar’ın tasarımları New York Modern Sanat Müzesi’nde de sergilendi. National Endowment for the Arts tarafından 1995’te ödüllendirildi.

ARİF ÖZDEN

Bügüne kadar çeşitli firmalar için kurumsal kimlik, ürün,stand, ofis ve sergileme sistemleri gibi tasarımlar gerçekleştiren Özden, halen Derin, Polo Garage, Gilan, Vestel için tasarım çalışmalarını sürdürüyor. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı büfeler yarışmasında onur ödülünü kazandı.

ATİLLA KUZU

1994’e kadar çeşitli mimarlık ofislerinde çalışan Atilla Kuzu, o tarihten bu yana ortağı mimar Levent Çırpıcı ile birlikte kurduğu Zoom Mimarlık bünyesinde hizmet veriyor. Şirketin uzmanlık alanı mağaza, kongre-sergi sarayı, otel gibi mekanlar. Kuzu, bunun yanı sıra iç mekan gereçleri de tasarlıyor. Japonya’daki Conde House firması tarafından ödüllendirilen oturma birimi bunlardan biri. Kuzu, ayrıca Nurus için bazı ürünler tasarlıyor.

AYŞE BİRSEL

Ayşe Birsel, Amerika’nın “En Yaratıcı 1000 Kişisi” arasına giren tasarımcılardan. 2007 yılına kadar üretilecek Renault otomobillerinin iç tasarımlarını yapacak. Tasarım sektörünün Oscar’ı kabul edilen Roscoe Ödülünü alan Birsel, New York’taki tasarım bürosu Olive Design’daki 12 kişilik ekibiyle Herman Miller, Knoll ve Toto gibi üreticiler için ürün tasarlıyor.

AZİZ SARIYER

Aziz Sarıyer, mobilya ve iç mimari dünyasının önemli tasarımcılarından. Sarıyer, şu anda yenilikçi ve ilerici mobilya tasarımı denince akla ilk gelen isimlerden olan tasarım şirketi Derin’i 1971’de henüz okuldayken kurdu. Sonraları uluslararası markalara da çalışmaya başladı. 1999’da ise İtalya’da tasarım eğitimi alan oğlu Derin’le ortak çalışmaya başladı. Cappellini, Moroso, Zeritalia, Sica ve Derin için tasarımlar yapıyor.

BİLGİ KARAN

ODTÜ Endüstri Ürünleri Tasarımı Bölümü mezunu Karan, yurtdışındaki Türk tasarımcılarından. DemirDöküm’de çalışmaya başlayan Karan, bir süre Can Yalman’la çalıştıktan sonra master eğitimi sırasında Electrolux, ABB gibi firmalarla proje yürüttü. Şu anda İsveç’teki Sony Ericsson Creative Design Center’da görev yapıyor.

CAN YALMAN

Tasarım, üretim ve pazarlama üzerine 11 yıldır profesyonel olarak endüstriyel tasarımcılık yapıyor. Bugüne kadar RocaKale, Hisar, Arçelik/Beko, Bosch, Teba, Tariş, Inform, BAT, Numarine gibi firmalar için tasarım yaptı. 2002 yılından beri Can Yalman Design stüdyosu ile hizmetlerini sürdürüyor.

 

 

 

DEFNE KOZ

Defne Koz İtalya ve ABD arasında yaşayan bir Türk tasarımcı. Merkezi Milano’da olan Defne Koz Design Studio’yu yönetiyor. Pirelli, Alessi, Guzzini, Steel, RSVP, Mobileffe, Alman WMF, Sharp, Nissan, Japon Casio, Nurus, Decorum/s, Eczacıbaşı/Vitra ve Derin gibi pek çok yerel ve uluslararası marka için tasarım üretiyor. Mobilyadan aydınlatma gereçlerine elektronik eşyadan otomobil lastiğine pek çok ürünün tasarımını yapıyor.

EFE BULUÇ

Efe Buluç, Türk tasarımcıların dünyadaki temsilcilerinden biri. Lisans ve lisansüstü eğitimini New York’ta endüstriyel tasarım konusunda alan Buluç, “to22” adlı bir uluslar arası tasarım grubunun ortaklarından. Grubun diğer iki ortağı ABD’li. Çeşitli iç dekorasyon ürünlerine imza atıyorlar. 1997’den beri dünyanın birçok ülkesinde konferans veren grubun, tasarım fikirleri de dikkatle takip ediliyor.

İNCİ MUTLU

İnci Mutlu da bir ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü mezunu. 1997-1999 arasında İstanbul’daki Idol Endüstriyel Tasarım şirketinin kurucu ortaklarından biri olarak çalıştı. İtalya’daki Isao Hosoe Design Studio’daki deneyiminin ardından, şimdi Luca Milano ile Mutlu&Milano Design Studio’da tüm dünyadan şirketlere tasarım yapıyor. Vitra, Handles, Restonic, Koziol, Jongform müşterilerinden bazıları.

KUNTER ŞEKERCİOĞLU

Kunter Şekercio?lu, mimari, iç mimari ve endüstriyel ürün tasarım konusunda hizmet veren Kilit Taşı şirketinin ortaklarından biri. Şirket, Bursa ve İstanbul’da mimari ve iç mimari projelerle birlikte endüstriyel ürün tasarımı işleri de yapıyor. Arzum, Scrikss gibi firmalar için ürün tasarlıyorlar. Arzum için Türk kahvesi robotu ve nargile, Scrikss için masa kalemi bunlardan bazıları.

MİRZAT KOÇ

Eğitimini New York’ta alan Mirzat Koç, 2003 yılına kadar ABD’de çeşitli tasarım şirketlerinde çalıştı. 2003 yılında ise kendi şirketi Ideolog’u kurdu. Tasarım kariyeri süresince farklı sektörlerde birçok dünya firmasına ürün tasarladı. Kodak, Fujitsu Siemens, Panasonic, 3M, TDK, Bose, Black&Decker ve Symbol Technologies şimdiye kadar bilgisayar, fotoğraf makinesi, bebek puseti gibi ürünler tasarladığı firmalardan bazıları.

MURAT GÜNAK

Geçen yıl Volkoswagen Grubu’nun tüm markalarının tasarım sorumluluğunu üstlenen Murat Günak, kuşkusuz yurtdışında Türk endüstriyel tasarımcılarının en ünlü temsilcilerinden biri. 2003 yılında Volkswagen’e tasarım şefi olarak transfer olan Günak, yeni göreviyle tüm markaların sorumluluğunu aldı. Günak, daha önce de Mercedes için tasarımcı olarak çalışıyordu.

OYA ŞENOCAK AKMAN

Oya Şenocak Akman, bu alanda doktorasını Mimar Sinan Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde 1992 yılında yaptı. Seramik, plastik ve tekstil ürünleri tasarımı alanında çalıştı. 1983’ten beri, Paşabahçe’de çalışıyor. Cam konusunda el yapımı ve otomasyon üretiminde uzman. 1993 yılından beri İTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nde öğretim üyesi olarak görev yapıyor. Bugüne kadar 10’a yakın ödül aldı.

ÖZLEM PERŞEMBE

ODTÜ Endüstriyel Tasarım Bölümü’nü bitirdikten sonra Vestel Elektronik Ar-Ge grubunda ardından Raks Elektronik’te çalışan tasarımcı, 1994 yılında ortağı Hilal Tolasa ile Nesne Tasarım’ı kurdu. Son 3 yıldır hizmet verdikleri firma ve kurumlar arasında Alcatel, Karel, TÜBİTAK MAM, Kunt Elektronik, IBM POS, Rom-OPET, PınarSüt, Hes Makina ve Havelsan bulunuyor.

SEZGİN AKSU

Sezgin Aksu, son yıllarda dünya tasarım platfomunda en sık duyduğumuz Türk isimlerden biri. 8 yıl çok çeşitli okullarda eğitim gördükten sonra Milano’da çalışmaya başladı. Milano’da dünyanın en ünlü iç mimarlık stüdyolarından biri olan De Lucchi’de çalışıyor. Tasarım bölümünün sorumlusu. Tasarımcının müşteri portföyünde Olivetti, Siemens, Compaq, Enel, Poltrana Frau, Mandarina Duck, Fiat gibi firma isimleri yer alıyor.

TANJU ÖZELGİN

Tanju Özelgin, halıdan banyoya pek çok endüstriyel ürünün tasarım hizmetlerini veren Parlak Kırmızı şirketinin ortaklarından. 1987’de kendi tasarım ofisi Scala’yı kuran, daha sonra IN Mobilya’da kurucu ortak olarak çalışan Özelgin, Parlak Kırmızı’yı 1996’da Ertan Binme ile kurdu. 1998’den beri öğretim üyesi, jüri üyesi proje danışmanı olarak eğitim süreçlerine katkıda bulunan Özelgin, Versace, Sebastian, Stendhall, Nurus, Derin, BT, Birim, Crea Concept gibi birçok firma ile çalışmalarını devam ettiriyor.

ÜMİT ALTUN

Endüstriyel ürün tasarımı konusunda yaklaşık 20 yıllık deneyime sahip. 2003 yılında Arçelik’ten ayrıldıktan sonra DesignUM’u kurdu. Bugün otomotivden çamaşır makinesine kadar tasarımıyla Otokar, Eksen, Ernamaş, Viko, Metre Grup, Step-pen ve Türmak gibi şirketlere tasarım hizmeti veriyor.

ENDÜSTRİ TASARIMCISI VİKTOR SCHRECKENGOST KİMDİR

Dünyaca ünlü endüstri tasarımcısı Victor Schreckengost, geçtiğimiz cumartesi günü, 101 yaşındayken Florida’da öldü. 70 yıllık meslek hayatı boyunca ise, her gün kullandığımız, seramik bardak, tabak gibi ev gereçlerinden, metal sandalyelere, hatta çocukların gözdesi ‘muz bisiklet’e kadar pek çok tasarım gerçekleştirdi.

Schreckengost 26 Haziran 1906’da, çömlekçilikte öncü kasabalardan olan, “Dünyanın çömlek başkenti” olarak bilinen Youngtown’da dünyaya geldi. Tasarımcılıkla olan ilgisi çocukluğunda kendine oyuncak yapmakla başladı. Babasının, eve çömlek işini getirmesiyle de bu işe iyice girmiş oldu. Cleveland’daki Sanat Enstitüsünü ve Viyana’daki Kunstgewerbeschule’u bitirdikten sonra Schreckengost Cowan Çömlek Atölyesi’nde çalışmaya başladı. En önemli yapıtlarından birisi, Eleanor Roosvelt için tasarladığı panç kasesi oldu. “Caz fincan” ise, kendisinin kübist, cazcı, neon ışıklarını seven kişiliğini ortaya çıkarıyordu. Bu tasarım, Amerikan Art Deco’nun simgesi haline geldi.

1930’lar boyunca Schreckengost, serbest olarak, Amerikan Limages, Haris-Seybold ve Sears Roebuck gibi pek çok şirketle çalıştı. Bisiklet üreten Murray Company için de Mercury isimli bisiklet tasarımını yaptı. Muraay ile çalıştığı 35 yıl boyunca da Schreckengost, çocuklar için pedallı arabalar ve bisikletler üretmeye devam etti.

Bu yıllar boyunca ürettiği 100 milyondan fazla bisiklet, Murray’i, Dünya’nın en büyük bisiklet üreticisi haline getirdi. 1960’lardan sonra, Schreckengost, ilk “muz seleli bisiklet”ini üretmeye başladı. Schreckengost, “Bizim ürettiğimiz muz sele sayesinde, aynı sele üzerinde birden fazla şekilde oturabiliyorsunuz.” Diye açıklıyor tasarımını. Bu çalışmaları sayesinde 2006 yılında, Ulusal Sanat Madalya’sını kazanan Schreckengost, 1958 yılında da Amerikan Mimarlar Enstitüsünün en yüksek onur altın madalyasını kazanmıştı.

TASARIMCI ALİ TAYAR KİMDİR

Ali Tayar 1959 İstanbul doğumlu. Stuttgart Üniversitesi’nde ve Massachusetts Instutite of Technology (MIT)’de mimarlık eğitimi almış. 1992’de Paralel Design Partnership Stüdyosu’nu kurduğu New York’ta yaşıyor. Tayar günlük objeler, mobilyalar ve mimari projeler üzerinde çalışmalar yapıyor. Projelerden bazıları Gansevoort Galerisi, the Waterloo Brasserie, the Pop restoranlar zinciri Block Island’daki ev. Tasarladığı mobilya ve ürünler New York Modern Sanat Müzesi’nde, önemli galerilerde ve Metropolitan Sanat Müzesi’nde sürekli koleksiyonunda sergileniyor. Tayar, 2002 yılında Architectural League of New York’un düzenlediği Emerging Voices ödülünü aldı. Omnia’nın iç mekan tasarımı ona ait. Omnia aynı zamanda kırkı aşkın ülkede özel tasarlanmış ve bireysel olarak işletilen 140 üyeli “tasarım oteller” grubunun bir üyesidir.

 

EZRİ TARAZİ KİMDİR ?

Ezri Tarazi, İsrail endüstri ürünleri tasarımının en önde gelen isimlerinden biri. Tasarım alanında eğitimci ve teorisyen olarak gösterdiği başarılar ve İsrail tasarımını dünyaya tanıtan çalışmaları sebebiyle İsrail Kültür ve Bilim Bakanlığı tarafından 2002’de “Yılın Tasarımcısı” ödülünü aldı. Sanatçı, çalışmaları ile çağdaş İsrail tasarımına ilgi uyanmasını sağladı. Ülkesinin dışında katıldığı toplu sergilerin en önemlileri arasında; 2002 yılında Avrupa’nın bazı şehirlerini dolaşan “Industrious Designers: Design from Israel”, 2005 Milano Trienali’nde “Promisedesign” ve 2006 yılında Cooper Hewitt Ulusal Tasarım Müzesi’nde açılan “Solos: New Design from Israel” sayılabilir.

Ezri Tarazi Design Studio’nun tasarımları “tasarımla politikanın örtüşmesi” olarak tanımlanabilir. Tasarımcı konferansta “Is-Realizm” kavramı ile başlayarak önce bu kavramı anlattı. Daha öğrenciyken 72 gazete kullanarak yaptığı sandalye tasarımı “Old-News” ile daha o zamandan ileride parlak bir tasarımcı olduğununun göstergesi. Tarazi, İsrail tasarım konseptini, kompleks morfolojiler kullanan, malzemeleri yeniden değerlendirebilmeye önem veren ve ülke gerçeklerinden faydalanan bir düşünce biçimi olarak anlattı. Ayrıca tasarımlarında objelerin taklit edilebilmekten uzak olmasına dikkat ettiklerini, tasarımlarının genelde şekillerin tekrarlarından oluştuğunu ve şu anda Kaliforniya’dan sonra bu derecede özel üretim yapan ikinci ülke olduklarını belirtti.

Daha sonra İsrail’deki tasarımcıları tanıtıp çeşitli işlerini göstererek sunumuna devam etti. Yaacov Kaufman’ın “Solos: New Design from Israel” sergisindeki işlerinden Aluminum Containers tasarımında tek bir tencere altıyla yetmişten fazla farklı tasarım yapıldığını gösterdi.

Ayrıca Chanan de Lange’nın kitaplık sistemini ve kendisinin duvardan asmalı olarak spiral şeklinde dönen kitaplık sistemini anlattı. Tal gur, Ami Drach & Dov Ganchrow, Pini Leibovich, Alon Meron gibi ülkesinin tasarımcılarının farklı malzeme teknikleri ile yaptıkları işlerden örnekler verdi. Ayala Serfaty’nin ışığı kullanarak yaptığı tasarımlar en ilgi çekenlerden biriydi.

Ülkesinin tasarımcılarını övgülü bir şekilde anlattıktan sonra, “Kişi- Başına” sergisini sunarak devam etti.“Kişi-Başına”nın özel ve somut olandan jeopolitik ve sanal olana uzanan ve görülmeyen alanla ilgili bir tasarım enstalasyonu olduğunu belirten tasarımcı şöyle dedi; “Kişi-başına korkular veya kişi-başına rüyalar, kişi-başına gelir kadar ölçülebilir olmasa da bir varil petrolden daha az gerçek değildir. Küreselleşme, modası geçmiş bir sözcük gibi olsa da, işten çıkarılmış her işçi veya internetteki blogcular için bir gerçektir.”
Sergideki, çeşitli ülkelerin bayrakları ile yapılan minderlerden oluşan kanepe tasarımı ile ülkelerin bütünlüğünün ne kadar önemli olduğuna ve ayrımcılığın baskın olduğunda ne kadar tehlikeli olabileceğine dikkat çekiyor. Daha sonra gösterdiği tasarımlar arasında Google’dan “masa” diyerek aradığınızda çıkan resimlerden oluşan “Search Table”, iki kanepe konturunun bir araya getirilmesi ile oluşan “De-Focus (Odaksız)” tek parça aliminyum profilden oluşan “Exta” ve İsrail’de savaşlar sebebi ile göçebeleşen halkın kullanabileceği “Moving (Taşınma)” tasarımları bulunuyordu. Eski Bağdat haritalarının güncellenmesi ve modelinin yapılması ile oluşan “New Baghdad (Yeni Bağdat)” sergideki en etkileyici tasarımlardan biri.

ERİC OWEN MOSS’UN YAPTIĞI ÇALIŞMALAR

ERİC OWEN MOSS
Eric Owen Moss Architects 1973’te Loangeles’da kuruldu. Buıgün yirmibeş profosyonel çalışanıyla dünya çapında projeler üreten, son yıllarda New York, Washington DC, Mexico City , Guangzhou, St. Petersburg ve Los Angels kentlerinde tasarladığı yapılarla öne çıkan Moss ve ekibi, çoğu Amerika Mimarlar birliği (AIA) tarafından verilmiş altmışın üzerinde ödülün sahibi. Moss ayrıca 1999 yılında Amerika Sanat ve Edebiyat Akademisi tarafından verilen akademi ödülünü aldı.2001 yılında AIA/Los Angeles’ın tasrım alanında verildiği altın madalya (AIA/LA, Gold Medal Avward for Design Archievement),2003’te de California Berkeley Üniversitesi’nin Özel Mezunlar Ödülü ( University of California, Berkeley, Alumni Association Distinguished Alumnus Award) altın madalyası ile ödüllendirildi.

Katıldığı uluslar arası mimari proje yarışmalarında çok sayıda ödül kazanan Moss’un ofisi Developer Competition w/ Samitaur Constructs, Mariinsky Kültür Merkezi (St. Petersburg, 2001-), Queens Museumof Art (Queens, NY , 2001), Stanford University Learning Lab (Polo Alto California ,1998), San Francisco Yahudi Müzesi (San Francisco , California, 1997) yarışmalarında birincilik, Bibliotecade México Jose Vasconcelos Mexico City (2003) yarışmalarında ikincilik ödülü aldı; Smithsonian Enstitüsü Patent Ofisi Binası (Washington , DC , 2004) ve yeni Mariinksy Tiyatrosu (St.petersburg , 2001-2003) yarışmalarında da finale kaldı. 2106yılının Los Angeles , New York ve düzenlenen “Geleceğin kenti:Tasarım ve rekabet mühendisliği”(The City of The Future) yarışmasında Los Angeles adına katılıp bitinci seçilen Moss , son olarak Anerika Sanat ve Edebiyat Akademisi’nin Arnold Brunner Anma ödülüne değer görüldü. Eric Owen Moss Architects, yeni Mariinsky Tiyatrosu projesini 2000 yılında Venedik Bienali’nde de sergiledi Los Angeles/Culver City projesi 2006 yılında Venedik Bineali’nin “Şehirler, Mimari ve Toplum” bölümünde sergilendi. Moss, 1974’te ders vermeye başladı SCI-Arc (Southern California Institute of Architecture)’da 2002’den beri yönetici olarak görev yapmaktadır.

 

DAVİD ROCKWELL KİMDİR ?

David Rockwell iç mimarlık dünyasında eğlenceli bir katılımcıdır. Chicago’da doğmuş, 5 erkek çocuktan en küçüğüdür. Annesinin bir dansçı, erkek kardeşlerinin küçük rollerde oyuncu olarak çalıştığı Jersey kıyısında küçük bir kasabada yaşamıştır.

New York Union Square‘deki ofisinde, sadece mimari geçmişi olmayan, aynı zamanda sanatçı, heykeltraş, şef, opera sanatçısı, oyun yazarı ve set tasarımcısı olan 160 yetenekli tasarımcı ile çalışmaktadır.

2001’de Amerika Florida’da, Universal Studio Citywalk’ta Emeril restoran açıldı. Amerika’daki en popüler TV istasyonlarından biri olan Food TV’de 2 şovu bulunan Emeril Lagasse’in sahip olduğu bu restoranın projesinin her bölümü, planlanmasından yapımına ilginç temaları takip ederken, tasarım stilini dönüştürmede ilk fırsatı 1994’te film yıldızı Robert De Niro ve Japon baş aşçı Nobu Matsuhisa’nın kurduğu Nobu restoran tasarım projesini aldığında elde etmiştir. Görünebilen ve ince tasarım elemanlarının arkasındaki gizli anlam ve felsefe bize fikir sunmaktadır.

Rockwell Group 1984 yılında kurulmuştur, şuanda 160 çalışanı ile 200’den fazla inşa edilmiş projeye imza atmıştır. Zengin malzemeler, yenilikçi öyküler ve bir teatrel bir duyarlılıkla, Rockwell Group’un en yeni projesi Time Warner Center’daki Cafe Gray‘dır.

David Rockwell iç mimari dergilerince yaşam boyu başarı ödülüyle ve Grand Central Terminal renovasyonu ile Tasarım Ödülü ile onurlandırılmıştır.

 

KİM PAİK SUN KİMDİR ?

Kendi sütüdyosunu 1988’de kuran Sun, daha öncede güzel sanatlar ile toplumun çeşitli işlevlerini tanımlamaya çalışan bir ortaklık içindeydi. Tasarımın işlevini toplumla bütünleştirirken, makanın geçici kalitesini ve malzemenin özelliklerinin araştırmaktaydı. Temel projeleri arasında içmimari ve mimarinin çeşitliliğinin gösteren Bundano J. Residence, M Villa, Clup Cheonsang, Yeomgok-dong Residence ve Pekin’de Moon Rever Town House bulunmaktadır.

1988’kurulmuş olan Paiksun Design Studio, fiziksel görüntü odaklı morfolojik görüntülerden ziyade , mekandaki tasvirleri ve çevre ile iletişimi belirten genç bir tasarım grubudur.

 

KARİM RASHİD KİMDİR YAPTIĞI ÇALIŞMALAR NELER ?

DÜNYAYI DEĞİŞTİRMEK yada YENİDEN TASARLAMAK…

Tasarım dünyasının prensi olarak söz ediyor herkes ondan. Bu alanda verilen en büyük ödülleri alan da yine o. Karim Rashid, en başarılı, adından en çok söz edilen ve gerek tasarımları gerekse yeniden yarattığı mekanlarla “iç dünyamızı” fetheden isim. Bu yazıyı okuduktan sonra ürettiği formlar kadar beyninin kıvrımlarına da hayran kalacaksınız.

Ürünler iç mekan tasarımı, moda, mobilya, ışıklandırma ve sanat… Tüm bunları bir arada kucaklayan Rashid, İngiliz ve Mısır karışımı bir ailenin Kahire doğumlu çocuğu. Çocukluğu Kanada’da geçen ünlü tasarımcı şimdilerde New York’ta yaşıyor ve bu kentin tüm enerjisini yansıtıyor eserlerine. Eser?.. Kesinlikle… Karim Rashid için tüm dünyanın birleştiği ortak fikir o ki, bir sanat eseri yaratıyor. Hem de hepsini müthiş bir felsefe şemsiyesi altında toplayarak. “Demokratik bir şekilde tasarım ürünlerini halka taşımak!”

“Herkesin yaşamında şık, kullanışlı, üstünde düşünülmüş ve eğilimleri belirleyen objelerle nefes alıp verme hakkı var.” diyen genç tasarımcı, Alessi’den Georg Jensen’e, Umbra’dan Prada’ya, Miyake ve Method’da değişik ünlü markalar için tüketiciye kolay ulaşabilecek muhteşem ürünlere imza atıyor.

Philadelphia’daki Morimoto Restaurant, Brighton’daki MyHotel ve Atina’daki Semiramis Hotel gibi örnekler, hem şıklığın doruğunda hem de ulaşılabilir bir şekilde Rashid’in düntasını paylaşmak için tasarladığı ve ödüller kazandığı iki örnek. Dünyanın bir çok üniversitesinden kendisine verilen fahri doktoraları, fahri olmayanlarla yarışır nitelikte. En önemli 14 müze, onun tasarımlarını 21. yüzyılın başyapıtları arasında sergiliyor. Üniversitelerin Endüstri Tasarımı bölümlerinde gençlerin bu konuda çok daha geniş perspektiflerden bakmalarını sağlamak için hocalık yapıyor.

Kesinlikle Karim Rashid’in yapmak için uğraştığı bu. Dünyayı değiştirmek. Doğu kanı ve kültürünün derinliğini, Batı’nın disipliniyle karıştırıp mükemmel bir imza yaratan genç tasarımcı, İstanbul’da da Gaia and Gino markası için İstanbul’u tema edinen bir servis seti yarattı. Yedi tepesi, camileri ve kıyılarıyla İstanbul’u en sevdiği renk olan beyazla birleştiren Rashid için yaşamda dokunulan her şey bir tasarım. Rashid Türkiye’de ayrıca Step halı ve Şölen Çikolata için de sihirli değneğini kullanıyor.

43 yaşındaki tasarımcı sadece ürettikleriyle değil, fiziksel görünümüyle de adeta bir tasarım ürünü gibi. Uzun boyu, çok ama çok hızlı konuşması, daima beyazla flört eden takım elbiseleri ve tabi ki artık imzası gibi olan büyük Ali G gözlükleri… “Her an herşeyi yapabilirim. Her şeyi tasarlıyabilirim. Bu bir ev aleti de olabilir, parfüm şişesi de, kıyafet de… Önemli olan insanlara tasarım ürünü birşeyler verebilmek ve bunu yaşamın her anına sokabilmek. İşte bugünün tasarımcısının aklını kurcalaması gereken gerçek soru.”

Tasarımcıların sayısal olarak oldukça fazla ve -hadi itiraf edelim- burunlarının oldukça havada olduğu bu süreçte, Rashid daha büyük kalabalıklara daha şık ve fonksiyonel bir alan yaratmak için uğraşıyor.

“Bir duvara ne yapabilirsiniz? Boyayabilirsiniz, duvar kağıdı ile kaplayabilirsiniz, kumaşla

kaplayabilirsiniz. Olduğu gibi bırakabilirsiniz. Bu mimarların ve iç mimarların işi. Bizim işimiz o duvarı yaşayacak kişinin ruhunu ortaya yansıtmak olmalı.”

“Resimde bir stilden bahsediyoruz. Modada da aynı şekilde. Ama tasarım ürünlerinde kesin bir stilden bahsetmek bana çok yapay geliyor.Bir meteryali, bir kumaşı, bir teknolojiyi içine girip yeniden düşünmek güzel. Ürettiğim hiçbir şey birbirine benzemez, ama bakanlar bunun Karim Rashid tasarımı olduğunu hemen anlarlar. Neden? Çünkü ruhu aynıdır. Rengi, modeli, stili ya da malzemesi değil, yaratma sürecindeki empati önemlidir. İyi hissettirmek istemesi çok önemlidir. Farklılıklar benim imzamı yaratır. Bir duruşla tanırsınız tasarımlarımı. Her an değişkendirler. Devinim içindedirler.”

Deneyim… Karim Rashid’in gerçekten peşimde olduğu tek kavram. Bir koltuğa oturduğu zaman, kişinin bunu bir deneyim olarak hatırlaması, yere serilen halıdan gelen temiz kokuyu alması, kumaşın ellerinin altında gerçekten hissetmesi, doğru malzeme ile buluştuğunun farkına varması. Bunca yıldır tasarım dünyasının içinde kovaladığı, koklamak için burnunu sürekli olarak ileri uzattığı kavram deneyim derken, kendi yaşadıklarını organik bir şekilde karşısındakine de hissettirmeyi başarıyor. Bu da onu diğer birçok tasarımcıdan farklı kılıyor.

 

 

ZAHA HADİD HAKKINDA GENEL BİLGİ !

26 yıllık tarihinde mimarlığın Nobel’i olarak nitelendirilen Pritzker ödülünü kazanan tek kadın mimar Zaha Hadid’in özellikle İngiltere’de yaptığı çalışmaların tamamı ilk kez toplu halde Londra Design Museum’da yayınlandı.

Bağdat doğumlu Zaha Hadid, İngiltere’de yaşıyor. 30 yıllık meslek hayatında yaptığı işlerle gündeme gelen kimi zaman beğenilen, kimi zaman sert eleştirilere maruz kalan Hadid, 2003 yılında Cincinnati’de yaptığı Rosenthal Çağdaş Sanatlar Merkezi ile son dönemin en önemli mimarlarından biri olduğunu herkese kabul ettirdi. 2004’de Pritzker ödülünü alan ilk kadın mimar olarak ta tarihe geçti. Hadid de ünlü mimar Rem Koolhaas’ın öğrencilerinden. Koolhaas 97’de geleceği parlak eğrencisini Elia Zenghelis’le ortak kurduğu The Office for Metropolitan Architecture!a ortak olmasını önermiş. Koolhaas’ın ofisinde bir süre çalışan Hadid uyum sağlayamamış. Daha sonrada Koolhaasgenç öğrencisini daha sonra “kendi yörüngesinde dönmeyi tercih eden bir gezegen” olarak tanımlıyor.

Hadid’in kuluçka dönemi uzun sürdü. Dünyanın önede gelen mimarlarının yetiştiği ve kendisininde mezun olduğu İngiltere’deki AA School of Architecture’de eğitim görevlisi olarka görev yaptı. Bu dönemde kökleri 20’lerin yapısalcılık ve mal ve mülk hırsının yok olacağı nesnesiz dünya dayalı neo-modernist mimari anlayışını inşaa etmekle meşgul oldu. Zaten mezuniyet projesi London’da Hungerford Köprüsü üzerine kurulacak olan otele Malevich’s Tectonik adını vermişti. Suprematist Kasimir Malevich 1928’lerde espas/boşluğu ancak dünyadan koparsak yani dayanma noktası ortadan kalkınca algılayabiliriz, yaklaşımının izlerini bugün Hadid’in mimari anlayışında sürdürdüğünü görebiliyoruz: Mecazi olarak ve bir gün gerçekleşen kalkışa hazır peyzajlar!

 

Her ne kadar vatandaşı olduğu İngiltere’de, 2012 Olimpiyatları için Su sporları merkezi dışında bugüne kadar tek bir bina yapmadıysa da nihayet ona kollarını açıyor: Hadid şimdi Kirkaldy, İskoçya’da bir kanser merkezi, Glasgow’da bir müze ile Londra’daki Architecture Foundation’a bir galeri tasarlıyor. Bir yandan da Amerika ve Japonya gibi mimaride çok iddialı ülkelerde sürekli konkurlar kazanıyor ve herkesin konuştuğu prestijli binalar yapıyor. Avrupa’nın ise son yılların en başarılı mimarı olarak adı geçiyor. Hadid, mimarlık, kentsellik ve tasarımın sınırlarını zorlayan mimari yenilikçiliğin ön saflarında yer alıyor. Hedefi ise tasarım yoluyla merak yaratmak, toplumsal ve kültürel etkileşim olanağı sağlamak. Bu yüzden projelerinde geleneksel alan ve bina mimarisi ile yer ve şehircilik kavramlarına yeni bir boyut katıyor. Genellikle birbirinden bağımsız araçlar olarak algılansalar da Hadid, mimarlık ile kentselliği kaynaştırmak istiyor. Araştırmaları sayesinde bir yapıyı oluşturup, belli bir zemine demirlemenin yollarını keşfediyor. Kentsel koşullara ve dokuya taze bir anlayışla yaklaşıyor. Tasarlanan mekanda yeni ve değişik hatta beklenmedik deneyimler yaratmanın yollarını arıyor. Dış dünya ile iletişim kurmasına yarayacak fırsatlar yaratıyor.

Pritzker’i kazandığında ilk önemli projesi ve mesleki dönüm noktası olan Rosenthal Centre for Contemporary Art’ı hayata geçirmişti. Bugün ise Singapur’daki One North gibi ana planlardan, Çin’de bir opera binası, Roma’da bir müze ve Dubai’de bir gökdelen gibi çok önemli çalışmalara imza atıyor. Geçtiğimiz yıl ise Almanya’da iki öenmli projeyi gerçekleştirdi. Birincisi BMW fabrikası ise 2006 RIBA Stirling ödülünü kıl payı kaçırdığı Phaeno Bilim Merkezi. Her iki projede Hadid’in virtüözü olduğu mekansal yaratıcılığın özünün nasıl somuta dönüştürüleceğinin muhteşem birer kanıtı oldu. Hadid’in son dönem çalışmaları arasında Milano’daki iş kompleksi Fiera di Milano Established and Sons için tasarladığı Aqua Table Abu Dhabi’deki Sheikh Zayed Bridge ile Cologne Fuarı’nda bir küpten yola çıkarak tasarladığı İdeal Ev bulunuyor.

Londra Design müzesindeki geniş sergi, ünlü mimarların teorik ve akademik çalışmalarının yanı sıra dünyanın çeşitli yerlerindeki gerçekleşen projelerinin etraflı bir incelemesine de olanak veriyor. Sergide Hadid’in projelerini yaratırken kullandığı değişik tasarım araçları sunuluyor. Bunların arasında üç boyutlu araştırmalar için anı dondurduğu dinamik güçlerin yönü ve çevre şartlarına uyumunu analiz ettiği yağlı boya tablolar ile mimari maketler, kent planları, animasyonlar, mobilya ve tasarım objeleri yer alıyor.

 

EFSANE TASARIMCI ROSS LOVEGROVE

Ross Lovegrove tasarım dünyasının yaşayan en büyük dahilerinden biri olarak kabul ediliyor. Tasarımları ise dünyanın en önemli müzelerinde sergileniyor.

Ross Lovegrove, Manchester Polteknik Üniversitesi’nde endüstriyel tasarım öğrenimi gördü ve Londra Royal College of Art’ta yüksek lisans derecesini aldı. 1980’lerin başında Frog Design adlı Alman tasarım firması için çalışmaya başlayan Lovegrove, Apple, Sony ve Knoll International için gerçekleştirilen çeşitli projelerde yer aldı. Tasarımcı 1986 yılında kendi atölyesini kurarak Lois Vuitton, Hermes ve Dupont gibi tasarımlarıyla dünya çapında isim yapmış seçkin firmalara danışmanlık yaptı. Lovegrove son olarak kariyeri, felsefesi, hayata geçirdiği ve gerçekleştiremediği projeleri üzerine “Doğaüstü: Ross Lovegrove ‘un Çalışmaları” adlı kitabını yayımladı.

Tasarım dünyasının yaşayan en büyük dahilerinden biri olarak kabul edilen Ross Lovegrove ilk olarak 80’li yılların başlarında yaptığı çalışmalarla dikkatleri üzerine çekti. Lovegrove, walkman çılgınlığının dönem gençliğini kasıp kavurduğu zamanlarda Sony için tasarladığı kurbağa şeklindeki walkman’in yanı sıra Apple’a yaptığı bilgisayar tasarımları ile adından hayli söz ettirdi. Almanya’dan Paris’e geçerek Knoll International firmasının danışmanı olarak çalışmaya başladı. Bir yandan da Alessandri firmasının ofis tasarımları konusundaki tek yetkilisi konumunu da getiren ünlü tasarımcı, sektörün en büyük ilk ismi Jean Nouvel ve Philippe Starck’la birlikte Atelier de Nimes’den davet aldı. Bunu da yaptığı diğer işlerin arasına ekleyip Louis Vuitton, Hermes ve Dupont için çalışmaya başladı. 1986 yılında doğduğu yer olan İngiltere’ye dönen Ross Lovegrove burada da dünyaca ünlü firmaların tasarımlarına imzasını attı. İşte bunlardan bazıları; Airbus, Peugeot, Issey Miyake, Tag Heuer, Japon Havayolları ve Vitra… Tasarımlarıyla sayısız uluslararası ödül kazanan Lovegrove’un birçok çalışması halen New York’taki Museum of Modern Arts ve Guggenheim Müzesi, Paris’te Pompidou Center ve Londra’daki Design Museum’da sergilenmeye devam ediyor.

 

 

CAN YALMAN KİMDİR ?

Can Yalman, profesyonel olarak endüstriyel tasarım yapıyor. Tasarımlarında yenilikçilik ve pratik çözümlere önem veren Yalman, dünya çapında toplam 135 kayıtlı endüstriyel tasarımın sahibi. 1994’ten 2002’ye kadar Arçelik, Beko ve infoTRON’da tasarımcı olarak çalışan Yalman, 2002 yılında Can Yalman Design’ı kurdu. Bu süre boyunca da aralarında RocaKale, Hisar, Bosch, Numarine, Teba, Başarı Elektronik, Compaq gibi şirketlerin bulunduğu birçok şirket için dışarıdan tasarım hizmeti verdi.

 

JOOST VAN BLEİSWİJK KİMDİR ?

Kesin hatlar, yalın tarz, “uhu yok, vida yok” felsefesi… Bunlar Joost Van Bleiswijk’i tanımlayabileceğimiz kelimelerden bazıları. 1976 yılında Delft, Hollanda’da doğan Joost Design Academy Eindhoven’dan 2001 yılında mezun olmuş.

Tasarımlarında yalınlığı kendi tarzında yorumlayan Joost klasikleşmiş tasarım dayatmalarında oldukça uzak duruyor. Zamansız ama aynı zamanda geleneksel tasarımlar yaratan Joost’un ürünlerinde gelenekleri çağrıştıran imgelere rastlamanız mümkün. Büyükbaba saatleri, yüksek sırtlı sandalyeler, maşrapalar, satranç takımları ve dolaplar gibi tasarımlarıyla Joost gelenekleri takip ederken bir yandan da kendi post-modern tarzını yaşatıyor.

Karakteristik bir tasarım diline sahip olan tasarımcı tasarımlarının çıkış noktası kullanılabilirlik değil, çarpıcı bir şekil ise onun başlangıç noktası. Belirli şekillerin özüne inerek sadeliğe ulaşmaya çalışan Joost bunun için şekillerin “öz”üne inmeyi tercih ediyor. Tasarımcı kendi koleksiyonun dışında Ahrend, Bruut Furniyure, city of Eindhoven, Design Connection, Lebesque gibi firmalarla da çalışıyor.

‘Çalışma sürecimde, tasarımlarım için dogma niteliği taşıyan teknikler yaratabilmek amacıyla yapım tekniklerini kullanmayı tercih ediyorum. Form, yapım sürecinden sonra gelir! Tüm objeler, kişisel olarak geçmişten etkileniyor ve yüzlerce yıllık ürün tasarımını göz önünde bulundurarak bir şeyler yaratıyor olmamla doğru orantılı olarak, klasik ve ironik bir yapıya sahip. Geçmişe baktığımda yapacağım iş adına örnek teşkil edebilecek pek çok biçim ve form görüyorum ve bu şekilde yüzlerce örneği bir araya getirerek, yazı masası yada ayaklı saat gibi çoktan unutulmuş olan objelerin çağdaş görünümlerini yaratıyorum. Ürün seçimi sürecinde gerçekten çok dikkatli davrandığımı söyleyebilirim. Bu süreçte üzerinde sadece tasarım sitili ve model değil, aynı zamanda objelerin kendi değeri. Bu anlamda tercihlerimi de, kum saati ya da satranç tahtası gibi bir hikayesi olan anlamlı objelerden yana kullanıyorum.’