DELTA MOBİLYA TASARIM YARIŞMASINA BAŞVURU TARİHLERİ

Delta Tasarım Yarışması Başvuru Tarihi Yoğun İlgiden Dolayı Uzatıldı!
“Delta Tasarım Yarışmasının” konusu “GELECEK OFİSLERİ İÇİN YENİ FİKİRLER” olarak kavramlaşmıştır.

YARIŞMANIN AMACI VE KAPSAMI
Delta Mobilya Dekorasyon San. Ve Tic. A.Ş. tarafından düzenlenen “DELTA TASARIM YARIŞMASI” nın amacı:
– Mobilya kavramları içinde ‘Ofis Mobilyalarının’ konumunu ve önemini ortaya koymak,
– Türk Ofis Mobilyaları sektörünün kalitesini yükseltmek ve kimlik kazanmasını desteklemek,
– Türkiye’de Ofis Mobilyaları sektörünün ulusal boyuttaki gelişimine uluslar arası yeni gelişimler paralelinde katkıda bulunmak,
– Ofis Mobilyaları alanında yaratıcı eğitimi desteklerken, genç tasarımcı adaylarını sektöre kazandırmaktır.

YARIŞMANIN KONUSU
‘Delta Tasarım Yarışmasının’ konusu “GELECEK OFİSLERİ İÇİN YENİ FİKİRLER” olarak kavramlaşmıştır.

Yarışmaya ‘Açık Sistem Ofis Mobilyaları’ ve ‘Yönetici Odası için Ofis Mobilyası Takımları’ konularındaki tasarımlar katılabilir. Yarışma ofis ortamlarındaki çalışma mekanlarının çağdaş gelişimlerini, yeniliklerle destekleyen mobilyaların tasarlanmasına yöneliktir.
Mobilyaların, açık ofis sistemlerinde ve yönetici odalarında geleceğe yönelik ve çağdaş çalışma tarzlarına yeni yorumlar getiren, kolay taşınabilen, montaj ve demontaj kolaylığı sağlayan, çalışılan ofis ortamlarının geleceğe yönelik, yeni ürün kullanım senaryolarını, kimliklerini yansıtabilen kavramları içermesi ve üretilebilir olması beklenmektedir.

YARIŞMAYA KATILMA KOŞULLARI
– Yarışma T.C. ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti uyruklu tüm Endüstri Ürünleri Tasarımı, İç Mimarlık Bölümü ve Mimarlık Bölümülerinden Lisans ve Y.Lisans öğrencilerine açıktır.

– Proje bir ekip çalışması sonucu oluşturulmuşsa, her yarışmacı için ayrı bir başvuru formu doldurulacak ve birlikte teslim edilecektir.
– Projelerin özgün olması ön koşul olup tamamı ya da bir kısmı daha önce herhangi bir yere önerilmemiş, hiçbir yerde yayımlanmamış ya da uygulanmamış olmalıdır. Ulusal ya da uluslararası yarışmalara daha önce katılmış olan projeler, ödül almış olsun ya da olmasın, bu yarışmaya katılamazlar.
– Üniversitede sunulmuş olan projeler yarışmaya katılabilir.
– Yarışmaya katılan projenin telif hakları bir başkasına ait ise Delta Mobilya hiçbir sorumluluk kabul etmez.
– Yarışmacılar, ödül alan projelerinin tüm haklarını, Delta Mobilya Dek. San ve Tic. A.Ş.’ye devretmiş sayılırlar. Dereceye giremeyen projelerin hakları sahibine aittir.
– Yarışmaya katılan paftalar iade edilmeyecektir ve DELTA Mobilya Dek. San. Ve Tic A.Ş. tarafından çeşitli fuarlarda ve okullarda sergilenecektir.
– Yarışmaya DELTA Ofis Mobilya çalışanları ve yarışma şartnamesine uymayanlar katılamazlar.

TEKNİK ŞARTNAME
– Açık Sistem Ofis Mobilyası ya da Yönetici Mekanı için Ofis Mobilyası Takımı konularında; gelişen teknolojiler ve yeni malzemeleri değerlendirebilen, geleceğin ‘Açık Sistem Ofisleri’ ve ‘Yönetici Mekanları’ kavramlarına yeni boyutlar katan tasarımlar istenmektedir. Fakat her iki mekan için de oldukça yeni yorumlarla geleceğin ofis çalışma ortamları için farklı bakış açıları getirilebiliyor ve bu özgün bakış açıları kullanılabilir ortamlar yaratabiliyor ise kabul edilebilirler.
– Yarışmaya gönderilecek mobilyaların, çağdaş global mobilya pazarlarında rekabet edebilecek nitelikte seri üretime uygun olarak ve üretim maliyetleri mantıklı bir düzeyde tasarlanması beklenmektedir.
– Adaylar, yarışmaya istedikleri konuda birden fazla proje ile katılabilirler.
– Yarışmacılar, tasarladıkları her farklı proje için ayrı bir rumuz kullanacaklardır.
– Rumuz, 6 karakterden oluşmalı ve paftanın sağ üst köşesine sağdan ve yukarıdan 1.5 cm boşluk kalacak şekilde yazılmalı ve karakterlerin yüksekliği 1 cm olmalıdır.

– Yarışmaya ekip halinde katılmak serbesttir. Ödül kazanılması halinde ekip adına tek bir ödül verilecektir.
– Tasarlanacak ürünler insan sağlığına zarar vermeyen, uygulanabilir nitelikte özgün olmalıdır.
– Projeler A2 boyutunda beyaz zeminde paftalar hazırlanacaktır. Bunun dışındaki ölçülerde olan paftalar kabul edilmeyecektir.
– Teslim edilen projede ürünün kavramsal tanımı; iki ve üç boyutlu renkli çizimlerle genel tanıtımı; kullanım ilişkileri; sistem, takım ya da seri olma özellikleri; çevre ile ilişkisi, ölçekli teknik çizimleri ve gerekli üretim detayları bulunmalıdır. Sunum tekniği serbesttir. Pafta kalınlığı 3 mm’yi geçmemelidir.
– Paftalarda ürünün adı, malzeme listesi, öngörülen üretim tekniği ile ilgili açıklamalar yapılmalıdır. Ürünlerin maliyet hesapları ayrıca sorulmamakla birlikte, tasarımcının bu konudaki bilinci, malzemenin ve üretim yöntemlerinin bilinçli seçilmesini sağlayacaktır.
– Paftaların sergi ve katalog çalışması için ayrıca CD ortamında da teslim edilmesi gerekmektedir.

DEĞERLENDİRME ÖLÇÜTLERİ
“GELECEK OFİSLERİ İÇİN YENİ FİKİRLER” konulu ‘Delta Tasarım Yarışması’ değerlendirme ölçütleri aşağıdaki gibidir:
– Tasarımlar, çağdaş ofis ortamlarının çalışma özelliklerini yansıtırken geleceğe yönelik yenilikleri ve özgün fikirleri ortaya koymalıdır.
– Ofis ortamlarını işlevsel, kimlikli ve kaliteli tasarımlarla yeniden yorumlamalıdır.
– Çalışanların daha verimli, daha sağlıklı, daha mutlu iş yaşamlarına olanak verecek gelişimlere katkıda bulunmalıdır.
– Ofis mobilyalarına kullanma kolaylığı ve bakımı sağlayacak tasarımlar olmalıdır.
– Ofis mobilyaları sistem, takım ve seri kavramlarını doğru yansıtmalı ve bütünlük ifade etmelidir.
– Tasarım malzemeye ve endüstrinin seri üretimlerine uygun olmalı ve taşımada, depolamada ve takma-sökme işlemlerinde vb. kolaylık sağlamalıdır.
– Tasarım çevre dostu olmalıdır.

JÜRİ ÜYELERİ
Yrd.Doç.Dr Hakan Ertem
Yrd.Doç.Dr Tengüz Ünsal
Alp Nuhoğlu Tasarımcı
Ali Gürevin Tasarımcı
Arif Özden Tasarımcı
Sertaç Ersayın Tasarımcı
Tanju Özelgin Tasarımcı

RAPORTÖR
Ayşegül Erman (DELTA Mobilya)
Selin Gürdere (DELTA Mobilya)

ÖDÜLLER
Birincilik Ödülü : 5.000,00 YTL
İkincilik Ödülü : 2.500,00 YTL
Üçüncülük Ödülü : 1.500,00 YTL
Mansiyon (3 adet) : 500,00YTL

 

SAĞLIK SEKTÖRÜNE BÜYÜK HİZMET YAPAN YAPI GRUBU

Türkiye’de son sekiz yılda %50 oranında artan sağlık alanındaki yatırımlara bir yenisi daha eklendi. Trakya Bölgesi’nin ilk butik tüp bebek merkezi Yıldırım Yapı Grubu tarafından Beylikdüzü / Gürpınar’da açıldı…

Yapı sektörüne uzun yıllar prestijli projelerle hizmet eden Yıldırım Yapı Grubu, önce insan ilkesinden hareketle, insan ve toplum sağlığına katkı sağlamak için Trakya bölgesinin ilk butik tüp bebek merkezini Gürpınar’da açtı. Sağlıklı bir toplumun sağlıklı ailelerden oluştuğuna inanan Yıldırım Yapı Grubu, Özel Avrupa Tüp Bebek Merkezi’nde deneyimli ve başarılı ekibiyle bebek sahibi olmak isteyen ailelere hizmet veriyor.

Tüp Bebek alanında başarılı çalışmalara imza atmış, Özel Avrupa Tüp Bebek Merkezi klinik Direktörü Op. Dr. Serhat Partalcı, çocuk sahibi olamayan evli çiftlerde, birbirlerini suçlamaya dayalı bir ilişki geliştiğine dikkat çekerek, ailenin içinde yaşadığı problemlerin toplumsal sorun olarak karşımıza çıktığını belirtiyor. Op. Dr. Serhat Partalcı, yardımcı üreme tekniklerinin dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gittikçe yaygınlaştığını ve geliştiğini, bu sayede dünyaya gelen bebeklerin aileler için umut ve yaşam kaynağı olduğunu vurguluyor.

Kariyer yapmak için çocuk yapmayan doğurganlığını erteleyen kadınların, 35 yaşından sonra yumurtalık rezervinin azaldığını belirten Partalcı, yardımcı üreme tekniklerinden tüp bebek yönteminin önümüzdeki yıllarda daha da fazla kullanılacağının altını çiziyor. Op. Dr. Serhat Partalcı, kadında yumurtaların aktif olduğu, erkekte sperm üretiminin devam ettiği müddetçe bebek sahibi olunabileceğini belirterek, sağlık alanında yapılan yatırımlar, teknolojik gelişmeler ve bilimsel çalışmalar sayesinde daha sağlıklı nesillerin oluşacağını dile getiriyor.

Özel Avrupa Tüp Bebek Merkezi’nde, Embriyoloji Laboratuvarı, Androloji Laboratuvarı, Kryo odası, tam kapsamlı Tüp Bebek Laboratuvarı, küçük cerrahi girişimlerin yapılabildiği ameliyathane, hastaların yumurta toplama ve transfer işlemlerinden sonra rahatça dinlenebilecekleri özel odalar bulunuyor.

 

NTEPE’DE DAİRE SATIŞLARI

Özyurtlar İnşaat tarafından Bahçeşehir Bulvarı üzerinde inşaa edilen Ntepe’de 400 dairenin tamamı satıldı. Ev teslimlerinin eylül ayında başlayacağı Ntepe’de 40 ofis, 40 adet de dükkandan oluşan ticari alanların kiralamasıysa sürüyor. Ofis ve dükkanların aylık kirası 2.000 liradan başlıyor…

20 yılda 5 binden fazla aileyi ev sahibi yapan Özyurtlar İnşaat tarafından Esenyurt ve Bahçeşehir’in kesiştiği nokta olan Bahçeşehir Bulvarı üzerinde inşaa edilen Ntepe’de 400 dairenin tamamı satıldı. Ntepe’den daire alanlar eylül ayından itibaren oturmaya başlayacak. Toplam 15 bin metrekare alana kurulan ve merkezi konumuyla dikkat çeken Ntepe’de, 400 konutun yanısıra, 40 ofis, 40 adet de dükkân bulunuyor. Hayatın üç ay sonra başlayacağı Ntepe’de ticari alanların kiralaması ve satışı ise devam ediyor.

Bugüne kadar 5 binden fazla aileyi ev sahibi yaptıklarını söyleyen Özyurtlar Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Özyurt, “Bu evlerin ortak özelliği daha yapım aşamasındayken değer kazanması. Ntepe gerek konumu, gerekse yapısı itibariyle eşsiz bir proje. Her dönem sahibine kazandırmaya devam edecektir. Biz Ntepe’nin satışına 2009’un Aralık ayında başladık. Satışa çıktığımız dört gün içinde projenin yüzde 80’ini sattık. Bunda güvenilir bir firma olmamızın yanı sıra fiyat politikamız da etkili oldu. Çünkü Bahçeşehir gibi bir yerde 1+1 daireyi 57 bin liradan, 2+1 daireyi 97 bin liradan, 3+1 daireyi de 157 bin liradan satışa sunduk” dedi. Şu anda 400 konutun tamamını sattıklarını ifade eden Özyurt, “Güvenlikli, sosyal donatılarıyla zengin ve her dönem prim yapan bir konuta sahip olmak isteyenler bizi tercih etti” diye konuştu.

Tesco Kipa yerini aldı
Ntepe’nin konutları kadar ticari alanlarının da ilgi gördüğünü belirten Tamer Özyurt sözlerine şöyle devam etti:

“Projede 40 ofis, 40 adet de dükkan yer alıyor. Ofis ve dükkanların aylık kirası 2.000 liradan başlıyor. Ntepe’deki en büyük dükkanı hipermarket devi Tesco Kipa’ya verdik. Yine Marmaris Büfe projedeki yerini çoktan aldı. Aslında Ntepe’nin ofis ve dükkanları merkezi bir noktada kendi işinin sahibi olmak ya da geleceğe yatırım yapmak isteyenlere hitap ediyor. Projede yer alan ticari alanları bu ay sahiplerine teslim edeceğiz. Ofis ve dükkanlar faaliyete geçtiğinde bölgede büyük bir hareketlilik oluşturacak.”

Merkezi konuma sahip
Esenkent ve Bahçeşehir arasındaki Bahçeşehir Bulvarı’nda yer alan Ntepe merkezi konumuyla dikkat çekiyor. Ntepe, Pazartürk’e 100 metre, CarrefourSA Alışveriş Merkezi’ne 300 metre, Migros’a 500 metre ve bankaların bulunduğu caddeye 600 metre uzaklıkta yer alıyor. Projeye 100 metre mesafede bir okul, 300 metre uzaklıkta da bir hastane bulunuyor. Ulaşımın son derece kolay olduğu Ntepe, Atatürk Havalimanı’na da 25 km. mesafede yer alıyor.

 

ENERJİSİNİ RÜZGARDAN ALAN KONUT SEKTÖRÜ

Yüksek katlı binaların çatısına ya da az katlı sitelerin bahçesine kurulan rüzgar türbini sayesinde elektrik gideri yüzde 20 azalıyor. Yurtdışında oldukça yaygın olan sistem Türkiye’de henüz birkaç konut projesinde uygulanıyor…

Rüzgar enerjisi, sanayi ve turizm sektöründen sonra konut alanında da kullanılmaya başlandı. Yüksek katlı binaların çatısına ya da az katlı sitelerin bahçesine kurulan rüzgar türbini sayesinde üretilen elektrik, konutların enerji giderinde yüzde 20’lik tasarruf sağlıyor. Türkiye’nin ilk yerli rüzgar türbini üreticisi SoyutWind’in Proje Geliştirme Müdürü Ali Çolak, “Yurtdışında oldukça yaygın olan rüzgardan kendi elektriğini üretme işi Türkiye’de henüz birkaç konut projesinde uygulanıyor. Ancak mevzuatta yapılacak yasal düzenlemeler sonrasında kendi elektriğini üreten sitelerin sayısı daha da artacak” dedi.

4 yılda amorti ediyor
1000 hanenin yaşadığı bir sitenin tüm elektrik giderini karşılamak için 3 MW’lık rüzgar türbini kurmak gerektiğini belirten Ali Çolak, “Ancak mevcut düzenlemeye göre 500 kW’ın üzerinde lisanssız kurulum yapmak mümkün değil. Bu konuda Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu’nun(EPDK) gerekli çalışmayı yapmasını bekliyoruz. Şuan için burada yapılması gereken 500 kW’lık bir türbin kurmaktır. Bu türbinle 100 hanenin elektrik ihtiyacı rahatlıkla giderilebilir. Geri kalanların ihtiyacı da şehir şebekesinden karşılanır. Başka bir değişle sitenin toplam elektrik faturasında yüzde 20’lik bir tasarruf sağlanır” diye konuştu.

500 kW’lık bir türbinin maliyetinin yaklaşık 800 bin dolar olduğunu belirten Çolak, yatırımın kendini dört yıl içinde amorti edeceğini anlattı.

Fabrika Ankara’da
Ankara Temelli’de bulunan fabrikalarında 1, 3, 5, 10, 20, 30, 50, 100, 200, 250 ve 500 kW’lık rüzgar türbinlerinin üretimini yaptıklarını ifade eden Ali Çolak, “Fabrikamız 15 bin metrekare kapalı, 120 bin metrekare açık alana sahip. Yılda 1,5 MW’lık 90 türbin üretme kapasitemiz var. Bu fabrikada rüzgar türbini, kule ve kanat imalatı yapıyoruz” diye konuştu.

ZBS ALFAÇELİK DÜNYA ÇAPINDA BÜYÜYOR

Azerbaycan’da Haydar Aliyev Havaalanı projesinin inşaasına katkıda bulunacaklarını söyleyen Zbs Alfaçelik Genel Müdürü Rıdvan Murat, “Adapazarı Akyazı’da 10 milyon liralık alüminyum haddehane projesi ve Gebze Şekerpınar’da depolama tesisi yapacağız” dedi…

Türkiye’nin ilk yapısal çelik şirketlerinden biri olan ve Avusturyalı Zeman Holding ile ortaklığı bulunan Zbs Alfaçelik, yurtiçi ve yurtdışında başarılı çalışmalara imza atmaya devam ediyor. Azerbaycan’da önümüzdeki günlerde başlayacak ve ülkenin prestij projesi olacak olan Haydar Aliyev Havaalanı projesinde yer alacaklarını söyleyen Zbs Alfaçelik İnşaat Sanayi ve Tic. A.Ş. Genel Müdürü Rıdvan Murat, “Yapılacak olan 8.000 tonluk nitelikli ve estetiğin ön planda olduğu projede, Zbs Alfaçelik olarak çözüm ortağı olacağız” dedi.

Yurtdışının yanı sıra Türkiye’de de çalışmalarının tüm hızıyla sürdüğünü ifade eden Rıdvan Murat, “Adapazarı Akyazı’da Asaş Alüminyum firması için 10 milyon liralık alüminyum haddehane projesi yapıyoruz. Ayrıca, Erlüks Kimya Depolama firması için Gebze Şekerpınar’da daha önce yaptığımız tesisinin ikinci etabının inşasına da kısa bir süre sonra başladık” açıklamasında bulundu.

Zeman ile gücünü artırdı
Zeman Grup ile ortak olmadan önce yaklaşık 200 proje tamamladıklarını ifade eden Murat şöyle devam etti:

“Kurulan ortaklık ile eskisinden daha verimli, daha rekabetçi bir yapıda üretim yapmaya başladık. Bu ortaklık bize daha nitelikli ve büyük çaplı projelere katılma imkanı da sağladı. Şimdilerde ülkemiz dışında Avusturya, Almanya ve Romanya başta olmak üzere, farklı ülkelerde endüstriyel yapılar, depolar, antrepolar, fabrika binaları, hizmet binaları, sanayi tesisleri, çok katlı çelik konutlar, iş merkezleri, stadyum ve havalanı hizmet binaları inşa ediyoruz. Örneğin Zeman Grup işbirliği ile Bakü Havaalanı projesinde yer aldık. Önümüzdeki günlerde başlayacak olan Haydar Aliyev Havaalanı projesinde de çalışmalarımız olacak.”

Bu yıl 20 milyon Euro ciro hedeflediklerini dile getiren Rıdvan Murat, bunun yaklaşık yüzde 70’ini yurtdışında yaptıkları işlerden elde edeceklerini açıkladı.

 

ADALAR-BİNALAR-MİMARLAR SERGİSİ NE ZAMAN AÇILIYOR

“Adalar, Binalar, Mimarlar” Sergisi
2010 Eylül ayında kapılarını açan, Adalar’ın 600 milyon yıllık doğası ve oluşum hikayesinden bugüne dokunmatik ekranlar, veri tabanları, video klipler, zırhlı balık replikaları, gündelik yaşam eşyaları ile oldukça farklı ve renkli bir müze ziyareti sunan Adalar Müzesi, yaz sezonuna “Adalar, Binalar, Mimarlar” ile merhaba diyor.

Küratörlüğünü Hasan Kuruyazıcı‘nın üstlendiği sergi, Adalar’da mimarları bilinen binaları, mimarlarınının öyküsü eşliğinde aktarıyor. Adalar’ın korunarak bugüne ulaşan eşsiz güzellikteki yapıları, bu kez yaratıcıları ile birlikte görülebiliyor. 2 Temmuz tarihinde Büyükada Çınar Müze Alanı‘nda açılacak olan sergi yaz boyunca ziyaret edilebiliyor.

Açılış programı ise şu şekilde:

11:00 Halim Bulutoğlu, Adalar Vakfı Başkanı
11:15 Mustafa Farsakoğlu, Adalar Belediye Başkanı
11:30 Hasan Kuruyazıcı, Sergi Küratörü
12:00 Müze Direktörü Deniz Koç eşliğinde sorular ve sergi alanının gezilmesi.

 

ÇEVRE VE TASARIM KONGRESİNDE NELER KONUŞULDU !

Çevre – Tasarım Kongresi
“Yıldız Teknik Üniversitesi 100. Yıl Etkinlikleri” kapsamında, 8-9 Aralık  arasında düzenlenecek olan “Çevre – Tasarım Kongresi”, tasarım ile doğal çevre, yapılı çevre, sosyal çevre ilişkilerini tartışmaya açacak.

Tasarımı biçimlendiren çevre sistemlerinin ayrılmaz bir bütün halinde etkileşim içinde oldukları tespitinden yola çıkan etkinlikte, tasarım eylemi çevre sistemleri bütünü içinde değerlendirilecek.

Kongrede, yerel ölçekten küresel ölçeğe, bugünkü yaşam çevrelerimiz ve planlama yaklaşımlarımız sorgulanırken; daha kaliteli, daha sağlıklı ve gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılayabilmelerine olanak tanıyan çevrelerin ölçütleri konuşulacak.

Kongre Temaları
Doğal Çevre – Tasarım İlişkisi
Yapılı Çevre – Tasarım İlişkisi
Sosyal Çevre – Tasarım İlişkisi

Atölye
Yaşanabilir ve sağlıklı çevreler için tasarımların geliştirileceği, “Çevre İçin / Çevre İle Tasarla” başlıklı atölye çalışması, İstanbul’daki mimarlık okullarına açık olarak düzenlenecek ve atölye yürütücüleri uygulamacı mimarlardan seçilecek. Çevre için yapılacak tasarımlar, çevre sistemlerini ve doğal kaynakları kullanarak oluşturulacak.

Katılımın ücretsiz olduğu 30 kişilik atölye çalışmasında yer almak isteyen öğrencilerin, 02 Kasım 2011 tarihine kadar 100 kelimelik kişisel tanıtım metinlerini ilgili e-posta adresine göndermeleri isteniyor. YTÜ Mimarlık Fakültesi mekanlarında gerçekleşecek olan 5 günlük atölye çalışmasının ürünleri, kongre süresince sergilenecek.

Sergi
Kongre kapsamında düzenlenecek olan sergide; “Çevre İçin / Çevre İle Tasarla” atölyesinde gerçekleştirilen çalışmalar ile kongreyi destekleyen sponsor kuruluşların stantları yer alacak.

 

MANİSA’DA YAPILAN MİMARİ PROJE YARIŞMASI

Manisa Belediyesi Hizmet Binası ve Çevresi Ulusal Mimari Proje Yarışması’nın sonuçları açıklandı.

Manisa Belediyesi Hizmet Binası ve Çevresi Ulusal Mimari Proje Yarışma jürisi, 1 Temmuz 2011 Cuma günü toplanarak başladığı ikinci kademe değerlendirme çalışmalarını, 4 Temmuz 2011 saat 16:00’da tamamlayarak yarışma sonuçlarını belirledi.

Birincilik ödülünün sahipleri Numan Kerem Piker ve Mehmet Can Anbarlılar’ın ekibi oldu. Yarışma şartnamesinde belirtilen koşullara uygun olarak teslim edilmiş olan 9 projenin değerlendirilmesiyle, yarışma sonuçları aşağıdaki şekilde belirlenmiştir:

1. Ödül
Numan Kerem Piker (Mimar, İTÜ)
Mehmet Can Anbarlılar (Mimar, İTÜ)

Yardımcılar
Erdem Tüzün (Mimar)
Yelta Köm (Mimar)
Deniz Önder (Mimarlık Öğrencisi)
Cavidan Bayraktar (Mimarlık Öğrencisi)
Mehmet Gören (Mimarlık Öğrencisi)
Marta Marzsal (Mimar)

Statik
Mustafa Adnan Öğüt (Y. İnş. Müh., İTÜ)

Mekanik
Cafer Aktürk (Makine Müh., YÜ)

Elektrik
Belgin Pekcan (Elektrik Müh., YÜ)

2. Ödül
Seden Cinasal Avcı (Mimar, GÜ)
Ramazan Avcı (Mimar, DEÜ)

Yardımcı
Hüseyin Komşuoğlu (Mimar)

Danışmanlar
Evren Başbuğ (Mimar)
Dilşad Kurtoğlu (Mimar)
Turgut Şakiroğlu (Mimar)

Statik
Yüksel Konkan (İnş. Müh., ODTÜ)

Mekanik
Ekrem Evren (Makine Müh., EÜ)

Elektrik
Kemal Güravşar (Elektrik Müh., ADMMA)

Trafik Raporu
Hamidreza Yazdani (Y. Şehir Plancısı)

3. Ödül
Onar Gerelioğlu (Mimar, ODTÜ)

Yardımcılar
Vladimir Arsene
Silviu Chitu
Stefan Catalin
Marinela Petrina Pasca
Sinziana Nicolae
Mihaela Vasilescu Guiu
İona Tanasie

Statik
Niyazi Parlar (İnşaat Müh., YÜ)

Mekanik
İbrahim Köroğlu (Makine Yüksek Müh. İTÜ)

Elektrik
Dağıstan Bekiroğlu (Elektrik Müh., YÜ)

Trafik Danışmanı (2. Kademe)
Ergun Gedizlioğlu (Prof. Dr., İnşaat Mühendisi, İTÜ)

4. Ödül
Ayhan Usta (Y. Mimar, KTÜ)
Gülay Keleş Usta (Y. Mimar, KTÜ)
Ali Kemal Şeremet (Mimar, KTÜ)

Statik
Gökhan Beşbaş (İnş. Müh., GÜ)

Mekanik
Şaban Bülbül (Makine Müh. KTÜ)

Elektrik
Özer Öztürk (Elektrik Müh. KTÜ)

5. Ödül
Hayri Sinan Balcı (Y. Mimar, MSGSÜ)
Nejat Balcı (Mimar, İDMMA)

Statik
İsmail Eken (İnş. Müh. UÜ)

Mekanik
Barbaros Köreleroğlu (Makine Müh., UÜ)

Elektrik
Mehmet Nazmi Kacar (Elektrik Müh., İDMMA)

1. Mansiyon
Burçin Cem Arabacıoğlu (Y. Mimar, MSGÜ)
Feride Pınar Arabacıoğlu (Y. Mimar, YTÜ)

Yardımcı
Mustafa Adil Kasapseçkin (İç Mimar, ÇÜ)

Statik
İrfan Saydar (İnş. Müh. , İTÜ)

Mekanik
Mehmet Yiğet Tümer (Makine Müh., İTÜ)

Elektrik
Necati Öcal Çağlın (Elektrik Müh. İTÜ)

2. Mansiyon
Deniz Dokgöz (Mimar, DEÜ)
Ferhat Hacıalibeyoğlu (Mimar, DEÜ)
Orhan Ersan (Y. Mimar, SDÜ – DEÜ)

Yardımcılar
Ecem Öksüz (Mimarlık Öğrencisi, İTÜ)
Deniz Coşkun (Mimarlık Öğrencisi, ODTÜ)

Statik
Cemal Coşak (İnş. Y. Müh., DEÜ)

Mekanik
Salih Emre Damar (Makine Müh., EÜ)

Elektrik
Gökçe Haver Toprak (Elektrik Elektronik Mühendisi, KTÜ)

3. Mansiyon
Tolga Sayın (Y. Mimar, MSÜ)
Yasin Çağatay Seçkin (Y. Mimar, MSÜ)

Danışmanlar
Ebru Firidin Özgür (Y. Şehir Plancısı, MSGSÜ)

Yardımcılar
Emre Özdemir (MSGSÜ)
Tuba Kılıç (MSGSÜ)
F. Sinem Domaniçli (Y. Mimar, İTÜ)
Birge Yıldırım (Y. Mimar, İTÜ)
Ali Seifloo (Mimar, URMİA)
Esra Sert (Mimar, YTÜ)

Statik
Onur Demir (İnşaat Mühendisi, YTÜ)

Makine
Mustafa Salim Dinççağ (Makine Mühendisi, YTÜ)

Elektrik
Baki Akyol (Elektrik Mühendisi, YTÜ)

İkinci kademede ilave olan kimlik bilgileri:

Trafik Raporu
Ergül Gedizlioğlu (İnşaat Y. Müh. , İTÜ)

Yardımcılar
Emre Özdemir (MSGSÜ)
Tuba Kılıç (MSGSÜ)
F. Sinem Domaniçli (Y. Mimar, İTÜ)
Ali Seifloo (Mimar, URMİA)
Deniz Eyyuboğlu (Peyzaj Mimarı, İU)

4. Mansiyon
Seçkin Kutucu (Y.Mimar, DEÜ)
Ebru Yılmaz (Y.Mimar, DEÜ)
Yonca Kutucu (Mimar, DEÜ)

Yardımcılar
Ali Sakal (Mimar)
Nabi Hamdi Mortan (Öğrenci, İ.Y.T.E.)
Pelin Timurcan (Öğrenci, İ.Y.T.E.)
Burcu Köken (Öğrenci, İ.Y.T.E.)
Deniz Serbest (Öğrenci, İ.Y.T.E.)
Sinem Samancı (Öğrenci, İ.Y.T.E.)
Berk Ekici (Öğrenci, Yaşar Ü.)
Ender Aydın (Mimar, DEÜ)

Danışmanlar
Selim Ardalı (İnşaat Mühendisi, BÜ)
Taner Kocaova (Makine Mühendisi, EÜ)
Namık Onmuş (Elektrik Mühendisi, İDMMA)

BÜYÜKADA’DA AÇILAN MİMARİ SERGİ

Adalar’daki mimari yapı ve mimarlarını tanıtan “Adalar, Binalar, Mimarlar Sergisi” açıldı…

Büyükada Çınar Müze Alanı‘ndaki serginin açılışında konuşan Adalar Belediye Başkanı Mustafa Farsakoğlu, Adalar’ın İstanbul’da çok özel bir yere sahip olduğunu belirterek, Kent Müzesi bakımından Adalar’ın İstanbul’da tek olduğunu söyledi.

Farsakoğlu, 1984 yılında sit alanı ilan edilen Adalar’ın zaman içerisinde tarihi yapısının yeterli ölçüde korunamadığını ifade ederek, Adalar bölgesinde yaklaşık 2 bine yakın tescilli eser bulunduğunu ve bu bakımdan Adalar’ın İstanbul’da doğal yapısını koruyabilen ender yerlerden olduğunu kaydetti.

Serginin küratörü Hasan Kuruyazıcı da daha önce İstanbul’un unutulmuş mimarlarını tanıtmak için çalışma başlattığını ifade ederek, “19. yüzyıl Ermeni ve Rum mimarları sergisini açtıktan sonra Adalar’daki mimari birikimi de araştırıp insanlara yansıtmam gerektiğini düşündüm. Adalar Müzesi ile bu sergiyi açtık” dedi.

Kuruyazıcı’nın küratörlüğündeki serginin, gelecek yıl Haziran ayına kadar ziyaretçilere açık tutulması planlanıyor. Ziyaretçilerin ücretsiz olarak gezebileceği sergide, “Prens Adaları”nın son 150 yılının mimarı zenginliği ve çeşitliliğini yaratan mimarlar ve kalfalarla, onların önemli eserleri yer alıyor.

 

İSTANBUL ÖDÜLE DOYMUYOR !

İstanbul, Financial Times’ın En İyi Yaşanılabilir Şehirler anketinde, dünyanın yaşanılabilecek en iyi şehri olmasının ardından, şimdi de Daily Telegraph gazetesi tarafından “En İyi Kültür Şehri” ve “En Büyük Kültürel Destinasyon” alanlarında ikincilik ödülüne layık görüldü.

Türkiye dünyanın en hızlı gelişen ve yapılan yeniliklerle her alanda olduğu gibi kültür ve sanat alanında da ev sahipliği yaptığı uluslararası organizasyonlar, sanat etkinlikleri ile dikkatleri üzerine çekmeye devam ediyor.

Türkiye’nin yakaladığı değişimin lokomotif şehri olan İstanbul, son olarak Financial Times’ın En İyi Yaşanılabilir Şehirler anketinde, dünyanın yaşanılabilecek en iyi şehri olmuştu. İstanbul şimdi de İngiliz Daily Telegraph gazetesi tarafından “En İyi Kültür Şehri” ve “En Büyük Kültürel Destinasyon” alanlarında ikincilik ödülüne layık görülerek kültür-sanat alanında yakaladığı dinamizmi tescilledi.

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyete geçirdiği uluslar arası kongre merkezleri ile kültür-sanat organizasyonlarına ev sahipliği yaptığı ve tarihi dokunun gün yüzüne çıkarılması adına çalışmaların titizlikle yürütüldüğü bir dönemde bu ödülün gelmesi, yapılan çalışmaları taçlandırmış oldu.

İngiliz Daily Telegraph gazetesinin tur operatörü Page & Moy ile ortaklaşa dağıttığı “50 En Büyük Kültürel Destinasyon” ödüllerinin sahipleri, jürinin yanı sıra Daily Telegraph okuyucuları tarafından belirlendi. Bu da gazete okurlarının İstanbul’u dünyanın en önemli kültürel değerleri arasında gördüğünü gösteriyor.

Konuya ilişkin Türkiye’nin Londra Kültür ve Tanıtma Müşavirliğinden yapılan açıklamada, Müşavir Tolga Tuyluoğlu, ödülü almaktan gurur duyduklarını söyledi. Tuyluoğlu, “Bu ödüller hiç şüphesiz ki İstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti olması konusundaki başarısının göstergesidir. Ayrıca, Türkiye’nin İngiltere pazarındaki önemini göstermektedir” dedi.

Açıklamada, Mintel adlı araştırma şirketi tarafından İngiltere pazarında bu yılbaşında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına değinildi. Araştırma sonuçlarına göre, iklim, kültür ve tarih, İngilizlerin tatillerinde Türkiye’yi tercih etme nedenlerinin başında geliyor.

İngiliz turistlerin genelde Türkiye’ye “deniz, güneş ve kum” için gittiğinin sanıldığı ancak araştırma sonuçlarına göre, İngiliz turistlerin yüzde 71’inin ziyaretleri sırasında Türkiye’de tarihi bir yeri ya da müzeyi gezdiğini söylediği kaydedildi. Bu durum “En İyi Kültür Şehri” ve “En Büyük Kültürel Destinasyon” ödüllerinde Roma’nın ardından ikinci olan İstanbul’un İngilizlerin kentimize atfettiği kültürel önemin de bir işareti.

Hiç kuşkusuz, her alanda olduğu gibi kültür-sanat alanında da ülkemizin lokomotifi olan İstanbul’un yakaladığı ivmede, küresel ölçekli düşünen ve uluslara arası arenada yerel birliklere liderlik eden Başkan Kadir Topbaş’ın ve ekibinin vizyoner duruşunun payı büyük.

 

ATATÜRK KÖPRÜSÜNDE RESTORASYON ÇALIŞMALARI

Muğla’nın Dalaman ilçesinde Dalaman Çayı üzerine 76 yıl önce, Atatürk’ün emri ve Başbakan İsmet İnönü’nün talimatıyla yaptırılan ve o dönemde Muğla-Antalya arasındaki karayolu ulaşımını sağlayan ”Atatürk Köprüsü”nde restorasyon çalışmaları başladı.

Dalaman Belediye Başkanı Sedat Yılmaz, ilçede bulunan Dalaman çayı üzerindeki Atatürk Köprüsü‘nün, Atatürk’ün emri ve Başbakan İsmet İnönü’nün Nafia Vekili (Bayındırlık Bakanı) Ali Çetinkaya’ya verdiği talimat sonrasında 1934 yılında yapıldığı bilgisine sahip olduklarını söyledi.

Yılmaz, köprünün yakın tarihe tanıklık etmiş ve Ege ile Akdeniz’i birbirine bağlayan önemli bir köprü olduğuna işaret ederek, ”Atatürk Köprüsü yapıldığı tarihten bu güne kadar bölgemize çok hizmet vermiş, tarihe tanıklıkları olan bir köprüdür. Köprünün korunması ve bundan sonra da hizmet vermesi amacıyla Ortaca Belediyesinin de katkılarıyla Dalaman Belediyesi olarak SİT Kuruluna müracaatlarda bulunduk. Taleplerimiz olumlu karşılandı ve SİT Kurulundan izinlerimizi aldık. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından yapılan ihale aşamasından sonra çalışmalar başladı. Karayolları Bölge Müdürlüğü gözetiminde gerekli çalışmalar yürütülüyor” diye konuştu.

Tarihi Atatürk Köprüsü’nün kültür ve barış köprüsü olacağını hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu: ”Köprünün ayak kısımlarına 750 adet 2 metreye 1 metre çapında beton blok döşenecek. Daha sonra kumlama, sıva ve boya yapılacak. Çalışmalar tamamlandıktan sonra inşallah bir kültür köprüsü, bir barış köprüsü olacak. Daha yıllarca bölge insanına hizmet verecek olan bu köprüyü tekrar bölgemize kazandırmak amacındayız. Köprü ağır tonajlı araçlara kapatılacak ancak küçük araçlara ve yaya trafiğine açık tutulacak. Yöre halkının da isteği bu yöndedir. Çalışmalar bittikten sonra da köprünün güzel halini görmek, bu mutluluğu tüm halkımızla paylaşmak istiyoruz ve bunu heyecanla bekliyoruz.”

Dalaman çayı üzerindeki 1934 yılında yapımına başlanan köprü, 170 işçi tarafından, bir yıl içinde Fransız mimarisine uygun olarak, bombeli kemer şeklinde, 4 metre genişliğinde, 3 ayak üzerinde 14 metre yüksekliğinde, 85 metre uzunluğunda inşa edilmiş.

 

MEHPARE EVRENOL EVLERİN YEŞİLE OLAN HAKİMİYETİ

Akasya Acıbadem başta olmak üzere Sinpaş’ın pek çok projesinin mimari olan Yüksek Mimar Mehpare Evrenol, insanların yeşil ve suya olan özlemine ve özel alana duyduğu ihtiyaca yönelik projeler çiziyor. Evrenol, yakın gelecekte daire metrekarelerinin biraz daha küçüleceğini söylüyor…

Sinpaş GYO‘nun bugüne kadar yaptığı pekçok projede imzası olan, son olarak ise SAF Gayrimenkul tarafından yapılan Akasya Acıbadem projesinin Kent etabının mimarisini üstlenen Yüksek Mimar Mehpare Evrenol, şehir yaşamında arazinin mimarlara sunduğu imkânlar ile insanların yaşam talepleri arasındaki ilişkiyi anlattı. Evrenol, şehir nüfusunun artmasına paralel olarak ekonomideki gelişim ile birlikte kent içerisinde yapılan projelerin artık sadece yaşam alanları değil bir yaşam biçimini de insana sunduğunu anlatıyor. Mimar olarak, insanların yüksek olmayan, çevresiyle özellikle de doğayla iletişim içinde olan konutlarda yaşamak istediğini söyleyen Evrenol, geliştirdiği tüm projelerde bu kriterleri ele alarak çözümler ürettiklerini belirtiyor. Workshop Mimarlık’ın sahibi olan Evrenol’un imzasını taşıyan Sinpaş GYO bünyesindeki Akasya Acıbadem, Ottomare Suits, Bosphorus City, Bursa Modern ve Antepia projelerinin tamamında konutların yeşil ve suyla olan ilişkisi dikkat çekiyor. Evrenol, bunun mimari bir trendin bir parçası değil, insanın doğaya olan özleminin bir sonucu olarak doğal bir şekilde ortaya çıktığını vurguluyor. Örneğin Akasya Acıbadem projesinin kütle halinde binalar yerine yoğunluğun farklı alanlara dağıldığı bir proje çizdiklerini söyleyen Evrenol, projenin içinde bir koru ve bir göl olmasının istedik. Bu nedenle de bu etaplar ortaya çıktı” diye konuşuyor. Evrenol, Akasya Acıbadem‘de arazinin kendilerine 16 katlı 4-5 kule yapma imkânı da tanıdığını ancak bunu tercih etmediklerini söyleyerek insanların yüksek kulelerin bulunduğu bazı projelere “Neden o kadar yüksek bir bina yaptınız” diye eleştirdiklerini paylaşıyor. Evrenol, “Bu kadar metrekareyi nereye sığdıracağız. Emsalin ve arazinin uygun olduğu durumlarda dikey yoğunluğu fazla olmayan projeler de yapıyoruz. Ancak birbiri ile dip dibe 4-5 kule yapmak yerine bunu farklı yükseklikteki konutlarla çözmeye çalışıyoruz” diyor.

DİKEY KULEDEKİ CAMLARI AÇTI
Evrenol, insanların artık yaşadıkları konutlarda komşularından izole alanlar istediklerini söyleyerek yüksek yapıların insanlara bu imkânı tanıdığını söylüyor. Üstelik Akasya Acıbadem projesinde dikey kulede camları açma olanağı sağlayarak da rezidansların yarattığı yapay ve soğuk yaşam algısından kurtardıklarını belirtiyor. Bunun yanı sıra emsalin yüksek kule yapmaya izin vermediği alanlarda ise bunu birbiri ile mesafeler bulunan yatay binalarla çözdüklerini kaydediyor. Örnek olarak da Akasya Acıbadem‘in birbiri ile ilişkisi bulunmayan yatay konutlarını veriyor. Bosphorus City projesinde ise hem enine hem de boyuna bir mekan kurgusu yaratarak mesafeli ve farklı tiplerde konutlar yarattıklarını belirtiyor.

DENİZ GÖRMEYEN DAİRE YOK
Evrenol, şehir hayatının hızlı temposunda insanların evlerine geldiklerinde dinlenebilecekleri alanları önemsediklerinin belirterek projelerde yeşil alanların bu ihtiyaca cevap verdiğini düşünüyor. Örneğin Bursa Modern projesinde yorucu günün sonunda insanların zengin peyzaj alanları ile dinlenecekleri bir alan yarattıklarını anlatıyor. Aynı kurguyu Kelebekia projesinde de aynı kurguyla yaptıklarını söylüyor. Evrenol, Ataköy’deki Ottomare Suits projesinde ise tüm konutların denizi aynı anda görmesi düşüncesinden hareket ettiklerini belirterek “O projede deniz manzarasına hakim olmayan tek bir daire yok. Mimarisi tek bir kütle halinde ve aşağı doğru akan bir proej yarattık” diyor.

Ataköy ve Halkalı’da iki yeni proje geliyor
Sinpaş‘ın şimdiden 2012 yılında lanse edeceği projeler için çalıştıklarını belirten Evrenol, Ataköy’de 2 bin konutluk yeni bir projenin hazırlıklarını yaptıklarını söylüyor. Evrenol ayrıca Halkalı’da da İstanbul Sarayları projesinin devamındaki arazide bir projeye hazırlandıklarını belirtiyor.

Metrekareler küçülüyor
Evrenol, şehirlerdeki arazi sıkıntısı nedeniyle projelerdeki daire metrekarelerinin giderek küçüldüğüne değiniyor. 1+1 dairelerin bir modadan çok bir ihtiyaçtan dolayı ortaya çıktığını ve azalmayacağını söyleyen Evrenol, buna karşın dairelerdeki metrekarelerin ise kent içinde arazi üretme maliyetlerinin artmasıyla birlikte yakın gelecekte biraz daha küçüleceğini kaydediyor.

Evrenol, “Konutlar küçülecek ama efektif çözümler üretilecek. Örneğin artık merdivenler ya da koridor boşlukları boş alanlar olarak değil de doğru bir mimari ile evin içindeki kullanım alanlarına eklenecek. Oda, mutfak ve salonlara ek alanlar yaratılacak.” diyor.

Evrenol, küçük dairelerin gelecekte de popülaritesini yitirmeyeceğini ekliyor. Antep, Bursa gibi şehirlerdeki geleneksel evlerin çok büyük olduğuna değinen Evrenol, “Antepliler bir yaşam sanatkârı. Mutfaklarıyla olan ilişkileri çok iyi. Bizm salonda kullandığımız metrekareleri mutfak olarak istiyorlardı. Ancak orta bir yolu bularak onları daha küçük metrekarelere ikna ettik. Ayrıca projede az sayıda yaptığımız küçük dairelerin de bu bölgede ilgi görmesi bizi şaşırttı” diyor.