EN İYİ MOBİL KAMPANYA ÖDÜLÜNÜ KAZANAN TASARIM !

Teknolojiden maksimum düzeyde yararlanan ve internetten konut satışı ve canlı destek hizmetleri ile sektöründe ilkleri gerçekleştiren Soyak, yeni “Akıllı Bilgilendirme Sistemi” (CBC) projesi ile Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği’nin “En İyi Mobil Kampanya” ödülüne layık görüldü.

Soyak Holding faaliyet göstermekte olduğu sektörlerde sürdürülebilir gelişim odaklı çalışmalar yürütüyor. Gayrimenkul sektöründeki 48 yıllık tecrübesi ile de yenilikçi, teknolojik uygulamalarla öne çıkıyor. Soyak Yapı’nın interaktif satış ve pazarlama faaliyetlerinde yararlanılan Akıllı Bilgilendirme Sistemi (CBC), Doğrudan Pazarlama İletişimcileri Derneği tarafından “En İyi Mobil Kampanya” dalında ödül kazandı. 15 Ekim Perşembe günü Borusan Oto’da yapılan törenle “En İyi Mobil Kampanya” ödülü, Soyak Yapı satış ve pazarlamadan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Tarık Ongun’a takdim edildi.

Akıllı Bilgilendirme Sistemi’ni (CBC) ilk olarak Soyak Siesta projesi kapsamında müşteri memnuniyetini artırmak amacıyla Ağustos ayında uygulamaya başlayan Soyak, İzmir ve çevre illerden 130 bin kişiye SMS yoluyla ulaştı. Hedef kitleye, Soyak Siesta’dan hangi miktarda taksitle daire alabilecekleri sorularak cevaplar tekrar SMS ile alındı. Cevap yollayan 3400 kişi Soyak çağrı merkezi tarafından aranarak daire tipleri ve ödeme seçenekleri hakkında kendilerine bilgi verildi. Böylelikle Soyak Siesta projesine ilişkin bilgi almak isteyen 1000 kişilik kitleye nokta atışı yapılarak ulaşılmış oldu.

Projeleriyle yaşam kalitesini yükseltmeyi ve kent yaşamına yeni bir anlayış getirmeyi hedefleyen Soyak, sunduğu yenilikçi teknolojilerle müşterilerinin, ihtiyaç duydukları bilgilere kolaylıkla ulaşmalarına imkan sağlıyor. Üst düzey kalite hedefiyle fark yaratan Soyak Müşteri Hizmetleri, böylelikle, verimlilikle birlikte müşteri memnuniyetini de artırıyor.

Soyak’ın CBC kampanya uygulaması Turkcell tarafından örnek vak’a olarak seçildi. Akıllı Bilgilendirme Sistemi (CBC) sonucu, başarılı geri dönüş oranı ile “En İyi Mobil Kampanya” ödülünü kazanan Soyak, Turkcell tarafından da örnek vak’a olarak işlendi. Soyak’ın bu başarısında kampanyanın hedef kitlesinin doğru seçilmiş olması, kampanya mesajının mecraya uygunluğu ile kurgusu, zamanlama ve mekan seçimi önemli rol oynadı. Teknoloji alanında uluslararası çözüm ortaklarıyla işbirliği yapan ve internet uygulamalarında her an güncellenebilen içerikle müşterilerine ulaşan Soyak, yenilikçi yaklaşımıyla ayda ortalama 25.000; lansman dönemlerinde ayda 90.000’e yakın kişiye ulaşıyor.

 

YEŞİLİ DÜŞÜNENLERİN BİR ARAYA GELDİĞİ PROJE

Yeşili Düşünenler Bir Araya Geliyor

Çevre dostu tesisler yaratmaya yönelik projelerin, ürün ve uygulamaların tartışılacağı 1’inci Yeşil Tesisler Konferansı 15 Aralık  İstanbul’da gerçekleştiriliyor.

1. Yeşil Tesisler Konferansı kapsamında, otel, hastane, okul, AVM, konut gibi tesislerin yöneticilerinin yanı sıra, bu kurumlara hizmet ve ürün sunan tedarikçiler, teknik uzmanlar, devlet kuruluşları ve STK’lar bir araya gelecek ve yeşil tesisler oluşturmaya yönelik çalışmalarını, fikir, deneyim ve başarılı uygulamalarını paylaşacaklar.

Konferansta, tesislerde karbon salımının azaltılması için hayata geçirilmesi gereken proje ve yükümlülükler, düşük karbonlu büyüme modeli, Türkiye’nin de imzaladığı Kyoto Protokolü sonrası gönüllü ve zorunlu karbon piyasaları ve enerji verimliliği uygulamalarının yanı sıra, yeşil bina uygulamaları ve projeleri, verimli su kullanımı ile tesislerde hava ve su kalitesinin artırılması tartışılacak ana konu başlıklarını oluşturuyor.

Türkiye’de sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin artmasına katkıda bulunmayı hedefleyen 1’inci Yeşil Tesisler Konferansı’nın ana sponsorları arasında Vitra – Artema, Schneider Electric ve Philips gibi Türkiye’nin ve dünyanın önde gelen kuruluşları bulunuyor.

 

ALU’DAN MAĞAZALAR İÇİN DEĞİŞİK ALTERNATİFLER

Mağazacılık anlayışına farklı bir yaklaşımla hareket getiren, fonksiyon ve estetiğin bir arada sunulduğu Alu, yeni sistemleri ile Terminal’de yerini aldı.

Perakende sektöründe birçok farklı alanın mekân tasarımları için ürün desteği veren ve çözümler sunan Terminal, aynı dili konuşan geniş bir ürün ailesinin biraraya gelmesi ile oluşan bir tasarım merkezidir. Terminal, mağazacılık anlayışına farklı bir yaklaşım katan Alu markası ile birçok sektör için farklı ve fonksiyonel mağaza çözümleri sunmaya devam ediyor.

ALU birinci sınıf satış noktası bağlantı elemanları ve mağazacılık sistemleri sektöründe dünyanın önde gelen üretici ve dağıtıcı firmalarının arasında gelir. ALU, Standart ürünler, kişiselleştirilmiş standart ürünler, talepler doğrultusunda özel olarak uyarlanmış tasarım sistemleri ve Perakende uygulama hizmetleri olmak üzere dört ana kategoride hizmet verir.

Standart ürünler, iletişim, görsel mağazacılık ve teşhir için hazırda bulunan, geniş çeşitlilikte sistemler sunar. Her yıl en azından iki ya da üç yeni sistem eklenerek ürün gamı genişletiliyor. Standart sistemlerin tamamı belirli ihtiyaçlara göre uygulanarak kişisel müdahalelere açıktır. Talepler doğrultusunda özel olarak uyarlanmış tasarım sistemleri müşterilerin gereksinimlerine göre kurum içindeki tasarım ekibi tarafından yaratılmaktadır.

ALU; Nokia, Ray Ban, Helly Hansen gibi mağaza içinde mağaza sistemlerinin yanı sıra Sears, Top Man, New Look, Chanel, Mothercare, Jc Penny dâhil olmak üzere çok sayıda mağaza ve moda butiğine de çözüm ortağı olarak, farklı kategorilerde ürünler sunan mağaza konseptlerine hizmet vermektedir. Örneğin Bank of America, BMW/Mini ve Chevrolet Europe gibi ünlü bankalar ve araba üreticilerine olduğu gibi LG ve T-Mobile gibi elektronik ve telekomünikasyon şirketlerine de çözüm desteği vermektedir. Bu tip müşterilerinin özel isteklerine de kolaylıkla cevap verebilen ALU, müşterilerine lojistik destek ve montaj dâhil en zorlu projelerin bile üstesinden gelebilecek düzeyde hizmet anlayışına sahiptir.

Tek kişi tarafından kolayca kurulabilen mağazacılık sistemi; AUTOPOLE

Alu’nun geliştirdiği ürünlerin başına AUTOPOLE de gelmektedir. Kullanımdaki sadeliği ve esnekliği, zeminden tavana kolayca monte edilebilen ve rafları, askılık aksesuarları, aydınlatma armatürleri, posterleri ile fonları desteklemek için kullanılan, bağımsız olarak genişletilebilir olan bu ürün ALU tarafından perakende sektöründe en sıcak satış öğesine dönüştürülmüş oldu.

Autopole, aluminyum ve yüksekliği ayarlanabilir bir boru üzerinde hafif ve dikey bir genişleme sistemidir. Çok sayıda aksesuar ile çeşitli konfigürasyona olanak tanıyan bir dizi aksesuar ve “Autopole adaptörü” bağlantı elemanlarının sayesinde 360°teşhir ve mağazacılık potansiyeli sunmaktadır. Sistemin en temel özelliği sadece bir kişi tarafından hızlı bir şekilde monte edilebilmesidir.

Döşemeden tavana genişleme sistemi ile yüksek itme kuvvetine karşı koyabilecek dayanıklıkta yekpare bir tavana ihtiyaç vardır. Kilitleme ve emniyet sistemi kola basılır basılmaz çalışır. Dikey sistem yüksek oranda esneklik ve ilgili bağlantı elemanlarını kullanarak bir kaidenin veya bir tripodun, veya duvara monteli montajı ile kendini taşıma olanağı sağlamaktadır.

 

SÜRDÜRÜLEBİLİR YAPI TASARIMI

Yapı Tasarımı Sektörü; Yapı Bilgi Sistemi (BIM), Tümleşik Proje Yönetimi (IPD), Gerçek Zamanlı Proje Paylaşımı ve Sürdürülebilir Yapılar konularının inceleneceği etkinlikte bir araya geliyor.

17 Aralık tarihinde, Yapı Endüstri Merkezinde, Autodesk ve SAYISAL GRAFİK tarafından organize edilecek tüm günlük etkinlikde, yapı projelerinde koordineli, tutarlı, hesaplanabilir bilginin üretilmesini, saklanmasını ve yeniden kullanılmasını sağlayan BIM (Yapı Bilgi Sistemi) teknolojisi ve bu teknolojiyle üretilmiş projelerden örnekler sunulacak. BIM’in inşaat sektörünün gündeminde yer alan yeşil bina ve sürdürülebilir tasarım konularında sağlayacağı yararlar ve bu alanda iki önemli uluslararası sertifikasyon (LEED ve BREEAM) hakkında konunun uzmanları tarafından bilgilendirme yapılacak. Katılımcılar, bu alanlarda Autodesk’in sunduğu çözümlerin canlı gösterimlerini de izleme olanağı bulacaklar.

Etkinlikte Autodesk’ten Emmanuel Di Giacomo tarafından BIM teknolojisi ve uygulamaları hakkında detaylı bilgi verilecek. Autodesk’in BIM çözümünün temelini oluşturan Revit Architecture, Revit Structure ve Revit MEP yazılımları canlı sunumlarla tanıtılacak. Bu ürünleri kullanan ve BIM teknolojisinden faydalanan kullanıcıların yer alacağı oturumlarda, yurtdışından ve yurtiçinden mimarlar kendi deneyimlerini izleyicilere aktaracak.

Sürdürülebilir tasarım ve yeşil binalar da etkinliğin önemli temalarından. Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği’nden (ÇEDBİK) uzmanlar, bu alanda ABD ve Avrupa’da kullanılan LEED ve BREEAM yeşil bina değerlendirme sistemleri hakkında bilgi verecek. Bu sistemler ve Türkiye’de de yeni yürürlüğe giren Binalarda Enerji Performansı Yönetmeliği’ne uygun yeşil bina tasarlamayı kolaylaştıran BIM çözümlerinin yanı sıra, enerji analizlerinde kullanılan Autodesk Ecotect Analysis de canlı olarak ilk defa bu etkinlikte gösterilecek.

Türkiye’de ilk defa izleyici ile buluşacak yeni Autodesk ürünleri, Autodesk Ecotect ile sınırlı değil. Gerçek zamanlı proje paylaşımı ve görselleştirme için geliştirilen Autodesk Navisworks ve dünyada haklı bir saygınlıkla izlenen statik analiz yazılımı Autodesk Robot Structural Analysis de katılımcılara tanıtılacak yeni yazılımlardan.

 

SAKLAMAK VE PAYLAŞMAK ADINA HERŞEY

Modern Fin Mimarlığında Müzeler ve Kütüphaneler sergisi, Saklamak ve Paylaşmak başlığıyla  Venedik Mimarlık Bineali’nde sergilendikten sonra İstanbul’da izleyicilerle buluştu.

Fin Mimarlık Müzesi tarafından hazırlanan Modern Fin Mimarlığında Müzeler ve Kütüphaneler sergisi, Finlandiya Büyükelçiliği ve Koç Holding’in sponsorluğunda 19 Aralık’a kadar Milli Reasürans Sanat Galerisi’nde izlenebilir.

 

İSTANBUL TASARIMLARINDA MoMA ESİNTİSİ

7 tepeli güzel İstanbul’un her taşı ilham veriyor. Ama bu sefer şairlere değil, tasarımcılara… MoMA’nın Destination İstanbul sergisi için şehri endam ederek tasarım(cı) avına çıktığı şu günlerde ünlü markalar da boş durmuyor…

MoMA (New York Modern Sanat Müzesi) yaklaşık 4 yıldır Destination Series adı verilen bir çalışma yapıyor. Ülkelere ya da şehirlere ait tasarımları seçerek Manhattan 53. Cadde, Soho, Tokyo’daki MoMA Design Store’larda ve internet sitesinde bir yıl boyunca hem sergileniyor hem satılıyor.

Destination Istanbul. Yıl boyunca tüm MoMA mağazalarında satılmak üzere İstanbul’a ait bir koleksiyon yaratmaya başlayan müze yetkilileri, geçtiğimiz ay İstanbul’da pek ç0k müze, akademisyen, tasarımcı ve mağazayla görüşerek en iyi koleksiyonu yaratmak için çalıştı. İki düzine tasarımcıdan toplam 75-100 adet çalışma almayı planlayan yetkililerden kesin bir tasarımcı listesini ise  yıl içinde alabileceğiz. İstanbul’un önce kültür başkenti olmasınına ardından, dünyanın en iyi tasarım müzesinin en çok ziyaret edilen Design Store’unda yer alması, hem Türk tasarımı hem de İstanbul için iyi bir fırsat. Dünyaya bazı şeyleri göstermek için..

 

 

KÜLTÜR BAŞKENTİ İSTANBUL’DA AZİZ SARIYER SERGİSİ

İstanbul  kültür başkenti çalışmaları kapsamında açacağı sergiler için çalışmalarını sürdüren tasarım maestromuz Aziz Sarıyer İtalya’dan aldığı bir ödülle gururlandırdı bizi.

I. Dot (Italian Design on Tour) ödülü her yıl İtalya tasarım konseyi tarafından ülkenin en iyi 100 tasarımına veriliyor. Tasarımcının Altreforme için yaptığı Cioccolata kitaplık, Container kategorisinde en başarılı tasarım ödülü aldı ve önümüzdeki bir yıl boyunca dünyanın çeşitli tasarım başkentlerinde sergilenmek üzere diğer 99 ürünle birlikte yolculuğa çıkmayı bekliyor.

 

 

İTALYA’NIN LOGOLARI ASKERİ MÜZEDE SERGİLENİYOR!

İtalyan Ticaret Merkezi ve İtalya Başkonsolosluğu, artık kendi de bir marka haline gelen “Made in Italy” ibaresinin bulunduğu sembol, ürün ve logoların izlenebileceği bir sergi düzenliyor. İtalya’nın Logoları başlıklı sergi, 2-17 Aralık tarihleri arasında Harbiye Askeri Müze Şehit Hasan Rıza Sergi Salonu’nda izlenebilecek.

Tasarım Geleneğinin Girişimciliğe Dönüşmesi

İtalya’nın kültür ve iş dünyası arasındaki etkileşimlerden yola çıkarak ekonomik ve kültürel gelişmeyi sağlayan dinamik bir süreci anlatan ‘İtalya’nın Logoları Sergisi’, bu sürecin ve içinde yer alan kişilerin öykülerinden oluşuyor. Bu kişilerin fikirleri, tasarımları, çalışmaları ve emekleriyle gerçekleşen düşlerin, fikir ve ürünlerin izlenebileceği sergi, hem belleklerde yer edecek zihin açıcı bir yolculuk hem de ‘İtalyan yaşam biçimi’ olarak bildiğimiz tasarım geleneğinin girişimciliğe dönüşmesini gözler önüne seriyor.

 

ÇEVRE DOSTU BİNALAR İLE BULUŞAN PROJE !

Çevre dostu tesisler yaratmaya yönelik projelerin, ürün ve uygulamaların tartışıldığı 1. Yeşil Tesisler Konferansı 15 Aralık İstanbul Swissotel’de gerçekleşti. Türkiye’de sürdürülebilirlik ve çevre bilincinin artmasına katkıda bulunmayı hedefleyen konferansa enerji yönetiminde global bir uzman olan Schneider Electric de katıldı.

Otel, hastane, okul, AVM, konut gibi tesislerin yöneticilerinin yanı sıra, bu kurumlara ürün ve hizmet sunan tedarikçiler, teknik uzmanlar, devlet kuruluşları ve STK’ların bir araya geldiği Yeşil Tesisler Konferansı’nda, tesislerde karbon salınımının azaltılması, Türkiye’nin de imzaladığı Kyoto Protokolü’nün etkisi, enerji ve su verimliliği uygulamaları, çevreye duyarlı tesisler ve yeşil yıldız projesi, tesislerde hava ve su kalitesinin artırılması ve geri dönüşüm konuları detaylı olarak ele alındı.

Konferansa katılan Schneider Electric Türkiye Genel Müdürü ve Balkanlar & Ortadoğu Başkanı Turhan Turhangil yaptığı açıklamada, teknolojinin gelişmesiyle birlikte tüm dünyada enerjiye olan ihtiyacın her geçen gün daha da arttığını belirtti. Bir yandan tükenen kaynaklar, diğer yandan çevre ile ilgili sorunlarımıza çözüm bulabilmek amacıyla, enerjiyi verimli kullanmanın son derece önem taşıdığını dile getiren Turhangil, bu alanda yapılacak çalışmaların enerji tasarrufunun yanısıra, daha az karbon salınımı anlamına geldiğinin de altını çizdi.

“Gezegenimizin geleceği enerjiyi verimli yönetmemize bağlı”

Bugün çevreye karşı en duyarlı hareketin daha az karbon salınımına neden olacak çözümler geliştirmek olduğunu vurgulayan Turhan Turhangil, “Enerji yönetimi günümüzde tüm dünyanın en önemli gündem maddeleri arasındadır. Gezegenimizin geleceği için, teknolojik ve yenilikçi çözümlerle enerjiyi verimli yönetmemiz gereklidir. Ancak bu şekilde enerjiyi tasarruflu kullanır ve karbon salınımını azaltabiliriz. Günümüzde tesislerin çevreye bu boyutta hassasiyet göstermesi çok duyarlı bir yaklaşım” dedi.

Konferansa konuşmacı olarak katılan Schneider Electric Avrupa İş Geliştirme Direktörü François Carle ise “Yeni Nesil Otel Teknolojileri ve Enerji Yönetimi” ile son gelişmeleri ve teknoloji çözümleri katılımcılar ile paylaştı. François Carle yaptığı konuşmada, günümüzde önemli boyutlarda enerji maliyeti olan otellerin, enerji verimliliği çözümleri ile sadece ihtiyacı kadar enerji harcayan binalara dönüştüğünü ve yapılan bu enerji tasarrufunun doğrudan binanın karbon salınımının düşürülmesine katkıda bulunduğunu belirtti.

“Bir birim enerji için 3 birim enerji üretiliyor”

François Carle, otellerde uygulanan enerji verimliliği çözümleri ile çevre dostu binalara sahip olunabildiğini de söyledi. Carle, “Bizler tüketici olarak, bir birim enerji tasarrufu yaparken, aslında santrallerde bunun karşılığı olarak 3 birim enerji üretiliyor, çünkü enerji bize ulaşıncaya kadar kayıplara uğruyor. Enerji verimliliği çözümleri sayesinde, enerjiyi daha az tüketerek, verimli kullanıyorsunuz, daha az enerji maliyetiyle konfordan ödün vermeden yaklaşık %30 oranında tasarruf sağlıyorsunuz. Daha da önemlisi teknolojinin çevre üzerindeki etkilerini azaltmaya katkıda bulunuyorsunuz. Enerji verimliliği ile donatılmış daha az enerji harcayan endüstriyel ve ticari binalar ve dolayısıyla daha az enerji üreten santraller atmosfere daha az karbon salınımı anlamına geliyor” dedi.

 

 

NEW YORK’UN ÜNLÜ TASARIMCISI İSTANBUL’DA !

Uzun süre önce yolu tesadüfen İstanbul’a düşen New York’un ünlü davet ve mekan tasarımcısı Antony Todd, yurtdışındaki çeşitli fuarlardan topladığı çok özel klasik parçaları ve kendi tasarımı mobilyaları Nişantaşı’nda açtığı showroom’unda sergilemeye başladı.

New York’ta yaşayan, şehrin en özel iç mekan tasarımlarında imzası bulunan tasarımcı ve sanat yönetmeni Antony Todd, İstanbul’a ilk görüşte aşık olduğunu mağazasının vitrininde büyük harflerle yazan “I Love İstanbul” yorumuyla itiraf ediyor. Uzun süre önce İstanbul ziyaretinde şehre ilk görüşte aşık olmuş. Sonrasında da sık sık ziyaret ettiği İstanbul’u yeni yaşam merkezi olarak belirlemiş.

“Avrupa’nın başka şehirlerinde olmayan, çok çekici bir enerjisi var İstanbul’un. Paris yada Londra gibi evrimi tamamlamış bir şehir değil. Sürekli hareket halinde ve değişiyor. Bunu yaşamak ve bir parçası olmak için buradayım. İstanbul’u çok bohem buluyorum. Bu da onu daha da çekici yapıyor benim için.” sözleriyle İstanbul’a duyduğu aşkı anlatan tasarımcı, insanların artık evlerinde daha çok zaman geçirdiğini dolayısıyla da yaşadıkları mekanları daha çok önemsemeye başladıklarını söylüyor.

Stilini iddiasız lüks olarak tanımlayan Antony Todd’un yeni koleksiyonu, eski ile yeninin tüm klişelerinden arınarak yan yana geldiği ve bambaşka bir kimlikle karşımıza çıktığı mobilya ve aksesuarlardan meydana geliyor. Antony Todd tasarımı modern bir yemek masası, bir önceki yüzyıla ait Fransız stili sandalyelerin yeni yüzleriyle buluşuyor. Minimalist beyaz lake sehpa, üzerinde duran antika şamdanlarla fon oluşturuyor.

 

DÜNYANIN EN YÜKSEK BİNASI AÇILDI!

Dünyanın en yüksek binası Burj Dubai muhteşem bir törenle açıldı. 160 katlı ve 818 metre yüksekliğindeki bina 4.1 milyar dolara mal oldu. Dubai krizden çıkmak için umudunu bir bakıma bu gökdelene bağladı.

Küresel ekonomik krizin son kurbanlarından biri Dubai olmuştu. Dubai borçlarını yeniden yapılandırmak için bir yandan dışarıdan kredi ararken, diğer taraftan inşaası devam eden yatırımları bir an önce ekonomiye katmak için çaba harcıyor. Dünyanın en yüksek gökdeleni Burj Dubai bunlardan biri. 160 katlı ve 800 metrelik dev gökdelen muhteşem bir törenle açıldı.

Birleşik Arap Emirlikleri’ne bağlı Dubai Emirliği’nde, Şeyh El Maktum’un ortak olduğu ve dünyanın en büyük gayrimenkul geliştirme şirketlerinden Emaar Properties’in yaptığı 160 katlı, 800 metrelik gökdelen Burj Dubai açıldı.

Dünyanın en yüksek binası Burj Dubai, 4.1 milyar dolara mal oldu. Dubai World’ün küresel kriz nedeniyle borçlarını yeniden yapılandırma talebiyle ortaya çıkması ile dünya piyasalarında kısa süreli çalkantıya yol açan Dubai’de, emirin şirketi Emaar’ın en iddialı projesi Burj Dubai’nin 150’inci kattan sonrası çelik konstrüksiyon.

BURJ DUBAİ’NİN ÖZELLİKLERİ

Betonarme kütle üzerine çelik konstrüksiyonla devam edilen ilk bina özelliğini taşıyor
Anten kulesi ile 818 metreye ulaşan Burj Dubai, 110 katlı olan Taipei 101 gökdelenini (509 metre) 2007 yılında, daha inşa halindeyken geçmişti
Toronto’daki CN Kulesi de, 2009 yılında 553 metreye ulaştı
95 km’den görülüyor
160 katlı ve 800 metre yüksekliğiyle dünyanın en yüksek binası
95 kilometre uzaklıktan bile, Burj Dubai’nin tepe noktası görülüyor
Gökdelenin 124’üncü katı, dünyanın halka açık en yüksek ve dışarıda terası bulunan gözlem katı
160 lüks otel odası ve suite sahip
Binada 57 asansör, 1044 apartman dairesi, 3000 yeraltı park yeri var
Burj Dubai’nin dış cephesini ve iki kanadını oluşturan cepheyi kaplayan cam panellerin sayısı 28 bin 261
Binanın yapımında 12 bin işçi çalıştı
EMAAR, TÜRKİYE’DE 2.3 MİLYAR DOLARLIK PROJE YÜRÜTÜYOR

Burj Dubai’yi yapan Emaar Properties PJSC’nin Türkiye’deki iştiraki olan Emaar Türkiye’nin ilk projesi olan 700 milyon dolarlık Toskana Vadisi Evleri; Büyükçekmece’de yer alıyor. Toskana Vadisi Evleri, 1.7 milyon metrekarelik bir alana yayılıyor. Projede 540 lüks villanın yanı sıra, sosyal alanlar ve dinlenme alanları da olacak.  Türkiye pazarına giren Emaar, yatırım bedeli 700 milyon dolara ulaşacak Toskana Vadisi Evleri’ni 4 etap halinde tamamlayacak. Emaar Türkiye; Libadiye’de hayata geçecek olan ikinci yatırımı için dünyaca ünlü mimarlarla çalışıyor. Libadiye projesi, 66 bin metrekare alan üzerinde inşa edilecek. Projede konut, alışveriş merkezi, otel ve rezidans bir arada bulunacak. 1.6 milyar dolara mal olacak.

KENT MİMARİSİ İÇİN ALTERNATİF ÇÖZÜMLER

Marshall Boya ve İstanbul Bilgi Üniversitesi Mimari Tasarım Yüksek Lisans Programı öğrencilerinin 2009-2010 dönemi çalışmalarını kapsayan “Kent Mimarisine Genç Çözümler” sergisi, Marshall Boya sposorluğunda 17 Şubat’ta yapılan panelle birlikte açıldı.

Paneli, Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. İhsan Bilgin açtı. Bilgin, yüksek lisans programı içinde gerçekleştirdikleri projelerden bahsetti. Çalışma alanı olarak İstanbul’u seçtikleri gibi, bazı atölyelerde yurtdışında da çalışma yaptıklarından bahsetti. Çalışma alanı İstanbul olduğunda, konu olarak yerel yönetimlerin çözemediği, İstanbullu için her anlamda sorun teşkil eden bölgeleri ve başlıkları seçtiklerini belirten Bilgin, bu sorunlara yenilikçi çözümler aradıklarını söyleyerek konuşmasını sonlandırdı.

Panelde İstanbul Bilgi Üniversitesi’nden Tansel Korkmaz, Mehmeh Kütükçüoğlu, Yıldız Teknik Üniversitesi’nden Şebnem Talınay, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Özgür Bingöl, mimarlık eğitimi ve sonraki süreçleri kapsayan konuşmalar yaptı. Mimarlık stüdyolaronda nasıl bir süreç izlenir?” sorusunu ortaya atan Tansel Korkmaz, konuşmacılar için mimarlık eğitimini tartışmalarını sağlayacak bir zemin hazırladı.

Özellikle bu eğitim sürecinin Bilgi Üniversitesi’nde yeni açılacak Mimarlık Fakültesi ile değişebileceğinin altını çizen Mehmet Kütükçüoğlu, pratiğe yönelik eğitimin destekleneceğini belirtti.

Sergide, İstanbul’un farklı ilçelerine ait, kentsel ölçekte, kamu yararı için tasarlanan kentsel mekanlardan oluşan çalışmalar bulunuyor. Kamusal kullanımı geliştirmek, kentlinin yaşam kalitesini artıırman amaçlı yapılan projelerde, güncel sorunlar ele alınıyor.

Yenikapı Transfer noktasında, Marmaray projesi ile mekanı tamamen değiştirecek dinamikler ve burada bulunan arkeolojik alanın nasıl korunması gerektiği sorgulanıyor ve ortaya çok katmanlı tasarım stratejileri çıkıyor.

Haydarpaşa Garı’nın aynı zamanda hızlı tren garı olma fonksiyonu ile, “kent içi havalimanı” gibi bir işlev görmesiyle, burada tasarlanacak kamusal alan alternatifleri ortya çıkıyor.

Sirkeci’de salon ve kamusal program konulu atölyede, mekanın tarihi ve kent içinde bir düğüm noktası olması durumu karşısında, kentin gündelik yaşamını etkileyecek yeni bir kamusal alan oluşturma alternatifleri üzerinde duruluyor.

“Bir Aylaklık Mekanı Olarak Kütüphane” konulu atölyede ise, tektipleşmiş, sıkıcı kütüphane binalarının, kent yaşamına nasıl dahil edilebileceği, alış-veriş merkezlerine boğulmuş İstanbul’da bu yapıların nasıl aktif bir şekilde kullanılabileceği sorgulanıyor. Bu düşünce, Şişli meydanında geliştirilen alternatif çözümlerle destekleniyor.

“Santralde Zanaat Atölyesi”, Bilgi Üniversitesi Santral kampüsünde ekolojik tasarımın desteklendiği, doğal çevre tasarımlarını içinde barındırıyor.

Sergi, 15 Nisan’a kadar gezilebilir.